Gösterilen sonuçlar: 1 ile 5 ve 5

Konu: Cumhuriyet'e karþý darbe geliyor

  1. #1
    bozok
    Guest

    Cumhuriyet'e karþý darbe geliyor

    Cumhuriyet'e karþý darbe geliyor

    Rýza Zelyut
    GüNEþ GZT.
    13 Eylül 2007


    Baþbakan Tayyip Erdoðan, büyük sosyolog edasýyla, 'Türk demeyelim, Türkiyeli diyelim' dediðinde, Ýmralý'daki Abdullah ücalan, hemen takdirlerini sundu: 'Ben de Baþbakan gibi düþünüyorum!' dedi.

    Hedef bellidir: Avrasya'da Japon Denizi'nden Karpatlara, Cezayir -Mýsýr-Afganistan-Hindistan'dan üin'e kadar uzanan geniþ coðrafyada dünyaya en az 3 bin sene düzen vermiþ olan büyük Türk kimliðini sýradanlaþtýrmak.

    Bunun için, önce Baþbakanlýk bir rapor hazýrlattý: Raporu hazýrlayan AB'ci profesörler; Avrupa emperyalizminin sömürge alanlarýný ayrýþtýrmak üzere imal ettiði sosyolojik terimlerle Türkiye'yi açýklamaya kalkýþýyorlardý. Bu yüzden de Avrupa'nýn 2 bin senedir düþman olduðu Türk kimliðine karþý çýkýlýyordu. Kimlik sorununu aþmak için de tarihte, imparatorluklar kurmuþ olan Türk milleti ile onun yönetimi altýna girmiþ küçük etnik yapýlarý ayný düzeye indirmek öneriliyordu.

    FARKLILIKTAN AYRILIÐA

    Ýlk amaç; yüzlerce kavimden oluþan Türk milleti ile Kürt kavmini eþitlemek; sonra da bu kavme baðýmsýz olma hakkýný vermek idi.

    Batý kaynaklý 'çokkültürlülük' terimi ile, aslýnda Türkiye'deki farklýlýklar; 'ayrýlýklar' haline getirilmek isteniyordu. þu an yapýlmak istenilen anayasa deðiþikliðinin gizli niyeti de budur: Farklýlýðý ayrýlýk haline getirmekü Kürtlerle ilgili taleplerin, dayatmalarýn özü budur.

    Bu oyun 19. yüzyýlda Avrupa emperyalizminin kurduðu bir tuzaðýn yansýmasýdýr. Avrupa, kendisi, etnik yapýlarýný birleþtirip ondan milli devlet yarattý. þimdi de bu milli devletleri bile birleþtirerek Avrupa Birliði'ni meydana getirdi. Yani, Avrupalý bilim adamlarýnýn icat ettiði çok kültürlülük, Avrupa'da devletleri parçalayan bir niteliðe evrilmedi. Bu oyun, Osmanlý Ýmparatorluðu'nu ufalamak için kullanýldý. þimdi sýra Türkiye'ye geldi.

    üüLü üETE

    Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Mustafa Kemal; bu devleti kuran iradenin tarihteki büyük Türk kimliði olduðunu biliyordu. Bu yüzden kurucu kimlik halindeki kendi milletine Türk milleti dedi. O zamana kadar dýþlanan Türk milletini, Kemal Atatürk getirip yeniden merkeze yerleþtirmiþti. Bunu yaparken gericiliðe ve batýlý Hýristiyan emperyalizmine karþý mücadele vermiþti.

    Azýnlýklarýn bölücü etkisini de kýrmýþtý.

    þimdi; batýlý emperyalizm; liberal demokrasi adý altýnda, Osmanlý gericiliði el ele vererek, bölücüleri tehdit unsuru olarak kullanýyor. Amaç; Kemal Paþa'nýn o Türk'ünü yeniden merkezden atmaktýr.

    Amerika tarafýndan güdülen Ajan Ýslam'ýn (Ilýmlý diye gösterilen Amerikancý Ýslam, Muhammetsiz Ýslam) adamlarý, yemin billah ederek Türk'e saldýrýyorlar. Bunlarý, din adýna yapýyorlar. Bölücü/þovenist Kürtçüler; kendi kavmi niteliklerini Türk'le tartmaya uðraþýyorlar; Millete silah çekiyorlar. Tabii 2. Cumhuriyetçi denilen iþbirlikçi sermaye aydýnlarýnýn katkýsýyla.

    üete þimdi saldýrýsýna yeni bir þekil verdi: Anayasa deðiþikliði

    Bu anayasa deðiþikliðinin temel amacý, Türkiye Cumhuriyeti'nin laik niteliðini., çaðdaþ niteliðini, Türk niteliðini deðiþtirmektir. Ergun üzbudun adlý bir AB'ci/Sorosçu profesöre kapalý kapýlar arkasýnda hazýrlatýlan taslaktan sýzanlar; tehlikenin büyüklüðünü gösteriyor: Türkiye Cumhuriyeti'nin savunma mekanizmalarýný birer birer kýrmak ve Atatürk Türkiyesi'ni anayasa deðiþikliði ile yok etmek.

    Buradan ilan ediyorum: AKP; Millet Meclisi eliyle darbe yapmaya hazýrlanmaktadýr.

    Türkiye'de askeri darbe deðil sivil darbe hazýrlýklarý sürdürülüyor.

    MHP DE TAMAM

    Bu süreçte AKP, MHP'yi etkisizleþtirmiþ gözüküyor. üünkü, MHP Lideri Devlet Bahçeli, artýk Baþbakan Erdoðan karþýsýnda temenna eder konuma gelmiþtir. Zaten; Sayýn Bahçeli; yaptýðý Türklük tanýmýnda, ne olduðu belli olmayan; tarihinden ve coðrafyasýndan söz edilmeyen; etnik niteliði hiç mi hiç belirtilmeyen bir Türk'ten söz etmiþtir. Buna da Ilýmlý Türkçülük demek gerekecektir.

    TBMM kullanýlarak yapýlmak istenilen darbeye direnecek tek siyasi güç olarak CHP kalmýþtýr. CHP; Atatürk'ün mirasýna sahip çýkarken, aslýnda tarihteki büyük Türk kimliðine de sahip çýkmaktadýr. Ýþte bu yüzden Kürt þovenistleri, CHP'ye ve onun lideri Baykal'a düþmandýrlar. Bu yüzdendir ki Ajan Ýslamýn çocuklarý ve liberal yamyamlar Baykal kalesini düþürmeye çabalamaktadýrlar. Baykal'ýn büyük günahý, Atatürk mirasýna sahip çýkmaktýr.

    þimdi CHP'ye daha büyük görev düþmektedir. CHP'liler unutmasýnlar ki, bu mücadelede, CHP'nin yanýndaki insan sayýsý AKP'nin yanýndaki iþbirlikçi ve çýkarcý takýmýndan kat kat fazla olacaktýr.

  2. #2
    bozok
    Guest
    Cumhuriyetimiz Tehlikede (1)


    Arif AYTüRK
    arifayturk@gmail.com
    ODAKHABER
    08 Eylül 2007 Cumartesi





    Müslümanlýk, bizzat Müslümanlýk kullanýlarak, Cumhuriyet ise demokrasi adýna yok ediliyor.



    ülkenin milli birlik ve bütünlüðünü bozmayý, bunun için de öncelikle rejimini yok etmeyi hedef alan politikalarý geliþtirenlerin baþýný ABD ve AB çekmektedir. ülkeyi AB norm ve standartlarýna uydurmak iþin bahanesidir.



    En önemli araç, Ýslam Diniðnin sulandýrýlarak, inanmýþ temiz insanlarýmýzý Cumhuriyetimize düþman etmektir. Bu çalýþma, ta cumhuriyetin kuruluþundan bu yana adým adým ilerlemiþ ve bu günlere gelinmiþtir. Artýk tehlike zilleri çalmaktadýr.



    Size ÝBDA-C isimli (Ýslami Büyük Doðu Akýncýlarý Cemiyeti) ürgütüðnün yayýn organý ðTaraf Dergisiðnde yer alan Ýslami Nutuklar baþlýklý yazýlarý yorumsuz olarak vereceðim. Din adýna varýlmak istenilen sonuca siz karar verin.



    Sivil Anayasa hazýrlayanlar, acaba, adým adým, bir senaryoyu sahneye mi koymaktalar?



    Ýslami Nutuklar:



    ðÝslami Nutuklarð baþlýðý ile verilen ve çoðu dönemin Refah Partisi yetkililerinin söylemlerini içeren tespitleri aþaðýda okuyucu takdirine sunuyorum. O günlerde söylenen sözlerin birer mizah gibi algýlanmasýna ve bu nedenle önemsenmemesine raðmen, bugün nasýl gerçekleþmeye baþladýðýný görebilirsiniz. Hatta bu sözleri söyleyen birçok Refah Partilinin bile pasif görülerek, dýþlandýðýný, bu kiþilerin daha milli, daha orduyla barýþýk kiþiler olduðunu anlayabilirsiniz.

    (Bkz. http://www.geocities.com/Ýslampencer...i_nutuklar.htm)



    Ýmdat Kayaðdan:



    "...Anayasa Mahkemesi' nin baþýndaki Ebu Cehil kýlýklý adam, 'Laik olmayanlar insan deðildir' dedi. O öyle dedi de, Yargýtay'ýn baþý ne dedi? Bundan on beþ sene evvel Yargýtay'ýn baþýndaki adam 'Aslýnda Allah'ý da insanlar yarattý' dedi. Bu kahpe kafir geberince Ankara, Maltepe Camii'ne getirildi. þimdi üankýrý Milletvekili olan Ýsmail Coþar; Türkiye Din Görevlileri Federasyonu'nun Baþkaný ve o caminin imamý idi. 'Arkadaþlar, kardaþlar. 'Allah'ý da insanlar yarattý' dediði için bu kafirin namazý kýlýnmaz' dedi. Kulaðý saðýr paþa, askerleri kullanarak namazý kýldýrttý. Birinci kýlýþý beðenmedi. Ýkincisini bir avukata kýldýrttý. Kim bilir içinden ne okudu? Ah ben kýldýrsaydým neler okurdum. Ýnþallah biri bana düþer; Cenazesini akort süpürgesiyle hem de iyi hortumla yýkarýz.


    Böyleleri size düþerse namazýný kýldýrmayýn. Laik demokratik kafalý insanlarýn namazý kýlýnmaz. Zorlarlarsa karþý da gelmeyin. Cenazesini yýkamak için yanýna gelenlere yasaktýr diyerek kimseyi almayýn. Artýk baþ baþasýnýz. Onu orada bir güzel hallettikten sonra, pamuk kullanmayýn bizim memleketimizde budaklý aðaç çok..."



    "...Böyle kafirlerin leþlerini omuzlarda taþýmayýn. ününüze geldiðinde niyet yok. Zikir olduðu için Allahu Ekber diyerek elleri baðlayýn. Ýçinizden 'Ulan alçak, ulan þerefsiz, ulan inanmýyordun da ne diye önüme uzandýn it oðlu it' Birinci tekbir bitti. Ýkinci tekbir: 'Ulan, on bir ay, on iki ay din iman koymadýn, sövdün. Camiden nefret ettin camiye gelmedin. Ulan þimdi niye geldin? Ben sana çok mu hasretim. Alçak, namussuz' Ýkinci tekbir de bitti. üçüncü tekbir: ' Ne þehittir ne gazi onun yoluna gitti Niyazi' Onlar zannediyor ki, hoca dua okuyor. Namaz kýldýrýyor. Ben leþ kargasý mýyým? Kafir oðlu kafir. Mesela Altan üymen, Ersan üymen, Teoman Erel, Güneri Civaoðlu' nun namazlarýný kýldýrmayýn. Bunlar Müslüman deðil..." "...Bir Müslüman derse ki ben þeriata karþýyým. Ýslam' da din ve devlet birliði yoktur, o adam kafir olur. O halde böyle bir kafire ne kýz verilir, ne de kurban ortaklýðýna alýnýr, ne de kestiði hayvanýn eti yenir. Ne yýkanýr, ne de namazý kýlýnýr. Ne Müslüman kabristanlýðýna konulur, ne de böyle bir alçaklýðýn mirasýna konulur. O halde 'þeriata karþýyým' diyen kiþi, kurum, dernek, parti ne kadar müessese varsa aklýnýza getirin, hatta devlet, hükümet, meclis þeriata karþýysa mutlaka kafirdir. Mümin deðildir. þeriat Ýslam'dýr. Anayasa Kuranðdýr. Eðer þeriata karþý olduðunu söyleyen bir partiye oy veren kim olursa olsun vebal altýndadýr. þeriata karþýyým diyen kiþi, Müslüman deðildir. O insan kendi kýzý ile bile evlenebilir..." "...Ya Ýran Müslümanlarý gibi ayaða kalkacaðýz ve bu kahpe rejimi ayaklarýmýzýn altýna alacaðýz. Ya da Müslüman bir partiyi iktidara getirip iþi yumuþakça halledeceðiz. Bu kadar adam, PKK kadar deðil. PKK vuruyor, biz de vuralým mý? Yok vurmayak da Ankara'da durak..." "...üankaya, Ezankaya olana kadar bu savaþ sürecek..."




    Ýmdat Kayaðdan:



    "Esselamun Aleyküm, muhterem kardeþlerim. Aziz Müslümanlar! Artýk bu topluluða devamlý ayný þeyleri belki kabak tadý vereceði düþüncesiyle tekrarlardan uzak duracaktým, ama Kur'an-i Kerim'i okuyunca birçok yerde tekrar görüyorum. Tekrarýn Türkçesi yinelemek oluyormuþ, yineliyoruz. Yeniden, yeniden tekraren söylediklerimizi söylüyoruz. Hafif bazý deðiþiklikler yaparak konuþmaya gayret ediyoruz. Kardeþlerim 29 Ekim bin dokuz yüz kaç? Bin dokuz yüz kaçta kuruldu bu Cumhuriyet? Yirmi üç. Ýlk kurulduðu günlerde 1923'te Cumhuriyet'in dini var mý? 'Var', Yirmi dört? 'Var', Yirmi beþ? 'Var', Yirmi altý? 'Var' Yirmi yedi? 'Var', Yirmi sekiz? 'Yok' Peki kurucusu olan Mustafa Kemal kaç tarihinde öldü? 'Otuz sekiz'.Yirmi sekiz-otuz sekiz kaç sene var? 'On sene'. On sene bu devletin dini yokken, o da yaþamýþ. Kaç sene varken yaþamýþ? O, Osmanlý çocuðu gibi görünüyor. Tabi Selaniklidir. Yüz yaþýný geçmiþ durumdadýr. Osmanlý döneminde yaþamýþtýr. Osmanlý'nýn dini vardýr, yoktur. Onu söylemiyorum. O, onun içinden gelen, arzu ettiði, gece gündüz düþlediði bu Cumhuriyet'te kaç sene dinli yaþamýþ devlet? Yirmi üç, yirmi sekize kadar! Kaç sene dinsiz yaþamýþ devlet? 'On sene.' Onun aleyhinedir bu tablo. Demek ki Cumhuriyet'in onun döneminde dinsiz yaþadýðý daha çok! Peki neden Ankara'daki keçiler, bu din ibaresini neden otlamýþlardýr oradan? Neden merak ettiler? Biz kýzýyoruz bazen: 'Namussuzlar, kafirler, alçaklar. Ýntikamýný alacaðýz.' Tamam da hiç merak ettiniz mi? Neden dini oradan çýkardýlar? Kalsaydý ya orda. Pakistan Ýslam Cumhuriyeti yani ne var ki? Aha bak Butto, diðerlerini yuttu. Hani Ýslam Cumhuriyeti orada olsa böyle bir silik gelip Baþbakan olabilir mi? Ya, bu nasýl iþ? Ya, bu namussuzlar, affedersiniz, haþa huzurunuzdan haþa haki payenizden efendim. Acaba bunlarla ne yapmak istiyorlar? Tabi, bizimkiler çok kurnazlar. Osmanlý döneminde baþlamýþlar bu iþe. Tarih tecrübeleri var. Demiþler ki: 'Burada bu din olduðu müddetçe rahat içemeyiz. üok affedersiniz, hele yýlbaþý gecelerinde birbirimize köpekçe geçemeyiz.' O halde bunun oradan çýkmasý lazým. üýksýn ki rahat olsun bu iþ. Demezler mi adama ulan baksana senin cüzdanýnda Ýslam yazýyor. Yaptýðýna bak, hani lan yazýyor mu? Yok! þimdi 1923'te bu devletin dini var deðil mi? 'Var' Yirmi sekizde yok. Acaba bunu niçin kaldýrdýlar? Neden oradan sildiler? Laiklik yerini bulsun diye, felan feþmekan olsun diye. Uzun boylu konuþulabilir bu. Bir forum..."...29 Ekim 1923, 23 Nisan 1920, 19 Mayýs 1919, 30 Aðustos, felan filan tarih. 27 Mayýs bin dokuz yüz... Ulan, bayram, bayram bayram festival gibi ya. Ulan hep tatildeyiz. Ne biçim iþ, çalýþan yok ki!.. þevki kardeþimin çok güzel bir esprisi var: 'Ýzindeyiz, Atam izindeyiz. Yani sen anla, biz izne çýkýyrýk, vaziyeti idare et.' Biz izinde deðiliz. Dikkat! Ulan ne kurnaz adamlar bunlar ya. Suç olmaktan da çýkýyor. Biz izne felan çýkmýþ deðiliz ki ya? üalýþýyoruz abi, hem de onun izinde deðiliz, anlýyorsun ya. Onun izinde deðiliz biz. Biz Hz. Muhammed' in izindeyiz. Bize Kur'an yeter: Ya Muhammed söyle de onlara: ' Eðer Allah'ýnýzý gerçekten seviyorsanýz, beni izlemeye devam edin' Ayet aynen böyle. Bu söz yeni çýktýðý için tuhafýnýza gidiyor deðil mi? Televizyonlardan birisi, 'bizi izlemeye devam ediniz' diyor. Bin dört yüz sene evvel Kur'an söylüyor bunu. 'Eðer Allah'ý seviyorsanýz, Hz. Muhammed'i izleyin. Onu takip edin' Avrupa'nýn, Selanik'in iblislerinin peþinden gitmeyin. Allah þerlerinden emin eylesin. Amin. Kardeþlerim 'Devletin dini Ýslamðdýr' maddesinin Anayasadan kaldýrýlmasýnýn bayramý... "Neyin bayramý? Kafir þapkasýný giymenin, halkevleri açmanýn, Hasan Ali Yücel denen kitapsýzýn sözlerinin halkevlerinde nasýl okunduðunu, ne anlama geldiðini bilenler var mý aranýzda? Hasan Ali Yücel denilen kafir, kitapsýz söylüyor, Milli Eðitim Bakaný aslýnda 'M' yanlýþlýkla konulmuþ. Zilli Eðitim Bakanlýðý olsa, daha iyi olur. Kardeþlerim bakýn diyor ki; 'Din çýkarcý çevrelerin halký sömürmek için uydurduðu ve kurduðu bir kurumdur' diyor. Uyy bak aynen Marx gibi, Lenin gibi bu Türkiye Cumhuriyeti' nin Milli Eðitim Bakaný, vay kafir oðlu kafir nereden geldin lan..."


    Taraf Dergisiðnden:



    ÝBDA-C'nin yayýn organý Taraf Dergisiðnin 1 Ekim tarihli sayýsýndan alýntý: "Dinsiz cumhuriyeti yýkma yolunda en önde giden Sivas'ýn yiðit Müslümanlarýna teþekkürü borç biliriz." "Karar çýkmýþtýr.. 'Ýslam'da þiddet yoktur' diyen her kim olursa olsun aynen Kemalist ve iþgal yanlýsý bir kafirdir. Nifak ve fitnecilerin katili hak ve önceliklidir. Yaþasýn Anadolu halkýnýn þeriat için silahlý mücadelesi." "Sivas'ta insanlarýmýz, yargýlama ve cezalandýrma hakkýný kullanmýþtýr. Yargýlama ve cezalandýrma hakký yalnýz Müslümanlarýndýr. Bunun lamý cimi yok. Yasa dýþý T.C.'nin hiçbir hakký yoktur.



    Zeki Ergezenðden:



    27.05.1993 tarihinde Mekke'de yapýlan bir toplantýda Fazilet Partisi Bitlis Milletvekili Zeki Ergezen þunlarý söylüyor:



    "Ýki Allah'lý, iki peygamberli millet olur mu? Yeryüzünde iki Allah'lý millet haline getirilmiþiz biz. Bir tarafta kendi inandýðýmýz Allah'ýmýz kendi inandýðýmýz ahiretimiz ve peygamberimiz diðer tarafta devletin bize zorla kabul ettirdiði laiklik. Müslüman hem laik hem Müslüman olamaz. Bunu sade burada söylemiyorum. Zannetmeyin ki, Mekke'nin bu mukaddes topraklarýnda onlarýn ajanlarýndan ve istihbaratlarýndan uzak olduðumuz için konuþtuðumuzu zannetmeyin. Allah'a þükürler ediyoruz ve hamd ediyoruz, o Meclis'te ben ve kardeþlerim defalarca artýk Müslüman, hem Müslüman hem laik olamaz. Biz bu laiklikten kurtulmalýyýz.


    Müslüman, hem laik, hem Müslüman olamaz. Bunu kabul ediyorlar, ediyorlar da, ne hikmeti ilahi ise, belli yerlerden korkuyorlar...



    Ben, her gittiðim yerde kadýnlarý, hanýmlarý görünce onlara diyorum ki; 'Ey analar, sizler evlatlarýnýzý yiðit yetiþtirin. Korkak yetiþtirmeyin. üocuklarýnýz trafik kazalarýnda öleceðine, çocuklarýnýz Güneydoðu'da PKK olaylarýnda öleceklerine, çocuklarýnýz arazi davasý sürdüreceklerine, öyle evlatlar yetiþtirin ki, Allahðýn nizamýný savunmak için yetiþsin. Allahðýn davasýný savunmak için öldürülsün..."



    Müslüm Gündüzðden:



    Nurculuðun bir kolu olan Aczmendilerin lideri Müslüm Gündüz 5 Ekim 1996 tarihinde Milliyet gazetesinde yayýnlanan röportajýnda þunlarý söylemiþtir:



    "...Rejimin dipten kazýnmasý lazýmdýr. Bugünkü rejim gitmek istemese de gidecektir... Biz devletin baþýndakilerin kendi kendine þeriatý tercih etmesini istiyoruz... Devletin baþýndakiler kendileri þeriatý seçmezlerse, bunu halk getirecek. Ve Allah muhafaza o zaman çok kan akacak. Biz sulhçuyuz. Ancak bizim hakkýmýzdan bir milim taviz vermeyen bir sulh anlayýþý var. Biz emniyetten hadiseden korkmayýz... üyle öldürülmeyle falan durmayýz. Mecbur kaldýk mý hiç bir usul kaide dinlemeyiz. Her birimiz ayrý bir komite vaziyetine geliriz... Ordunun akýllanacaðý kanaatindeyiz. Bir nokta gelir ki ordu zayýf kalýr. Ordu bir tane oldurur, bin tane oldurur, sonunda aciz kalýr. Iran hadisesinde olduðu gibi topyekün bir millet ayaða kalktýðý zaman ordunun yapacaðý þey, ya millete katýlmak ya da kýrmýzý pasaportunu alýp yurt dýþýna gitmektir... þeriat için üç aþama vardýr. üçüncü aþamaya gelindi. Ayrýca þeriat isteyen kimi baþka örgütlerin de yeraltýna kayma süreci baþladý."


    þevki Yýlmazðdan:




    "Türk Silahlý Kuvvetleri Türkiye'yi koruyamaz. Vatan tehlikede! Onun için MGV'leri (Milli Geçlik Vakýflarý/ kurduk. Herhangi bir yerdeki bir asker kýþla ne ise burasý da o. Burada vatan savunmasý yapýlacak..." " ...Buralarý çay içilmesi, dedikodu yapýlmasý için açmýyoruz.. Burada düzeni topyekün yýkacak, hakimiyeti milletten alýp Allah'a verecek Allah askerleri alýyoruz..."




    Necmettin Erbakanðdan:



    Refah Partisi Genel Baþkaný Necmettin Erbakan, 13.4.1994 tarihinde Refah Partisi Meclis Grubuðnda yaptýðý konuþmada;



    "þimdi ikinci bir önemli nokta, Refah Partisi iktidara gelecek, adil düzen kurulacak. Sorun ne? Geçiþ dönemi sert mi olacak, yumuþak mý olacak, kansýz mý olacak, bu kelimeleri kullanmak bile istemiyorum amma, bunlarýn terörizmi karþýsýnda herkes gerçeði açýkça görsün diye bu kelimeleri kullanma mecburiyetini duyuyorum. Türkiye'nin þu anda bir þeye karar vermesi lazým, Refah Partisi adil düzen getirecek, bu kesin þart, geçiþ dönemi yumuþak mý olacak sert mi olacak, tatlý mý olacak kanlý mý olacak, altmýþ milyon buna karar verecek"



    Sürecekð

  3. #3
    bozok
    Guest
    Cumhuriyetimiz Tehlikede (2)


    Arif AYTüRK
    arifayturk@gmail.com
    12 Eylül 2007 üarþamba




    Hasan Hüseyin Ceylanðdan:



    Refah Partisi Ankara Milletvekili Hasan Hüseyin Ceylan, 14.03.1993 tarihinde Kýrýkkale'de yaptýðý konuþmada: "Bu vatan bizimdir, rejim bizim deðildir kardeþlerim. Rejim ve Kemalizm baþkalarýnýndýr... Türkiye yýkýlacak beyler. Türkiye Cezayir olur mu diyorlar? Orada %81 nasýl olmuþsa, %20 falan deðil, %81'lere ulaþacaðýz. Boþuna uðraþmayýn ey emperyalist batýnýn, sömürgeci batýnýn, vahþi batinin ve dünyayla beraber olacaðýz diyerek ýrz ve namus düþmanlýðý yapan, Müslüman kadýnýn bacaklarý arasýna insan yerine köpek yerleþtirecek kadar köpekleþen ve enikleþen batýnýn taklitçiliðine soyunmuþ olan sizlere sesleniyorum. Boþuna uðraþmayýn. Kýrýkkalelilerin ellerinde gebereceksiniz"


    24.11.1996 günü Kanal D'de yayýmlanan Teke-Tek programýna katýlan Refah Partisi Ankara Milletvekili Hasan Hüseyin Ceylan, görüntülü bant çözümlemelerinden açýkça anlaþýldýðý gibi: "Asker kalkmýþ diyor ki 'PKK'lý' olmanýza müsaade ederiz ama þeriatçý olmanýza asla.ð Bu kafayla çözemezsiniz. üözüm isterseniz þeriatçýlýktýr."


    þükrü Karatepeðden:



    Kayseri Büyükþehir Belediye Baþkaný þükrü Karatepe, 10 Kasým 1996 günü Atatürk' ün hatýrasýný anmak için yapýlan törenden sonra: "Hakim güçler 'ya bizim gibi yaþarsýnýz ya da her türlü fitneyi, fesadý içinize sokarýz' diyorlar. Bu yüzden de Refah Partili bakanlar bile kendi dünya görüþlerini bakanlýklarýna yansýtamýyorlar. Bu sabah ben de, resmi görevim, sýfatým nedeniyle bir törene gittim Süslü püslü görünüþüme bakýp da laik olduðumu sakýn sanmayýn. Ýçim kan aðlayarak bugünkü törenlere katýldým. Belki Baþbakanðýn, bakanlarýn, milletvekillerinin bazý mecburiyetleri vardýr. Ancak sizin hiçbir mecburiyetiniz yok. Bu düzen deðiþmeli. Bekledik, biraz daha bekleyeceðiz. Gün ola harman ola, Müslümanlar içlerindeki hýrsý, kini, nefreti eksik etmesin"




    Ahmet Tekdalðdan:



    Refah Partisi Ankara Milletvekili ve Genel Baþkan Yardýmcýsý Ahmet Tekdal, 24.11.1996 günü Kanal D televizyon kanalýnda görüntülü olarak verilen konuþmasýnda þöyle diyor: "Parlamenter sistemin hakim olduðu yerlerde, eðer bir millet gerekli þuuru göstermez, hak nizaminin tesisi sadedinde gayret sarf etmez ise kendisini iki bela karþýlayacaktýr. Bunlardan bir tanesi bütün münkerler karþýsýna gelecek, zulüm görecek ve zumlun neticesinde de helak olup gidecektir. Bir diðer mükellef olduðu hak nizamýnýn tesisi için çalýþmadýðý için Cenabý Hakkða hesabýný veremeyecektir ve bu takdirde yine zelil olacaktýr. Ýþte deðerli kardeþlerim, bu hassasiyetlere dikkat etmek suretiyle hak sistemini tesis etmek isteyen ve bu uðurda mücadele eden topluluklara elden gelen gayretin gösterilmesi elbette ki vazifemizdir. Türkiye' de hak nizami tesis etmek isteyen siyasal kadronun adý Refah Partisi'dir."




    Ýbrahim Halil üelikðten:



    8 Mayýs 1997 günü Refah Partisi þanlýurfa Milletvekili Ýbrahim Halil üelik, Meclis kulisinde: "Refah Partisi iktidarýnda imam hatipleri kapatmaya kalkarsanýz kan dökülür, Cezayir'den beter olur. Ben de kan dökülmesini istemiyorum. Demokrasi böyle gelecek. Fýstýk gibi olacak. Ordu, 3.500 PKK'lý ile baþedemedi. Altý milyon Ýslamcýyla nasýl baþ edecek? Rüzgara karþý iþerlerse yüzlerine gelir. Bana vurana ben de vururum. Ben sapýna kadar þeriatçýyým. þeriatýn gelmesini istiyorum"




    Oðuzhan Asiltürkðten:



    "Bizim getireceðimiz düzen demokrasiden de laiklikten de üstündür. Bizim getireceðimiz düzenle demokrasi ve laiklik arasýnda daðlar kadar fark var. Bizim getireceðimiz düzen daðlarýn zirvesinde yer alýrken, demokrasi ve laiklik uçurumlarýn dibinde yer alýr."




    þevket Kazanðdan:



    "...Yetmiþ yýldýr gayret gösteriliyor. Hükümetler geliyor, gidiyor... Ýþler düzelmiyor. Neden düzelmiyor?... üünkü düzen bozuk. Düzenin motoru bozuk. þu yetmiþ yýllýk düzeni üç açýdan kýsaca mahkemeye çekmeye var mýsýnýz? Bak þimdi devlet denen yapýnýn bir takým temel hizmetleri var. Ýnsanlýk tarihinde üç devlet fikri; insanlarýn can güvenliðini ýrz ve namus güvenliðini korumak fikrinden kaynaklanmýþtýr. Devlet buradan çýkmýþtýr. Siz devleti ne kadar küçültürseniz küçültün üç ana fonksiyonu, üzerinden alamazsýnýz...


    Namusu korumasý gereken devlet, yetmiþ yýl önce deðil devlet, sokaktaki alelade bir erkek dahi sokaðýn namusuna, mahallenin namusuna, kasabanýn namusuna, memleketin namusuna bekçilik yapardý. Yetmiþ sene önce tablo buydu. Bu gün devlet, bu düzeni sayesinde yetmiþ sene sonra nereye geldi? Namuslarý koruyan bir devlet noktasýndan, namuslarý pazarlayan Manukyanlara madalya takan bir devlet noktasýna geldi. Ýþte düzen ahlaki açýdan nereden almýþ yükü, nereye vardýrmýþ iþi. Ekonomi açýsýndan düþünürsek, yetmiþ yýl önce bir mark alabilmek için yirmibeþ kuruþ vermen gerekiyordu. Kuruþ, kuruþ... Bundan kýrk yýl önce bir mark alabilmen için bir lira yetiyordu. Ýþte yetmiþ yýl önce, iþte yetmiþ yýl sonrað Hukuk sahasýna giriyoruz. Yetmiþ yýl önce bir hakim günde bir veya iki davaya bakarmýþ hatta bir tanesinde öyle hususlar var ki; bir ay beklemiþ hakim, kadý, dava gelmemiþ. Ay sonunda maaþýný getirmiþler 'Ben bu ay bir dava görmedim ki maaþ alayým' demiþ, yetmiþ yýl önce... þimdi bugün yetmiþ yýl mahkemelerdeki dava dosyalarýnýn sayýsý sadece hukuk, ceza vb. on milyon... "Neresinden bakarsan bak, sokaklarý çýkmazdýr. Týkanmýþ kalmýþlardýr. Düzen bu! Var mý bunun aksini iddia edebilecek bir babayiðit? Yok... Olamaz ki, pilleri bitti. Simdi bu düzen iþte bizi bu hale getirdi. Peki neden getirdi? üünkü bu düzen bizim düzenimiz deðil. Bu elbise baþkalarýnýn elbisesi, illa giyeceksiniz demiþler, giymiþiz ama her tarafýndan patlýyor... Tarih sahnesine yeni çýkmýþ bir devleti bu düzen belli bir süre idare eder ama tarih sahnesinde bin yýl "ben varým" diyen bir milleti bu düzen yönetemez, idare edemez..."



    þimdi Sayýn Vural Savaþðýn, ðMilitan Demokrasið isimli kitabýndan bazý alýntýlara göz atalým.



    ð1999 yýlýnda yayýmlanan, Ergün Poyraz'ýn yazdýðý Fethullah'ýn Gerçek Yüzü adlý kitapta (s 157-167
    yazýlanlar, 'Nurculuðun', aslýnda bölücü amaçlara hizmet ettiðini ve ÝBDA-C'nin, Nurcularýn amaçlarýný silah zoruyla gerçekleþtirmeye çalýþtýðýný belgeliyor:



    Refah Partisi Kocaeli Milletvekili ve Adalet Bakaný þevket Kazan'ýn telgraf çekip, mektup yazýp, yanlarýnda olduklarýný belirttiði ÝBDA-C'nin yayýn organý Taraf Dergisiðnde yayýmlanan bir yazýda Nurculuðun gerçek yüzü ortaya konuluyordu:



    üzgür Kürdistan Ýçin Savaþ


    Said Nursi'nin rüyasý ÝBDA-C'nin elinde gerçekleþecektir. Said-i Kürdi, Kemalistlerin tabiri ile Said-i Nursi, Kürt ve Ýslam tarihinde yetiþen dahi bir ulemadýr (...) Said-i Kürdi zindandan çýktýktan sonra Ýstanbul'u terk öder. Vapurla Tiflis üzerinden Kürdistan'ýn Xuy kentine geçer. Van ve Bitlis Kürt beylik ve aþiretlerine ulaþýr. Buralarda Kürdistan'ýn kurtuluþu için ilim, irfan, plan ve proje yollarý arar. Tiflis'teyken bir tepenin baþýna çýkar. Kafasýndaki özgür Kürdistan ve Birleþik Ýslam ülemi projesini tasarlarken birisi ile Said-i Kürdi arasýnda þu konuþma geçer:



    -Nerelisin?

    -Bitlisliyim.

    -Ne yapýyorsun burada?

    -Ben müstakbel Kürdistan'ýn ve Ýslam aleminin plan ve projesini çiziyorum.

    -Burasý Tiflis'tir, Bitlis deðil.

    -Tiflis, Bitlis'in kardeþidir. Benim kafamdaki plan ve proje, bu planým er geç gerçekleþecek. Ýslam aleminin kalbinde müstakil bir Kürdistan'ýn kurulmasý ile Ýslam alemi o merkez etrafýnda dönerek bir araya gelecek ve büyük federatif Ýslam devleti kurulacaktýr.



    Evet, Said-i Kürdi'nin yaklaþýk bir asýr önce tasarladýðý bu deðerli plan ve hayati iþler bugün gerçekleþiyor.



    Gerçekten Said-i Kürdi'nin hayali, gayesi olan, Ýslam aleminin kalbini teþkil eden, birleþik ve özgür bir Kürdistan temeli atýlmaya baþlamýþ ve bu gayeye yönelik özgürlük mücadelesi baþarý ile ilerliyor. Kürt halkýnýn samimiyetle baðlý bulunduðu Asrý Saadetðin anlayýþýyla devrimci ve zulme karþý direniþçi ruhu ile Ýslamiyetðin hakiki mecrasýna dönüþtürülmüþ bulunuyor...



    Said-i Kürdi'nin: Ey Asuriler ve Ciyaniler, Cihangirlik zamanýnda Peþidar kahraman askerleri olan Kürtler, beþyüz senedir yattýnýz, yeter artýk uyanýnýz, sabahtýr þeklindeki çaðrýsý bugün Kürt halký tarafýndan yerine getiriliyor. Ve onun tabiriyle, Kürt halký artýk gafletten uyanýyor. Sanýrýz ki büyük Kürt alimi Said-i Kürdi'nin aziz ruhu tüm Kürdistan þehitlerinin aziz ruhlarý gibi durum karþýsýnda mesrur ve memnun olmaktadýr.



    Said-i Kürdi, 'özgür bir Kürdistan tohumu ekiyorum. Onu geliþtirip büyütün' þeklindeki vasiyetini þimdilik þehitlerin kanýnda açan kýrmýzý bir güldestesini ithaf etmekle yerine getirilir, o büyük ruhun hoþnut olmasýný niyaz ediyoruz...



    üzgür ülke Gazetesiðnden bu alýntýyý yapan Taraf Dergisi þunlarý ekliyordu:



    Yiðit Kürt halký 70 yýldýr faaliyet gösteren Deccal rejimine karþý varýný yoðunu ortaya koyarak mücadele ediyor. Bu uðurda, Ýzzet Beyleri, Hacý Musalarý, þeyh Saidleri, Seyyid Rýzalarý, Said Nursi'leri þehit verdi. Ve bugün Said Nursi'nin rüyasýný gördüðü, 'uðrunda þehitler vererek, kan ve can vererek yýlmadan mücadele ediyor. Birleþik Ýslam Devleti için Kürdistan'ý kurmaya kararlý, inatçý, inançlý.



    Düðüm burada, yýllardýr söylediðimizde; Müslüman Kürt halkýnýn mücadelesi, Anadolu merkezli Baðýmsýz Birleþik Ýslam Devleti'nin yapý taþýdýr.



    Kumandan Mirzabeyoðlu dedi ki:



    'Gayet açýk olarak söylüyorum. Bugün ÝBDA, Said Nursi Hazretleriðnin rüyasýný gördüðü bir temsil planýndadýr ve bu manada ÝBDA'nýn kadrosudur.'



    Bu söz 1986'da söylenmiþtir. Ve zaman, döne döne bu sözün gerçekleþeceði iklimi bulmuþtur. O halde: 'Ýslam Devleti için Müslüman Kürt halkýna tam destek!..'



    Yine Sayýn Vural Savaþðýn Militan Demokrasi isimli kitabýndan bir alýntýyý aþaðýda veriyorum.



    ÝBDA-C'nin yayýn organý Taraf Dergisiðnin 1 Ekim tarihli sayýsýndan bazý alýntýlar þöyle:



    "Dinsiz cumhuriyeti yýkma yolunda en önde giden Sivas'ýn yiðit Müslümanlarýna teþekkürü bir borç biliriz."



    "Karar çýkmýþtýr. 'Ýslam'da þiddet yoktur' diyen her kim olursa olsun aynen Kemalist ve iþgal yanlýsý bir kafirdir. Nifak ve fitnecilerin katli hak ve önceliklidir. Yaþasýn Anadolu halkýnýn þeriat için silahlý mücadelesi."


    "Sivas'ta insanlarýmýz, yargýlama ve cezalandýrma hakkýný kullanmýþtýr: Yargýlama ve cezalandýrma hakký yalnýz Müslümanlarýndýr. Bunun lamý cimi yok. Yasa dýþý T.C.'nin hiç bir hakký yoktur."


    Eylül sayýsý sayfa 24'e baktýðýmýzda, gerçek yüzleri iyice belirginleþiyor. Bu sayýda bir okurun gönderdiði mektup ve ona verilen cevap:



    "Muhterem ve aziz kardeþlerim. Kýsa bir süre önce gerek Zaman, gerekse Milli Gazete'de sizlerle ilgili haberleri görmüþtüm. Sonsuz merakta iken çok þükür rabbime Taraf Dergisi ile müþerref oldum. üok beðendim, fakat polise köpek diyorsunuz, teröriste gerilla! Bu bana PKK'lý teröristlerin aðzýný çaðrýþtýrýyor. Abdullah ücalan'dan; PKK'lý gerilla komutaný diye bahsediyorsunuz. Sakýn canlarým. Eðer Ýslam'ý tebliðe çýktýðýnýzý söylüyorsanýz ki, samimiyetinize inanýyorum... Allah aþkýna bu PKK'yý hiç bir þekilde haklý çýkararak bahane ileri sürmeyin. Affedin size nasihat, akýl verecek haddim yok. Ama galiba birçoðunuzdan yaþça büyüðüm. Ablanýz ve anneniz gibi düþünüyorum. Kim bilir o canlarýnýz neler çekiyor? Kim bilir geceleriniz nasýl kanlý ve kinli... Ýþkence haberlerinizi, anýlarýnýzý okudukça yüreðim parçalanýyor."


    Cevap: "Biz de sizi ablamýz, annemiz kabul ettik. 12 sayfalýk mektubunuzu okurken duygulandýk, gözlerimiz doldu. Muhterem annemiz, PKK'ya bakýþýmýza ve Saddam'ý desteklemiþ olmamýza üzülüyorsunuz ve açýklama bekliyorsunuz. Defalarca izah ettiðimiz bu mevzuda kýsaca þunlarý söylemek isteriz: Ýslam aleminin bugünkü Batýya mahkûm halinin sorumlusu, ABD'nin baþýný çektiði Yahudi, Hýristiyan ve batý emperyalizmidir. Ýslam aleminin baðýmsýzlaþmasý bu kan emici zorbalýðýn güç kaybetmesi ile doðru orantýlýdýr. O sebepten, kim ki onlara savaþ açar, zarar verir, biz onu destekleriz. Ýsterse komünist Küba olsun... Anlamsýz gördüðünüz 'Saddam sen oradan biz buradan' sloganýnýn manasý; Saddam sen oradan emperyalistlere karþý, biz buradan emperyalistlere ve onlarýn uþaklarýna karþý savaþalým... Diðer meseleye gelince Türkiye'de Müslümanlara parya muamelesi yapan, geçmiþte yüz binlerce kardeþimizin kanýna giren Kemalist devlettir. PKK deðil!., Ýslamcý mücadelelerin etkinliði bu devletin güç kaybetmesi ile baðlantýlý olduðundan ona darbe indiren her kesim, biz Ýslam devrimcilerini mutlu kýlar, ister Dev-Sol, ister PKK olsun..."

    Hala Cumhuriyetimizin tehlikede olduðunu düþünmüyor musunuz? Bu yazý ile ilgili yorumlarýmý sonraki yazýmda bulabilirsiniz.




    Sürecek ð

  4. #4
    bozok
    Guest
    Cumhuriyetimiz Tehlikede (3)


    Arif AYTüRK
    arifayturk@gmail.com
    15 Eylül 2007 Cumartesi




    Geçmiþ yazýlarýmýzý okudunuz. Rejime, Atatürk Devrimleriðne ve Devrim Kanunlarýðna karþý söylenen sözler, konulan hedefler, kinin, hýrsýn devam ettirilmesine iliþkin demeçler, Cumhuriyetin belli bir süre sonra yýkýlarak yerine yeni bir sistemin getirilmesini amaçlamýyor mu? Sabýrla, hýrsla, inatla, demokrasi araç yapýlarak ve daha önemlisi insancýl bir Ýslam dini araç yapýlarak söylenen sözleri kabullenmek mümkün mü? Bir Yahudi cenazesi geçer iken ayaða kalkan Hz. Muhammedðin teblið ettiði din, kin ve nefreti mi, yoksa sevgi ve hoþgörüyü mü salýk veriyor?



    Gerçi bazý okuyucular, Taraf Dergisiðnin, yasadýþý ÝBDA-C örgütünün yasadýþý bir yayýn organý olduðunu, buna dayanýlarak Cumhuriyetðin tehlikede olduðunu söylememizin yanlýþ olduðu eleþtirisinde bulunmuþlar. Evet, gerçekten ÝBDA-C yasa dýþý bir örgüt, ancak bu örgütün Taraf Dergisiðnde yer alan demeçleri veren kiþiler, Türkiye Cumhuriyetiðnde Baþbakanlýk, Bakanlýk, Milletvekilliði, yazarlýk yapmýþ legal kiþiler. Bu devlet adamlarýnýn sistemli bir þekilde ve bir planýn parçasý olarak, geçmiþten beri yapageldikleri ve artýk zirveye çýkýp baþarýlý olduklarý eylem ve söylemleri, býrakýn yasayý Anayasaðya aykýrý iken, bugüne deðin haklarýnda diþe dokunur bir yaptýrým uygulanmamýþtýr. Açýkça þeriat istiyoruz diyen bakanlar, milletvekilleri, Anayasaðya göre suç teþkil eden bu eylem ve iþlemleri nedeniyle caydýrýlamamýþ, aksine her defasýnda bir basamak daha yükselmiþlerdir.



    Bu gün gelinen nokta, daha vahimdir. Zira Sayýn Erbakanðý, þevki Yýlmazðý, Ýbrahim Halil üelikði, söylemleri nedeniyle eleþtirirken, bu kiþilerin talebeleri tarafýndan oluþturulan hükümet, artýk hocalarýný gerici diye suçlayabilmektedir. Peki, hocalarýnýn Anayasaðya göre suç teþkil eden eylem ve söylemlerini beðenmeyen bu kiþiler, daha radikal, daha ileri neyi amaçlamýþ olabilirler. Son günlerin gündeminde olan Sivil Anayasa hazýrlanmasý ne demektir?



    Bilindiði gibi anayasa, devletin temel kuruluþu ile kiþilerin hak ve özgürlüklerini düzenleyen ana, temel kanundur. Basýna yansýyan bilgilere göre, hazýrlanmakta olan yeni Anayasada, AKP'nin en çok yakýndýðý ve rahatsýz olduðu Yüksek üðretim Kurumu, Askeri þûra Kararlarý, türban, dini serbestlik, devletin resmi dili gibi konularýn ve Anayasa Mahkemesi'nin yetkilerinin sýnýrlanmasýnýn, Atatürk Ýlkeleriðnin gereksizliðinin öne çýkacaðý muhtemeldir. Bu düzenlemelerin ise baþta federasyon olmak üzere rejimi tehlikeye sokacak yolun baþlangýcý olma ihtimali yüksektir.



    Yazý dizimizde söylemlerine yer verdiðimiz kiþilerin demeçleri üzerinde kýsaca duralým.



    MGVðlerde Ýslami nutuklar çeken Ýmdat Kaya Hocaðnýn demeçleri, býrakýn rejimi tehdit etmeyi, Ýslamiyet ile baðdaþýr mý? Ne diyor Ýmdat Kaya, ðben laik ve demokratýmð diyenin cenaze namazý kýlýnmaz diyor. Bu kiþilerin cenaze namazýný kýldýrmak zorunda kalýrsanýz, yanýnýza kimseyi almayýn, pamuk yerine budaklý aðaç kullanýn diyor. Güzel ahlaký, her türlü görüþe hoþgörü ile yaklaþýlmasýný emreden Ýslamiyetðe yakýþýyor mu? Emperyalizm ile mücadele eden, vatan topraðýný haçlý seferinden kurtaran Atatürkðe söylediklerine ne buyrulur?



    Ya milletvekili Zeki Ergezenðin söylemleri; "Ýki Allah'lý, iki peygamberli millet olur mu? Yeryüzünde iki Allah'lý millet haline getirilmiþiz biz. Bir tarafta kendi inandýðýmýz Allah'ýmýz kendi inandýðýmýz ahiretimiz ve peygamberimiz diðer tarafta devletin bize zorla kabul ettirdiði laiklik, biz bu laiklikten kurtulmalýyýz.ð



    ðYeni hazýrlanmakta olan sivil anayasadaki ðLaikliðin yeniden tanýmýð acaba yýllardýr gizlenen niyetin tezahürümüdür? Rejimden laikliði kaldýrýrsanýz, rejimin adý Cumhuriyet deðil ðIlýmlý Ýslamð rejimi olur. Sayýn Ergezen devam ediyor; ðEy analar, sizler evlatlarýnýzý yiðit yetiþtirin. Korkak yetiþtirmeyin. üocuklarýnýz trafik kazalarýnda öleceðine, çocuklarýnýz Güneydoðu' da PKK olaylarýnda öleceklerine, çocuklarýnýz arazi davasý sürdüreceklerine, öyle evlatlar yetiþtirin ki, Allahðýn nizamýný savunmak için yetiþsin. Allahðýn davasýný savunmak için öldürülsün..." Bu söz, rejimi yýkmanýn PKK ile savaþmaktan daha önemli olduðunu ve bu uðurda gerekirse ölünmesi gerektiðini açýkça söylemiyor mu?



    Nikahlý eþi olmamasýna raðmen, Fadime þahin ile uygunsuz vaziyette basýlan ve televizyon kanallarýnda günlerce gösterime giren Müslüm Gündüz, rejimin kökünün kazýnmasý gerektiðini, Milletvekili þevki Yýlmaz, Milli Gençlik Vakýflarýðný, Türkiyeðyi koruyamayacaðý kanaatine varýlan Türk Silahlý Kuvvetleriðne alternatif olarak açtýklarýný söylüyor.



    Bugün pasif davrandýðý gerekçesi ile bir kenara itilen ve artýk itibar gösterilmeyen dönemin Baþbakaný Sayýn Necmettin Erbakan, adil düzene geçiþin mutlaka olacaðýný ancak bu geçiþin, tatlýmý yoksa kanlý mý olacaðýndan dem vurmaktadýr.



    Milletvekili Hasan Hüseyin Ceylan, Türkiyeðnin kendilerinin olduðunu, ancak rejimin ve Kemalizmðin kendilerine ait olmadýðýný, ülkenin Cezayir gibi yapýlacaðýný dile getirmektedir. Týpký sivil Anayasa hazýrlayan Prof. üzbudunðun yeni anayasadan Atatürk Ýlkeleriðnin çýkarýlmasýný söylediði gibi. Bunlar birer tesadüf müdür?



    Siyasi mirasý reddetmediðini defalarca açýklayan Sayýn Cumhurbaþkanýmýz Abdullah Gülðün Milletvekili seçildiði Kayseriðnin eski belediye Baþkaný þükrü Karatepe ise, on kasým törenleri ile ilgili yaptýðý söylemde; ððgörünüþüme bakýp da laik olduðumu sakýn sanmayýn. Ýçim kan aðlayarak bu günkü törenlere katýldým. Belki Baþbakanðýn, bakanlarýn, milletvekillerinin bazý mecburiyetleri vardýr. Ancak sizin hiçbir mecburiyetiniz yok. Bu düzen deðiþmeli. Bekledik, biraz daha bekleyeceðiz. Gün ola harman ola, Müslümanlar içlerindeki hýrsý, kini, nefreti eksik etmesin" Amacý dini inançlarýna göre ibadet etmek isteyenlere, laik Türkiye Cumhuriyetiðnde engel mi vardý? Hangi caminin kapýsýnda kilit bulunmakta, Ýslamýn þartlarýný yerine getirmek isteyenlere (namaza, oruca, hacca ) kim engel olmakta ki Müslümanlarýn içine hýrsý, kini nefreti sokuyorsunuz. Hoþgörü dininde ne iþi var kinin, nefretin? Ancak sorun rejim ile ilgili.



    Urfa milletvekili Ýbrahim Halil üelikðe bakýn! " Ordu, 3.500 PKK'lý ile baþ edemedi. Altý milyon Ýslamcýyla nasýl baþ edecek? Rüzgara karþý iþerlerse yüzlerine gelir. Bana vurana ben de vururum. Ben sapýna kadar þeriatçýyým. þeriatýn gelmesini istiyorum" Orduya olan düþmanlýðýn asýl nedeni, Cumhuriyetði koruma ve kollama görevinin orduya verilmesinden kaynaklandýðý ne kadar açýk deðil mi? Ýnþallah PKK ile de diðer düþmanlarýmýzla da kahraman Ordumuz baþ eder diye dua etmesi beklenen bir Müslüman milletvekili, Müslüman ile orduyu nasýl karþý karþýya getirmek istiyor? Hedefin rejimi yýkmak olduðu anlaþýlmýyor mu? Yeni anayasada askere de ince ayar yapýlacak söylemleri acaba ne anlama geliyor?



    Bir de Oðuzhan Asiltürkðün söylediklerine bakýnýz. ðBizim getireceðimiz düzen demokrasiden de laiklikten de üstündür. Bizim getireceðimiz düzenle demokrasi ve laiklik arasýnda daðlar kadar fark var. Bizim getireceðimiz düzen daðlarýn zirvesinde yer alýrken, demokrasi ve laiklik uçurumlarýn dibinde yer alýr." Hani 22 Temmuzðda demokrasi kazanmýþtý. Madem ki demokrasi ve laiklik þeriat düzenine göre uçurumun dibinde bir sistemdir, o halde demokrasi savunuculuðu gibi görünmek, gerçek niyetleri göstermiyor. Tekrar hatýrlatmak istiyorum Oðuzhan Asiltürk ekibinin içinde bulunduðu Milli Görüþ çizgisi, bugünkü mevcut durumun oldukça gerisinde sayýlýyor ve adeta mumla aranýr hali geldi. Varýn tehlikenin boyutuna siz karar verin.



    Dönemin Adalet Bakaný olup bu düzenin deðiþmesi gerektiðini söyleyen þevket Kazan da artýk itibar görmüyor. Artýk sadece, düzen deðiþecek diyenlere, prim yok, yeni dünya düzenine, BOPðne tam destek verenler itibar sahibi artýk.



    Sayýn Vural Savaþðýn ðMilitan Demokrasið isimli kitabýnda yer alan alýntýlar ise, gerçekten tüyler ürpertici. Sadi Nursiðnin (doðrusu Sadi Kürdi) özgür bir Kürdistan oluþturmak için Atatürkðe düþman olmasý ve bu düþmanlýðýnda, Atatürkðü Ýslam düþmaný þeklinde göstererek yol almaya çalýþmasý, Sadi Kürdiðnin adeta silahlý gücü gibi çalýþan ÝBDA-C nin açýkça PKKðya destek vermesi, ayný dönemde vatandaþ ile Türk Ordusuðnun arasýna nifak tohumlarýnýn ekilmesi, Ordunun din düþmaný gibi gösterilmesi, PKKðnýn siyasallaþarak devleti tehdit eder hale gelmesi, Osman Baydemirðin sesinin kesilememesi, Abdullah ücalanðýn insan haklarý yutturmacasý adý altýnda, örgütü ile her türlü temasýný cezaevinden devam ettirmesi, daha dün Ankaraðnýn göbeðine 300 kg. patlayýcýnýn yerleþtirilerek iki gün boyunca (ne hikmetse 2 gün bekletiliyor) bir otoparkta bekletilmesi, bu ülkenin artýk bir dönüm noktasýnda olduðunun göstergesidir.



    Yapýlmak istenilen yalnýzca Cumhuriyet rejimini yýkmak deðildir elbet. ülkenin param parça edilmesinde ilk kilometre taþý, Cumhuriyet rejiminin hedef alýnmasý, yok edilemese bile yara almasýnýn saðlanmasý, baðýmsýz bir Kürdistan devletinin oluþturulmaya çalýþýlmasýdýr. (güçleri yeterse) Yeni Osmanlý, ikinci Cumhuriyet, Ilýmlý Ýslam, Büyük Ortadoðu Projesi gibi birçok oluþum, bu hedefin birer parçasýdýr.



    Bazý okuyucularým, yaptýklarý yorumlarda sürekli Ilýmlý Ýslam v.s den söz ettiðimi eleþtirmektedir. Bu ülkenin % 99ðu Müslümandýr. Elhamdülillah hepimiz Müslümanýz. Bize zarar vermek isteyen bir yabancý, dinine baðlý bir topluma karþý, bizzat dini hedef alarak, zarar verebilir mi? Elbette içimize sinsice girmek için bizzat Ýslamðý savunur görünecektir. Siz Cüneyt Zapsuðnun eþinin baþýnýn açýk olarak Ýstanbulðda üamlýca Camiiðnde erkeklerle saf tutmasýný nasýl karþýlýyorsunuz? Bunun adý nedir Allah aþkýna? ülkenin bir numaralý sorununu türbanýn teþkil ettiði bir ortamda, sayýn Baþbakanðýn danýþmanýnýn eþinin, erkeklerle camide baþý açýk yan yana saf tutmasý, ABD laboratuarýnda üretilen Ilýmlý Ýslam denemeleri deðil de nedir? ABDðdeki bazý camilerde bayan imamlarýn namaz kýldýrmasýnýn adý nedir? Sadi Kürdiðnin baþlattýðý Nur hareketinin devamý durumundaki kiþiler neden bu ýlýmlý Ýslam hareketine karþý durmamaktadýrlar. Niçin Amerikaðyý mesken tutmaktadýrlar?



    Beyler iyice bir düþünün bakalým. Hem Cumhuriyetimiz hem de ülkemiz ciddi anlamda tehlikededir. Bu ülkede, insanlarýn; saðcý, solcu, dinci, Ýslamcý, gerici, ilerici, laik, antilaik Atatürkçü gibi kamplara bölünmeyi bir kenara býrakmasý ve aynen büyük Atatürkðün söylediði gibi ðMesele Vatansa gerisi teferruattýrð sözünün etrafýnda birleþmesi gerekmektedir.

  5. #5
    bozok
    Guest
    Plan yapmayalým

    Mehmet GüL
    mehmetgul66@yahoo.com.tr
    Yazý Tarihi: 27/09/2007



    ABD Baþkaný Bill Clintonðun baþkaný olduðu Clinton Küresel Giriþimi (CGI), hedefleri itibariyle her yýl dünya liderlerini biraraya getirerek, küresel ýsýnma, saðlýk, eðitim, yoksuluk gibi dünya meselelerini masaya yatýrýyorlar. Hükümet yetkilileriyle, özel sektörle, sivil toplum kuruluþlarýya çözümleri tartýþýyorlar. Tabii ki bu panellere ilgi çekici bir görev ifa etmiþ veya etmekte olan dünyanýn çeþitli ülkelerinden yandaþlar konuþmacý olarak katýlýyor. Bu sene de New Yorkðta Baþbakan RT Erdoðan, Clinton Küresel Giriþimiðnin panelistlerinden birisi. Eski Ýrlanda Baþbakaný Mary Robinson tarafýndan yönetilecek olan panelin konusu ise Küresel Multi-Etnik Toplum.

    Clinton Küresel Giriþimi projektörünü göçler, küreselleþme gibi olgular sebebiyle hem yakýnlaþan, ama o ölçüde de sürtüþen farklý dini ve etnik toplumlara tutmuþ. Aslýnda bu projektöre kaynaklýk eden fikri alt yapýyý hazýrlýyorlar. Mesela Huntington ðBiz Kimizði yazmýþ. Brzezinski ðTercihð isimli son kitabýnda göçlerin batýya verdiði zararlarý anlatýyor. Fukuyama liberal kapitalizmin tarihin sonu olduðu tezini bir yana koyup üniter devletlerin inþaasý ile meþgul iken onlarýn düþlenmesinin uluslararasý sorunlarý bölgesel tutma eðilimini yansýtýyor. Soros bile dünyadaki savaþlarýn sebebini sosyal Darwinist liderlerin iktidarda oluþuna baðlýyor... Yani muteber ABDðli düþünürler Clinton Küresel Giriþimiðnin ufuklarýnda dolaþýyorlar. RT Erdoðanðýn katýlacaðý panelin temasý ise özetle ðfarklý olup da huzur içinde yaþamak mümkün deðil mi...ð

    Bir taraftan tek millet tek bayrak tek dil diye seçim propagandasý yapan RT Erdoðan, diðer yandan sanki elzem gibi 36 etnik gruptan bahsediyor.

    Bölücülüðe ayrý kýlýf arayan DTPðlilerden, Apoðnun avukatý Hasip Kaplan bile ðbizim bayrak, sýnýr, dil gibi unsurlarla sorunumuz yokturð dedikten sonra ðbiz farklýlýklarýmýzýn anayasada yer almasýný istiyoruz, Kürt gerçekliðini ve bütün azýnlýklarýn gerçekliðini farklýlýklarýný ve zenginliklerini saygý ile yaþatmaya anayasada yer vermelidirlerð diye beklentilerini ortaya koyuyor.

    Anlaþýldýðý gibi kendilerini Rum, Ermeni, Yahudi vs gibi azýnlýk bölümüne atmayý planlýyorlar ve üstelik ðanayasaya eklenecek bir cümle ile Türkiyeðde tarih yazýlabilirð miþ. Tam da Orgeneral Ýlker Baþbuððun Richmond anayasasýný topa tuttuðu ve ðhedef önce millet sonra da üniter devlet, etnik kimliklerin anayasal güvenceye kavuþturulmasýna fýrsat verilmeyecektirð diyerek anayasa araþtýrmalarýna eleþtirel bir vurgu yaptýðýnda oluyor bunlar.

    Evet, gerçek niyetleri önce milli devleti sonra da üniter devleti ortadan kaldýrmak. Bunu gerçekleþtirmek isteyenler için bildiðimiz ve ikiz yasalar diye ifade edilen ðekonomik toplumsal ve kültürel haklar uluslararasý sözleþmesið ve ðkiþisel ve siyasal haklar uluslararasý sözleþmesið gibi. BM sözleþmesinin önünde mevcut anayasanýn ilk üç maddesi ve lozan anlaþmasý kalýyor. Tabii nihai hedef bunlarýn her ikisini de bertaraf ederek Kürtleri azýnlýk ilan ettirip iki milletli üniter devlete geçmek ardýndan da üniter devleti tasfiye ettirip federasyonlara geçmek. Batýnýn ablukasý altýnda bunu gerçekleþtirmeyi umuyorlar. Bir gerçek var ki ABD yeni Amerikan yüzyýlýný ve yeni dünya düzenini kurma çalýþmalarýný devam ettiriyor. CFR, Bilderberg ve TK (üçlü komisyon) artýk dünya tarafýndan ezberlenmiþtir. Bunlarýn yerine dünyanýn gerçek ihtiyaçlarý ve Amerikan yüzyýlýnýn tasarýlarý çözüm beklemektedir. Kendilerinin sorun haline getirdikleri konular, þimdi uluslararsý bir STK ile güya çözülecektir. Algore çevre ile ilgili kitap yazarken, yukarýdaki üç kuruluþun birden üyesi olan çok önemli bir Amerikan adamý Clinton iki yýl önce bu giriþimi düzenlemiþtir. Bundan sonra bilhassa etnik alanda bu kurumun öncelik alacaðý þimdiden söylenebilir.


    Hatýrlatmak gerekir ki RT Erdoðan bu giriþimin baþkan yardýmcýsý ve ayný zamanda bu giriþimin ana hedefi olan BOPðun eþbaþkanýdýr. Bilmem anlatabildik mi? Bazý planlar artýk burada yapýlacak ve iktidarlar uygulayacak...

Benzer Konular

  1. Gladyo da Var, Darbe De!..
    By bozok in forum Türkiye'de Siyasi Partiler
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 02-02-2010, 10:26 PM
  2. Bir Darbe þakþakçýsýnýn Ýtiraflarý
    By bozok in forum Siyaset
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 09-27-2009, 04:48 PM
  3. Bir Darbe Ýstiyorum
    By bozok in forum Ya TURAN, Ya ÖLÜM
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 03-20-2009, 04:21 PM
  4. Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 03-13-2009, 11:16 AM
  5. Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 06-24-2008, 01:49 PM

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  
 
Turan Ordusu
   
Bitkisel Tedavi | Dogal Tedavi | Gazete Haberleri | Sikayet Yolla | Tüketici Haklari | Aloe Vera | Nas?l Zayiflarim | Diyet Liste | Bitkisel Tedavi