İnadına...

Rauf TAMER
rauftamer@posta.com.tr
26.09.2007



Bu haftaki maçlarda 4 kırmızı ve 51 sarı kart çıkınca, arkadaşlara sordum:

Hayrola, olağanüstü bir durum mu var?




Dediler ki:

Evet var. Dünya Fair-Play Haftası.

Eh, o zaman az bile.

51 sarı + 4 kırmızı, 55 kart eder.

9 maç oynandı. Böl 9ğa...

Maç başına ortalama 6 kart...

Böl 90 dakikaya...

Her 15 dakikada 1 kart.

Fair-Play dediğin böyle olur.

***

Gazeteciler birbirini satılmış ilan ederse...

Siyasetçiler birbirine vatan haini damgası vurursa...

Koskoca profesörler birbirini kitap hırsızlığığyla suçlarsa...

ünlü sanatçılar birbirine sürekli hakaret yağdırırsa...

Daha sayayım mı?

Saymıyorum.

üzetleyeceğim:

Her türlü rekabet, eğer husumetğe dönüşmüşse, yani, rakipler artık hasım olmuşsa... futbolculardan nezaket ve zerafet bekleyebilir misiniz?

55 kart neymiş?

Keşke 155 olaydı.

***

Seyircisiz oynanan maçlar da ayrı bir yüz karası.

ğşu okullar olmasa, Maarifi çok güzel yönetecekğ Osmanlı Nazırğı gibi, ğşu seyirci olmasa, futbolu ne güzel yönetirizğ değil mi?

şu arabalar olmasa, trafiği ne güzel yönetiriz.

şu mahalle baskısı olmasa, rejimi ne güzel koruruz.

Seyircisiz futbol.

Elbette.

Halksız demokrasi.

***

Dünya Fair-Play Haftasığnda Türkiye 55 kartğla birinci.

Acaba Malezyağya benzer miyiz?

Hayır.

Biz bize benzeriz.

Gelecek hafta 155 kart beklerim.

üünkü ben, futbolcuğnun sadece zeki ve çevik olanını değil, aynı zamanda terbiyesiz olanını severim.

Maksat inat değil mi?