Skandal Anlaşma

[bozok]

SKANDAL ANLAşMA


YENİüAĞ GZT. 26/09/2007




İçişleri Bakanı Beşir ATALAY, Irak
İçişleri Bakanı Cevad Bolani ile
yaklaşık 1,5 saat görüştü


AKP terörle mücadelede TSKğnın elini kolunu bağlıyor. Beşir Atalayğın imzalayacağı anlaşmaya göre, sınır ötesi operasyon için Irakğtaki kukla yönetimden izin alacağız.



Kandil zırha kavuşuyor

Irak İçişleri Bakanı Cevad Bolani ile Ankarağda görüşen İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Türkiyeğnin terörle mücadeledeki ğmeşru savunma hakkınığ ABD kuklası yönetimin insafına terk ediyor.



PKKğnın işine yarayacak

Bugün imzalanacağı bildirilen anlaşmaya göre Türk Silahlı Kuvvetleri, bölücü terör örgütü PKKğya karşı ğsıcak takipğ çerçevesinde sınır ötesi operasyon yapabilmek için artık ğizinğ bekleyecek.



Kandil zırhlandırılıyor!..

AKP, sınırötesi operasyon için, Irakğın izninin alınması şartını kabul etti. Anlaşmaya göre, Kandilğdeki teröristleri vurmak için Bağdatğtaki kukla yönetimin kapısı çalınacak



Türkiye ile Irak arasında terörle mücadele anlaşmasının detaylarına ilişkin uzlaşmaya varıldığı ve anlaşmanın bugün imzalanacağı bildirildi. İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Irak İçişleri Bakanı Cevad Bolani ile yaklaşık 1,5 saat görüştü. Irak İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Aydın Halit, görüşmenin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, terörle mücadele anlaşmasının imzalanması konusunda herhangi bir problem bulunmadığını ve anlaşmanın bugün imzalanacağını, anlaşmaya ilişkin gerekli açıklamaların da bugün yapılacağını söyledi.

Sınırda irtibat büroları kurulacak

Anlaşmanın Türkçe, Arapça ve İngilizceye çevirilerinin yapılacağını ifade eden Halit, anlaşmada ğsıcak takipğ konusunun belli koşullara bağlanıp bağlanmadığı sorusuna, ğHepsi yarın(bugün) belli olurğ cevabını verdi. Ancak konunun hangi çerçevede anlaşma metninde yer aldığı henüz belli olmadı. NTV MSNBCğnin haberine göre Türkiye ancak Irakğtan izin almak kaydıyla sıcak takip yapabilecek. Bunun yanısıra terörle mücadeleye yönelik olarak Türkiye Irak sınırında irtibat büroları açılacak ve bu bürolar PKKğyla mücadelede koordinasyon görevi yapacak.

Saddam Hüseyin dönemindeki gibi

AAğnın haberine göre ise, Irak İçişleri Bakanı Bolani, Irakğın devrik lideri Saddam Hüseyin döneminde aktif olarak işleyen, ancak daha sonra yürürlükten kalkan terörle mücadele anlaşmasının yeniden hayata geçirilebilmesi için Ankarağda temaslarda bulunuyor. Irak Başbakanı Nuri El Malikiğnin 7 Ağustostaki Ankara ziyaretinde iki ülke arasında mutabakat zaptı imzalanmış, Irak İçişleri Bakanının ayrıntılar için 2 hafta içinde Türkiyeğye geleceği duyurulmuştu. Irakğtaki iç karışıklıklar nedeniyle Irak İçişleri Bakanı belirlenen zamanda Ankarağya gelememişti. Bolaniğnin bu gecikmeli ziyaretinde, terörle mücadele anlaşmasının ayrıntılarının belirlenmesi üzerinde çalışılıyor.



Mutabakat metni ne içeriyor?

Irak Başbakanı Maliki, Başbakan Erdoğanğın daveti üzerine bir günlük ziyaret için 7 Ağustosğta beraberinde 30 kişilik heyetle Ankarağya gelmiş, iki lider terörle mücadele konusunda mutabakat muhtırası imzalamıştı. Erdoğan ve Malikiğnin imzaladığı metin ile iki ülkenin iki ay içinde terörle mücade anlaşması imzalaması karar bağlanmıştı. Mutabakat muhtırasında şu satırlar yer alıyor: ğİki Başbakan PKK/KONGRA-GEL terör örgütü dahil olmak üzere Irakğta faaliyet gösteren tüm terör örgütlerinin mevcudiyetlerine son verilmesinde çaba göstermeye mutabık kalmışlardır... İki Başbakan ğ Terörle Mücadele işbirliği Anlaşması ğ çalışmalarının hızlandırılarak iki ay içinde sonuçlandırılması talimatını vermiştir.ğ

[bozok]

Kürt Meclisi: ''Karşı çıkarız''


İhsan Dörtkardeş / DHA
27 Eylül 2007



Kuzey Irakğtaki bölgesel Kürt Parlamentosu Başkanlığı, Türkiye ile Irak arasında bugün imzalanması beklenen güvenlik anlaşmasında, ''Türk ordusunun sınır ötesi operasyon düzenlemesi''ne izin verecek bir maddenin bulunması halinde, bu anlaşmaya şiddetle karşı çıkılacağını açıkladı.

Parlamento Başkan Yardımcısı Dr. Kemal Kerküki, İçişleri Bakanı Beşir Atalay ile Irak İçişleri Bakanı Cevad Bolani arasında imzalanması beklenen güvenlik anlaşmasında, ğIrakğın iznini almak şartıyla sınır ötesi sıcak takip yapılmasını mümkün kılan" bir madde bulunduğu yönündeki haberleri değerlendirdi.

Kürdistan TVğye konuşan Kerküki, denetimleri altındaki bölgenin sınırlarının ihlali ile ilgili bir konunun Kürdistan Bölge Parlamentosuğnun onayından geçmesi gerektiğini kaydetti.

Irak İçişleri Bakanığnın "dış bir ülkenin Kuzey Irak topraklarının ihlal edilmesi"ne ilişkin bir anlaşmaya imza atma yetkisinin bulunmadığını savunan Kerküki, bunun Irak ve "Kürdistan" parlamentolarının onayından geçip Başbakan tarafından karara bağlanması gerektiğini, aksi halde bu yönde bir anlaşmanın geçersiz olacağını duyurdu.

Irak Başbakanı Nuri El Malikiğnin daha önce Irak Parlamentosu'nda yaptığı konuşmada, Türkiye ile imzalanacak güvenlik anlaşmasında "sınır ötesi operasyon"a ilişkin bir maddenin bulunmadığını söylediğini belirten Kemal Kerküki, ğKürdistan Bölge Parlamentosu Başkanlığı, Kürdistan topraklarının bir başka ülke tarafından ihlal edilmesini kesinlikle kabul etmeyecektir" dedi.


"Sıcak takip" yerine "şartlı takip"


CNN TüRK'ün ulaştığı bilgilere göre, imzalanması planlanan metinde, Türkiye'nin ısrarla talep ettiği "sıcak takip" hakkı yerine "şartlı takip" hakkı veriliyor.

Yani Türkiye, Irak topraklarında ancak Irak hükümetinin onayı olduğu takdirde PKK'lı teröristleri izleyebilecek.

Sınırdaki PKK faaliyetleri ile mücadele ve operasyon koordinasyonu için iki ülke büyükelçiliklerinde ve sınır noktalarında irtibat görevlileri bulunacak. Anlaşmanın uygulaması belli aralıklarla, içişleri bakanlıkları başkanlığında koordinasyon kurullarında değerlendirilecek.

CNN TüRK'ün ulaştığı taslak metinde, kırmızı bültenle aranan PKK'lıların iadesi ya da Irak'ta yargılanması, terör örgütünün propaganda faaliyetlerinin durdurulması, televizyon yayınlarının engellenmesi hükümleri de yer alıyor.


Zebari: "İmza sıkıntı yaratabilir"


ABD New York'ta temaslarda bulunan Dışişleri Bakanı Ali Babacan da, önceki gün Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari ile konuyu görüştü.

Zebari, Türkiye ile Irak arasında yapılacak bir terörle mücadele anlaşmasına esasen karşı olmadığını, ancak bu konuda tam olarak konuşamadan hemen Ankara'da birşey imzalanmasının biraz sıkıntı yaratabileceğini belirtti.

Bu arada, görüşmeler için Ankara'da bulunan, Irak İçişleri Bakanı Cevad Bolani de gelişmeleri kaldığı Swiss Otelğden takip ederken, heyetlerin uzlaşma sağlanamadığı için siyasi iradeye danışmak üzere dün akşam çekildikleri öğerildi.

Bu sabah tekrar başlayan görüşmelere katılan Irak heyeti, öğle saatlerinde Swiss Otelğe geldi. Irakğın Ankara Büyükelçisi Sabah Cemil ümran, "Görüş ayrılıkları var, halletmeye çalışıyoruz" derken, anlaşmanın bugün imzalanıp imzalanamayacağına ilişkin olarak da, "Belli değil" dedi.

Anlaşmada tıkanmaya neden olan madde, Türkiyeğnin uluslararası anlaşmalar çerçevesinde kayıtsız şartsız terör operasyonlarda sıcak takibin mutabakat zaptında yer almasını isterken, ırak tarafı bunun ancak Irak hükümetinin izni şartı ile izin verilmesini istiyor.

Sınırdaki PKK faaliyetleri ile mücadele ve operasyon koordinasyonu için iki ülke büyükelçiliklerinde ve sınır noktalarında irtibat görevlileri bulunacak. Anlaşmanın uygulaması belli aralıklarla, içişleri bakanlıkları başkanlığında koordinasyon kurullarında değerlendirilmesi konularında uzlaşma sağlanırken, kırmızı bültenle aranan PKKğlıların iadesi ya da Irakğta yargılanması, terör örgütünün propaganda faaliyetlerinin durdurulması, televizyon yayınlarının engellenmesi hükümleri de mutabakat metninde yer alıyor.

- BASIN TOPLANTISI YAPACAK-


Irak İçişleri Bakanı Cevad Bolaniğnin bugün saat 19.00ğda Swiss Otelğde basın toplantısı yapacağı bildirildi.

Bolani, Türkiye ile Irak arasında terörle mücadelede işbirliğine yönelik gelişmelere ilişkin olarak, kaldığı otelde basın mensuplarıyla bir araya gelecek.

Irak İçişleri Bakanı Bolani, otelde Irak basınına yaptığı açıklamada, terörle mücadele anlaşmasına ilişkin görüşmelerin devam ettiğini ifade ederek, "İyi bir noktaya geldiğimize inanıyorum" diye konuştu. Bolani, bir başka soru üzerine de anlaşmanın imzalanmasını umduklarını söyledi.

Bu arada, Swiss Otelğde Bolani ile değerlendirmelerde bulunan Irak heyeti, iki ülke arasında terörle mücadelede işbirliğine yönelik anlaşma metni konusunda öğlen ara verilen görüşmelere devam etmek için Dışişleri Bakanlığına gitti.

Heyetler arasındaki görüşmelerin sıcak takip konusuna odaklandığı öğrenilirken, Iraklı heyetin sıcak takipte izin alınması konusunda ısrarcı olduğu belirtiliyor.

[bozok]

Laf-ü güzaf

Oktay EKşİ
oeksi@hurriyet.com.tr
28.09.2007



BU satırları yazdığımız sırada, "Türkiye ile Irak arasında bir terörle mücadele anlaşması" imzalama çabaları başarıyla mı, yoksa başarısızlıkla mı sonuçlanacak belli değildi.

Buna rağmen konuyu ele almaya karar verdik, çünkü "Başarıldı, imzalandı" dense bile, sonucun "imzalamama"nın doğuracaklarından farklı olacağına inanmıyoruz.

üünkü konuşulan, Irakğın kuzeyindeki terör yuvalarını kurutmayı amaçlayan bir anlaşma değil, sadece Türk kamuoyunu oyalamayı amaçlayan bir anlaşmadır.

O nedenle, gazete haberlerine göre tartışılan, "anlaşma taslağında PKKğnın ve PJAKğın (PKKğnın İranğdaki kolu) isimlerinin geçiyor olması veya olmaması", yahut "Irakğın kuzeyine sıcak takip harekátı yapılacağı zaman Bağdatğtaki merkezi hükümete haber mi verilecek yoksa oradan izin mi alınacak?" konularını da önemsemiyoruz.

Sayınız ki "izin alma" denmedi de "bilgi verme" dendi. Ne değişecek?

Herkes biliyor... ABDğnin payandasıyla ayakta duran Bağdatğtaki Maliki hükümeti ne ise, Beyrutğtaki Sinyora yahut Kabilğdeki Karzai hükümetinin birbirinden farkı yok. Hiçbiri halkını temsil etmiyor. Bunlar kukla hükümetler. O yüzden hiçbiri verdiği sözü tutamıyor.

Tutabilselerdi adını saydığımız bu üç ülkede zerre kadar iyileşme ve huzur olurdu.

Kaldı ki Maliki hükümetinin Türkiye ile bir anlaşma imzalayarak PKKğyı Irakğta cezalandırmak gibi ne bir arzusu ne de bir politikası var.

Yapılan düpedüz hokkabazlık.

Herkes biliyor ki "PKKğya karşı birlikte mücadele etmek" hususunda Türkiyeğye 4 yılı aşkın süre önce açıkça söz veren, ama sonra Türkiyeğye değil Kuzey Irakğtaki Kürt varlığına destek yağdıran ABDğnin artık yüzü kalmadı.

ünce "Irakğta PKKğya karşı kullanacak kadar askerimiz yok" dedi. Sonra "gereken hazırlıkları yapıyoruz"a sığındı. Onun da palavra olduğu anlaşılmak üzereyken lafı, "Türkiye ile işbirliğine hazırız"a çevirdi. O da sonuç vermedi. Zaten vermesi gerekmiyordu. Ama Türkleri oyalamak için Başkan Bush, "İşbirliğini koordine edecek yetkililer atamayı" önerdi. En güzeli de PKKğya, "Türkler şu tarihte gelecek. Sizi şuradan vuracak" haberini versin diye, sözde Irak hükümeti adına birisini daha bu heyete dahil etmeye kalktılar.

Kendi kamuoyunun oyalanmasına ve aldatılmasına razı olan hükümetimiz bile artık bu kadarına isyan edince, "işbirliği" isimli maskaralık da sona erdi.

Lafı neden uzatıyoruz ki, -kaç kere yazdık- ABD, PKKğnın tasfiye edilmesini gerçekten isteseydi, silahlı çatışmadan vazgeçtik, PKKğnın Irakğtaki lojistik yollarını kesemez miydi? Hadi kendisi yapmak istemedi diyelim, bu işi Barzaniğye ve Talabaniğye yaptırmaz mıydı?

Tamam, anlaşmayı yine de imzalasınlar. Ama ona bakıp da kimse kendini aldatmasın. üünkü ne o yolla çözüm var, ne de çözüm isteyen...

İstenen -Türkiye dahil- tüm Ortadoğu haritasını ABDğnin çıkarlarına göre yeniden çizmektir.

[bozok]

üirkin Tezgah Ortaya üıktı!


28.09.2007
Tercüman/Haber




K.Irakğta PKKğya sıcak takip, peşmerge vetosuna takıldı Asıl amaçları Ankarağyı hain Barzaniğyle muhatap etmek


TüRKİYE ile Irak arasında daha önce varılan mutabakat muhtırası çerçevesinde, terör örgütü PKK ile mücadelede işbirliğine ilişkin bir anlaşma metni oluşturulması çalışmaları sürüyor. Irak tarafının, sıcak takip için 'Irak izni' şartı getirmesi Türkiye tarafından kabul görmedi. Teknik heyetlerin metne ilişkin görüşmeleri sürerken, Irak İçişleri Bakanı Cevad Bolani de gelişmeleri kaldığı Swiss Otel'den takip ediyor.

Bolani, İçişleri Bakanı Beşir Atalay ile önceki gün bir araya gelmişti. Irak İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Aydın Halit de görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, terörle mücadele anlaşmasının imzalanması konusunda herhangi bir problemin bulunmadığını ve anlaşmanın dün için imzalanmasının beklendiğini söylemişti. Ancak saatler sonra sıcak takibin Irak'ın izniyle yapılacağı şartı Ankara'daki kulislerde bomba etkisi yarattı. Türkiye, haberli sıcak takipten PKK'nın haberi olacağı endişesiyle bu teklife sıcak bakmadı.

Tek mutabakat egemenlikte

Bağdat ve Ankara arasında sürdürülen anlaşma görüşmeleri sabah saatlerinde bu yüzden tıkandı.

Aynı saatlerde Peşmerge Güçleri sözcüsünün "Bizden habersiz olmaz" açıklamaları da bu krizi iyice tırmandırdı. Bu gelişmeler üzerine görüşmeler öğlen saatlerinde kesildi ve Irak heyeti oteline çekildi. üğleden sonra tekrar başlayan çalışmalara akşam 18.30ğda yeniden ara verildi. Iraklı Bakan Bolani, toplantı sonunda basın mensuplarının karşısına çıkarak, Türk tarafının tekliflerini Bağdatğa ilettiklerini ve çalışmalara bugün devam edileceğini bildirdi. Bolani, heyetler arasında varılan tek mutabakatın, iki ülkenin egemenliğine saygı olduğunu söyledi.

Peşmerge vetosu

Kuzey Irak'taki Kürt yönetimine bağlı Peşmerge Güçleri sözcüsü Cebbar Yaver, Irak, Kürdistan hükümetinin onayını almadan PKK konusunda Türkiye ile herhangi bir anlaşma imzalayamaz" dedi.

[bozok]

EGEMENLİĞE AGIR DARBE


YENİüAĞ/HABER
28/09/2007



Türkiye meşru müdafaa hakkını kullanamıyor. BM ve NATO ğSaldırıya hedefsen vurğ diyor, AKP Barzaniğden izin bekliyor


Güvenlik Konseyi kararını bekleme

BM sözleşmesinin 51. maddesi şöyle diyor: Silahlı saldırıya hedef olan ülke, meşru savunma hakkını hemen kullanabilir...


Saldırgana aynı şekilde cevap ver

NATO anlaşmasının 5. maddesi şöyle diyor: Güvenlik güçlerinize karşı saldırıda bulanan teröristleri ortadan kaldırın...



Irakğla yapılan görüşmeler fiyaskoyla bitti ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti, teslimiyetçi iktidar yüzünden egemenlik haklarını kullanamaz duruma düşürüldü.



Yazıklar olsun

Kandİlğde yuvalanan terör örgütü PKKğnın üzerine çullanması gereken AKP Hükümeti, dünün postal yalayıcısı Barzaniğnin iki dudağının arasına hapsoldu.



AKPğNİN PEşMERGE İLE PAZARLIĞI üLKEYİ İşGALDEN BETER HALE DüşüRDü

Egemenlik hakkımızı kullanamıyoruz!

Irak İçişleri Bakanı ile Beşir Atalayğın sürdürdüğü görüşmeler skandalla noktalandı. Türkiyeğnin BM ve NATOğdan doğan meşru müdafaa hakkına engel konuldu!


Türkiye ile Irak arasında terörle mücadelede işbirliği anlaşması Başbakanlıkta İçişleri Bakanı Beşir Atalay ve Irak İçişleri Bakanı Cevad Bolani tarafından imzalandı. Birleşmiş Milletler ve NATO ile yaptığı anlaşmalardan dolayı Irakğın kuzeyinden yapılan saldırılara yönelik meşru müdafaa hakkına sahip olan Türkiye, AKPğnin sınırötesi operasyon için Irakğtan izin almaya kalkışması, peşmerge ile pazarlığa oturması sonucu büyük bir dış politika hezimeti yaşadı. Peşmergenin sınırötesi operasyona itiraz etmesi üzerine kukla Irak yönetimi, ğsıcak takibiğ imzalanan anlaşmadan çıkarttırdı. AKP de skandal anlaşmaya imza attı.

Sıcak takipte tıkandı!

Irak İçişleri Bakan Yardımcısı Aydın Halid, Ankarağdaki müzakerelerin ikinci gününde, ğUzlaşı sağlandı. Anlaşma imzalanıyorğ açıklamasında bulunmuştu. Bu açıklamaya karşın, Türk ve Irak heyetleri dün sabah saatlerinde Dışişleri Bakanlığığnda bir araya gelerek taslak metni müzakere etmeyi sürdürdüler. Tıkanıklığa, sıcak takibe ilişkin dördüncü madde neden oldu. Madde, ğHer iki ülkenin milli egemenliğine saygı gösterilecek ve sınır ihlalleri yapılmayacaktır. Her iki ülke topraklarının güvenlik ve selametine yönelik herhangi bir silahlı tehdidin var olması durumunda ve bu tehdidin takip edilmesinin gerekli olduğu hallerde böyle bir girişimde bulunabilmesi için önceden karşı tarafın izninin alınması gerekmektedirğ şeklindeydi.Irakğın kuzeyindeki peşmerge yönetimiyle de her aşamada danışmalarda bulunan Irak heyeti, Türk tarafının itirazlarına ve değişiklik önerilerine rağmen, sıcak takip konusuna anlaşmada bu ifadelere yer verilmesinde ısrar etti. ünceki gün akşam saatlerine doğru, Ankarağdan ayrılmaya hazırlanan Irak İçişleri Bakanı Cevad Polaniğyi, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Ertuğrul Apakan ve İçişleri Bakanlığı müsteşarı şahabettin Harput, konakladığı otelde ziyaret etti. Görüşme sonrası, Iraklı bakanın 1 gün daha Ankarağda kalacağı açıklandı.

Müzakereler sürecek

Yaşanan bu sürecin ardından dün sabah Irak İçişleri Bakanı Polani ile İçişleri Bakanı Beşir Atalay antlaşmayı imzaladı. Beşir Atalay imza töreninden sonra yaptığı konuşmada Türkiyeğnin Irakğın toprak bütünlüğüne büyük önem verdiğini, maddeleri üzerinde mutabık kalınan antlaşmanın imzalandığını söyledi. Atalay ğSınır ötesi takip maddesi ile anlaşma sağlanamadı ancak bu maddeyle ilgili müzakereler sürecektir. Bu husustaki iradelerimizi anlaşmaya ek olarak kaydettik. Bu düzenlemeler en kısa sürede anlaşmanın parçası haline gelecektir. Bu anlaşmanın uygulamasının takibi için bir koordinasyon komitesi oluşturulup her altı ayda bir toplantı yapacaklardırğ dedi.




BM şartının 51. maddesi

Sınırötesi operasyona vize veren ilk hüküm, BM Sözleşmesinin ğBarışın tehdidi, Bozulması ve Saldırı eylemiğ Başlıklı 7. bölümünün 51. maddesinde bulunuyor. İşte o madde:

ğBu Antlaşmağnın hiçbir hükmü, Birleşmiş Milletler üyelerinden birinin silahlı bir saldırıya hedef olması halinde, Güvenlik Konseyi uluslararası barış ve güvenliğin korunması için gerekli önlemleri alıncaya dek, bu üyenin doğal olan bireysel ya da ortak meşru savunma hakkına halel getirmez. üyelerin bu meşru savunma hakkını kullanırken aldıkları önlemler hemen Güvenlik Konseyiğne bildirilir ve Konseyğin işbu Antlaşma gereğince uluslararası barış ve güvenliğin korunması ya da yeniden kurulması için gerekli göreceği biçimde her an hareket etme yetki ve görevini hiçbir biçimde etkilemez.ğ



NATOğnun 5. maddesi

NATO Anlaşmasının 5. maddesi de, üyelerden biri veya daha fazlasına karşı silahlı bir saldırıyı, Anlaşma taraflarının tümüne yapılmış sayıyor. 6. maddede de silahlı saldırı kapsamında ğAnlaşma taraflarına ait silah, uçak ya da güvenlik güçlerine yönelik saldırılarğ sayılıyor. NATO bu maddesini ABDğye yönelik 11 Eylül terörist saldırıların ardından ilk kez devreye sokmuş ve Afganistanğa yönelik harekatta rol almıştı. Halen Türkiye de NATO ülkesi olarak çalışmalara eşlik ediyor. Benzer saldırıların sürekli terör örgütleri listesinde de adı bulunan kanlı örgüt PKK tarafından yapılması, Türkiyeğye uluslararası sözleşmelere göre hak tanıyor.


Skandal anlaşmaya tepki yağdı

İktidarda cesaret yok

Emekli Büyükelçi, Nuzhet Kandemir, BMğnin 51. maddesinin, bir ülkeye meşru müdafaa hakkını verdiğini ancak bu haktan doğan savunmanın hayata geçirilebilmesi için büyük bir cesaret ve milli irade gerektiğini hatırlattı.



Piyonla oyalanıyoruz

Uluslararası sözlemeşlere dikkat çeken Prof. Dr. Ercan üitlioğlu ise, ğABDğyi denklemde yine görmediğimiz için ona eleştiri oklarımızı yöneltmiyoruz. Olayın gerçek sahibi varken, biz piyonlarla oyalanıyoruzğ şeklinde konuştu.


Dağ fare doğurdu

CHPğli Onur üymen de dün imzalanan anlaşmayı ğyumurtasız omletğe benzeterek ğDağ fare doğurduğ yorumunu yaptı. üymen, ğBöyle bir anlaşmada sıcak takip olmazsa olmaz. Gerisi zaten boşğ diye konuştu.


Boşa vakit kaybı

Emekli Tümgeneral Alaattin Parmaksız da ABDğnin Irakğı işgalinin ardından, Türkiyeğyi terörle mücadele konusunda farklı yöntemlerle oyaladığını hatırlatarak ğBir sene de bununla oyalanırız. Boşa vakit kaybığ dedi.


İran kadar olamadık

Meşru müdafa hakkımız olduğunu hatırlatan Emekli Tuğgeneral Ramiz İlker ise, ğTerörle mücadele böyle yapılır. Gümbür gümbür vurulur, sınırlar kapatılır. İran kadar olamadıkğ yorumunu yaptı.

[bozok]

Milletin parasıyla yedirip içirdiler

Vedat YENERER
info@internetajans.com
Yazı Tarihi: 30/09/2007



Türkiye ile Irak, üç gün süren pazarlıkların ardından, terörle mücadele anlaşmasını imzaladı.

Anlaşmadan ğsıcak takipğ maddesi çıkarıldı. üünkü Irak tarafı geri adım atmadığı için ğsıcak takipğ üzerinde uzlaşma zamana yayıldı.

Saçma sapan bir anlaşma, Başbakanlıkğta İçişleri Bakanı Beşir Atalay ve Irak İçişleri Bakanı Cevad Bolani tarafından imzalandı.

Bu görüşmelere başlandığında bu anlaşmanın aslında imzalanmayacağı gün gibi ortadaydı.

Bas bas bağırdık

ğBu milleti aptal yerine koymayınğ diye.


Amaç aynı PKK koordinatörlüğü gibi PKKğya ve Barzaniğye kış aylarına kadar zaman kazandırmak ve olayı sulandırmaktı.


Yöneticilerimiz ve bazı ABD yağdanlığı monşerler, Irakğın, değil Irak Türkiye sınırını, kendi evinin önünü korumaktan aciz, kukla İçişleri Bakanı ve heyetiyle resmen tiyatro oynadılar.

ABD piyonu zibidileri milletin cebinden beş yıldızlı otellerde ağırlayıp yedirip içirdiler.

Ortada Irak mı var ki Irak adına bu heyet imza atsın.

Kargalar bile gülüyor.

Kaldı ki Başbakan Erdoğanğa ABD yetkilileri açıkça Irakğın 3 parçaya bölündüğünü ve dayatma Kürdistanğın kabul edilmesi gerektiğini telkin ederken, Ankarağda milletle alay eder gibi oyun oynanması kabul edilecek türden değildir. Bu tiplere millet alışverişte görsün dedirtecek türden bir anlaşma metnine imza attırdılar.

Neydi maddeleri?


* Anlaşmanın işleyip işlemediği ortak izleme komitesince denetlenecek
* 6 ayda bir koordinasyon toplantısı yapılacak
* PKKğnın lider kadrosu ya Irakğta yargılanacak ya da iade edilecek
* PKKğya propaganda lojistik ve para desteği sağlanması yasaklanacak.


Değerli okurlar bu maddeler temcit pilavı gibi 15 yıldır Türkiyeğnin önüne getiriliyor ve imzalanıyor. Bu anlaşma sonuca hiç bir katkısı olmayan ve maddeleri yerine getirilmediği için de onur kırıcı bir anlaşma. Bizimle resmen dalga geçiyorlar. Biz de onları yedirip içiriyoruz, yardım gönderiyoruz.

Türkiyeğyi yönetenler tarafından bu zibidiler kapı önüne konulup, Haburğdan sınırdışı edilmiyorlar.

Türkiyeğnin ABD tarafından işgal edilmiş bir ülkenin kukla ve hain yöneticileri ile anlaşma masasına oturması kadar büyük bir garabet olamaz. Aynı monşerler ABDğdeki Türk başbakanını Zambiya, Afganistan ve Botswana gibi dünyanın en geri ülkeleriyle aynı masaya oturttular ve utanmadan ğTürkiye demokrasisi örnek olduğu için masaya davet edildikğ açıklamasını yaptılar. Bu doğru değil. Hani Türk anayasası sivil ve medeni değildi. ğüağdışı anayasa, özgürlükleri kısıtlıyorğ diyen bu yöneticiler değil mi? Bu davet açıkça onur kırıcıdır ve AKP diplomasisi sınıfta kalmıştır. ABD gerekçeyi açıklaması gerekirken bizimkilerin konuşması da ayrı bir saçmalık.

Irak ile ğsıcak takipğ anlaşmasına ihtiyaç var ise zaten 1926 anlaşması bize 75 km sıcak takip hakkını veriyor.


ğIrak devleti 3ğe bölündüğ diyen ABD değil mi? şimdi tam zamanı. Bu maddeyi uygulayacak ve halkın huzurunu kaçıran çocuk katili teröristi hiç kimseden izin almadan, haber vermeden gidip ininde it gibi gebertecek, ruhunu satmamış siyasetçileri bu vatan bakalım ne zaman çıkartacak.

[bozok]

Kime sövüyor?

Yavuz Selim DEMİRAĞ
yenicag@yenicaggazetesi.com.tr
Yazı Tarihi: 01/10/2007



- Komutanım; dışarıda aşiret reisi olduğunu iddia eden biri var! Sizinle görüşmek istiyor

- Hangi aşirettenmiş evladım!

- Komutanım Barzaniğnin aşiretindenmiş

- Oğlum bunlara güven olmaz! Dinleyin bakalım ne diyor?

Nöbetçi çavuş makam odasından çıkıp, aşiret reisi olduğunu söyleyen süklüm püklüm adama çay ısmarlayarak dinlemeye başlar

Kafasında sarık, kıçında şalvar olan şahıs, yanındaki tercüman vasıtasıyla Türk ordusunun büyüklüğünden, tarihten bu yana gelen yardımlarından ve babasının Türk askerini öven vasiyetinden bahsederek açlık ve yoksulluk edebiyatıyla yardım talebinde bulunur.

Kafasını sağa, sola sallayan çavuş Mehmet içinden, ğNe ulan burası hayır kurumu mu?ğ dese de vicdanı sızlar. Komutanın kapısın çalıp, el aman dileyen kişinin taleplerini arz eder.

Telefonu çevirip, üst komutanına bilgi veren Hasan Başçavuş, karargahtan aldığı emirleri dikkatlice dinledikten sonra,: ğEmredersiniz Komutanım!ğ diyerek telefonu kapatır.

Karadenizli Mehmet üavuşğu çağırıp

- Oğlum, şu adama depodan şu kadar un, yağ, şeker vs. verip tutanağı imzalatıp yolla, dedikten sonra sigarasından derin bir nefes çekip, söz konusu aşiretlerin geçmişte yaptığı ihanetleri gözünün önüne getirerek dalıp gider...

Değerli okuyucular!

Yukarıdaki defalarca yaşanmış diyalog çok eski tarihlere ait değil. Başları sıkıştığında Türk askerine sığınarak el aman dileyen söz konusu aşiret reisi de bunu ne ilk, ne de son defa yapmıştır.

Siz bakmayın son üç-beş yıldır biti kanlanıp, palazlandığına... Dizleri titreyerek geldiği sınır karakolundan bazen ayakları kıçına değerek kaçtığı da olmuştur.
ğMerhametten maraz doğarğ sözünün her fırsatta gerçek olduğunu bile bile vicdanının sesini dinleyerek yardımı esirgemeyen milletimiz, her ne kadar ciğerlerinin kaç para ettiğini bilseler de merhamete devam ederler.

Nitekim sırtına gömlek giydirip, boynuna kravatı, ayağına ayakkabıyı ünlü Fakir-Fukara Fonuğndan verilen parayla giydirdiğimiz malum kişileri şımartarak, ceplerine bir de kırmızı pasaport verdi aziz büyüklerimiz.

ümründe ilk defa kimlik sahibi olmanın heyecanı ile dün ayak üstü kırk takla atanlar, bugün yeni dayılarına güvenip yemek yedikleri kaba pislemeye başlıyor.

Neymiş efendim, Türk ordusu sıcak takip yapamazmış... Bizim monşerler de kuzu kuzu dinliyor. Bir Allahğın kulu ğNe diyorsun ulan sen!ğ diye ense köküne Osmanlı tokadı patlatmadığı için azıtıyorlar.

Müzakerelerin devam ettiğini ifade eden bizim memurlar sustukça, karşı taraf havlar elbet...

şirketin genel müdürü ve dış ilişkiler şefi yurt dışında ithalat-ihracat ve de kredi işleri ile meşgul olduğu için seyyar satıcıların pazarı neredeyse işgal etmesi kimsenin umurunda değil. Varsa yoksa ğMahalle Baskısığ mavrası almış yürümüş. Mahalle baskısı yüzünden kılık-kıyafet değişecekmiş. Dün üzengimizi öpen at uşağı, bugün atımızın yolunu kesmek için plan yapıyormuş kimin umurunda...

Yazdan kalma güzel Pazar günü kafama bunlar takıldı.

Bir de sigarasından derin nefesler çekerek ğBunlara güven olmazğ diyen Hasan Başçavuş şimdi ne yapıyordur? Karadenizli Mehmet üavuş ağız dolusu kime sövüyordur?

Bileniniz var mı?

[bozok]

Irak fiyaskosu

Can Ataklı
catakli@gazetevatan.com
01.10.2007




ünce kamuoyunu ğIrakğta sınır ötesi operasyon yapılacakğ diye kandırdılar. Ardından bunun yaratacağı sakınca görülerek ğSınır ötesi harekat yapılacak ama Irak hükümetinden de izin alınacakğ yalanı yayıldı ortalığa. Sonra anlaşıldı ki Irak yönetiminin böyle bir niyeti hiç olmadığı gibi tepki de göseriyor. Amerika da işe karışınca ğsınır ötesi operasyonğ lafları rafa kalktı.

Nasıl ekonomide ğsanalğ bir durum yaşıyorsak dış politikada da durum aynı. İktidar dış politikada başarılı gibi gözükmek için her gün olmadık bir zafer haberi pompalıyor. ürneğin Bush bizi o kadar seviyormuş ki önce Erdoğanğa randevu vermiş, ardından da Gülğü davet edecekmiş. İyi de kimse sormuyor ğErdoğan hazır Amerikağdayken niye görüşmüyor da 35 gün sonrasına randevu veriyor?ğ diye.

Dış politikada ğsanalğ zaferlerle avunurken bir de bakıyoruz ki Amerika PKKğya tank bile vermiş. Başbakan da 35 gün sonra bunu Bushğa şikayet edecekmiş.

Bush 35 gün sonra şehitlerimizi de geri verebilecek mi?

[bozok]

Uyutarak bölmek

01.10.2007
HASAN üNAL
TERCüMAN GZT.



IRAK İçişleri Bakanı ile imzalanan anlaşmanın komediye dönüşeceği günler, hatta belki de haftalar öncesinden belliydi. Irak tarafının imzalanması için hemen hemen hiç bir gayret sarfetmediği açıktı. Bakan hazretleri Ankarağdayken ikide bir ğbırakır giderim haaa..ğ tavrını sürdürdü.

Ama kendini Iraklı bakanla bir şeyler imzalamak mecburiyetinde hisseden AKP Hükümeti, ucubeye benzer bir metni imzalayabilmek için sonuna kadar uğraştı. İşin daha da garip tarafı bu metni hükümet yanlısı basın ve televizyonlar başarı diye göstermeye çalıştılar. BBC ise yaptığı yayında olup bitenle adeta dalga geçer gibiydi.

Sıcak takip

ANLAşMA metnine sıcak takip konusu konulamadı. Türkiye ısrar ettikçe Irak tarafı her hangi bir metin imzalamadan Ankarağdan ayrılacağı tehditlerini sürdürdü durdu. Sonunda ortaya uygulanması söz konusu bile olamayacak bir anlaşma çıktı.

Anlaşma metnine aldanmaya hazırsanız, bundan böyle PKK teröristlerine karşı Irak güvenlik güçlerinin harekete geçeceğine; yakalanacak teröristlerin Irakğta yargılanacağına ve daha da önemlisi Türkiyeğye teslim edileceklerine de inanabilirsiniz. Ama bunların hiç birisinin uygulanmasının söz konusu dahi olamayacağını ilkokul çocukları bile tahmin eder.

Barzani-Talabani karşı

ANLAşMANIN imzasına ve metne sıcak takip maddesinin de eklenmesine şiddetle karşı çıkan Barzani ve hempaları anlaşmanın bu şekliyle bile uygulanamayacağını daha imzalar kurumadan ifade etmeye başladılar bile. Aslında adamlar haksız da sayılmazlar; çünkü 22 Temmuzğdan bu yana her vesileyle PKKğnın terörist olmadığını; Türk Ordusuğnun Güneydoğudaki halka terör uyguladığını ve halkın da karşılık verdiğini; meselenin özünün bundan ibaret bulunduğunu söyleyip duruyorlar.

27 Eylül günü de ifade ettiğimiz gibi, bu işin bir uyutmaca olduğu açık. Bir yılı aşkın bir süre teröre karşı uluslararası koordinatörlük hikayesiyle uyutulan kamuoyumuzun önüne şimdi de Irak Hükümeti ile imzalanan veya belki bundan sonra da imzalanacak olan anlaşmalar getiriliyor ve getirilecek.

Irak Hükümetiğni AKPğden başka takan yok...

OYSA mevcut Irak Hükümetiğni bizden başka ciddiye alan yok. Suudi Arabistan gibi Amerikağnın Ortadoğuğdaki uzantısı bir devlet ve yönetimi bile Maliki Hükümetiğni ciddiye almıyor. Ciddiye almadığı gibi Malikiğyi kabul edip görüşmüyor. Hatta daha da ileri giderek Irakğdaki Sünni direnişçilere maddi ve manevi desteğini esirgemiyor. üstelik bütün bunları da göstere göstere yapıyor.

Yine Amerikağnın uzantısı gibi görünen ürdün Devleti de Maliki Hükümetiğni tanımıyor. Görüşmüyor ve tıpkı Suudi Arabistan gibi o da sünni direnişçilere destek veriyor.

Sünni direnişçilerin radikal İslamğla iç içe olmalarının kendi yönetimini orta vadede rahatsız edeceğini bile bile bunu yapıyor.Amerikağnın her dediğini yapmak zorundaki Körfez ülkeleri de Maliki Hükümetiğni takmıyor, görüşmüyor ve planlarına dahi etmiyor. Suriyeğnin tavrı daha da sert.

Malikiğyi bir tek İran karşısına alıp görüşüyor. Tahran yönetiminin görüşmesi de kendi çıkarları açısından oldukça anlamlı ve gerekli; çünkü Maliki neticede şiilerğin temsilcisi. Bütün şiiler ise şu veya bu oranda İran ile işbirliği içerisinde. Dolayısıyla Tahran istediklerini kolayca dikte ettirebildiği Maliki hükümeti ile görüşüyor. Ama biz Maliki Hükümetiğni yere göğe sığdıramıyoruz ve o hükümet ile bir iki belge imzalamak için çırpınıp duruyoruz.

Tehditler tehlikeye dönüşüyor...

BU arada Irakğtan Türkiyeğye yönelik tehditler tehlikeye dönüşmüş durumda. Barzani Kürdistan oluşumunu Türkyeğnin kalbine saplanacak br hançer gibi göstere göstere sürdürürken, Amerikan Kongresiğnde Irakğın üç parçaya bölünmesinin en uygun siyaset olacağını belirten bir karar alındı. Kararın Amerikan Senatosuğndaki yüz senatörden yetmiş beşinin kabul oyuyla alınmış olduğunun altını çizmek gerekir.

Bölünme senaryolarının Türkiyeğnin de bölünmesiyle at başı gitmekte olduğunu ayrıca hatırlamakta fayda var. Türkiyeğyi eylatlere bölmek isteyen çabalar hız kazanmış durumda. Bütün bunlara toptan yeni anayasa yazma faaliyetlerini de eklemek lazımdır. Amaç, Türk kavramını sulandırmak; anayasada bu konuda varolan her maddeyi yumuşatmak veya ortadan kaldırmak ve Türkiyeğyi federatif nitelikli eyalet sistemine adım adım hazırlamak. Barzaniğnin bastırdığı haritalarda Sivas ve Mersinğin de dahil olduğu hat Kürdistan olarak görünüyor.

Aslında ortalama derecede milli bir iktidar olsa yapılacaklar belli. Habur ilk anda kapatılarak Barzaniğnin günlük bir milyon dolara yakın para kazanması daha doğrusu haraç kesmesi engellenir. Suriye üzerinden Irakğla ticaret yapılır. Barzani bölgesinde faaliyet gösteren bütün Türk şirketleri geri çağrılır. Barzaniğnin Türkiyeğdeki bütün şirketlerine terör örgütünü destekledikleri gerekçesiyle el konur. Ve Amerika ile de anladığı dilden konuşulur.

Ama bu hükümetle bunların hemen hemen hiç birisinin mümkün olamayacağını sizler de biliyorsunuz...