ABD ve ýlýmlý Ýslam ve Türkiye-1
Hüsnü Mahalli
AKþAM GZT.
02.10.2007
Hemen söyleyeyim.
Ilýmlý, light, yumuþak, laik ya da çaðdaþ Ýslam.
Bunlarýn hiçbiri Amerikaðnýn ya da Amerikaðdaki egemen güçlerin umrunda bile deðil.
Müslümanlarý ilgilendiriyorsa demokrasi ve insan haklarý ise hiç.
Amerikan egemen güçlerin tek bir ilgi alaný vardýr, o da kendi çýkarlarýdýr. ABD bu çýkarlar uðruna her þeyi göze alýr ve herkesi ama herkesi feda etmeye hazýrdýr ve eder.
Amerikaðnýn 230 yýllýk iç ve dýþ yaþamýnda bunun çok örnekleri vardýr.
Bu karanlýk geçmiþin bizi ilgilendiren bölümüne bakalým.
ABD, Ýkinci Dünya Savaþý sonrasýnda Ýslam ülkelerine ilgi göstermeye baþladýðýnda bakýn ne düþünüyordu?
ünce BMðyi kullanarak Filistin topraðýnda Ýsrail devletini kurdurdu. Ýngiltere ve genel olarak Hýristiyan Batý ile birlikte Yahudilere stratejik hizmette bulunan ABD ayný zamanda iki temel hedefini gerçekleþtirme peþindeydi:
1-Bölgedeki petrolü ele geçirmek.
2-Bu petrolde gözü olan ideolojik düþman Sovyetler Birliðiðnin bölgeye girmesine izin vermemek.
ABD bunun için de iki temel yola baþvurdu: ünce Arap ülkelerinde kendi yanlýsý kýral ve liderleri iþbaþýna getirdi sonra da bunlara ðÝslamðý silah olarak kullanýnð talimatý verdi.
ABD Suudi petrolünden kazandýðý petro-dolarlarýn bir kýsmýný hep bu yolda harcadý.
Rahmetli Uður Mumcu bu konuda çok þey yazdý.
Ama hafýza-i beþer nisyan ile malul olduðu ve insanlar tarihten ders çýkarma becerisini göstermediði için tarih hep tekerrür ediyor.
Daha açýk ifade ile ABD, Sovyetler Birliðiðni ve onun bölgedeki tüm yandaþlarýný daðýtmak ve komünizmi ideolojik olarak yenmek için önce gerici, anti-demokratik ve faþist iktidarlarý sonra da din olarak ðÝslamðýð silah olarak kullandý.
Bunun için de ABD, Arap ve Ýslam ülkelerinde hemen hemen tüm Ýslamcý iktidar ve parti ile örgütlere destek verdi.
ðYeþil Kuþakð teorisini burada hatýrlatmaya gerek yok.
Afganistanðda Sovyet iþgaline karþý mücadele eden tüm ðÝslamcý mücahitlerinð arkasýnda hep ABD ve onun istihbarat örgütleri vardý.
Bölgedeki gerici ve iþbirlikçi ülkelerin istihbarat örgütleri ona yardým ediyordu.
Afganistan kurtulunca bu kez mücahitler birbirine girdi.
Afganistanðda CIA kamplarýnda eðitim gören ðÝslamcý gençlerð bu kez kendi ülkelerine dönerek ðpotansiyel teröristð olarak bekletilmeye alýndý.
Cezayirðdeki FÝS olayý bunun somut örneðidir.
ABD bununla da yetinmedi.
Sovyetler Birliði daðýlmýþ olmasýna ve komünist sistem ideolojik olarak bitmesine raðmen bu kez Pakistanðda milyarlarca dolar harcayarak þii Ýranða karþý kullanýlmak üzere Taliban okullarýný açtý ve burada yalnýz Afganistanða deðil belki de tüm dünyaya yetecek kadar ðradikal Ýslamcý teöristð yetiþtirdi .
Bununla yetinmeyen ABD, Nisan 1996ðda Taliban ile birlikte Kaideðyi Kabilðde iktidara getirerek hem Ýslam alemi hem de tüm dünya için yeni bir süreci baþlattý.
Kapitalist dünyanýn ve onun askersel kanadýnýn yeni düþmaný artýk komünistler deðil, radikal ya da ýlýmlý olsun tüm olarak Müslümanlar ve Ýslam dünyasý.
11 Eylül ise bu sürecin en önemli dönemeci.
Afganistan iþgal edildi. Ama Taliban ve Kaide eskisinden daha güçlü. ülke ise afyon kaçakçýsý gerici aþiretlerin kontrolünde.
Irakðta ise durum ortada.
Ýþgal ile birlikte Kaide bu kez Irakða taþýnarak tüm bölge için bir risk oluþturdu.
Irakðta ise ABD laik ve ýlýmlý þiilerle deðil tam tersine baðnaz ve tutucularla iþbirliði yapmayý tercih ediyor.
ABD bununla radikal Sünnileri kýþkýrtmayý amaçlýyor.
Dünyanýn en gerici, baðnaz ve karanlýk yönetimi olan Suudiler ise hala ABDðnin bölgedeki en önemli müttefiði.
Suudi Arabistan hem Kaideðye eleman yetiþtiriyor hem de þiilere karþý dirensin diye Amerikan düþmaný Irakðtaki Sünni direniþ gruplarýna destek veriyor.
Yani ýlýmlý, light, laik, çaðdaþ Ýslamðdan dem vuran ABD ve yandaþlarý söylemlerinin tersine hep radikal olanlara ya da radikalizmi kýþkýrtanlara destek veriyor.
Filistin, Irak, Lübnan, Afganistan, Somali, üeçenistan ve benzeri yerlerde süregelen iþgal ve katliamlarla Müslümanlarý sürekli kýþkýrtan ABD aslýnda onlarý radikalizme bilerek ve bilinçli olarak itiyor.
Ýslamðýn en ýlýmlýsýnýn yaþandýðý Bosnaðda 1991-1994 yýllarý arasýnda yalnýzca Müslüman olduklarý için Bosnalýlara yönelik insanlýk dýþý katliamlar ve iþlenen cinayetler batýnýn genel olarak Ýslam dünyasýna ve Müslümanlara yönelik bakýþ açýsýný yeterince gösteriyor.
üünkü o sýralarda ne Kaide ne 11 Eylül ne de Müslüman teröristler ortada yoktu.
þimdi soruyorum; Bosna ya da üeçenistanðda tecavüze uðrayan on binlerce kadýnýn doðurmak zorunda kaldýðý çocuklar, Irak ya da Filistinðde akrabalarý öldürülen milyonlarca insan acaba ýlýmlý Müslüman olabilir mi?
NOT: Yarýn devam ediyoruz.