Dile benden ne dilersen...
Yýlmaz üZDÝL
yozdil@hurriyet.com.tr
Kasým 2007
GARÝBAN Mehmet, dar ceketinin içinde büzüþmüþ, elleri cebinde, kara kara düþünerek, boþ konserve kutularýný tekmelerken...
Bir de ne görsün?
Alaattinðin lambasý!
Kapmýþ yerden heyecanla, þöyle bir ovalamýþ, içindeki cin de zart diye çýkmýþ tabii.
Demiþ ki cin...
"Dile benden ne dilersen... Ama iyi düþün, çünkü sadece üç hakkýn var!"
Mehmet hemen "bol para" demiþ...
Cin, o yeri göðü inleten, buðulu davudi sesiyle, "sayýsal oyna" cevabýný vermiþ.
Mehmet bu sefer "ev" demiþ...
Cin, hýrýl hýrýl gülümsemiþ.
"TOKÝ taksitine gir" cevabýný vermiþ.
Duyduklarýna raðmen hálá saðlýklý düþünemeyen Mehmet, "bari, her istediðimi yerine getiren güzel bir kadýn ver" demiþ...
Cin de, hiç istifini bozmadan, "etraf sülün gibi Nataþalarla dolu, kýy 100 dolara, seç birini" cevabýný vermiþ.
Mehmet dayanamamýþ...
"Hay ben senin gibi cinin taaaa" derken... "Hoop!" demiþ cin, "dur bakalým orda... Söyledim sana,üç hakkýn vardý, dördüncüyü isteyemezsin!"
*
5 Kasýmðda Bush-Erdoðan zirvesinden ne çýkacak diye merak ediyorsanýz... Bu çýkacak.
*
Stratejik ortak mýyýz?
Bir...
Koordinatör?
Ýki...
Hele bir Rice gelsin dedik mi?
üç...
E daha ne istiyorsun birader?
*
Ha, þimdi bu yazýyý okuyup, "ABD hakikaten bu cine benziyor" diye düþünüyorsanýz, kusura bakmayýn...
Ya ben iyi anlatamamýþým derdimi, ya da siz "cin çarpmasý" nedeniyle, son 3-5 yýlda olan bitenin farkýnda deðilsiniz.