Ýbrahim Sarý'nýn Araþtýrma Kitaplarý

Gazeteci Ýbrahim Sarý Araþtýrma kitaplarý ile kendinden bahsettiren bir arkadaþýmýz. Sarý'nýn þimdiye kadar çýkan kitaplarý bilmediðimiz birçok konuyuz bize aktarýyor.Ýþte kitaplarý ve açýklamalarý

Masonlar; " Gençliðin ele alýnmasý birinci hedefimizdir. üocuklarý dinsiz olarak yetiþtirmeliyiz. Gençler kafalarýný yormamalýdýr. Din kardeþliðini yok edip bunun yerine mason kardeþliðini getirmeliyiz. Dinleri yok etmekten olan gayemize bu suretle ulaþacaðýz." demektedirler.

þeytanýn dini masonluk ve masonlar
Tüm milletler ve dinler üzerinde hakimiyet kurma amacýnda olan siyonizm, çeþitli örtülü yöntemlerle hizmet etmektedir. Bu yöntemler uygulandýðýnda, milletler içten çökertilecek ve, ne hedef alýnan milletler bunu fark edebilecek ne de olaylarýn arkasýnda bir Siyonistçin ismi duyulacaktýr.
Yalnýz kendi, gizli ritüellerinde, Yahudilikle iliþkileri anlaþýlan MASONLUK; Tevrat'a sokulan muharref unsurlarý aynen benimseyen, gizli faaliyet gösteren kollarýndan biridir.
Masonlar Yahudilikle olan alakalarýný gizli tutmayý lüzumlu görmektedirler; çünkü siyonizm ile ayni amacýn güdüldüðünü anlatarak faaliyet göstermek yerine, yardým kuruluþlarýný paravan yapýp hayýrsever kiþiler görünümü altýnda bu amaca hizmet etmek kendileri açýsýndan daha verimli sonuçlar doðurmaktadýr.
Masonluk Yahudilik ile doðrudan alakalý olduðu için mason mahfillerinde uygulanan törenler ve ritüeller, ayni zamanda mason düþünceleri tabiatýyla Tevrat'tan alýnmaktadýr.
Masonluk'ta þeytan tek yol gösterici olarak kabul edilir ve bu dinin, en önemli ibadeti þeytan'a kurban sunmak suretiyle kan dökmektir. Masonlar da, çaðlar boyunca zulüm ve katliamlar yaparak bu ibadeti yerine getirmeye çalýþmýþlardýr.
"Tevrat, Yehova'ya, Ordularýn Tanrýsý sýfatýný verir ve Yehova, kendi emirlerine itaat etmeleri için, insanlarý birbirlerine düþürür ve kurbanlarýn kanýyla, kan kokusundan hoþlanýr." (Türk Mason Dergisi, sayý78/1)
þeytana tam olarak teslim olmuþ bu grup, dünyadaki siyasi ve kültürel bütün olaylarý, harfiyen þeytan'ýn verdiði ilhamlar doðrultusunda organize ederler. Devletler arasýndaki anlaþmazlýklar, ihtilaller ve sonucunda meydana gelen toplu katliamlar bu amaca yönelik faaliyetlerdir. Bu kitap masonlarýn, masonluðun ipliðini pazara çýkarmaktadýr.

Ýbrahim SARI
11.01.2007 þükraniye

KANLI PLAN

Son yüzyýlda Türkiye?nin yok olma eþiðine gelmesinin, milyonlarca insanýný kaybetmesinin ve acýlar çekmesinin nedeni Ýsrail, ABD, Almanya ve onun emperyalist isteklerine alet olmasýdýr. Hele hele dost bildiðimiz Almanya, Türkiye?nin bu vefakar davranýþýný kendi topraklarýnda birçok yýkýcý ve bölücü örgüte destek vererek göstermiþtir.Türkiye Cumhuriyeti?nin tüm anayasal sistemini çökertmek isteyen veya bölmek isteyen tüm siyasi ve askeri güçler, Almanya topraklarýnda yeþermiþ, büyümüþ ve tehdit edici boyutlara eriþmiþtir.

Neymiþ efendim, Ýsrail, ABD, Almanya dostmuþ.Bunu söyleyene de buna inana da yazýklar olsun. Bu kafalara halký Müslüman veya rejimi Ýslam olan bütün ülkeler düþman, Batýlý yahut Siyonist bütün ülke ve kafalar dost? Evet, bu kafalara göre Ýsrail dost, ABD dost, Avrupa dost. Hatta bunlar hem dost., hem müttefik. Daha da ötesi, bunlar "stratejik ortak". Ýyi de Türkiye böylesine güçlü ve bu kadar çok dostu varken, ekonomik, siyasi, ticari, sanayi ve askeri olarak niye kafasýna çuval geçirildi? Bunlar dost da Ýran mý düþman Türkiye''nin iç ve dýþ borcu, Türkiye''nin sanayi ve ticarette, askeri araç ve gereçlerde kendinden küçük ülkelere baðýmlý hale gelmesi ve herkesten merhamet dilenir duruma düþmesi Ýran yahut diðer Müslüman ülkeler yüzünden mi?

Ve Türkiye''de Atatürkçülüðün ruhunu Müslüman ülke ve Müslüman aklý mý bu topraklardan sildi, þekilden ibaret hale getirdi, yoksa Batý misyonerleri ve Siyonist - Mason aklý mý? Türkiye''yi gerçekten sevenler ve gerçekten Atatürk denildiðinde gözleri nemlenenler Kubilay hadisesinde gösterdikleri hassasiyetleri niye Atatürk''ün gerçek katilleri söz konusu olduðunda esirger hale geliyorlar?

Ýsrail, ABD, Alman Gizli ürgütleri?nin ve yerli iþbirlikçilerinin iz býrakmadan, ustaca oynadýklarý oyunlarý konu alan bu kitap ayný zamanda hain iþbirlikçileri de anlatmak istediðinin çok ötesindeki farklýlýklarla anlatmaya ve sizleri düþünmeye sevketmektedir. Ve Türk Milletine çaðrý yapmaktadýr

Gizli servis

Son yüzyýlda Türkiye?nin yok olma eþiðine gelmesinin, milyonlarca insanýný kaybetmesinin ve acýlar çekmesinin nedeni Ýsrail, ABD, Almanya ve onun emperyalist isteklerine alet olmasýdýr. Hele hele dost bildiðimiz Almanya, Türkiye?nin bu vefakar davranýþýný kendi topraklarýnda birçok yýkýcý ve bölücü örgüte destek vererek göstermiþtir.Türkiye Cumhuriyeti?nin tüm anayasal sistemini çökertmek isteyen veya bölmek isteyen tüm siyasi ve askeri güçler, Almanya topraklarýnda yeþermiþ, büyümüþ ve tehdit edici boyutlara eriþmiþtir.

Neymiþ efendim, Ýsrail, ABD, Almanya dostmuþ.Bunu söyleyene de buna inana da yazýklar olsun. Bu kafalara halký Müslüman veya rejimi Ýslam olan bütün ülkeler düþman, Batýlý yahut Siyonist bütün ülke ve kafalar dost? Evet, bu kafalara göre Ýsrail dost, ABD dost, Avrupa dost. Hatta bunlar hem dost., hem müttefik. Daha da ötesi, bunlar "stratejik ortak". Ýyi de Türkiye böylesine güçlü ve bu kadar çok dostu varken, ekonomik, siyasi, ticari, sanayi ve askeri olarak niye kafasýna çuval geçirildi? Bunlar dost da Ýran mý düþman Türkiye''nin iç ve dýþ borcu, Türkiye''nin sanayi ve ticarette, askeri araç ve gereçlerde kendinden küçük ülkelere baðýmlý hale gelmesi ve herkesten merhamet dilenir duruma düþmesi Ýran yahut diðer Müslüman ülkeler yüzünden mi?

Ve Türkiye''de Atatürkçülüðün ruhunu Müslüman ülke ve Müslüman aklý mý bu topraklardan sildi, þekilden ibaret hale getirdi, yoksa Batý misyonerleri ve Siyonist - Mason aklý mý? Türkiye''yi gerçekten sevenler ve gerçekten Atatürk denildiðinde gözleri nemlenenler Kubilay hadisesinde gösterdikleri hassasiyetleri niye Atatürk''ün gerçek katilleri söz konusu olduðunda esirger hale geliyorlar?

Ýsrail, ABD, Alman Gizli ürgütleri?nin ve yerli iþbirlikçilerinin iz býrakmadan, ustaca oynadýklarý oyunlarý konu alan bu kitap ayný zamanda hain iþbirlikçileri de anlatmak istediðinin çok ötesindeki farklýlýklarla anlatmaya ve sizleri düþünmeye sevketmektedir. Ve Türk Milletine çaðrý yapmaktadýr

Büyük tehlike
Efendim, bildiðiniz gibi, ben "dönme" kelimesini sadece Sabatay Sevi'nin takipçisi müslüman görüntülü Yahudiler için kullanmýyorum... Rum, Ermeni, Levanten olup ta, Hýristiyanlýðýný ve aslýný gizleyip, Müslüman görünüp öz-be-öz Türk adlarý taþýyarak, bizleri kandýranlarý da kastediyorum.
Bunlardan bir tanesi de Apo adýyla bilinen PKK terör örgütünün lideri Artin Agopyan'dýr.

Apo'nun aslýnda Ermeni olduðu eskiden beri biliniyor, dile getiriliyordu. ama nedense boyalý basýn ve þýkýdým medya bu herifi Abdullah ücalan diye tanittý. ücalan soyadý üzerinde bile durulmadý... Kimlerden ve neden öç alýyordu?.. Ýsterseniz oradan baþlayalým...

1880'lerden itibaren Türkiye'deki Ermenileri Batýlý ülkeler (basta A.B.D) ve Rusya yoðun bir þekilde kýþkýrtmýþlardýr... Batýlý ülkeler (bilhassa Ýngiltere) bu arada Kürtlere de el atmýþ, onlarý ilerde kullanabileceði yedek bir güç haline getirme çabasýna girmiþti. 1. Cihan Savaþý

Ýngiltere'nin ne kadar tedbirli olduðunu ortaya koydu. Ermeniler Ruslarýn kozu haline geldi. Doðu Anadolu'yu iþgal eden Ruslar Kars ve Erzurum'a kadar Ermeni birlikleri ile girdiler. Ýngiltere de Kürtler üzerindeki faaliyetini yoðunlaþtýrdý. Ruslar 1917'de savaþtan çekilince, Ermeni kozu tekrar Batýlýlarýn eline geçti... Amerikalýlar meþhur Wilson prensipleri ile Doðu'da bir Ermeni devleti, Güneydoðu'da da bir Kürt devleti yaratýp kendi sömürgeleri haline getirmeye çalýþýrken, Fransýzlar da Güney Anadolu'ya Fransiz üniformasi giydirdikleri Ermeniler ile girdiler.

Bu Wilson denen mason , gerçekten namussuzun tekidir!.. "Milletlerin kendi kaderlerini tayin hakký"ndan söz ile, nüfus yoðunluðunu bahane ederek Osmanlý topraklarýnda Ermeni, Kürt, Rum devletler kurmayi teklif ederken, Türklerin nüfus yoðunluðuna sahip olduðu Rus ve Avrupa topraklarýnda onlarýn baðýmsýz olmasýný aðzýna bile almamýþtýr!.. Bu þerefsizin Türkiye'de sözünü ettiði bölgelerde ne Rumlar, ne Ermeniler, ne de Kürtler çoðunluðu teþkil ediyordu!... Halbuki Batý Trakya, Bulgaristan, Kýbrýs, Musul-Kerkük, Azerbeycan, hatta o dönemde Ermenistan hep Türk diyarý idi ve Türkler çoðunlukta idi!..

Ýþte Batýlýlar böyle çifte standartlý, böyle içten pazarlýklý, böyle nalýncý keseri gibi kendine yontan soysuz bir topluluktur!.. Onlarýn "Allah bir!" dediðine bile inanmamak gerekir!.. Aslýnda biz Artin Agopyan'ýn soyadýnýn neden ücalan olduðunu açýklayacaktýk. Oraya gelelim...

Ýþte bu þekilde Batýlý devletler tarafýndan kýþkýrtýlmýþ olan Ermeniler, 1. Cihan Savaþý sýrasýnda teb'asý olduklari Osmanlý Devleti'ne ihanet edip Ruslara yardým etmeye baþlayýnca, dönemin sadrazamý Talat Paþa tarafýndan tehcire, yani göçe tabi tutuldular... Savaþýn cereyan ettiði bölgelerden alýnýp savaþýn olmadýðý Osmanlý topraklarýna gönderildiler ki, düþmanla isbirliði etmesinler!..

Bu tehcir hiç bir zaman Ermenilerin tümünü kapsamamýþtýr. Ýstanbul Ermenileri, Orta Anadolu'da yaþayanlar tehcire tabi tutulmamýþtýr. Sadece Doðu ve Güneydoðu Anadolu'dakiler göç ettirilmiþtir. Ermeniler göç ettirilirken de, götürebilecekleri bütün eþyalarý almalarýna izin verildiði, aile fertlerinin bir arada tutulmasýna itina edildiði gibi, gittikleri yerde yerleþmelerine de nezaret edilmiþ, yolda her türlü güvenliklerinin saðlanmasý için yanlarýna ordu birlikleri katýlmýþtýr. Ancak bu göç sýrasýnda hiç hesaba katýlmayan bir durum hasýl olmuþtur... Batýlýlarýn kýþkýrttýðý ve birbiriyle çakýþan topraklar vaadettiði Kürtler, bilhassa savaþ dolayýsýyle sayýsý artan Kürt eþkiya, yanlarýnda deðerli eþya taþýyan Ermeni kafilelerine yol boyunca saldýrdýlar, onlarý soyup direnenleri öldürdüler. Kafileleri korumakla görevli birlikler sayýca az olduðu için, her zaman bu soygun ve katliami önleyemedi.

Yine pek az bilinen ikinci bir husus ta, bu saldýrýlar sonunda yetim kalan çocuklar ile dul kalan bazý kadýnlarý yol boyunca geçtiði yerlerde onlara acýyan ailelerin yanlarýna almasý, hatta evlenmesidir... Bazý Ermeni aileler de, þevkat gördükleri bölgelere kaçak olarak sýðýnmiþ, ad deðiþtirerek Türk görünümüyle oraya yerleþmiþ, yerli halk arasýna karýþýp gitmiþlerdir. Ýþte Apo diye bilinen Artin Agopyan, böyle bir aileden gelmedir.

Ne var ki, bu saldýrýlar Kürtler ve Ermeniler arasýnda büyük bir düþmanlýk yaratmýþ, mütarekeden sonra Batýlý devletlerin ordularý ile birlikte dönen Ermeniler kendilerinden gaspedildiðini öne sürerek hem yerli halkýn malýna mülküne el koymuþ, hem de fýrsat bulduðu yerlerde öç almak amacýyla Kürtlere ve Türklere inanýlmaz iþkenceler, katliamlar uygulamýþtýr. Artin Agopyan'ýn ailesi, iþte bu yüzden tamamlýyamadýklarý katliama devam etmek için üc-alan soyadýný taþýr!..

Basit bir kiþi, baþarýsýz bir üniversite öðrencisi iken, 1978 yýllarýnda Apo'nun üç kiþiyle bir örgüt kurup, dýþardan bu kadar destek görmesini aklýnýz alýyor mu?.. Bu dil bilmez, yol-yordam bilmez taþralýnýn, Alman parlamento heyetleriyle görüþmesini, Yunan diplomatlarý ve istihbarat elemanlarý tarafýndan Kenya'ya kaçýrýlmasýný nasýl izah edebilirsiniz ki?..

Bizim mason / dönme basýnýn Artin Agopyan'ý "Apo" diye yýllardýr þiþirdiði malûm... Ama Yalçýn Küçük, Doðu Perinçek gibi yazarlarýn, hatta milletvekillerinin gidip ziyaret ettiði PKK kamplarýný, terör stratejisini, iki dediði birbirini tutmayan bu durgun zekalý herifin planladýðýný mý sanýyorsunuz?

Bütün olay, ASALA eliyle 1973'den beri yürütülen Hýristiyan Ermeni terörünün, artýk dünya kamu oyunda tepki çekmeye baþlamasý, Batýlý emperyalist devletlerin yeni bir kuklaya ihtiyaç duymasýndan kaynaklanmýþtýr... Bu öyle bir kukla olmalýydý ki, ne Hýristiyanlar, ne Batýlýlar göze batsýn!.. Tam tersine, hem Türkiye mesgul edilsin, hem de Türklerle Kürtler birbirini kýrsýn!.. Ustelik Türkiye'nin Suriye, Irak, Ýran, Filistin, Libya gibi müslüman devlet ve topluluklar ile arasý bozulsun!.. Müslümanlarý öldüren, kendi insanýna zulmeden bir duruma düþsün!.. Ýþte PKK lideri Apo diye bilinen, o camlý bölmenin arkasýnda zavallý bir tavýrla oturan Artin Agopyan'ýn hikayesi!..

Bunu kim ortaya çýkardý biliyor musunuz?.. 31 mayýs 1999 günkü duruþmada söz alan bir þehit babasý!.. Baþbaðlar katliamýnda oðlunu kaybeden Ahmet Beþkardeþ, Artin Agopyan'a hitaben, kýrmanç (Kürt) aðzý ile "ez kýrmanç im" diye baþlayýp "sen Kürt deðilsin, Ermenisin!.. Eger Kürt isen, ben þimdi seninle Kürtçe konuþuyorum, bana Kürtçe cevap ver!.." dedi!.. Ve tabii hiç bir cevap alamadý!..

Kürtleri baðýmsýzlýða kavuþturacaðýný iddia edip, Türkten çok Kürt öldüren, sözde Kürt "gerilla" kamplarýnda Türkçe eðitim yaptýran Abdullah ücalan takma adlý Artin Agopyan, gerçekten Ermeni idi, ve Kürtçe bilmiyordu!.. Böylece "Apo" diye bilinen kaatilin aslýnda Ermeni olduðu kendi yüzüne haykýrýldý, ve kayýtlara geçti!

Hemen eklemek isterim ki, bizim Kürt diye bildiðimiz vatandaþlarýmýz, bu terör furyasýnin ortaya çýkýþýna kadar kendilerine "Kürt" demezlerdi!.. Hala da çoðu o kelimeyi kullanmaz... Kendini Kýrmanç, Zaza, Dersimli, Tatar uþaðý olarak adlandýrýr. Boy ve aþiret adlarýný kullanýr. Bu da Avþar, Karakeçili, Türkmen demekten farksýzdýr.

Yaa iþte böyle!.. Duruþmanýn en önemli iki olayýndan biri bu tesbit iken, bizim mason / dönme medyada gene alt sýralarda yer aldý... Bazý televizyonlar bu konuyu yansýtmak yerine, "size þimdi çok önemli bir olay göstereceðiz," diyerek Apo'nun "gözlük kullandýðý" sahneleri yayýnladýlar!..

Baþ terörist ülke A.B.D.'nin ünlü televizyonu C.N.N. ne yaptý, biliyor musunuz?.. Ne bu Kýrmanç Türk köylüsünün tesbitini yayýnladý, ne de Artin Agopyan'ýn Batýlý ülkeleri suçlayan ifadelerini!.. Kýsaca "Apo yaþamasýna izin verildiði takdirde ülkede barýþý saðlýyacaðýný söyledi," dedikten sonra, - "þimdi Türkiye'ye sokulmayan Abdullah ücalan'ýn avukatýna baðlanýyoruz," anonsunu yaptý!.. Allah Allah!.. Apo namlý Ermeni kaatilin zaten Ermeni mi, Kürt mü olduðu belli olmayan hain nitelikli 100 tane avukatý var!.. Bunlar sýrayla arz-ý endam edip, kendilerine göre bir "þov" sergiledikten ve Türk devletini suçladýktan sonra, davadan çekiliyorlar!.. üstelik bizim mason / dönme medyada uzun uzun beyanat veriyorlar, istedikleri reklamý yapýyorlar!.. "Kimmiþ ki, bu yurda sokulmayan avukat?" demeye kalmadý, bir Hollandalý bayan ekranda göründü... Efendim, bu Hollandalý kadýn Apo'nun avukatýymýþ!.. üok istemiþ, gelip davayý üstlenmeyi ama, zalim Türk devleti kendisini yurda bile sokmamýþ!.. Savunmasi böylece kýsýtlanan(!) kaatil Ermeni, eðer mahkûm edilirse, yanlýþ karar alýnmýþ olacakmýþ!..

Gördünüz mü, büyük müttefikimiz, sadýk dostumuz Amerika'nýn kurduðu tezgahý?.. Bunca muhabirine raðmen, Türk kanunlarýna göre, sanýklarý ancak Türk barolarýna kayýtlý avukatlarýn savunabileceðini bilmiyormuþ gibi yapýp, Türk Devleti'ni suçluyor!

Arkasýndan C.N.N. spikeri, bir Türk gazeteciye (hadi o salaðýn adýný vermiyelim de rezil olmasýn), - "Apo'nun beraat etme ihtimali var mý?" diye sormaz mý?.. Aklýnca beraati de bir ihtimal olarak zihinlere yerleþtirmeye çalýþýyor!.. Tabii A.B.D.'nin resmi devlet politikasý icabi!.. Hiç unutulmasýn ki, ne Amerika'da, ne Ýngiltere'de, ne de Almanya'da hiç bir özel basýn-yayýn organý devlet politikasý dýþýnda yayýn yapamaz!.

O Amerika ki, Teksas Eyaleti'nin (ki bu eyaletler federal devlete kendi rýzalarý ile katýlmýþlardýr) baðýmsýzlýðý için örgüt kuran 5 kiþiden üçünü vurup öldürdü, ikisini de ömür boyu hapse mahkûm etti... Daha geçenlerde bilgisayarlara "melissa" virüsü bulaþtýrdý diye, eline silah almamýþ bir gence tam 40 yýl hüküm giydirdi!.. Kalkmýþ, 30.000 kiþinin ölümünden sorumlu bir isyancý Ermeninin "beraat" edip etmeyeceðini soruyor!..

Mason dedik, fason dedik, "kusuruna bakýlmaz," dedik, aldýrmadýk... Deliyle, aptalla bir tuttuk... ama bu kadari da artýk fazla!.. Ermeni deyince aklýmýza geldi, "buraya ekliyeyim," dedim.

þeytanýn partisi, ilimciler grubu Hizbullah'ýn vahþetini sansasyonel, hatta ajitasyon haline getirerek halka yansýtan mason / dönme medya iki husus, üzerinde hiç mi hiç durmadý!.. Bu iki husus üzerinde durmuyor da, olup biteni "Ýslami Terör" diye o yüce dinin üzerine yýkmaya kalkýyor!.. Yahu, Ýngiltere'de I.R.A. onca terör eylemi yaptý. hiç kimse kalkýp ta, bu "Katolik Terörü" dedi mi?.. Býrakýn onu, "Milliyetçi Terör" dedi mi?.. Sýrplar, onca Bosnalý, Kosovalý müslümaný öldürdü... Hiç kimse kalkýp ta "Ortodoks Terörü, Ortodoks vahþeti" dedi mi?.. Ýslam'ýn lanetlediði tavýrlarý uygulayanlara "müslüman" demek bile caiz deðilken, nereden çýktý bu "islami terör"?... Neyse... Biz gelelim mason / dönme medyanýn dile getirmediðine!..

Birincisi hem ölenlerin hem de onlarý inanýlmaz iþkencelerle öldürenlerin Kürt olmasý!.. üstelik hemen hepsinin "milliyet" anlayýþýný kýnayýp, "ümmet" zihniyetiyle hareket ettiðini iddia eden "Nurcu"lardan olmasý!.. Oldürülenler Nurcularýn "menzil " cemaatinden, öldürenler de "ilim" cemaatinden!.. ne biçim ilimse!..

Bu Hizbullah öyle bir tavýr içinde ki kendinden baþkasýný müslüman saymýyor!.. Kendinden, yani kendi müslüman tipinden olmayýnca da kafir sayýyor, "katli vacip" diye canýna kýyýyor!.. Ustelik bu davranýþla sevaba girdiðine inanýyor!..

Ancak böyle sadece "kendine müslüman" Hizbullah'in mali kaynaðýný elinde tutan, idare eden kimmiþ, biliyor musunuz?.. Sulhettin ülük adýnda bir dönme!.. Bir Ermeni!.. Yaaa!.. Ýþte medyanýn vurgulamadýðý ikinci husus bu!.. Sen Nurcu ol, Hizbullahçý ol, müslüman geçin, sonra bir gavur Ermeni ile birlik olup diðer müslümanlarý öldür!.. Kürtçülük tasla, baþka Kürtleri öldür!.. Týpký P.K.K. lideri Artin Apo gibi!..

þu Terör örgütünün elebaþlarýnýn ve dönmelerin gelmiþini geçmiþini bir iyi kurcalamak gerek!.. Bakalým aralarýndan kaç tane Yahudi, Ermeni dönme çýkacak!..

Bu kitap kaleme almamdaki maksat bize dost görünen ancak arkamýzda kuyumuzu kazan dönmelerin gerçek yüzünü pazara çýkarmaktýr.

Tevrat kuþaðý
"Kafirler istemese de Allah nurunu tamamlayacaktýr."
Avrupalý, aç olan karnýný doyurmak ve Türklerin elinde bulunan iktisadi kaynaklarla stratejik noktalara hakim olabilmek gayesiyle Haçlý seferlerini baþlatmýþlardýr.
Avrupa tarihi müthiþ bir vahþet tarihidir. Hele Haçlý kaynaklar bu vahþetin akla durgunluk verecek menkýbeleriyle doludur. Mesela Fransa Enstitüsü üyelerinden Funde Brentano?nun ?Les Croisades? adýndaki eserinde:
?Muhasara altýna almýþ olduklarý Antakya þehri önünde Haçlýlar ?insan eti veya ufak müfreze müsademelerinde öldürdükleri Türklerin cesetlerini yediler? (Prof. A. Malet ve J. Isaac, Histoire du Moyen a.g.e. Paris s. 256.)
Görüldüðü üzere, farik vasfý ahlaký yükseltmek, rûhu tasfiye, adalet ve merhamet gibi hususlar olan bir dinin mensuplarý bu dini dava ederek yaptýklarý Haçlý seferlerinde bizzat kendileri o dinin esaslarýný ayaklar altýna alarak görülmedik vahþetler sergilemiþlerdi.
Bugün Haçlý seferleri yeniden baþlamýþtýr, iþ baþýndadýr, hem de þekil deðiþtirerek iþ baþýndadýr. Misyonerlerce gaye vasýtayý meþru kýlar. Bu bakýmdan her þekle girerler ve her türlü kýlýk ve kýyafete bürünürler. Bazen bir doktor, bir hemþire, bazen dini uðruna dünya nimetlerini terk etmiþ muhterem bir rahip, bazen idealist bir öðretmen, bazen gençlerin boþ vakitlerini deðerlendirmek, açýk havada yapacaklarý sportif hareketlerle sözde saðlam bir nesil yetiþtirmek için kurulmuþ izci teþkilatýnýn elemanýdýr. Bazen de memlekette revaç bulan yabancý dili pek cüzi bir ücretle öðretmek için açtýklarý lisan dershanelerinin baþýndadýrlar. Velhasýl hýristiyan aleminin menfaatleri neyi gerektiriyorsa misyoner orada vazifesinin baþýndadýr.
Haçlý seferinin en önemli ayaklarýndan biri yerli iþbirlikçiler olarak tesmiye edebileceðimiz, müslümanlarýn içinden çýkmýþ, bu topraklarda doðmuþ, büyümüþ ama aklýný fikrini, zihnini, kalbini, ruhunu Batýlýlara vermiþ / satmýþ veya batýlýlar tarafýndan kullanýlan insanlardýr.
Ýslama ve müslümanlara karþý sergilenen onca savaþlara, hilelere, cezalandýrmalara, soyutlamalara ve aðýr zulümlere, iþkencelere raðmen! Allah'ýn nurunu aðýzlarýyla söndürmek, kullarýn ellerindeki ateþ ve demirle onu bastýrmak mümkün deðildir. Azgýn zalim diktatörler, siyonistlerin ve haçlý zihniyetinin türettiði sahte kahramanlar bu uzak hedefe ulaþtýklarýný hayal etseler de Allah'ýn bu nurunu söndüremeyecek- lerdir.

Operasyon

Yýllardýr yazarým... Gazetelerde yada sokaktan edepsizin birisi, Vatan düþmanýnýn birisi bir laf söyler... Veya hükümetten birisi bir laf söyler... Veya paþalardan, aðalardan birisi bir laf söyler. Ben eðri sözü hiç yazmam, onun doðrusunu yazarým. Eðriyi yazýp da adamýn kulaðýna eðriyi sokmam, þu meselede iþin aslý þöyledir diye doðruyu yazarým.

Bu kitap kaleme almamdaki neden, asýl konumuza yani bu topraklar üzerinde iç ihanete giriþ yaparken zihnimizi çok yönlü kullanabilmemiz ve sorunlarýn temelinde hangi fraksiyonel nedenlerin yattýðýnýn kanýksanmasý içindir.

Daha 1905'li yýllarda temeli atýlan ve sonraki yýllarda belirli noktalarda toplanan Siyon liderlerinin istediði dünya oluþumu esas itibari ile gerçekleþti ve günümüzde bu zihniyet aðýrlýðýný iyiden iyiye hissettirmeye baþladý. Gençlik, fuhuþ ve eroin sektöründe birer meta olmaktan kurtulamadý. Bölücü, irticai faaliyetlerde yerli iþbirlikçiler her dönem önemli bir yer edindi. Esasen bunlar, duygularýný ve düþüncelerini Siyonizmin hizmetine sunan zayýf þahsiyetli kimselerden olmuþlardý. Hakim sýnýf, yönetici kadrosu deðil, yozlaþtýrmayý en çabuk gerçekleþtiren medya sýnýfý oldu. Ýþin çýkmaz ve acý taran tüm bunlarý kollayan denetleyici ajan kesim bürokrasiyi de avucuna aldý. Ve insanlarýn düþünceleri dahil her þeylerim maddeyle satýn almak mümkün oldu.

Evet, bunlarýn yaþandýðý, yaþatýldýðý ülkelerden biri de Türkiye Cumhuriyeti Devletidir.

Ýþte bu kitap, artýk yeterince tanýnan, sýkýþtýðý vakit ateistken Hýristiyan, Hýristiyan görünürken Müslüman olduðunu söyleme cüretkarlýðýný gösterenleri kendi ellerimizle güçlendirdiðimiz ihanetçilerin ihanetlerini anlatmakta ve belgelemektedir. Yani Siyonist felsefenin çizgisi doðrultusu- nda maddi çýkar karþýlýðý düþüncelerini, duygularýný pazara çýkartan, para kazanmak uðruna dilini dinini satan, þuursuzca Yahudileþme temayülü gösteren yerli iþbirlikçileri konu almakta, bu topraklar üzerinde yaþayanlara uyarýlarda bulunmaktadýr.