"Siyasi çözüm dayatmasý" kesin gelecek...
Yiðit Bulut
ybulut@gazetevatan.com
11.01.2008
Perþembe sabahýna kadar Washington'dan gelen haberlerin hepsini çok dikkatli izledim. Mesaj aynýydý; Amerika'nýn, Türkiye'den "siyasi bir açýlým" isteði yok...
Perþembe sabahý Parametre programýna Prof. Dr. Hasan Köni konuk oldu ve çok ilginç bir tez ortaya attý, daha doðrusu bilgi verdi; "Yapýlan operasyonlar NATO doktrin ve talimatlarý çerçevesinde yapýlýyor... Hava operasyonlarý sonrasý atýlacak adýmlar baþlýðý altýnda olacaklar çok net tarif ediliyor. En geç bir yýl içinde yani bu hava operasyon süreci belli bir süre devam ettikten sonra, siyasi çözüm mutlaka gündeme gelecek... Bu operasyonu yapanlar, pazarlýk sürecinde Amerika ile hava sahasýný açmasý ve teknik destek saðlamasý konusunda muhatap olanlar, söz konusu yazýlý NATO doktrinlerini çok iyi biliyorlar... Bu doktrin içinde siyasi çözüme de sýra gelecek..."
***
Bu noktada Vatan gazetesinin internet sitesinde yer alan baþka bir haberi aktarmak istiyorum; "...Cumhurbaþkaný Gül'ün ABD ziyareti öncesinde Ýran'ýn Türkiye'ye gelen doðalgazý kesmesinin tesadüf olmadýðýný söyleyen EPDK eski Baþkaný Yusuf Günay, bunun Ýran'ýn çok istekli olduðu Güney Pars Anlaþmasý'ndan ABD etkisiyle vazgeçilmesine tepki olduðunu belirtti. Enerji Piyasasý Düzenleme Kurumu (EPDK) eski Baþkaný Yusuf Günay, Ýran'ýn doðalgazý kesmesinin ardýnda, bir türlü imzalanamayan Güney Pars Bölgesi Anlaþmasý olduðunu ileri sürdü. Cumhurbaþkaný Abdullah Gül ve Enerji Bakaný Hilmi Güler'in ABD ziyareti öncesinde gazýn kesilmesinin tesadüf olmadýðýný düþünen Günay, Türkiye'nin Ýran ile anlaþma imzalamamasýnýn arkasýnda ABD olduðu tezini savundu..."
Peki Hasan Köni'nin "verdiði bilgiyi" ve yukarýdaki haberi neden aktardým?
Sevgili dostlar, "Amerika ile yeni bir dönem baþladýðýnýn" analizini Aralýk ayý içinde sizlere aktarmýþtým. Tezim; Amerika'nýn 1975 Cezayir toplantýsýnda "yaptýðý gibi radikal" bir dönüþle "Kürt kartýný en azýndan elinden masaya býrakarak, Türkiye ile bölgesel net iþbirliðine" gideceði ve "Türkiye'nin Avrupa Birliði ile yakýnlaþma yerine yeniden Amerika'ya doðru kayacaðý" yönündeydi. Cumhurbaþkaný ile Amerika'ya giden gazetecilerin "aktardýklarý" bu tezi doðruladý. Abdullah Gül, ne Amerika'da ne uçakta "Avrupa Birliði" kelimesini aðzýna dahi almadý. Bu gazetecilerin de dikkatini çekti!
***
Peki önceki tezimiz ile "Hasan Köni'nin verdiði bilgiyi" birleþtirince ortaya ne çýkýyor?
- Amerika ile Türkiye arasýnda "Erdoðan'ýn ziyareti ile baþlayan, Gül'ün ziyareti ile üzerinden geçilen" ve detaylarý kamuoyuna "sunulmayan", "Ýran?a sýrt çevirme", "Kandil operasyonu", "siyasi açýlým", "af" gibi detaylarýn olduðu "net bir anlaþma" var.
- Bu anlaþmanýn "amacý" þimdilik "oynanan Kürt devleti kartý" yerine, Türkiye?nin "merkez olup" bölgede "etkin" olup olamayacaðýný denemek. "Amerikan çýkarlarý korunarak" dememe sanýrým gerek bile yok.
- Ýran ile "son dönemde" ortaya çýkan soðuma da "bu sözlü-yazýlý" anlaþmanýn ilk sonuçlarýndan biri.
- üzellikle yeni tez-antitez döngüsünün "Ýran-Rusya-Hindistan-üin" karþýsýnda Amerika olarak þekilleneceði düþünülürse; Amerikan'ýn "Kürt kartý" yerine Türkiye?yi þimdiden yanýna alma çabasý da oldukça anlamlý.
Sonuç: Eldeki bütün verileri birleþtirince "Amerika ile net olarak sözlü-yazýlý" bir anlaþma yapýldýðý ortaya çýkýyor. Bu mutabakat "af, siyasi çözüm, hava bombardýmaný" dahil birçok detay içeriyor. Burada siyasi otoriteye düþen "açýklayabileceði kadarýný" kamuoyu ile paylaþmak. Sanýrým bu kadarýna hakkýmýz var! Bu ülke ayný zamanda "bizim" de!