Baþbakan þerefsiz mi?
Serdar Akinan
Akþam Gazetesi
02.01.2008
Elbette deðil...
Birçok yazýmda ýsrarla, özenle ve samimiyetle baþarýlý bir siyasetçi olduðunun altýný çiziyorum.
Baþarýlý bir siyasetçi olmasý bu ülke için seçtiði politikalarýn benim için doðru olduðu anlamýna gelmez...
Sonuna inanmadýðým bir temel siyaseti büyük bir baþarý ile götürüyor.
Hukuka saygýlý ve demokrasinin kurallarý içinde kalýyor.
Ayný kurallar içinde kalarak düþündüðümü yazýp çizme hakkým olduðuna inanýyorum.
Eleþtirmek hakkýmýz. Endiþelerimizi özgürce dillendirmek onu da bizi de var eden iklimin temel gereði.
Bu endiþemi paylaþan büyük bir kitle olduðunu gördüðümden de, inançla yazýyorum...
Yanlýþ yaptýðýný düþündüðüm konularý yazdýðýmda da, muhalefet neredeyse tükenmek üzere olduðundan, kara listesinde olmaya devam ediyorum.
Bu, inandýðým þeyi son nefesime kadar yapmaktan alýkoyacak bir kriter olamaz.
Daha önce de yazmýþtým.
Haksýzlýk karþýsýnda susan dilsiz þeytandýr...
Siyaseten izlediði yolun memleketin bütünlüðü açýsýndan tehlikeli bir evreye girdiðini düþünüyorum.
Bu düþüncemde yalnýz olmadýðýmý da biliyorum.
Eleþtiriye tahammülünün bu denli azalmasýný da "seçilen yolun sonuna" itiraz edenlerin, henüz farkýnda olmayan ve veya çoðunlukla kiþisel bekalarý için onu ve politikalarýný destekleyen yýðýnlarý etkilemesinden çekinmesine baðlýyorum.
Ýzlediði siyaset o kadar hassas dengeler içeriyor ki en ufak sosyal titreþim bile onda huzursuzluk yaratýyor.
Erdoðan gibi yüksek halk desteðine sahip bir siyasetçi açýsýndan eleþtiriye tahammülsüzlük büyük tehlikedir.
5 Kasým sonrasý muhalefetin ýsrarla gündeme getirdiði "ABD ile Kürtler konusunda gizli bir anlaþma mý yapýldý?" iddialarýna son derece sert tepki verdi...
"Bu deðerlendirmeler þýk deðil, çok çirkin, çok alçakça. Türkiye Cumhuriyeti Baþbakaný, bir þeyler vermek karþýlýðý böyle bir iþbirliðine girecek kadar þerefsiz deðildir, deðerlerini bu denli kaybetmiþ deðildir..."
Bu sorunun akla getirilmesini bile ihanet görüyor. Oysa insanlar olgulara bakýyor...
Her fýrsatta, olasý bir sýnýr ötesi operasyon için Türkiye'yi açýk açýk tehdit eden Kürt liderler, Bush ve Erdoðan arasýndaki 5 Kasým tarihli görüþmeden sonra 180 derece döndüler...
Bakýn Celal Talabani DTP'lilere iki gün önce ne diyor:
"Türkiye Kürtleri, kendi geleceði için Erdoðan'a destek vermeli..."
"AK Parti'ye karþý savaþmak, Kürt halkýnýn çýkarlarýna karþý savaþmaktýr..."
"AK Parti Hükümeti'ne karþý savaþmak, Kürt halkýnýn çýkarlarýna karþý savaþmak demektir. "
"Türkiye'nin Kürtlerine gelince, onlara diyeceðim þu ki, Erdoðan Hükümeti'ni desteklesinler."
"Türkiye Kürtleri kendi gelecekleri için Erdoðan'ý desteklemelidirler."
Ben ýsrarla bu cümlelerin satýr arasýný okuyorum...Aklýma onlarca soru geliyor.
Elimde deðil...
Bu sorularý ve beraberinde getirdiði endiþe verici yanýtlarý kendi kafamdan vermektense, birinci aðýzdan, hazýr bu kadar yüksek kamuoyu desteði varken, açýkça duymak hakkýmýzdýr.
ABD, Irak'ýn kuzeyinde bir Kürt devleti kuruyor...
AK Parti buna kesinlikle karþýysa bilmek hakkýmýz.
Yok, hayýr destekliyorsa, gerekçeleriyle anlatacak en uygun zaman þimdidir...
Yarýn geç olabilir.