ideolojilerin çöküşü ve kendini arayan insan (6)

[pome]

Y.Tarihi 22-08-2007üarşamba
İdeolojilerin çöküşü (6)
Ve Kendini Arayan İnsan

Doğrudan doğruya halk arasında da canlı tesanüd (dayanışma) zümreleri mevcuttu. Her kırk hane mütesanıt (dayanışmacı) bir cemaat teşkil ederdi. Bu zümrelerden her birinde senede en az dört izdivaç (evlendirme) vukua gelmesi kanuni bir mükellefiyet halinde idi. Geline masraf yapacak gücü olmayan delikanlıların masrafları bu cemaat tarafından verilerek evlendirilirdi.Hangi cemaat bu mükellefiyeti ifa etmezse mesul olurdu. Bu kaideye göre hiçbir delikanlı bekar kalamazdı. ve hiçbir baba dürüst olan bir gence kızını vermemezlik edemezdi.
Türkler, Moğollar, Cermenler, Semitler tarih öncesinin sınıfsız toplumlarından gelmişlerdir ve toplum olarak barbarlık aşamasını yaşarlarken kandaşlık özeliklerini sürdürmüşlerdir. ?Kandaşlık özellikleri? denince yalnızca somut olarak izi bilinen akrabalık ilişkilerinin doğurduğu tavır değil,akrabalık ilişkileri varimişçesine işleyen bir karşılıklı dayanışma duygusu ve aksiyonu anlaşılmalıdır. (ümit Hassan İBN HALDUN Metodu Ve Siyaset Teorisi ?S.185-186-1982)
?Bilginin yolu aydınlık yoldur.?
?Başka bir ülkeye, başka bir din?e, başka bir ulusa, bilgisizliğin ve cehaletin neticesinde, nefret yahut sevgi duyguları beslemeyi adet edinen milletler köleleşirler; kendi görev ve çıkarlarını unuturlar. Zira bir millet ortaklık hayaline kapılarak başka bir millete bağlandı mı, bu ikincisinin kavgalarına boşu boşuna karışır. üstelik ona imtiyazlar tanır. Bu ise kendisinin sömürülmesine yol açmakla kalmaz, başka ülkelerin düşmanlığını ve misillemelerini üstüne çeker. Büyük ve güçlü bir ülkeyle öyle bir ilişki kuran küçü yahut zayıf bir millet, ötekisinin uydusu olmaktan kurtulamaz
Yabancı entrikaların aleti durumundaki kişiler, güvenini ve alkışını kazandıkları halkı aldatarak, onun çıkarlarını başkasına teslim etmesini sağlarken, bütün bunlara karşı çıkan yurtseverler şüpheli durumuna düşürülüp lanetlenebilirler?.
(İngiliz emperyalizmine karşı verilen kurtuluş savaşlarında başkomutan olarak görev alan, ABD?nin ilk devlet başkanı, George Washington? un 17 eylül 1796 tarihinde siyasi hayattan çekilirken yaptığı konuşmadan alınmıştır.) ?Sözü, kimin söylediği değil, ne söylediği ve nasıl söylediği önemlidir.?
?Dünya krallığını? kurma hayalleriyle yatıp kalkanlarla, sürekli düşüp kalkan, ?dinler arası diyalogçular? sürekli dinledikleri ve inandırıldıkları şu teraneleri, (Siyonistlerin kurmayı hayal ettikleri, ?Dünya krallığı? ?Tek devlet,? Yahudi kavminden oluşacak teba, ?Tek millet?, ?Tek din? dedikleri ise Talmud?çu ve ?Kabalist? olan Yahudilerin din?i kastediliyor. üünkü onlardan olmayan tüm insanlara kafir gözüyle bakıyor ve davar sürüsü olarak nitelendirdiklerini daha önceki sayfalarda da belirtmiştik.
22 Temmuz öncesi meydanlarda seçim sloganı haline gelen, yukarıda oluşum özelliklerini arz ettiğim, (Tek devlet, Tek din, Tek millet) şeklinde kavramlaştırılan sloganı, sade vatandaşımız değil, üst düzey politikacılarımız bile yuttular ve emperyalizmin bu maksatlı sloganlarıyla politika yapar oldular. ?Dünyada ırkçı fanatiklerin nasıl ırkçılık yaptıklarını görmezden gelirken, bizler bu çirkin ırkçılığı eleştirmeye kalktığımızda, ırkçılığın yaftasını bizlere yapıştırmaya kalkarlar.? ?Tanrı bizleri bu tip şer düşüncelerden korusun?.
Bir kere Laik Cumhuriyet yasalarıyla yönetilen bir ülkede, tek din olmaz. Bunun olması için herkesi Müslümanlaştıracak mıyız? Kaldı ki, bizim inancımızda ?din?de zorlama yoktur?. Bakara s. 256.ayet. Tek millet derken, zaten Türkiye Cumhuriyetine yurttaşlık bağı ile bağlı olan herkes bu ulusun saygın birer üyesidir. Dolayısıyla biz ulus olarak tek milletiz ve öyle kalmaya devam edeceğiz. Bu ülkede aymazlığa pirim verilmeyecektir. Sayın Busch gitsin başka topraklarda eşinsin. Tek devlet deyince, tabi ki biz tek devlet diyoruz parçalara bölünerek sömürgeleşmenin sancısını yaşamamış olanların ve de kandırılmışların uykuda yaşadıkları sayıklamanın ifadesi sayarım ben o sözü. Tek din sözüne yeniden dönersek, bizim din?imizin derinliğini ve evrensel nitelikli tek din oluşunu da izniniz olursa anlatalım.
Tek din nasıl olurmuş herkes bilsin. Bizim din?imiz ne örf din?i, ne töreler ve ne de hurafe din?i değildir. Yazmalar ya da mektuplar din?i de değildir. İslam din?inin kutsal kitabı olan Kur?an? ı kerim?in (Rum suresi 30. ayeti bakın ne diyor!) ?Ey Muhammed sen bir hanif olarak (bilerek inanan kişi olarak) yönünü ?Fıtrata? döndür!..O Tanrı?nın tek ve değişmez din?i? dir. Ama halk onu bilmez.? (Fıtrat, evrenin yaratılış ve işleyiş yasasıdır. O?na din dilinde Sünnetullah yasası da denir.) Buyurun, tek din ancak bu niteliği ile tarif edilebilen bir din?e ?Tek ve evrensel din? diyebilirsiniz. Bu gerçeği bilenlere palavra dinletemezsiniz.
(Devam Edecek) Demir Ali POME