Gösterilen sonuçlar: 1 ile 4 ve 4

Konu: "Zeus" Kimliðinin "Ön-Türk" Kökeni

  1. #1
    anau
    Guest

    "Zeus" Kimliðinin "Çn-Türk" Kökeni

    "Zeus" Kimliðinin "ün-Türk" Kökeni

    Yazan: S.Kemal ERMETÝN on 17 Ekim, 2006 09:00:00




    Bu günlerde bilgi aðýnda (Ýnternette) ve bazý bilimsel yayýnlarda Zeus konusu tartýþýlmakta. Konuya bir de Türk Kültürü açýsýndan bakmakta yarar olduðu görüþündeyim.
    þöyle ki; Bugünkü bilimsel veriler ýþýðýnda ün-Türk Uygarlýðý konusu bizce "Dip kültürü oluþturarak ve yazýyý bulup yayarak" insanlýðýn kültür birikiminin temelinde yer alan ün-Türkler ve onlarýn kültür yayýcý bir kavim olduklarý hakkýndaki bulgular önünde bilim adamlarý ciddi bir dirençle durmaya çabalamaktadýrlar.

    Oysa konuyu yakinen takip etmekte olan kiþiler bu direncin yersiz hatta anlamsýz olduðunu, bilim adý verilen dal içinde yer alan faaliyetlerin; bulgu ve birikimlerin fikirler ýþýðýnda seviyeli biçimde tartýþýlmasý ve sonuçlara varýlmasýyla geliþebileceðini, bunun dýþýndaki çabalarýn sadece bir dayatmadan öteye gidemeyeceðinin ayýrdýndalar.

    Bu durumda - 15; -20 bin yýl önce düþünce ifade eden kaya resimleri, TAMGA adý verilen iþaretler kazýyarak evrensel kültürün temelinin oluþmasýna neden olan ve bugün ün-Türkler adý verilen elit'in tamga yazýsýnýn örneklerini sadece maðara duvarlarýnda deðil, Kazakistan'da Tamgalý Say vadisinde, týpatýp örneklerini Glozel'de, bugün Yunanistan adý verilen coðrafyada, Etrüsk bölgesi Toskana'da, Anadolu'nun bir çok bölgelerinde, Fransa'da görmekteyiz. ün-Türk Uygarlýðý Araþtýrmalarý Merkezini muhatap alarak yazýlmýþ olan ve Töre Dergisinde 2004 yýlýnda yayýnlanan, Ýtalya, Ferrara üniversitesi Genetik Anabilim Dalý Baþkaný Prof. Guidio Barbudjani tarafýndan 8 sene süren araþtýrmanýn sonuçlarý Etrüsk mezarlarýndan alýnan gen örneklerinin çevre mezarlardan alýnan ve bugün bçlgede yaþayan insanlardan alýnan DNA larla uyuþmadýðý, oysa bunlarýn Güney Akdeniz havalisinde yaþamýþ ve yaþamakta olan insanlarýn DNA larýyla büyük oranda benzerlik gösterdiði bilimsel bir gerçektir.

    Bu açýdan bakýnca Toscana Bölgesine uygarlýk yayýcý elit olarak giden ve görevlerini tamamlayýnca buradan DNA larýný deðil sadece mezarlarýný deðil kültür öðretilerini de býrakarak ayrýlan ve bugün Anadolu'nun Güney Akdeniz kýyýlarýnda yaþamakta olan insanlarýn, ayný DNA larý taþýmakta olduklarý, hangi kavmin atalarý olduklarý tabii ki ortadadýr.

    Bu kavim "Uygarlýk Yayýcý Elit" olarak Ýtalya'nýn Toscana Bölgesine giderken bugünkü Yunanistan adlý coðrafyadan geçmemiþ olduklarýný düþünmek de imkansýz olduðuna göre Yunan Kültürü olarak sunulan ve tanýtýlmýþ kültürün kökenini her þekilde irdelememiz gerektiði de ortadadýr.

    Bu anlamda tartýþýlmakta olmasýndan büyük memnuniyet duyduðum bu konu ile ilgili olarak Merkezimizin konu hakkýnda uzun yýllardýr yapmakta olduðu araþtýrmalarda vardýðýmýz sonuçlardan bazýlarýný bir yazý dizisi olarak sunmak ve konuya Kültür ve Töre Derneði'ne baðlý ün-Türk Uygarlýðý Araþtýrmalarý Merkezinin birikimlerinden bir kesit aktararak katkýda bulunmak istemekteyim.
    Konuyu öncelikle Antik Mitoloji açýsýndan ele almak gerektiðini düþünüyorum.

    Erenköy Yazýtý
    MÝTOLOJÝ
    Bizzat Yunan dini ve Yunan mitolojisi, Yunan öncesi uygarlýðýn Türkler tarafýndan Akdeniz havzasýna getirilmiþ olduðunu kanýtlayacak, en açýk kanýtlarý içeren bir konudur. Eski Uygarlýk derin surette dini biri uygarlýk idi. Tabiata ve tabiatýn doðurgan kudretine tapmaktan ibaret olan bu din, hemen bütün dünyaya yayýlmýþtý. üevre ve yerin icap ve þartlarý ile kabilelerin lehçelerine göre aralarýnda ufak tefek bazý ayrýlýklar ve zýtlýklar bulunmakla beraber, ayný esas ve kaynaktan gelen yaygýn bir dindi ki mevcut semavi dinlere de esaslý bir surette tesir etmekten geri kalmamýþtýr. Ýþte bu dini uygarlýk, sýnai ve zirai uygarlýkla uzun asýrlar yan yana yaþamýþ ve bu uygarlýðý meydana getiren ve kuran kavimler, milletler aracýlýðý ile dünyanýn her tarafýna yayýlmýþtý. En geniþ þekilde Yunanistan?da hakim olan bu din, Yunanlýlardan önceki kavmin yayýp sonra terk ettiði bir din olmasý itibariyle, bunun açýklamasý bu kavimlerin gelenek ve köklerinin açýklanmasýnda çok etkili olacaktýr.

    Ýnançlar ve mezhepler, tabiatlarý gereði olarak hýzlý deðiþimden uzaktýr. Bir kere yerleþtikten sonra yüzyýllarýn deðiþimine karþý en çok karþý koyan, sabit ve deðiþmeden kalýrlar. Binaenaleyh bu nedenlerden dolayý, bu konuda tarihinin en eski öðelerini elde etmek ve bu öðelerle dini yayan halkýn ýrkýný tayin etmek mümkün olacaktýr. Yunanca?da uygarlýk ve sanata iliþkin olarak mevcut olan kelimelerin bu konuda büyük ve önemli bir kanýt teþkil edeceði þüphesiz olmakla beraber, incelemeye baþlayacaðýmýz mitoloji konusunun bunu, reddedilmesi ve inkarý kabil olmayan bir tarzda ispat edeceðini ümit ediyorum.

    þunu bilmeliyiz ki burada Yunan mitolojisi yazacak deðiliz. Ancak Yunan mitolojisinde bir ilahýn rolünü ve karakterini þöylece özetledikten sonra, kökte, Türkçe ile denk düþen ve açýkça kökeninde olduðumuz görülen belli özelliklerinin altýný çizmek ve bu mitolojideki ilahlarýn isimlerini ve bu suretle þimdiye kadar bütün bilimsel araþtýrmalara raðmen farkedilememiþ olan anlamlarýný belirtmek zorundayýz.

    Bunlarýn ifade ettikleri sýfat ve fikirleri belirttikten sonra görülecektir ki bu mitolojide adý geçen bu ilahlarýn hemen istisnasýz tamamý Türk ilahlarýdýr. Ve ancak klasik Yunan devrinde kelimelerin manasý ve kökeni unutulmuþ ve eski görüþ, konunun esasýný anlatmaktan uzaklaþmýþ olduðu için, ilahlarýn özelliklerinde bazý karýþýklýklar meydana gelmiþtir.


    Ýlahlar ün-Türk kimliklerini muhafaza etmiþlerdir

    Sözkonusu ilahlar, Türk ilahý olmak üzere karakterlerini muhafaza etmiþlerdir. þimdi bu ilahlarý görelim.


    Yunan Mitolojisinin üzeti

    Yunan Mitolojisi; erkek þeklinde düþündükleri göðü temsil eden URANUS ile kadýn þeklinde düþündükleri, yeri temsil eden GEA?nýn birleþmesi sonucunda baþlar. Bu evlilikten tabiat üstü varlýklar olan Kiklops?lar, Tiran?lar ve Gigantos?lar doðar. Bunlar da erkekli diþili olduklarýndan, aralarýnda evlenmiþler ve böylece mitolojik þahýslar meydana gelmiþtir.

    Uranos ile Gea?nýn: Rea, Tithis, Thia ve Fivi adlarýnda dört kýzlarý ile Kronos, Okeanos, Ýperion ve Kios adlarýnda dört oðullarý olur. >Bunlardan topraðý temsil eden Kronos-Rea çifti; suyu temsil eden Okeanos-Tithis çifti; ateþi temsil eden Ýperian-Thia çifti çifti ile havayý temsil eden Kios-Fivi çifti kendi aralarýnda evlenirler.

    Bunlardan Ýperian-Thia çiftinin iki oðlu olur. Ýki kardeþten Ýos fecrin; Ýlios da güneþin temsilcisi olarak kabul edilmiþlerdir.

    Okeanos-Tithis çiftinin de iki çocuðundan Niros deniz; Ýnaros da nehir Tanrýlarýdýr. Bu çiftin Nimfe ve Okeanid adlarýndaki kýzlarý da denizlerde dolaþan su perileridirler.

    Kios-Fivi çiftinin de Lito adýnda bir kýzlarý olur.

    þimdi de gelelim mitolojinin temelini teþkil eden Kronos ile Rea çiftine: Bunlar evlendikten sonra, Kronos?a, doðacak çocuklarýndan birinin kendisini tahttan indirerek yerine geçeceði malum olur. O da bundan sonra doðan çocuklarýný yutmaya baþlar. Bu duruma çok üzülen Rea, beþ çocuðunun ardýndan altýncýsý doðunca, bebek yerine bir taþý kundaklayarak Kronos?a verir, o da derhal yutar. Rea, bebeðini Knitis adasýnda saklayarak, su perilerinin gözetimi altýnda, keçi sütü ile beslenerek büyümesini saðlar. Bu þekilde gizlice büyütülen Zeus, delikanlýlýk çaðýna gelince, önce büyükannesi Gea?ya gider, onun sevgisini kazanarak yardýmýný saðlar. Sonra Kronos?a karþý isyan eder. Onu sýkýþtýrýp kusturarak, yuttuðu kardeþlerini kurtarýr. Böylece iki taraf oluþur. Bunlarýn aralarýnda çok kanlý bir savaþ olur. Sonunda Zeus galip gelir. Babasýný tahtýndan indirerek yerine geçer. Bundan sonra Olimpos?da yepyeni bir devir baþlar. Bu devre "On iki Tanrý devri" denir. Bu on iki Tanrý þunlardýr;

    Zeus = Tanrýlar Tanrýsý
    Ýra = Zeus?un kardeþi ve karýsý, Evlilik Tanrýçasý
    Poseidon = Zeus?un kardeþi, Denizler Tanrýsý
    Adis = Zeus?un kardeþi, ülüler Diyarý, Ahiret Tanrýsý
    Estia = Zeus?un kardeþi, þevkat ve Muhabbet Tanrýsý
    Avis = Zeus?un oðlu, Savaþ Tanrýsý
    Athena = Zeus?un kýzý, Zeka Tanrýçasý
    Apollon = Zeus?un oðlu, Kehanet ve Hakikat Tanrýsý
    Afrodit = Zeus?un kýzý, Güzellik ve Hayat Tanrýçasý
    Ermis = Zeus?un oðlu, Ticaret Tanrýçasý
    Artemis = Zeus?un kýzý, ay ve Av Tanrýçasý
    Ýfestos = Zeus?un oðlu, Ateþ Tanrýsý

    Olimpos?ta oturan bu oniki Tanrýdan baþka bir çok Tanrý daha vardýr. Bunlarýn babalarý ise çoðunlukla çapkýn biri olarak anlatýlan Zeus?tur.

    ÝLK ÝNSAN
    Uranus ile Gea?nýn çocuklarýndan Titan ?Lapetos?un oðlu Premithus, amcasýnýn oðlu olan Zeus?a biat ettiði için onun tarafýndan Zeka ve Ateþ Tanrýsý olarak atanmýþtýr. Ýþte bu Premithovs, canýnýn sýkýldýðý boþ bir zamanýnda çamurdan bir erkek modeli yaparaki semadan çaldýðý ateþle onu canlandýrmýþtý. Bu yeni yaratýða Epimitheps adýný koyarak dünyaya salar. Zeus, kendisinden habersiz olarak gökten ateþi çalarak ilk insanýn yaratýldýðýný öðrenince çok müthiþ sinirlenir. Mukaddes Ateþ?i çalan Promethus?u yakalatarak Kaf (Kafkas) Daðlarýnýn tepesinde zincire vurdurur.

    Zeus bundan sonra, Epimithevs?e de bir ceza vermeyi düþünerek; Ýfestos?a onun baþýný ebediyyen belaya sokacak bir kadýn yaptýrýr. Athena?ya da bu kadýný her türlü zerafetle süslemesini emrettikten sonra; eline, içinde her türlü kötülüðün bulunduðu, göz alýcý motiflerle süslenmiþ bir kutu vererek bu çeyiz sandýðý ile yere gönderir.

    Epimithevs yer yüzünde avare avare dolaþýrken birden bir karþýsýnda bu muhteþem kadýný görünce derhal aþýk olur. Saonunda evlenirler. Gerdek gecesi Pandora?nýn getirdiði sandýðý açarlar. Pandora?nýn kutusu açýlýnca içindeki her türlü kötülük etrafa daðýlýr. Yalnýz Zeus?un yanlýþlýkla içine koyduðu ümit kalýr. Böylece Epimithevs?e karýsýnýn çeyizi olarak sadece ümit kalýr.


    ZEŬS

    Antik Mitolojiye göre Yunan panteonunun en büyük ilahý olan Zeûs, Kronos?un; yani zamanýn oðludur. Yüce dað baþlarý, onun yetiþip büyüdüðü yerlerdir. Ýnsanlar Zeus?a mahsus ilk mabetlerini yüce dað baþlarýnda inþa ettiler. Attik?te, Arkadi?de, Teselya?da, Truva?da ulu daðlarýn yüce zirvelerinde mabetler kurdular. Zeûs?un muhteþem sarayý, karlý daðlarýn yüksek tepelerinde, bulutlarla komþu olarak bulunurdu. Oradan yýldýrýmlar saçar, gök gürlemeleri meydana getirir ve bereketli sularý yeryüzüne saçardý. Bulutlarý toplayan, gökleri gürleten, yýldýrýmlarý saçan odur.

    Zeûs, Hommer?de dünya havasýnýn, bulutlarýn, fýrtýnalarýn üstünde, 'esir tabakasýnda' (Ziya Uygur, Yunan Kültürünün Temelindeki Türk Uygarlýðý; Töre Yayýn Grubu; 2006 Ýstanbul) oturur. (Hommer) Bütün semavi ilahlara hükmeder. Kendisi de bizzat en büyük göksel Tanrý?dýr. Tepeleri ýþýk ve havayla dolu olan yüce dað baþlarý, esir tabakasýna kadar yükselmiþ göründüðü içindir ki, onun taht yeri olarak düþünülür ve bu itibarla 'Zeûs Akreyus' yani yukarý Zeûs namýný alýr (Jeberard, S. 54).

    Mitolojide Zeûs alemlerin, insanlarýn, ilahlarýn hakimi olarak görünür. Bu iktidar ve azametiyle beraber akýllý ve tedbirlidir. Her þeyi bilir, her þeyi görür ve kainatta her þeye kaderin deðiþmez kanununa uygun olarak hükmeder. Bu kader gereçekte kendi iradesinin eseri ise de ondan asla sapmaz. Böylece 'diyos' eza unvanýný alýr. (Attik Kitabelerinin metni; C. 1 S. 12., C. 2, S. 77)


    Zeûs Era?nýn yani yeryüzü ilahesinin eþidir.

    Bu erkek ve diþi ilahlar dað baþlarýnda birbirlerine yaklaþýrlar ve bu yaklaþýþ neticesinde aþk coþkusu ve þiddetli arzu ile saçtýðý yaðmurlar yeryüzünü aþýlar, ona çoðalma, doðurganlýk kuvveti bolluk ve bereket verir. Bu yaðmurlarla yeryüzü üzerinde bitkiler yetiþir. Antik Mitolojide yeryüzünün Zeûs?a ürün yetiþtirme ve hasadýný borçlu olduðuna inanýlýrdý. Bundan dolayý Zeûs, Zeûs Ycavrigus, Zeûs Epikarpiyus unvanlarýný alýr. (Hommer) + (Velker, Yunan Ýlahlarý, C. 2. S. 138)

    Atina?da ve Yunanistan?ýn birçok yerlerinde kuraklýk hüküm sürmeye baþladýðý zaman, Zeus?a yaðmur vermesi için dua ederlerdi. Akrapol?ün tepesinde, Erehatecyion civarýnda, olduðu düþünülen "kendisinden yaðmur niyaz eden ?yea?nýn", yani yeryüzünün tasvir edildiði bir yer vardý. Bu suretle yaðmur duasýna çýkýldýðý vakit, Zeûs Ýkmaeyus?e kurbanlar kesilirdi ve Atinalýlar 'usan' diye niyazda bulunurlardý (Attik Kitabelerinin Metni, C. 1, S. 12; C. 2, S. 27)

    Her þeyde ve her yerde Zeûs?un hakimiyetinin hissedildiði düþünülürdü. Denizler üzerinde seferler yapan gemiciler, Zeûs Oriyus namýyla ona saygý gösterir ve dua etmeyi ihmal etmemeye özen gösterirlerdi (Hezikius) 'Zeûs Oriyus?a bilhassa Saragüza?da, Delos?ta ibadet edilirdi. Ve Karadeniz?in giriþinde ünlü bir mabedi vardý (Pozanyas S. 7)

    Zeûs?a ilahlarýn en büyüðü olduðu için saygý gösteriliyordu. Yeryüzündeki krallarýn da onun temsilcisi olduðu düþünülürdü. Bu görüþ üin Mitolojisinde de ayný þekilde korunmuþtur. þöyle ki üin Ýmpratorlarý kendilerine 'gök', 'göðün oðlu' sýfatlarýný yakýþtýrmýþlar ve onlara bu sýfatlarla hitap edilmiþtir. (Bkz. Eduard Chavannes; "üin Kaynaklarýna Göre, Doðu Türkleri Tarihi" üev. Metin Sirman; Töre Yayýn Grubu; 2006 Ýstanbul )


    'Zeûs, Teleiyus' unvanýyla evlilik baðýnýn kutsallýðýný korurdu.

    Antik Mitolojide Zeûs, Yunanlýlarýn güçlerini arttýrmak için düzenledikleri Jimnastik oyunlarýnýn da koruyucusu idi ve bunun kurucusu olarak düþünülürdü.

    Zeûs konfederasyonlarýn da hamisi idi. Ona bu sýfatýný belirlemek için de 'Beutide umulueyus' unvanýyla tapýlýrdý, dostluk anlaþmasýnýn delegeleri Eðyon?da, 'Zeûs ev magirbiyas' (Hommer, Ddisia, 175-176) mabedinde toplanýrlardý. üünkü Agamennon, Turue muharebelerine baþlamadan evvel Yunan kabile baþkanlarýný orada toplamýþtý (Pozanyas; S. 7, 24 ; Strabon S. 3, 7, 8. vs.).

    'Zeûs polies', 'Zeûs Boleyus' unvanlarýyla Bolilerin, yani þehirlerin hamisi idi. 'Zeûs Aðore Eyus' unvanýyle Agoralarý himaye ederdi (Ena, Kurtis; Die Stadt-gesey. S. 40)

    Orkius unvanýyla yeminlerin hamisi idi. Yemininde durmayan, yerine getirmeyenler hakkýnda intikamýnýn korkunç olduðu düþünülürdü. (Pozanyas. S. 9, 24) Bu sýfatla resim mozaik, fresk ve heykellerinde, iki elinde yýldýrým olarak tasvir edilirdi. Hesiod?a göre Olemp ilahlarý bile yeminlerinde kaypak olduklarý vakit, tam bir sene zarfýnda hareketsiz olarak sürünmeye mahkum edilirlerdi. Taahhütlerin tutulmasýnýn, tarla sýnýrlarýnýn sözleþmelere uygun kalmasýnýn hamisi olarak 'oriyus' denilirdi (Eflatun bundan bahsetmiþ olduðu gibi Hýrsuna, yani Gelibolu Yarýmadasýnda bir hudut taþýna yazýlmýþ olan epigramm da bunu teyid eder)

    Anadolu?da 'Dikaiyus', 'Uziyus Dikaiyus'</B _extended="true" /> (Boltan; de Kursiondas Helenik; S. 55, 105) ?Iskarus? (Ýster?de bulunan bir kitabe) unvanlarýyla ibadet edilirdi. Zeûs?a Meuoni?de 'Zeûs Buruntun',Bitini?de 'Seyrgastius' denilirdi (Teuyis eles).

    Labranda kültünde, Milas?ta ise ona 'Zeûs Uzoðus' unvanýyla tapýlýyordu ki bu unvaný onun ileride göreceðimiz belirgin özelliðini anlatýr.

    Bu unvanlar ve bu vasýflara sahip olan Zeûs ismini, Yunanlýlar kelime anlamý olarak, 'zin' 'yaþamak' kelimesine baðlýyorlardý. 20. yüzyýlýn baþýnda yaþamýþ etimologlar, Ýtalyanca 'die', Sanskritçe 'dieus', 'divas' kelimelerini bir varsayýmdan yola çýkarak >b>'demon'</B _extended="true" /> yani ýþýk kelimesine baðlamaya çalýþtýlar. Fakat bütün çabalarý ve dahiyane açýklama ve izahlarý boþa gitti, hiç kimseyi ikna edecek kuvvet bulamadýlar.


    Yunan ilahlarý Türkçe isim taþýmaktadýrlar

    Ýlerde görüleceði üzere bütün Yunan ilahlarý Türkçe isim taþýmaktadýrlar. Ziya Uygur 1923 yýlýnda yayýnlanmýþ olan "Yunandan ünce Türk Medeniyeti" adlý eserinde; "Bu ilahlarýn isimlerini Türkçe?de tamamen bulmuþ ve bunlarýn en eski zamanlarda Türk ilahlarý olduklarýný görmekte olduðu halde, Zeûs kelimesinin manasýný bir türlü keþfedememiþtim. Yunan ilahlarý içinde isminin manasýný en son anladýðým Zeûs olmuþtur. Diðer ilahlarýn Türkçe isim taþýmakta olmasýna bakarak bu kelimenin de Türkçe olduðuna hiç þüphe etmiyordum. Fakat uzun seneler bunun kökenini araþtýrmakla meþgul olduðum ve kendi kendime bir çok açýklama ve yorum geliþtirdiðim halde, hiç birisi fikrimi tatmine kafi gelmiyordu. üünkü zikrettiðimiz bütün vasýflarýna bakarak Zeûs, göðü temsil eden bir ilahtý, halbuki Türkçe "gök" kelimesiyle "Zeûs" kelimesi arasýnda yapý ve geliþim itibariyle hiçbir iliþki mevcut deðildi. Nihayet "eliyos" kelimesinin araþtýrýlmasýnda Araplarýn Ellat mabudunun, ileride görüleceði gibi Türk kökenli bir mabut olduðuna dikkat ettikten sonra Araplarýn 'uzza' mabudu nazarý dikkatimi çekti. O zaman 'uzza' kelimesinin, 'gök'ün vasýflarýndan olarak daima beraber söylenen ?üze? kelimesinden ibaret olacaðý ansýzýn aklýma geldi. üünkü Türkler, 'Gök Ýlahý'ný anarken münferit olarak gök demezler, "üze Gök" derler (Orhun Kitabeleri)" þeklinde bir görüþü þiddetle savunuyordu.


  2. #2
    onturklerizz
    Guest

    Cevap: "Zeus" Kimliðinin "Çn-Türk" Kökeni

    bu yazýnýn devamý yokmu?

  3. #3
    AYKANUS
    Guest

    Cevap: "Zeus" Kimliðinin "Çn-Türk" Kökeni

    Bu Etrüsk yazýtýný saðdan sola doðru þöyle okudum.

    EZÝS : US : ERÝTÝZÝN : AT

    Ezis : tanrýya : ulaþtýrýlan : can "nam"

    þimdi buradaki EZÝS US ifadesi Batý tarafýndan ZEUS veya ZÝUS diye okunmuþ ya da bir telafuz deðiþimi yaþanmýþ olabilir.
    Yazýyý bulursam buraya yapýþtýrýrým.

  4. #4
    AYKANUS
    Guest

    Cevap: "Zeus" Kimliðinin "Çn-Türk" Kökeni

    Konulara yapýlan yorumlarý çok geç yayýmlýyorsunuz,biraz daha hýzlý olabilirseniz seviniriz.

Benzer Konular

  1. "Türk Kimdir, Türklük Nedir?"
    By bozok in forum Önemli Kitaplar
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 03-14-2009, 06:19 AM
  2. Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 02-14-2009, 02:35 PM
  3. "Türk Milleti"ni inkar cephesi
    By bozok in forum Kültür
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 12-07-2007, 10:40 PM
  4. Türk Olmak" veya "Olmamak"!
    By maturidi in forum Kültür
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 02-22-2006, 01:26 PM
  5. Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 08-27-2005, 10:54 AM

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  
 
Turan Ordusu
   
Bitkisel Tedavi | Dogal Tedavi | Gazete Haberleri | Sikayet Yolla | Tüketici Haklari | Aloe Vera | Nas?l Zayiflarim | Diyet Liste | Bitkisel Tedavi