Türkiye ’kara para’ trafiğinin göbeğinde


Yalçın BAYER
ybayer@hurriyet.com.tr
8 Mayıs 2008


MALİ işler üzerinde uzman olan bir hukukçu dostumuz, dünkü MASAK’a düşen görev’ başlıklı yazı üzerine yaptığı katkıda görüşlerini şöyle açıklıyor:

"MASAK’ın, AB ile kara paranın yasal takibi için ’şüpheli İşlemler Bildirim Rehberi’ hazırladığını bildirmek isterim. Bu rehberde kara para aklama metotları tarif ediliyor ve bu tip kanunsuzluklarla mücadelenin yolları gösteriliyor.

Bunlardan biri, oto finans borç yöntemi (Loan Back).

Bu kara para aklama usulünde;

Yurtdışında (off-shore vs.) bir finansal kuruluşa, denetim dışı fonlara, herhangi bir gayri meşru yoldan kazanılan kara para yatırılıyor. Bu kara para daha sonra yurtiçindeki herhangi bir kredi işleminde teminat olarak gösteriliyor veya bir başka amaçlı para transferi (varlık satışı, hisse satın alma vs.) yoluyla kara para olarak çıktığı mali sisteme (yurtiçine) getirilerek aklanıyor.

Ortadoğu çevresinde, rüşvet, uyuşturucu ticareti, silah kaçakçılığı gibi olağan yasadışı faaliyetlere, Irak’ın işgalinden sonra bölge ülkelerinin nükleer silaha sahip olma rekabeti nedeniyle nükleer silah karaborsası da eklendi. Bu faaliyetler sonucunda yaklaşık 1 trilyon dolar kara paranın tedavülde olduğu iddia ediliyor.

Türkiye bütün bu yasadışı trafiğinin tam merkezinde bulunuyor. Dolayısıyla, özelleştirme ve başka nam altında stratejik olan ve olmayan bütün varlık satışlarının ve bunlara getirilen sermayenin orijinlerinin MASAK ve denetim kuruluşları tarafından izlenmesinde zaruret bulunmakta...

üzelleştirme, liberal ekonomi, ekonomide devletin ağırlığını azaltma (sıfırlama) gibi kaba sloganlarla bir ülkenin stratejik varlıklarının tümünü, dünyanın en vahşi coğrafyası olmaya doğru hızla giden (Irak, İran, işgaller vd.) bu bölgede, nasıl iktisap edildiği şüpheli sermaye sahiplerine ve fonlara satmanın, devretmenin, pay vermenin çok ağır sonuçları olacağa benziyor." Bunu da dikkate almak gerekmiyor mu?