"Dünyanýn en önemli siyasi projesi AKP!"


Arslan BULUT
yenicaggazetesi.com.tr
Yazý Tarihi: 04/08/2008


The Independent gazetesinin 29 Temmuz 2008 tarihli sayýsýnda, yani Anayasa Mahkemesi’nin kapatma davasý ile ilgili kararýný açýklamasýndan bir gün önce Daniel Howden, Türkiye’nin AKP dönemindeki AB macerasýný “Dünyanýn en önemli siyasi projesi” olarak nitelendirdi, AKP’yi övdü, Türk generallerini suçladý.

Howden’in ifadesi þöyle:

“Müslüman, demokratik, laik, mali açýdan istikrarlý ve Avrupa Birliði’ni Ortadoðu’ya baðlayan bir ülke yaratma projesi, Türkiye’yi muhtemelen bugün dünyadaki en önemli siyasi deney haline getiriyor. Ve bu proje çökmenin eþiðinde.

Demokratik olarak seçilmiþ, kökenleri siyasi Ýslam’a dayanan bir hükümetin, nüfusunun yüzde 99’u Müslüman olan bir ülkede ortaya çýkmasý, muazzam bir siyasi toplumsal ve ekonomik ilerlemeye rastgeldi.

Bu ilerlemenin motoru AB üyeliði ihtimali oldu. Týpký zengin ülkelerin oluþturduðu geniþlemekte olan bir blokun tarihi mantýðýnýn, Sýrbistan’ý savaþ suçlularýný tutuklamaya zorladýðý gibi Türkiye’yi de reform yapmaya itti.”

***

Zengin ülkeler, Türkiye’yi nasýl görüyormuþ?

Týpký Sýrbistan gibi!

Filelefteros gazetesi ise, Rum yönetiminin “Talat ve Erdoðan ikilisi giderse iþimiz zor” diye düþündüðünü yazdý.

Rum yönetiminin baþarýsý Talat ve Erdoðan’ýn kalmasýna baðlý!

Ýngiliz gazeteciler daha önce de kendi toplumlarýný uyarmýþtý.

Financial Times gazetesinde 7 Aralýk 2006 tarihinde, Vincent Boland ve Paul Betts, “Türk Lokumu” baþlýklý yorumda “Geçtiðimiz dört yýl içerisinde AB ve IMF’nin teþvik ettiði reformlar, Türkiye ekonomisinin AB’ye entegrasyonunu pekiþtirdi. Bu da Dexia, Fortis, Citigroup ve BNP Paribes gibi yabancý yatýrýmcýlarýn, ekonomik dönüþümden en fazla faydalanan sektör olan bankacýlýk sektörüne girmelerini saðladý. üte yandan yatýrým bankalarý Ýstanbul’da çok ciddi miktarlarda iþlem yapýyor” diye yazmýþlardý.

Ýngiliz gazeteciler, ABD-Ýngiltere merkezli dev þirketlerin, “Aman AB sürecini kesmeyin, ’Ankara’nýn þerrinden Brüksel’in þefaatine sýðýnan’ bir iktidar sayesinde bakýn Türkiye’de ne kadar karlý bankalar satýn aldýk. Bu bankalar üzerinden Ýstanbul’da çok ciddi alýmlar yapýyoruz. Ellerindeki bütün serveti alana kadar Türkleri oyalayýn” görüþünü seslendiriyordu.

***

Ýngiliz gazetecilerin ifadelerinden AKP’nin aslýnda nasýl bir proje olduðunu bütün çýplaklýðýyla anlamayan varsa, onlar için Hürriyet yazarý Cüneyt ülsever devreye giriyor ve diyor ki, “þimdi tekrar ilan ediyorum ki, mahkeme kararý, ölümü gösterip sýtmaya razý etme formülüyle, kurucu unsurunun Türkler olmadýðý yeni bir Türkiye’nin formatlanmasýnda en büyük merhalenin aþýlmasýna vesile olmuþtur.”

Hala anlamayan AKP destekçileri için yine Independent gazetesinden Adrian Hamilton 29 Temmuz tarihli yazýsýnda “Ýslam ve Batý münakaþasýný atýn bir kenara. Türk hükümeti kaybederse hepimiz maðdur olacaðýz” diyor.

Neymiþ AKP’nin kapatýlmamasý?

“Kurucu unsurunun Türkler olmadýðý yeni bir Türkiye projesi” imiþ!

Bunu nasýl saðlýyorlar?

ülkenin bankalarýný yabancýlara satarak!

Demek ki AKP’ye verilen her oy, ülkenin satýþ senetlerinden biridir!

AKP kaybederse kim kaybedermiþ?

Zengin ülkelerin dev þirketleri deðil mi?

***

Cüneyt ülsever’in bahsettiði “Kurucu unsurunun Türkler olmadýðý yeni bir Türkiye formatlanmasý” Türk Milleti’nin egemenlik hakkýnýn ortadan kaldýrýlma teþebbüsüdür, anayasa suçudur! ülsever, ayný zamanda Anayasa Mahkemesi’nin verdiði kararla bu suça iþtirak ettiðini iddia etmiþ oluyor!

Peki cumhuriyet savcýlarýmýz neyi koruyordu bugüne kadar?

Laikliði mi? Güldürmeyin adamý!

Türk Milleti’ni Ergenekon’a hapsetme projesinin ana hatlarý böyledir iþte!

...