Gösterilen sonuçlar: 1 ile 2 ve 2

Konu: "Kur'an ile hatýrlatýrým ki..."

  1. #1
    bozok
    Guest

    "Kur'an ile hatýrlatýrým ki..."

    Türk aydýnlanma devriminin omurga cümlesi: 'Kur'an ile hatýrlatmak'



    Y.Nuri üztürk
    hurriyet.com.tr
    26.08.2008



    Baþlýðýmýzdaki ‘Kur’an ile hatýrlatmak’ tabiri Kur’an’ýndýr.


    Ve tabir, Türk-Ýslam tarihinde, devlet baþkaný düzeyinde ilk kez Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafýndan kullanýlmýþtýr. Hem de Ýzmir Ýktisat Kongresi gibi hayati bir platformda…

    Benim tespitlerime göre, Atatürk’ün hayatýnda yaptýðý en uzun süreli konuþma, 2 þubat 1923’te Ýzmir Kordon’da,Ýzmir Ýktisat Kongresi toplantýlarýndan birinde yaptýðý konuþmadýr.

    Gazi, “Kur’an ile hatýrlatmak istiyorum ki…” tabirini de ilk kez o konuþmada kullanmýþtýr.

    Ýzmir Ýktisat Kongresi, bana göre, bizim aydýnlanma devrimimizin fikri ve fiili oluþum toplantýsýdýr.

    Türk Baðýmsýzlýk Savaþý’nýn baþlangýç tarihi 19 Mayýs 1919 ise Türk Aydýnlama Savaþý’nýn baþlangýç tarihi deÝzmir Ýktisat Kongresi münasebetiyle yapýlan o uzun konuþmanýn tarihi olan 2 þubat 1923’tür.

    Ve Atatürk’ün eriþilmez dehasý, bu aydýnlanma savaþýný o baðýmsýzlýk savaþýnýn içine sokmuþ, ikisini birleþtirmiþ, böylece tarihin önüne bir benzerini görmediði büyük bir diriliþ örneði koymuþtur.


    BAðIMSIZLIðIN ÝKÝ AYAðI

    Misak-ý Milli sýnýrlarýný deðiþmez kýlmak için verilen askeri mücadeleye, Ýzmir Ýktisat Kongresi ile ‘Misak-ý Ýktisadi’ eklenmiþ ve Müdafaa-i Hukuk iradesinin esas aldýðý ‘istiklal-i tam’ (tam baðýmsýzlýk), Atatürk’ün ruhunda temellenen iki ayaðý üstüne oturtulmuþtur.

    Ýþte, baþlýðýmýza vücut veren konuþma o kongrede yapýlmýþ ve aydýnlanma savaþýmýzýn manevi-kültürel manifestosunu oluþturmuþtur.

    Halkýn da dinlediði ve ‘Halaskar Gazi’sine ‘Ýslam’ýn kurtarýcýsý’ diye tezahürat yapmanýn yanýnda zaman zaman canlý sorular sorup anýnda yanýt aldýðý bu destani konuþmada Atatürk’ün kullandýðý bir cümle vardýr ki, Kur’an’ýn bir ayetinde aynen geçen bu cümle, bana göre, sadece Türkiye’nin deðil, tüm Ýslam dünyasýnýn aydýnlanma manifestosunun özü olan cümlenin ta kendisidir. Ve o cümle þudur:

    “Kur’an ile hatýrlatmak istiyorum ki…”

    Ýzmir Kordon’daki manifesto konuþma, kitaplýk çapta, hayatýn hemen her meselesine el atan müthiþ ve muhteþem bir konuþmadýr. Müslümanlar ve Müslüman Türk milleti için bir diriliþin þafak konuþmasýdýr. Aydýnlanma tarihimizde o konuþmanýn yerine koyabileceðimiz baþka bir konuþma veya eserin olmadýðýna inanmaktayým. ‘Teneffüs’ adýyla verilen aralarla bölünmesi gerekli görüldüðü için uzun saatler sürmüþ bir konuþmadýr. Baþlý baþýna bir fikir devrimi, bir diriliþ ihtilalidir.


    TARÝHÝMÝZÝN EN UZUN KONUþMASI

    Orta boy puntoyla tam 53 büyük sayfa tutan bir konuþmadan söz ediyoruz. Puntosu biraz büyük tutulursa bir kitap olacak geniþliktedir.

    Atatürk; orada dinin nasýl yanlýþ anlaþýldýðýný, nasýl saptýrýldýðýný, Haçlý Batý tarafýndan tarih boyunca aleyhimize nasýl kullanýldýðýný, özellikle ilim ve kadýn konusunda din kullanýlmak suretiyle nasýl periþan edildiðimizi hayret ve hayranlýk verecek bir ihtiþamla anlatýrken bir yerde, tek cümle ile bir büyük ihtilal daha yapýyor. Kur’an’ýn mucizelerinin uzantýlarýndan bir olarak görebileceðimiz (ve benim öyle gördüðüm) þu cümleyi kullanýyor:

    “Kur’an ile hatýrlatmak istiyorum ki...” (Atatürk’ün Bütün Eserleri, 15/69)

    Bu cümle; Kur’an’ýn açýk bir emrinin bin küsur yýl sonra, Kur’an dini adýna yalan ve saptýrmalara teslim edilmiþ ve sonunda Ýslam düþmanlarýnýn iþgaline uðramýþ bir millete, o milleti uyandýran büyük devrimler yapmýþ bir önderin dilinden tekrarýdýr.

    Böyle bir cümleyi böyle bir zamanda, söyleyenden çok söyletene bakmak gerekmez mi?

    üünkü söyleyen bir ilahiyatçý, din adamý, din filozofu deðildir; asker yaný galip bir siyaset, ihtilal ve fikir adamýdýr. Bir kumandandýr, bir devlet kurucudur.

    “Kur’an ile hatýrlatmak istiyorum” diyor ölümsüz Atatürk.

    Kur’an ne diyor? 50. sure olan Kaf Suresi’nin son ayeti aynen þöyle:

    “Benim tehdidimden korkanlara, sadece Kur’an ile hatýrlat!”

    Ýþte Atatürk de bunu yapýyor.

    Din adýna Kur’an ile hatýrlatýyor, hurafe, yalan ve uydurmalarla deðil… üünkü onlarý yýkmak istiyor ve yýkmýþtýr. Onun ayakta tutmak ve din olarak yaþatmak istediði, Kur’an ile hatýrlatýlmasý mümkün olanlardýr.

    Müslüman toplumlarý asýrlardýr yönetenlerin, dini, hesap ve hegemonyalarý uðruna saptýranlarýn neler söylediklerini yaþayarak görmüþ bulunan Gazi Atatürk, nihayet Kur’an’ýn söylediðini aynen yapýyor. Kur’an’ýn verdiði emri, farkýnda olarak veya olmayarak (ki farkýnda olmamasý olayýn ihtiþamýný daha da büyütür) Türk halkýna, dünyaya ve tarihe hatýrlatarak diyor ki:

    “Kur’an ile hatýrlatmak istiyorum...”

    Böyle diyor ve ardýndan, Ýslam adýna öne çýkarýlmýþ birçok yalanýn maskesini düþürüp Kur’an adýna söylenmesi gereken gerçekleri sýralýyor.

    Ýþte birkaç satýr. Ve iþte Mustafa Kemal Atatürk:

    “Hayat demek mücadele demektir, çarpýþma demektir. Hayatta muvaffakiyet mutlaka mücadelede muvaffakýyetle mümkündür…”

    “Eðer Müslümanlardan, Kur’an’ý yüceltmek dini bir vazife olarak talep olunuyorsa hiç þüphe yok ki, Müslümanlar ne kadar kuvvetli, kudretli ve bütün bu kuvvet ve kudret akýlca ne kadar yüksek olur, ilmen, fennen geliþmiþ bulunursa Kur’an’ý yüceltmeyi iyi yapmasýný bilir ve Allah ancak bu mesai tarzýndan daha çok memnun olabilir. Bütün Müslümanlara da ne yapmak lazým geleceðine dair kuvvetli ve maddi bir misal gösterilmiþ olur…”

    “Milli Mücadeleye karar verdiðimizde, ne yazýk ki, en büyük düþmanýmýz, asýrlardan beri bu milletin baþýnda taç taþýmýþ olan insanýn kendisiydi. (Yani padiþah)…. Hilafet ve padiþahýn irtica kuvvetleri Ankara’ya doðru yürüyordu…Osmanlý padiþahý ve halife, çok mundar olan o taç ve tahtýný koruyabilmek için en tehlikeli düþmanlarla el ele vermiþ ve onlarýn tesis edemeyeceði kuvvetleri tesis etmiþti…Yunan ordusunun elinde, bu memleketi mahvetmek için fetva vardý, ferman vardý.”

    Tarih yaratan ve Türk-Ýslam aydýnlanmasýný baþlatan bu manifesto konuþmadan alýntýlar yapmaya yarýn devam edeceðiz, sevgili okuyucularým.

  2. #2
    bozok
    Guest
    Kur’an ile hatýrlatmak istiyorum ki…


    Yaþar Nuri üztürk
    hurriyet.com.tr
    27 Aðustos 2008



    Nerede, ne zaman yapýldýðýna dün deðindiðimiz büyük tarihi konuþmasýnda Atatürk aydýnlanmanýn önünü açmaya þöyle devam ediyor:

    “Daima ileri sürülen bir þey vardýr ki o da din engellemesidir… Bunda büyük bir hata vardýr. Bizim dinimiz hiçbir vakit böyle bir þey talep etmez… Ýlim ve irfaný aramaya mecburuz. Nerede bulunursa bulunsun oraya gitmek, onu bulmak, almak, onunla donanmak mecburiyetindeyiz. Allah’ýn emri, kadýn ve erkek bütün Müslümanlarýn ayný derecede ilmen, fazileten her bakýmdan olgunlaþmasýdýr… Kur’an ile hatýrlatmak istiyorum ki, bu nerede ise oraya kadar gidecektir. Kim? Hepsi gidecektir, kadýn da gidecektir, erkek de gidecektir. Dinin bir engellemesi yoktur…”

    “Tesettür þekli, kadýný hayattan, faaliyetten ve insanlýktan tecrit edecek, gayri meþru, aþýrý mertebeye gelmiþ olmasýn!”

    “Biz elhamdülillah Müslümanýz. Dinin hakiki esaslarýný incelediðimiz zaman onun bize ifade edebileceði hükûmet þekli, yalnýz ve yalnýz bizim takip ettiðimiz hükûmet þeklidir… Ýlahi emirlerde hükûmet þekli yoktur. þu veya bu þekil ifade edilmiþ deðildir. Yalnýz hükûmetin nasýl olmasý lazým geleceðine dair esaslar ifade edilmiþtir. Bu esaslardan biri þûradýr. (Yani yönetenlerle yönetilenlerin birbirini denetlemesi sistemi). Bizzat Cenabý Peygamber þûrasýz muamele yapmazdý. Ýkinci esas adalettir. üçüncüsü ululemre (devlete, devleti yönetenlere) itaat etmektir. Ne yazýk ki bu güzel hakikati, çok fena insanlar, yine din kisvesi altýnda çok fena yorumlamýþlardýr. Ve herkese tanýtmaya çalýþmýþlardýr ki, emir demek, amir demek padiþah demektir. Bu þekilde baþa geçen bir canavar demektir. Ve böyle bir canavara ne olursa olsun mutlaka itaat etmek lazýmdýr. Müstebit olsun, rezil olsun, itaat edeceksin.”

    “Millet ancak seçtiði insanlardan, vekillerden meydana gelen bir yönetime sahip olursa ve bu yönetim adalet üzere hareket ederse iþte Allah’ýn ve Kur’an’ýn istediði hükûmet bu olur. üok iftihara deðerdir ki, milletimiz ancak 1300 küsur sene sonra Kur’an’ýn bu hakikatini fiil halinde göstermiþ oldu.”

    “þahýslar gibi, meclisler de müstebit olur. Ve meclislerin istibdadý þahýslarýn istibdadýndan daha tehlikelidir… Onun için, bilhassa bizim gibi caný yanmýþ olan bir milletin meclisi dahi her ihtimale karþý müddeti çok olmamalýdýr... Meclisin yapacaðý kanunun tasdikini bir adama vermek demek milli hakimiyeti kökünden yýkmak demektir… Milleti daima aldatanlar, büyük tanýdýðýmýz fakat çok küçük olan heriflerdir…”

    “Devletler yapan, büyük imparatorluklar yaratmak kudret ve kuvvetinde bulunan Türk milletini mahvetmek hususunda mevcut kanaat pek derindir. Bugünkü Avrupa diplomatlarýnýn kafalarýnda hasýl olmuþ bir görüþ deðildir. Bundan evvel, çok çok evvelkileri zamanýnda yerleþmiþtir. Bu, adeta babadan evlada intikal eden bir zihniyet, bir adet, bir anane olmuþtur… Türk milleti, intikamýný zalimlerin zulmünü yýkýncaya kadar kalp ve vicdanýndan çýkarmayacaktýr. Bu cihan bizim kalp ve vicdanýmýzda düþmanlýk hissi býrakmak istemiyorsa bizim hakkýmýzda kalp ve vicdanýndaki zulmü çýkarsýn. Zulüm hissi baký kaldýkça intikam hissi devam edecektir.”

    “Ýngilizler, en hasis maksatlarýný temin edebilmek için dünyanýn en alçak hislerini ortaya koymaktan bir an ayrýlmýyorlar…”

    “Devlet serbest olmazsa, hariçten gelecek mal üzerinde tesirli olmazsa, el koyacaðý gümrük vergisinde serbest olmazsa bu mesele kapitülasyon ruhundan hariç sayýlabilir mi?... Barýþ istiyoruz, fakat tam baðýmsýzlýk istiyoruz. Barýþýn anlamý budur.”

    “Arkadaþlar! On sene sonra, yirmi sene sonra, elli sene sonra ölmektense, sefil ve aþaðýlýk derekeye indirildikten sonra ölmektense, kalp ve vicdanýmýz açýk olarak bugün ölelim ve tarih bizi böyle yazsýn… Milletimiz namusludur ve namuslu muhataplar ister…Asýl kurtuluþa ulaþmak, mücadeleyi tatil etmekle deðil, ilelebet mücadeleyi sürdürmekle mümkün olacaktýr.”

    “Türkiye halký denildiði zaman, mukadderatýný birleþtirmiþ olan ve hissen, dinen birbirine kalplerini baðlamýþ olan insanlardan meydana gelen halk demektir. Bunlar içinde ýrken muhtelif olanlar vardýr.”

    “Bizim dinimiz Ýslam, en makul, en doðal dindir ve ancak bundan dolayýdýr ki son dindir ve en mükemmeldir. Doðal olabilmek için akla uygun olmasý lazýmdýr. Akla, ferasete, muhakemeye, mantýða, ilme ve fenne, hepsine tamamen uygun olmasý lazýmdýr ki, uygundur…Bizim dinimizde ruhbanlýk yoktur…”

    “Ben Arapça bilmem, fakat Arabistan’da bulunduðum için anladým ki müftü efendiden daha çok biliyorum…Nasara yansuru…(medreselerdeki Arapça fiil çekimi). Bilirsiniz ki bunu hepimiz okuduk, ben de senelerce okudum, hala öðrenemedim. Ben mi öðrenemedim? Medreselerde okuyanlar da çok daha iyi bildiklerini iddia edemezler.”

    “Arkadaþlar! Milletten çok þey istemeye hakkýmýz yoktur. Millete vazife yapmaya mecburuz. Hizmet eden vazifesini, namus vazifesini yapmýþ olur.” (Bu seçilmiþ sözler için bakýnýz. Atatürk’ün Bütün Eserleri, Kaynak Yayýnlarý, cilt: 15, sayfa: 50-103)

    ...

Benzer Konular

  1. Cevaplar: 3
    Son Mesaj: 08-09-2012, 09:16 PM
  2. Kur'aný "KERÝM" gözle oku!
    By bozok in forum islam
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 01-31-2010, 08:03 PM
  3. Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 02-14-2009, 02:35 PM
  4. Türk Olmak" veya "Olmamak"!
    By maturidi in forum Kültür
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 02-22-2006, 01:26 PM
  5. Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 08-27-2005, 10:54 AM

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  
 
Turan Ordusu
   
Bitkisel Tedavi | Dogal Tedavi | Gazete Haberleri | Sikayet Yolla | Tüketici Haklari | Aloe Vera | Nas?l Zayiflarim | Diyet Liste | Bitkisel Tedavi