LEHMAN BROTHERS’ÝN ÝFLAS ETMESÝNE NEDEN GüZ YUMULDU?
ABD ekonomisi, kimilerine göre 1929’daki Büyük Depresyon’dan sonraki en büyük, finansal krizin içine girmiþ bulunuyor. Bir yýlda 13 banka battý, toplam zarar 1.3 trilyon civarýnda. FED’in Goldman Sachs ve Morgan Stanley’in statülerinin deðiþtirilmesi konusundaki kararý oy birliðiyle almasýyla birlikte, ABD’deki yatýrým bankacýlýðý fiilen tarihe karýþýyor. Bu iki büyük yatýrým bankasý bundan böyle ticari bankacýlýk yaparak, batýk kredilerini finanse edecek. Amerika’nýn en büyük mevduat bankalarýndan biri olan Washington Mutual’ýn batýk mortgage kredileri yüzünden Amerikan TMSF’si tarafýndan el konmasý, krizin mevduat toplayan bankalara da sýçradýðý anlamýna geliyor.
Peki, bu noktaya nasýl gelindi? Krizi anlayabilmek için yatýrým bankacýlýðýnýn iþleyiþine bakmak gerekiyor.
Yatýrým bankalarý mevduat toplayamazlar. Bunun yerine, Hazine garantisiyle kredi derecesi AAA olan kaðýtlar sayesinde borçlanýrlar. Bu borçlanma iþleminin hamisi, devlettir. Devlet gücüyle ölçüsüz bir þekilde büyüyen kredilerin sermayeye oraný, kaldýraç oraný dedikleri budur, Amerikan SPK’sýnýn 2004’teki kararlarýndan sonra son derece uç noktalara ulaþmýþtýr. Bearn Stearns battýðýnda bu oran 1’e 26’dýr; Fannie and Freddie Hazine’ye geçtiðinde bu oran 1’e 80’di! Yani bir birim sermayeye karþýlýk 80 birim kredi yaratýlýyordu. Lehman Brothers’in aktif büyüklüklerinin toplamýnýn 639 milyar dolar, zararýnýn ise 613 milyar dolar olmasýnýn arkasýnda iþte bu mega-kaldýraçlama yöntemi yatýyor.
Bu yöntemin patlamasýndan önce mortgagae piyasasýndaki çöküþe bakmak gerekir. Emek deðer yasasýnýn bir ilkesini hatýrlatalým: Bir malýn piyasadaki deðeri, gerçek deðerinin ne kadar üstündeyse o kadar hýzlý düþer. Böylece artýþ, azalýþla dengelenir. ABD’deki konut fiyatlarýnýn 2005’teki köpürmesini 2007’nin sonundaki hýzlý deðer aþýnmasý takip etmiþtir. Fiyatlardaki bu düþüþ, deðer yasasýnýn yukarýda tarif edilen çekim etkisine baðlanabilir.
Tablo tamamlanýyor. Hýzlý artan konut fiyatlarýna baðlanan krediler, bu fiyatlarýn çökmesiyle birlikte yanar. Bu krediler yanýnca yatýrým bankasý, yetersiz sermayeye sahip olduðu için, basmýþ olduðu tahvillerin ve bonolarýn bedelini ödeyemez duruma gelir. Ýflasýný tescillemek için mahkemeye baþvurur.
Mega-kaldýraçlama, paranýn saltanatýný kurmuþ olduðu bir düzende, sermaye olmadan zenginleþme yöntemidir. Bu kriz sermayesiz zenginleþmenin çökmesine iþaret ediyor. þimdi soru þudur: Bu çöküþ mutlak mý?
Dolayýsýyla yatýrým bankalarýnýn sermayesiz zenginleþmesinin dayanaðý, tahvillerine ve bonolarýna olan devlet desteðidir. Bu yatýrým bankacýlýðý çökünce, ayný devlet desteði sayesinde iflastan kurtuluyorlar. Baþka deyiþle, bankalarýn vermiþ olduðu batýk kredileri devlet sahiplenerek, bütün borçlarý tasfiye ediyor. Baþkan Bush’un Kongre’den talep ettiði 700 milyar dolarýn amacý, iþte bu tasfiyedir. Açýkça görüldüðü gibi sermayesiz zenginleþme heveslerinin bedelini vergi mükellefleri yani halk ödüyor.
Bu kurtarma iþine odaklanalým. Büyük bankalar ve durumlarý þöyledir: Bear Stearns, JP Morgan Chase’ye; Merrill Lynch, Bank of America’ya satýlmýþ; Freddie Mac ve Fannie Mae, doðrudan Hazine’ye geçmiþtir. AIG ise kasasýna FED tarafýndan 85 milyar dolar akýtýlarak kurtarýlmýþtýr. Goldman Sachs ve Morgan Stanley felaketin eþiðindeydi ve kurtulma þekli yazýnýn baþýnda yer alýyor.
Kurtarýlmayan tek büyük banka, Lehman Brothers’dýr. Neden?
Bank of America’nýn baþlangýçta Lehman’a talip olduðu ancak bir toplantýdan sonra kararýný Merrill’e kaydýrdýðý biliniyor. Burada en büyük etken, Lehman’ýn FED ve Hazine tarafýndan desteklenmemesidir. Alman Profesör Hans-Peter Burghof buna “sorumsuzluk” diyor.
O halde soru Lehman’ýn neden desteklenmediði sorusuna dönüþmüþ haldedir.
Merrill Lynch’in ABD yönetimi ile çok güçlü baðlarý olduðu biliniyor; bakan ihraç ettiðini Bakanlar Kurulumuzdaki Mehmet þimþek’ten biliyoruz. Bush’un Kongre’den talep ettiði 700 milyar dolarý tek baþýna idare edeceði için adý “ekonomi çarý”na çýkan Hazine Bakaný Paulson, bu göreve gelmeden önce Goldman Sachs’ýn baþýndaydý. Freddie ve Fannie biraderler, hem McCain’e hem de Obama’ya on milyonlarca dolarlýk seçim finansmaný yapmýþtýr. Bu krizle birlikte büyüyen Bank of America ve JP Morgan Chase hem Demokratlara hem de Cumhuriyetçilere büyük fonlar saðladý.
Lehman Brothers, ABD Hazinesi tarafýndan kaderine býrakýldý ve benzer durumdaki diðer þirketler kurtarýldý. Soros’un açýklamalarýndan ve Kongre’deki Demokratlarýn ekonomik pakete iliþkin tutumlarýndan, Lehman’ýn Demokratlara yakýn ve Bush hükümetiyle problemleri olduðu sonucu çýkarýlabilir. Ayrýca Lehman Brothers, Goldman Sachs ile birlikte Alman-Yahudi bankacýlýk geleneðinin en büyük temsilcisi olma özelliðine sahipti; Hazine Bakaný’nýn eskiden en büyük rakibi olan Lehman’ýn çöküþü konusundaki duyarsýzlýðý konusunda açýklýða kavuþmuþ oluyoruz.
Yatýrým bankacýlýðýnýn hem iþleyiþ hem de kurtarýlma mekanizmalarýnda devletin rolü belirleyicidir. Bu da siyaset ile ekonominin iç içe olduðu kapitalizm öncesi ekonomik formasyonlarý çaðrýþtýrýyor. CEO’lara þövalye denmesindeki derin gerçeðin anlamý belki de bu Orta üað’a dönüþtür.
O halde devletin ekonomiye müdahalesini ne Keynes’le ne de sosyalizm ile açýklamak mümkün gözükmüyor. Ýkincisi için yapýlacak fazla bir þey yok ancak yeniden Keynezyen paradigmaya dönüldüðüne iliþkin görüþlere karþý þu notu düþmek gerekir: Keynes faizler indirilip yatýrým maliyetleri düþürülse dahi, piyasadaki talep noksanlýðýndan ötürü yatýrýmlarýn yapýlmayacaðýný ve gerileyeceðini iddia etmiþtir. Bunun yerine o, kuyu kazýp kapatmak dahil, kamu harcamalarýnýn arttýrýlarak toplam talebin büyütülmesini önermiþtir. ABD’nin krize olan tutumu bankalarýn zararýný sahiplenmek ve para musluðunu sonuna kadar açmak yönündedir. Bu politika Keynezyen deðildir. Keynezyen müdahalede devletin, teker teker bireysel sermayelere karþý tarafsýzlýðý esastýr. ABD yönetiminde bu tarafsýzlýðý göremiyoruz.
Krizin sebebini ve iflaslarýn arka planýný açýkladýktan sonra geriye krizin nereye gideceðine dair birkaç söz söylemek kalýyor.
üin ve Hindistan gibi kabarýk dolar rezervine sahip olan ülkeler, paralarýný yatýrmýþ olduklarý ABD Hazine tahvilleri ve diðer Amerikan menkul kýymetlerinden çekme olasýlýðý belirmiþ görünüyor. Böyle olursa FED bu kaðýtlara talebi sürekli kýlmak için faizleri yükseltmek zorunda kalacak ve bu da hem resesyonu tetikleyecek hem de kredi kanallarýný daraltarak banka iflaslarýný geniþletecektir. FED krizi aþmak için faiz indirimine giderse bu kez dolarýn deðeri düþecek, petrol fiyatlarýyla birlikte maliyetler artacak ve hem iþsizlik hem de enflasyon yükselecek yani stagflasyona girilecektir. FED’in ve Amerikan ekonomisinin açmazý budur.
Amerikan ekonomisinin daralmasýyla birlikte, Türkiye’nin ihracat ve cari açýðý finanse etme olanaklarý ciddi ölçüde etkilenecektir. Bu da devalüasyona hazýrlýklý olmamýz gerektiðini anlamýna geliyor.
Sait üakýr
Odatv.com
14.10.2008