“Bir şey” bizi durduracak!
Zülfü Livaneli
gazetevatan.com
01.11.2008
Zıvanadan çıkmak” deyimini bugünler için kullanmasak, hangi gün için kullanırız bilmiyorum.
Sanki giderek hızlanan ve kontrolden çıkmış bir trenin içindeyiz.
Bir yere doğru son sürat gidiyoruz ama neresi olduğu belli değil.
“Bir şey” bu gidişi durduracak, er geç toslayacağız ama “bu şey” nedir, onu bilmiyorum. Bazı sezgilere sahip olsam bile burada yazabilecek kadar emin değilim.
Ama toplum zıvanadan çıktı.
Hatırlarsanız on yılı aşkın bir süredir bu köşede sürekli olarak “kutuplaşma” tehlikesinden söz ediyorum.
Herkesin ısrarla reddettiği ve görmezden geldiği “kutuplaşma” bugün en temel gerçeğimiz haline gelmedi mi?
Elinizi vicdanınıza koyup söyleyin gelmedi mi?
Halk “Din, milliyetçilik ve etnisite” eksenlerinde üçe bölünmedi mi?
Mahalleler, basın, siyaset hatta yargı ayrışmıyor mu?
Bu hale geldikten sonra bir ülkeye “normal” diyebilir misiniz?
***
Toplum zıvanadan çıktı demem bununla da ilgili değil.
Değer ölçülerinin yitimi, ahlaki çöküntü ve “Kim ne derse desin, ben bildiğimi okur keyfime bakarım!” tavrıyla kendimize güzel bir cehennem yarattık.
Baksanıza 76 yaşındaki adam 14 yaşındaki kıza cinsel tacizde bulunuyor ve Adli Tıp kızın ruhsal bir zarar görmediğine karar veriyor.
Kızlarına acımasam “İnşallah bu olaylar sizin kızınızın başına gelir!” diyeceğim ama zavallı çocukların ne günahı var?
Ebeveynlerindeki eksikliğin bedelini niye onlar ödesin?
Ama Türkiye’nin mukaddesatçı kesimine bakın: Ne Allah’tan korkuyorlar, ne kuldan utanıyorlar.
14 yaşındaki kızı taciz eden adam hapisten çıkarıldıktan sonra “Ben gazeteci vurmuş adamım!” diye böbürlenerek dolaşıyor.
Kıza baskı yapılıp ifadesi geri aldırılıyor, zavallı kız ağlaya ağlaya daha önce söylediklerini inkar ediyor.
Bir rüya görmüş de, rüyasında gerçeği söyle demişler de falan filan.
***
Antalya’da polis, motosiklet üstünde giden genci başından vurup öldürüyor.
Gençlerimizin canının ne değeri var?
Daha önce İzmir’de yine böyle bir çocuk öldürüldü de ne oldu?
Polislerin tabancalarını çekip istediğini vurmasına engel olacak bir otorite var mı?
Yok! O zaman elbette şiddet de yaygınlaşır, işkence de, gözaltında ölüm de.
***
İzmir’de Baran Tursun öldürüldüğü zaman İçişleri Bakanı’na bir açık mektup yazmış ve bu günahı üstlenmeyin demiştim.
Görüyorum ki değişen bir şey yok.
Bakanlar, giden canlardan dolayı hiçbir sorumluluk hissetmiyor.
***
Türkiye’de suçlar anormal bir hızla artıyor, toplum çıldırıyor, kutuplaşma almış başını gidiyor.
Ve işin kötüsü, bırakın bu gidişi durdurmayı, acısını yüreğinde derinden hisseden bile yok.
İktidarıyla, muhalefetiyle herkes vur patlasın çal oynasın derdinde!
...