-
Munzur kutsalsa Türk'tür
Rıza Zelyut
Munzur kutsalsa Türk'tür
__________________________________________________ __________________________
http://www.gunes.com/images/spacer.gif
Kızmaca yok Dersim'deki Kürtçüler... Sizin Kürdistan dediğiniz öbür yerlerde; Tunceli'de olduğu gibi dereler, ırmaklar kutsal sayılır mı? Sayılmaz... üünkü, suları kutsal gören; onda ruh bulunduğuna inanan kültür Türklere özgüdür. Bunlara su ruhları denilir;'yir-sub ruhları' kavramı ile yerin, toprağın, kayaların, tepelerin ruh taşıdığına inanış sembolize edilir Türklerde. Ağaçlarda da ruh var sayılır. Tarihteki Mişar Türkleri, meşe eri (insanı) anlamına gelir ve atalarının meşe olduğu kabul edilir. Türk destanlarında ağaçtan ve kayadan doğan insanlar anlatılır. Yani; Munzur'un kutsallığı, o bölgenin Türklerle dolu olduğunun kanıtıdır; efendiler.
Ben de bu kutsallığa inanıyorum. O yüzden canlar canı Munzur'a vardım; izin isteyip üç yudum su içtim, dua ettim ve elbette ki bir dilek tuttum: Allah; sana inanmayanlara biraz akıl versin Munzur baba, diyerek..
Düzgün Baba
Tunceli'de 4 büyük Alevi ocağı bulunur. Ocak kültü de Türklere hastır. Tunceli'nin tepelerine ata-baba, dede yatırları saçılmıştır. İşte bu bile Türklerin bölgenin en eskiden beri sahipleri olduğunu göstermeye yeter. Bilinir ki ata-baba-dede kültürü, Türklere özgüdür. İşte onlardan birisi de Düzgün Baba'dır. şehre uzakta, dağ sıralarının arasında yükselen görkemli bir tepedir onun yatağı. Bu tepe; eski Türklerin geleneğinde olduğu gibi halen kutsal kabul ediliyor. Tunceli'de herkesin bildiği gibi Düzgün Baba, Horasan'dan gelmiştir. Yani; o Türk'tür. üevresi, felsefesi, dağın kutsallaştırılması, orada Düzgün Baba'nın ruhsal kutluluğunun devam ettiğine inanılması... Bunların Kürtlerle hiçbir ilgisi yoktur.
Ben de Düzgün Baba'yı ziyaret edip onun manevi varlığı ile tanıştım. Orada hizmet eden Düzgün Baba torunlarından bir baba ile de tanıştım. Tamamen bir şaman gibiydi... Var mı bunların yeri Kürt yaşamında, efendiler?
Dersim'i iyi tanırım
Hafta boyunca süren Dersim tartışmalarında yazılarım çok yankı yarattı. üünkü; ezberleri bozan belgeler sunarak gerçeğin tarihi yüzünü ortaya çıkardım. Benim bu yazdıklarıma kızan bazı okurlarım, 'Sen hiç Tunceli'ye gittin mi? Dersim'i tanıyor musun? Bilmediğin, tanımadığın insanlar hakkında nasıl karar veriyorsun?' gibi bindirmeler yaptılar.
Tunceli bölgesine ilki 1995'te olmak üzere üç kez gittim. Bölgede oldukça geniş incelemeler yaptım. Benim kadar oralarda dolaşmış; dağ başlarına kadar çıkmış; oralardaki babaların, dedelerin yatırlarını ziyaret edip dua etmiş Tuncelili sayısı çok azdır. Evet, Tunceli'den Alevilere kumandanlık yapmaya çalışanlar; ben Tunceli'yi sizden daha iyi tanırım. Oradaki insanlarla oturdum konuştum; dertleştim. Siz ne yaptınız; emir vermekten başka?
İkincisi şudur: Ben Dersim tarihini hepinizden iyi bilirim. Dersimli baytar Nuri ile Ali şer'in Kürdistan hayali, Bu hayale aşiret reisi Seyit Rıza'yı da inandırması sonucunda devlete açıkça isyan başlatıldı. İlk ayaklanma da Batı Dersim aşiretlerinin desteklediği Koç Kırı isyanıdır. 1920'de TBMM'ye karşı 'Sevr ile kabul edilen Kürdistan devletini tanıyın!' dayatmasıyla başlatılan bu ayaklanmanın devamı da Seyit Rıza'nın isyanıdır.
Gerçek şudur: 1919'dan itibaren Dersim'in seçkinleri; Kürdistan Teali Cemiyeti'nin hedefleri doğrultusunda çalışıp zavallı halkı da peşlerine takarak devletle tam 17 sene savaştılar. Cumhuriyet hükümeti bu bölgeye çok yumuşak davrandı. Birkaç kez af çıkarttı ama derebeyleri bunu kendilerinin gücü sandılar ve çatışmaya devam ettiler. Seyit Rıza'nın mücadelesinde Aleviliği savunmak gibi en küçük bir tavır da görülmedi.
Bana inanmayan; bu olayları kışkırtan, sonra da yurt dışına kaçan Baytar Nuri'nin yazdığı Kürdistan Tarihi'nde Dersim isimli kitabı açıp okusunlar. O kitabın her yerinden fışkıran Türk düşmanlığını; 'İntikam, intikam, intikam!' çığlıklarını görüp halkın nasıl kandırıldığını da öğrensinler.
Ayrıntıları bugün saat 12.00'de Kanaltürk'ten izleyin...
Ya PKK'nın öldürdüğü çocuklar?
Perşembe günü CNN Türk'te Rıdvan Akar; tiyatro sanatçısı olduğu söylenen bir kadını konuk etti. DTP'li olduğu belli olan bu hanım ve arkadaşları; Güneydoğu'da öldürülen 349 çocuk için eylem başlatmışlar. İstekleri de çocukları öldürenlerin hesap vermesi imiş. Lakin; bu kadın; sadece güvenlik kuvvetlerini hedef almış. Daha kundakta iken PKK militanlarınca kurşunlanan bebekler; bu istismarcıların gündeminde yok.
Acıların hesabını soralım ama devlete silah çekerek kan döken PKK'yı aklamaya çalışanlara da alet olmayalım. CNN Türk yorumcusunun, kundakta kurşunlanan bebekleri bu DTP'li propogandacıya hatırlatması gerekmez miydi?
22.11.2009 / GüNEş GZT.