Gösterilen sonuçlar: 1 ile 5 ve 5

Konu: Tosuncuklar!

  1. #1
    bozok
    Guest

    Tosuncuklar!

    Tosuncuklar!


    Melih Aşık
    MİLLİYET
    8 şubat 2009



    Kılıçdaroğlu yine kılıcıyla yardı geçirdi ortalığı... Başbakan’a “Tosun’u tanıyor musun?” diye sorup duruyordu. Başbakan “Tanımıyorum, manımıyorum, iftira” diyordu. Bir gün sonra bu Tosun, yani Ekrem Tosun, tos vurur gibi gibi bir açıklama yaptı... Dedi ki:

    “Başbakan’ın oğlu Bilal Erdoğan ile yengesi Sema Erdoğan, Atagold adlı mücevher firmasının yüzde 50 ortağıdır. Ben şirkette onlar adına oy ve imza kullanmaktayım.”

    Bilal ve Sema Erdoğan Atagold’a nasıl ortak olmuşlar? Başbakan’ın yakın arkadaşı Cihan Kamer’in eşi üiğdem Kamer’in kendi hisselerini devretmesiyle... Peki Bilal Erdoğan ve yengesi, bu hisselere kaç para ödemiş? üdeyip ödemedikleri veya ne kadar ödedikleri belli değil. Bilal ile yengesinin ortaklıkları neden gizli tutulmuş? O da belli değil.

    Ama bazı şeyler belli; mesela Başbakan Erdoğan, ilacın veya ekmeğin KDV’sini indirmezken pırlanta ve mücevherin KDV’sini sıfıra indirerek Cihan Kamer’in şirketlerine trilyonlar kazandırmıştı. Bunu bilmeyen yok...
    şimdi bizim dedikoducu milletin çenesini tutun bakalım tutabilirseniz...

    Diyecekler ki:

    “Başbakan KDV’yi indirip Cihan Kamer şirketlerine trilyonlar kazandırdı, o da oğlu Bilal’i ortak edip Erdoğan ailesine bu yoldan karşılığını ödüyordu...”

    * * *

    Tosuncuklar çalışıyor. üyle çalışıyorlar ki... Yaşamını emeğiyle kazanan milletin anası ağlarken... Türkiye’nin yarısı sefalet ücretine talim ederken... Delikanlının kendisi Amerika’da yaşıyor, Türkiye’deki banka hesabına para akıyor. Ak adalet bu olsa gerek...



    ...

  2. #2
    bozok
    Guest

    Cevap: Tosuncuklar!

    'Tosun' olayının İstanbul ayağı var


    CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, 'şimdi yeni bir slogan geliştirmişler; 'İşimiz hizmet, gücümüz millet' diye. Aslında halk onu şöyle algılıyor: 'İşimiz zimmet, yandaşa hizmet.' AKP'nin belediye anlayışı bu' dedi.

    İstanbul'da gün boyunca etkili olan yağışlı hava nedeniyle programlarını iptal eden Kılıçdaroğlu, Balmumcu'daki Seçim Koordinasyon Merkezi'nde gazetecilerin sorularını yanıtladı. Başbakan Erdoğan'ı, belediye başkanlığı yaptığı dönemle ilgili, dokunulmazlık zırhının arkasına saklanmakla suçlayan Kılıçdaroğlu, Başbakan'ın oğlu Bilal Erdoğan ve gelini Sema Erdoğan'ın vekalet verdiği Ekrem Tosun hakkındaki iddialarına şöyle devam etti:

    'Cihan Kamer'e şu soruyu sormak isterim: Bilal Erdoğan'ın Ekrem Tosun'u tanımadığını söyledi. Recep Tayyip Erdoğan'ın da tanımadığını söyledi. O zaman Cihan Kamer bütün bu işlerin organizatörü galiba. Tanımadığınız insanlara vekalet veriyorsunuz. Ben gerçekten Ekrem Tosun'u tanımıyorum. Ama Başbakan'ın gelini ve oğlu vekalet verdiyse, önemli bir kişi olduğunu gösteriyor bize. Bu işin birden fazla alanda sorgulanması lazım. Daha başka bağlantılarını, İstanbul ayağını da açıklayacağız bunların. Arkası gelecek.'



    09.02.2009 / AKşAM

  3. #3
    bozok
    Guest

    Cevap: Tosuncuklar!

    Onun adı Tosun! Karizmayı o korusun…



    şubat 09, 2009
    NECATİ DOğRU,
    VATAN



    Belgeler açıklanıyor. Geliyor, geliyor… En tepeye ulaşıyor. Kemal Kılıçdaroğlu yaman çıktı. Açıkladıkça döktürüyor. Sorguladıkça düşürüyor.

    Zırhlı arabayı sormuştu.

    Cumhurbaşkanı yalan dedi.

    Kılıçdaroğlu doğru çıktı.

    Arsa dişlemeyi sormuştu.

    şaban Dişli “yalan” dedi.

    Kılıçdaroğlu haklı çıktı.

    Ankara halkı soyuldu demişti.

    Melih Gökçek “yalan” dedi.

    Kılıçdaroğlu doğru çıktı.

    Kılıçdaroğlu “Tosun” var dedi.

    Başbakan, “yok” dedi.

    Kılıçdaroğlu doğru çıktı.

    48 saat içinde; “soyadı Tosun, adı Ekrem ve mesleği de mali müşavirlik olan” birisi çıktı.

    Bu mali müşavir Ekrem Tosun, Başbakan’ın can arkadaşı, yoldaşı, aile dostu, altıncısı, düğün hediyesi altınları dövize çeviricisi, çocukları çocuklarının en samimi arkadaşı, son yılların en zengini, en girişkeni olan Cihan Kamer’in adamı çıktı.

    Onun adı Tosun!

    İmzayı o koysun.

    Bilal’i, Burak’ı saklasın.

    Altıncıkları o korusun.

    ***

    Başbakan yalancı çıktı.

    “Ne nesebimde, ne kanımda; hiç tanıdığım, bildiğim biri değil” dese de buna kimse inanmaz.

    Saklamışlar ortaklığı.

    Tosun’u çarşaf yapıp, ortaklığın üstünü örtmüşler. Başbakan’ın “Washington’da Dünya Bankası’nda çalışıyor, kendi emeğiyle geçiniyor” diye bilinen küçük oğlu ile “bir gemicik alıp çalıştırmakta olan büyük oğlunun” eşini, hava meydanındaki çok seçkin ve gözde mekan, pasaport kontrol çıkış noktasının hemen bitişiğinde, yıllık kirası 870 bin euro olan mağazanın ortağı olmasını gizlemişler.

    Onun adı Tosun!

    Genel Kurul’da o olsun.

    Ortaklığı gizlesin, saklasın.

    Halk, sakın bilmesin.

    Niçin bilmesin?

    üünkü bu kadar garip gureba, bu kadar fakir-fukaradan, işsizden, yoksuldan, iş kuracak parası, işe girecek arkası olmayanlardan oy alarak Başbakan olmuş bir liderin; gelip mağazaya hiç uğramaz, altından hiç anlamaz, ortak oldukları bile İstanbul Ticaret Odası’nın Ticaret Sicili kaydına konulmaz küçük oğlu ile büyük oğlunun eşi yani büyük gelininin, “çalışmadan, emek vermeden, terlemeden, sermaye koymadan, tamamen Cihan Amca’dan, altından, avantadan, havadan” para kazandıklarını vatandaş duyarsa “karizma” çizilir.

    Onun adı Tosun!

    ünümüzde seçim var.

    Karizmayı o, korusun.

    ***

    Oğlanların altıncı amcaları Cihan Kamer, “Başbakan’ın haberi yoktu” diyerek durumu kurtarmaya çalışıyor. Yani Altıncı Amca ile oğlanlar, gelinler bir oldular, “hava meydanında altın satan mağaza açtığımızı babamızdan gizleyelim” mi yaptılar?

    Korkunç!

    Ne amcalığa sığar.

    Ne arkadaşlığa.

    Ne babalığa.

    Kimse de yemez bu yalanı!

    üünkü herkes gibi Kılıçdaroğlu da biliyor ki; Atagold’un sahibi ve Başbakan’ın oğullarının sonradan amcası Cihan Kamer, “nereden buldun” soruşturmasında Tayyip Erdoğan’ın imdadına yetişmiş, düğünde takılan altınları dövize kendisinin çevirdiğini söylemişti. Diğer oğlanın gemiciği satın aldığı Hasan Doğan ile altıncı amca Cihan Kamer birlikte İETT Garajı ihalesini, Dubai şeyhi El Maktum’la ortak girerek kazanmışlardı.

    Onun adı Tosun!

    üarşaf olsun.

    Oğlanları o korusun.

    Salla Kılıçdaroğlu.

    Dökülüyorlar!


    ...

  4. #4
    bozok
    Guest

    Cevap: Tosuncuklar!

    Erdoğan’lar Tosun’u çok iyi tanıyor çünkü…



    Atagold Kuyumculuk’un genel kurul tutanaklarında ortakların katıldığı yazıyor. Kamer ise Haziran’da Tosun’un Bilal ve Sema Erdoğan’a vekaleten imza attığını belgeliyor. Demek ki Bilal ve Sema Erdoğan toplantıya katılmış, imzayı Ekrem Tosun atmış. üyleyse Tosun’u tanıyorlar…

    Atasay Kuyumculuk’un sahibi Cihan Kamer’in önceki gün VATAN’ı arayıp Kemal Kılıçdaroğlu’nun iddialarına tek tek yanıt verdiği saatlerde Kılıçdaroğlu da, “Daha bunun devamı gelecek, Başbakan ek bilgi isterse ben hazırım” açıklaması yapmıştı. Kılıçdaroğlu’na dün de “Cihan Kamer’in açıklamalarından tatmin olup olmadığını ve iddialarının devamını” sorduk. Kılıçdaroğlu’ndan Kamer’e gelen en önemli itiraz şuydu:

    “Atagold Kuyumculuk’un Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayınlanan son üç yıldaki genel kurul toplantı tutanaklarında, 500 bin adet hissenin asaleten temsil edildiği yazıyor. Tutanakların altında katip sıfatıyla Ekrem Tosun’un imzası da var. Bu demektir ki, genel kurula ortaklar asaleten katıldığı gibi, katip olarak Ekrem Tosun ile bir araya gelmişler. Bu belge doğruysa Başbakanın çocuklarının Ekrem Tosun’u tanımadıkları beyanı doğru değil.”

    Kılıçdaroğlu’na, bu tür aile şirketlerinde genellikle tutanakların ortaklara elden ulaştırılıp imzalatıldığını, genel kurula katılamayan ortakların bu şekilde asaleten temsil edilmiş gibi gösterilmesinin yaygın bir uygulama olduğunu hatırlatıyoruz. Kılıçdaroğlu’nun yanıtı şu oluyor:

    Başbakan’ın çocuklarıyla ortaksanız, bu konularda özenli olmanız gerekmez mi?”

    Kılıçdaroğlu, Başbakan’a “Ekrem Tosun’un kim olduğunu” sorarak, Kamer’in Başbakan’ın oğlu ve geliniyle ortaklığını ortaya çıkardıklarını, bu ortaklığın gizlenmesine izin vermediklerini söyledi. Kılıçdaroğlu, Kamer’in açıklamalarından neden tatmin olmadığını ise şöyle açıkladı:


    ’Neden gizlediler’

    “Cihan Kamer, Sema ve Bilal Erdoğan’a ait 250 bin liranın vekaleten Ekrem Tosun tarafından temsil edildiğine dair belgeleri ortaya koydu. Ama Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde genel kurulda 500 bin YTL’lik bütün sermayenin asaleten temsil edildiği yazılı. Demek ki Bilal Erdoğan ve Sema Erdoğan genel kuruldalar ama tutanak Ekrem Tosun tarafından imzalanıyor. Bu ikisi de belgeli. Niçin böyle yapıyorlar? Sonuçta eğer Başbakan’ın oğlunun isminin geçtiği bir şirket varsa, işlemlerin özenli olması lazım. Cihan Kamer, Başbakan’ın oğlu ve geliniyle ortak şirket kurduğunu bizim sorumuza kadar kamuoyuna açıklamadı. Normalde Cihan Kamer, Başbakan’ın çocuklarıyla bir araya gelip şirket kurduğunu neden gizlesin. Cihan Kamer’in başka şirketleri de var, onlar biliniyor. Acaba Sayın Cihan Kamer’e İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nce sağlanan ayrıcalıklar var mı? Bu ortaklıklar kurulduktan sonra iktidarın veya iktidara yakın olan belediyelerin bu kişilere sağladıkları ayrıcalıklar var mı yok mu? Haklı değil miyiz bu soruları gündeme getirmekte. Kamer, çocuklarımız arkadaş, diyor. Başka çocukluk arkadaşları yok mu bunların? Her çocukluk arkadaşına bu kadar sahip çıkılıyor mu? şirketi kendisi yönetiyor. Genel müdürü kendisi atıyor. Karı kendisi elde ediyor. Diğeri ABD’de oturuyor ve sadece gelir elde ediyor. Acaba Başbakan’ın çocuğu olmasaydı bu tür ayrıcalıklara kavuşabilecek miydi?”



    şubat 09, 2009 - VATAN

  5. #5
    bozok
    Guest

    Cevap: Tosuncuklar!

    Nüfuz suiistimali


    Güngör Uras
    MİLLİYET
    09.02.2009



    “Nüfuz suiistimali” demek, “Gücü, kişisel çıkar için kötüye kullanmak” demektir. Siyasilerin nüfuz suiistimalini sınırlayan yasalar olmasa bile, nüfuz suiistimali, ahlaki, dini ve etik açıdan yanlıştır. Kabul edilemez bir davranıştır.

    Siyaset ile para ve de seks bir arada olamaz. Siyasette temizlik esastır. Para ve seks, siyaseti kirletir. Bu bir tercih meselesidir. Siyaseti seçenin, para ve seks ilişkilerini unutması beklenir.

    Siyasiler, temiz kalmak istiyorlarsa, parasal ve seks ilişkilerinin sergilenmesinden ve eleştirilmesinden rahatsız oluyorlarsa, paraya ve sekse bulaşmamaları gerekir.

    Hiçbir siyasi, “Ben paraya bulaşmadım. Ben yapmıyorum… Karım yapıyor, oğlum yapıyor, kızım yapıyor… Yeğenimden bana ne?.. Amca oğlunun yaptıklarından haberim yok!..” diyemez.

    Nüfuz kelimesinin anlamı, ”Etki etmek/Etki gücü/Söz geçirme/Ağırlık/İçine geçme /İçine girmek”tir. Suiistimal kelimesinin anlamı “Kötü kullanma/Yanlış kullanma”dır.


    Temiz siyaset esastır

    Nasıl ki şirketlerin içinden bilgi sızdırma ve de bu sızdırılan bilgiye dayalı olarak iş yapma, kanuna-ahlaka aykırı ise, suç ise, siyasi gücün kötü kullanımı anlamına gelen “nüfuz suiistimali” de kötüdür. Nüfuz suiistimalinin “kılıfına uydurulması”, olan bitene, kanunların kapsam sınırı dışında imiş görünümünün verilmesi, yapılanların “kılıfına uydurulması”, yanlışı ortadan kaldırmaz.

    Hukukun da suiistimali vardır. Dostum Ege Cansen’in anlatımıyla, “suiistimal” konusu olan hukuk, çalınacak olan ve çalınmış minarelere kılıf uydurma sanatıdır. Suiistimal konusunda uzmanlaşmış “küçük hukukçu”, çalınacak minarelere, “büyük hukukçu” ise çalınmış minarelere kılıf diker.
    Genelde “Rüşvetin belgesi mi olur? denilir… Belgesi olmaz ama “nüfuz suiistimalinin belgesi” kendisidir.

    üünkü siyasilerin kendilerinin, aile üyelerinin ve yakınlarının iş ortaklıkları, parasal ilişkileri görünmeyen “rant”a dayanır. Rant yaratır. Siyasilerin güç kazanmalarından sonraki iş ortaklıklarında ortaklık payı rant karşılığı verilir.
    Türkiye’de alın terinden, üretimden kaynaklanmayan hızlı zenginliğin kaynağı ranttır. Rant zenginliği ise halkın varlığının, siyasilerin ele geçirdikleri açık veya gizli devlet gücüyle, belli kişilerin cebine aktarılmasıyla oluşur.


    Para, siyaseti kirletir

    Siyasilerin sahip oldukları “politik güç” insanı vezir de eder, rezil de eder. ünemli olan halkın oylarıyla ülkenin tüm kaynaklarını kontrol edebilecek güce kavuşanların “tercihlerini” açıklıkla ortaya koymaları, siyaset ile ticaret arasındaki tercihlerini kesin olarak yapmalarıdır.

    Bu tercih “Ya o/Ya bu” tercihidir. “Biraz ondan, biraz bundan” olmaz. Olamaz.

    Kimse, kimseyi “İlle de siyasete soyunacaksın. ülke yönetiminde görev alacaksın” diye zorlayamaz. O bir kişisel tercihtir. Bu tercihi yapanlar, bu karara varanlar genelde, “Vatan için, millet için“ yaptıklarını söylerler. Ama bu tercih yapıldıktan sonra, siyasete soyunanların parasal ilişkilerini sürdürme konusunda seçim şansları ortadan kalkar. Siyasete soyunanların tüm parasal ilişkilerini dondurmaları bir zorunluluktur.

    Siyasete soyunanlar, “Biz nasıl geçineceğiz. üoluğumuz çocuğumuz ne yapacak? Yakınlarımız iş yapmasın mı?“ demek hakkını kaybederler. üünkü “temiz siyaset ile paranın bir arada olamayacağı, paranın siyaseti kirleteceği” bu oyunun elifba’sıdır.


    ...

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  
 
Turan Ordusu
   
Bitkisel Tedavi | Dogal Tedavi | Gazete Haberleri | Sikayet Yolla | Tüketici Haklari | Aloe Vera | Nas?l Zayiflarim | Diyet Liste | Bitkisel Tedavi