İnsana, aşka ve düzene dair...

[bozok]

İnsana, aşka ve düzene dair...


Afşin SELİM
afsinselim@yahoo.com
Yazı Tarihi: 02/03/2009



Sevgili halkımız adını koymuş, bizim payımıza da düşünmek düşüyor: Suya sabuna dokunmamak, yahut etliye sütlüye bulaşmamak... Su ve sabun, et ve süt. Sağ olsunlar. Dokunalım o halde. Dokunduralım. Su gibi aziz olalım. Bilelim ki, insanın insan kalması için muhalif duruş bir mecburiyettir. Zira suya sabuna dokunmayanların, yahut etliye sütlüye bulaşmayanların her biri insanlık için utanç abidesidir. Bunu nasıl becerebildikleri ise hayrete şayandır. Kelimelerin ırzına geçerler! Halbuki dünyadan bihaber olanların mutlulukları da, ıstırapları da sahtedir, yavandır, güdüktür.

“İdeolojiler öldü” yaygarasıyla gençliği idealsizleştiren yahut canlı bir leş haline getiren sistem, bir insan çöplüğü inşa etmiştir.

Bencillik, insanın ben’ine ve özüne ihanetidir.

üağından mesul olmak, günlük mevzuların kuru gürültüsüne dahil olmak demek, değildir...

İnsanı acı olgunlaştırır, acı aşktan sirayet eder. Aşksız insan odun gibidir. Lakin “inan da bir odun parçasına inan” nasihatindeki hakikati anlamaya, kalabalıkların kapasitesi yetmez. Kalabalıklar çoğu kez kabadır.

Bir insanın zina dediğine, bir diğer insan aşk diyebilmektedir. Her tezat bir fesattır. Halbuki kavramları birbirinden ayıran yegane şey, mahiyetleridir, yani içerikleri, yani muhtevaları.

İdraklerin tahriş olduğu bir ülkede, aşkı ve zinayı birbirinden ayıran hudutlar muğlak hale gelmiştir.

İnsan (beşer), çoğu kez hadsizliğinin kurbanıdır.

Mesela bir Batılının hazzına ve hızına yetişebilmek, meşakkatlidir. Haz ve hız, kapitalizmin vazgeçilmezlerindendir de...

İnsanın metalaşması, aşkın da belli gün ve haftalara bölünmesine sebebiyet vermiştir. Sevgiliye üçyüzaltmışbeş günün bir gününü layık görmek gibi... Bu, aşkın a’sı dahi değildir! üünkü orada müthiş bir yoğunluk mevcuttur, hızlıdır her şey. Hal böyleyken, hazzın ve hızın şiddeti insani hasletleri tarumar eder. Sonradan görme bir biçimde kökten Batıcılık yapanların hal ve gidişatı ise, mevzuun cılkını çıkarmayla sonuçlanır.

Eziklik psikolojisi, toplumları maymuna çevirir.

Aşk, günlerden bir güne hapsedilemeyecek boyutta deruni bir hal beyanının adıdır. Kadının ve çocuğun ticari meta addedildiği bir zamanda kadına ve çocuğa layık görülen ancak ve ancak kullanılmaktır. Malûm olduğu üzere bu da arz-talep meselesidir.

Sürüleşmiş kalabalıklar, insan denilen varlığın katilidir.

Kapitalizmin girdiği ülkelerde dalgın ve dargın insanların sayısında azalma olması, kapitalizmin hayatı rutinleştirmesinden, insanı hayvanlaştırmasından dolayıdır. Kapitalizmde, insanlar değil, robotlar mutludur. üretim-tüketim manyaklığı revaçtadır.

üukurlaşan, yani seviyesizleşen insanın çürümüşlüğünden kavramlar da nasibini almıştır. Kavramların dumur olması ise, algıların ayırt ediciliğini menfi şekilde etkiler.

Düşman dahi seviye sahibidir. Bir insanın düşmanı, o insanın ne olmadığını teşhir eder.

Yunus Emre’mizin ifadesiyle, ölmeye değil, olmaya gelmişizdir yeryüzüne. Olanlar, ölmeden evvel ölebilmeyi becerebilenlerdir.
Kapitalizmin kalbi yoktur.

...