’Karbon borsasý’na ’merhaba’ diyeceðiz



Yalçýn BAYER
hurriyet.com.tr
11 Aðustos 2009




Ýstanbul'un vadeli iþlemler borsasýna kardeþ borsa geliyor


KüRESEL ýsýnma, hava kirliliði ve iklim deðiþikliðinin felaket habercisi sonuçlarýný her geçen gün arttýrdýðý bir ortamda Kyoto Protokolü resmen uygulamaya geçmiþ durumda... 169 ülkenin imzaladýðý protokolü en son Türkiye imzaladý. ABD, Avustralya, Kazakistan ve Hýrvatistan ise imzalamasýna raðmen, ulusal meclislerinde onaylatmadýklarý için kendileri açýsýndan henüz yürürlüðe koymadý. üin ve Hindistan, protokolün taraf olma sürecini tamamladý ancak bu iki ülke de, 2012’ye kadar sera gazý emisyonunu azaltmak zorunda deðil. Türkiye açýsýndan ise protokole imza atmak, en az 20 milyar dolarlýk yatýrým anlamýna geliyor.

Kyoto Protokolü, çeþitli mekanizmalarý devreye sokarak 2012 yýlýna kadar Sera Gazlarý (SG) salýmýnda indirimler yaptýrmayý öngörüyor (Taraf ülkeler emisyon miktarýný 1990 yýlýna göre %5.2 düþürmekle yükümlüdürler). Protokolde üç ana mekanizma var. Temiz kalkýnma mekanizmasý, emisyon ticareti ve ortak uygulama mekanizmasý...

Emisyon ticareti ya da ’karbon ticareti’ bu mekanizmalardan birisi. Yeni bir kavram ve ülkemizde de henüz fazla bilinmiyor. Halbuki en kýsa sürede iyi öðrenilmesi gereken bir konu. Ýtalya’da yapýlan son G-8 zirvesinde ise bu oranýn %2 gibi oranlara çekilmesi kabul edilmiþti.

üözüm, ya emisyon miktarlarý düþürülecek, ya karbon emisyonu kotasý alýnacak veya da geliþmekte olan ülkelerde ’temiz enerji’ yatýrýmlarýna geçilecek.

Enerji uzmaný Ýsmail Hoca’nýn kaleme aldýðý yazýyý olabildiðince özetlemek istedik. Niçin bu yazý?

Ýstanbul’da 13-14 Aðustos tarihleri arasýnda Ceylan Ýnternational Otel’de ’Uluslararasý Karbon Piyasalarý Arenasý Ýklim Deðiþikliðinin Ayak Ýzi; Karbon Ekonomisi’ adlý bir etkinlik düzenleniyor. Karbon piyasalarýnýn etkin oyun ve oyun kurucularý da toplantýya davet edildi. Toplantýya gerek destek olmak gerekse katýlým anlamýnda sosyal çevresel sorumluluk duygusuna sahip büyük gruplarýn ve finans dünyasýnýn da katýlmasý bekleniyor. Bu toplantý, aralýk ayýnda Kopenhag’da iklim ve çevre ile ilgili uluslararasý toplantýya ön stratejilerin oluþmasý açýsýndan önemli sayýlýyor.

Karbon emisyonunda ülkemizde kárlý çýkan yenilenebilir enerji kaynaklarý gruplarýnýn yanýnda TüPRAþ, PETKÝM gibi petrol ve türevlerini üreten gruplarýmýz ve fueloil ve kömür kullanan TEAþ ve özel termik santraller ise piyasanýn aktif olarak devreye giriþinden itibaren salýným miktarlarýný sýnýrlara çekebilmek için gerek yatýrým, gerekse HES, RES gibi kaynaklardan ciddi rakamlar ödeyerek faaliyetlerine devam etmek gibi bir yol ayrýmýna gireceklerdir.

Türkiye’de durum

TüÝK, ’Sera Gazý Emisyon Envanteri’ne göre Türkiye’de toplam sera gazý emisyonu, 1990 yýlýndaki 170.1 milyon ton karbondioksit eþdeðerinden, 2005 yýlýnda 312.4 milyon ton karbondioksit eþdeðerine yükseldi. Türkiye’nin, BM’ye sunduðu ’1. Ulusal Ýklim Deðiþikliði Raporu’na göre; Türkiye, 1990’da 140 milyon, 2004’te ise 242 milyon ton karbondioksit gazýný (CO2) atmosfere salmýþ durumda... Kiþi baþýna düþen karbondioksit gazý (C02) emisyon miktarý ise yaklaþýk rakamlarla AB ülkelerinde 7.5 ton, dünya ortalamasý 4 ton iken, Türkiye’de ise 3.6 ton olarak gerçekleþiyor. Karbon salýnýmý dünya ortalamasýna yakýn olan ülkemizde emisyonun hýzla arttýðý gözleniyor. Emisyonun düþük olmasý karbon ticareti yapmak ve döviz kazanmak imkáný sunuyor. Ayrýca temiz ve yenilenebilir enerji kaynaklarýna (örneðin rüzgár, hidrolik, güneþ enerjisi) yapýlacak yatýrýmlar karbon ticareti açýsýndan büyük kazanç saðlýyor.

Ýktidar, turizme arkasýný dönüyor

"TURÝZM sektörü, hükümet ve bürokratlar tarafýndan, ülke ekonomisinin krizden çýkýþ sürecinde, cari açýðýn kapatýlmasýndaki öneminin anlaþýlmamasýndan dolayý þaþkýnlýk içindedir.

Hükümet, yüz binlerce kiþiye iþ saðlayan, ülke ekonomisine yýlda 22 milyar dolar gelir getiren, yine milyarlarca dolarlýk sabit yatýrýmý olan turizmi hálá stratejik öneme sahip bir sektör olarak görmemekte ýsrar etmektedir. Türkiye’deki bu anlayýþa karþýlýk, rakiplerimiz Ýspanya, Yunanistan, Mýsýr gibi ülkeler, turizmi krizden çýkmanýn anayolu olarak görmekte ve bu nedenle milyarlarca dolar büyüklükteki destek programlarýný açýklayarak uygulamaya sokmaktadýrlar.Türk turizm sektörünün beklentileri için; ’incelenmesi, düþünülmesi, gözden geçirilmesi, çalýþma yapýlmasý’ þeklindeki somut olmayan söylemler yetersizdir.Somut kararlar ve desteklerin açýklanmasý için zaman hýzla geçmektedir.Rakiplerimizin 2010’a yönelik hazýrlýklarý karþýsýnda hükümetin son derece duyarsýz kalmasý biz turizmcilerin 2010 ile ilgili endiþelerini maalesef yükseltmiþtir. 2010 yýlý için gerekli daha somut önlemlerin alýnmadýðý sürece önümüzdeki yýl 2009 yýlý performansýný mumla arayabiliriz."
Ahmet BARUT-Türkiye Otelciler Federasyonu (TüROFED) Baþkaný

Bu kafayla sel olaylarý her zaman sürecek

GEüTÝðÝMÝZ ay Karadeniz Bölgemizde meydana gelen sel olaylarý, önemli ölçüde can ve mal yitiklerine yola açmýþtýr. Görsel ve yazýlý basýnda görüþlerine yer verilen uzmanlar, bu olaylarý genellikle yanlýþ altyapý tesisleri ve yerleþimler ile dere yataklarýnýn molozlarla doldurulmasýna baðlamýþlardýr. Bununla birlikte bölgedeki sel olaylarýnýn en büyük sebebi uzmanlarýn deðinmedikleri orman örtüsünün tarýmsal ürünler (özellikle çay ve fýndýk) yetiþtirmek amacýyla uzun yýllardan beri bilinçsizce tahrip edilmesidir. Zira orman örtüsünün bu þekildeki tahribatý, ayný yaðýþ koþullarý altýnda tarýmsal amaçlar ile kullanýlan araziden ormanlýk alanlara oranla çok fazla yaðýþ sularýnýn daha kýsa bir sürede derelere ulaþmasýna ve onlarýn debilerinin yükselmelerine yol açmak suretiyle sel olaylarýný meydana getirmektedir. ülkemizdeki sel olaylarýnýn sebepleri fakültemizin bazý öðretim üyeleri tarafýndan yetkili kiþilere geçmiþte zaman zaman rapor edilmesine raðmen, bu konuda nedense bir karýþ yol bile alýnamamýþtýr. Karadeniz Bölgesi’ndeki ormanlarýn tahrip edilerek tarým alanlarýna dönüþtürülmesi ve bilinçsiz bir þekilde bu alanlarda tarým yapýlmasý sürdüðü sürece bu bölgedeki sel olaylarýnýn önlenmesi olanaklý deðildir. Prof. Dr. Ahmet HIZAL-Ý.ü. Orman Fakültesi

Biliyor musunuz

OSMAN Pamukoðlu’nun Genel Baþkanlýðý’ný yürüttüðü Hak ve üzgürlük Partisi’nin, Manisa’nýn Soma ve Antalya’nýn Muratpaþa ilçelerindeki örgütlerinin tümünün kadýnlardan oluþtuðunu... Ceyda ve Emrah Altuntecim çiftinin ’sevgi, aþk ve umut konularýna dikkat çekmek üzere Yenikapý Mevlevihanesi’nden 13 Aðustos Perþembe günü 11.00’den baþlayacak 802 km’lik yürüyüþ sonunda 48 gün sonra Mevlana’nýn 802. doðum günü olan 30 Eylül’de Konya’da sona erecek bir yürüyüþe baþlayacaklarýný(askyolunda.com)...

...