Gösterilen sonuçlar: 1 ile 2 ve 2

Konu: Bilkent Öniversitesi'nde skandal fişleme

  1. #1
    bozok
    Guest

    Bilkent Çniversitesi'nde skandal fişleme

    BİLKENT üNİVERSİTESİ’NDE SKANDAL FİşLEME



    04.03.2010 13:04


    Geçtiğimiz hafta hayatını kaybeden İhsan Doğramacı’nın kurucusu olduğu Bilkent üniversitesi’nde skandal bir fişleme gerçekleşti. üniversitesinin Siyaset Bilimi Kulübü tarafından organize edilen ve eski YARSAV Başkanı ümer Faruk Eminağaoğlu’nun katıldığı panelde yaşanan bu fişleme, öğrenciler tarafından büyük tepkiyle karşılandı.

    İşte Bilkent üniversitesi öğrencilerinin Odatv.com’a gönderdiği ve olayın nasıl gerçekleştiğini anlatan o mektup:

    “Bilkent üniversitesi Siyaset Bilimi Kulübü bünyesinde faaliyet yürütmekte olan İlerici Hukukçular Platformu tarafından düzenlenen YARSAV eski başkanı ümer Faruk Eminağaoğlu’nun katıldığı, hukuka yönelik saldırıları ve yargı bağımsızlığı konu alan etkinlikte, üğrenci Konseyi Başkan Yardımcısı ve Hukuk Bölümü Temsilcisi Altuğ Aydoğan ve arkadaşları, katılımcı öğrencilerin isimlerini ve iletişim bilgilerini yazdıkları listeyi alarak kaçtılar.

    Bazı öğrencilerin durumu farkederek peşlerinden gitmeleri ve güvenlik görevlilerine haber vermeleri üzerine listeyi alan “öğrenci temsilcisi” ve arkadaşları koşarak kaçtılar. Hukuk fakültesinde okuyan ilerici öğrencileri FİşLEMEK amacıyla yapıldığından şüphe duyulmayan davranış karşısında, öğrenciler yılmayacaklarını ve suç duyurusunda bulunucaklarını açıkladılar.

    Bu olay üzerine kulübün yönetiminde yer alan öğrenciler konsey başkanına şikayet için gittiklerinde “Gençler arasında böyle durumlar, yanlış anlaşılmalar yaşanabilir, başkan yardımcısı büyük ihtimalle kendisini kovalayan öğrencilerden (iki kız) korktuğu için koşmaya başlamıştır” şeklinde bir cevapla karşılaştılar. Kaçan öğrenciler ise daha sonra geri dönerek güvenlik görevlilerinden olayı örtbas etmelerini istediler. Bununla da yetinmeyen başkan yardımcısının, çaldıkları listede ismi ve iletişim bilgileri yer alan bir öğrenciye ulaşarak görüşmek için çağırması ve yandaşları ile birlikte katıldığı görüşme sırasında rahat bir tavırla kulübün etkinliklerini engellemekle tehdit edip kendilerini olay sırasında engellemeye çalışan öğrencilerin arkasından hakaretler yağdırması dikkate değer olarak nitelendirildi.

    Siyaset Bilimi Kulübü temsilcileri ve isimleri alınan öğrenciler Sivil Savunma Müdürlüğü’ne giderek şikayet dilekçesi doldurdular. Aynı zamanda Bilkent üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde görevli öğretim üyeleriyle de temasa geçildi, bilgilendirmek ve destek bulmak amacıyla ziyaretler gerçekleştirilmeye başlandı. Yarın da bir dilekçe furyası başlatılacak ve bu olay karşısında rahatsızlık duyan çok sayıda öğrenci, üniversite rektörlüğüne başvuracak. üok sayıda öğrenci kulübü de bir araya gelerek yaşanan olayları kınayan ve öğrencileri olay karşısında tepkisiz kalmamaya davet eden ortak bir metnin altına imza atacaklar.

    üğrencilerin oylarıyla demokratik seçim sonucunda seçilmekle övünen ve kendisi de hukuk öğrencisi olan Bilkent üniversitesi üğrenci Konseyi Başkan Yardımcısının yasadışı bir yola başvurarak böyle bir davranış sergilemesi aynı zamanda üniversite yönetiminin de bir ayıbıdır. Daha sonraki ifadelerinde birçok kere temsilci olduğu için istediği şekilde davranabileceğini dile getiren bu insanın listeyi hangi amaçla çaldığını açıklayamaması ise şüphe uyandırmaktadır. Daha önce de eşitlikçi, aydınlanmacı, halkçı tutuma sahip olduğu bilinen kulüpler de konseydeki temsilci öğrencilerin yetkilerini keyfi kullanmaları nedeniyle bazı engellemelere maruz kalmışlardı ama gerçekleşen son olay durumun vahametini gözler önüne sermektedir. Hukuk bölümünde okuyan ilerici öğrenciler bugün kendilerini yönetime karşı temsil etmekle yükümlü olan öğrenci tarafından fişlenmişlerdir ve isimleri ile iletişim bilgilerinin kimlere verileceği, hangi amaçla kullanılacağı belirsizdir. Böyle bir olayın gerçekleşmesine izin verdiği için üniversite yönetimi de bizzat olayın içinde yer alan öğrenciler kadar sorumludur, tepki vermekte yetersiz kalmış ve hala da kalmaktadır.”


    Odatv.com

  2. #2
    bozok
    Guest

    Cevap: Bilkent Çniversitesi'nde skandal fişleme

    BİLKENT üNİVERSİTESİ'NDE SULAR DURULMUYOR



    06.03.2010 16:56


    Odatv.com olarak Bilkent üniversitesi’nde skandal bir "fişleme" gerçekleştiğini gündeme getirmiştik. Bilkent üniversitesi öğrencilerinin Odatv.com’a gönderdiği mektupla ortaya çıkan bu olay; üniversitesinin Siyaset Bilimi Kulübü tarafından organize edilen ve eski YARSAV Başkanı ümer Faruk Eminağaoğlu’nun katıldığı panelde yaşanmıştı.

    Buna göre; “hukuka yönelik saldırılar ve yargı bağımsızlığı” konulu etkinlikte, üğrenci Konseyi Başkan Yardımcısı ve Hukuk Bölümü Temsilcisi Altuğ Aydoğan ile arkadaşlarının, katılımcı öğrencilerin isimlerini ve iletişim bilgilerini yazdıkları listeyi alarak kaçtıkları iddia edilmişti. Bu olaya büyük tepki duyan Bilkent üniversitesi öğrencileri, dekanlığa ve üniversite rektörlüğüne dilekçeler yazdılar. Bununla birlikte; söz konusu iddiaların merkezinde bulunan isim; üğrenci Konseyi Başkan Yardımcısı ve Hukuk Bölümü Temsilcisi Altuğ Aydoğan; Odatv’ye bir açıklama gönderdi. Bu haberimizde söz konusu dilekçelerin bir örneğine ve Aydoğan’ın açıklamasına yer vereceğiz.

    üncelikle; haberciliğimize olan güvenimiz gibi, cevap hakkına da duyduğumuz saygı gereği bu açıklamayı hiçbir satırına dokunmadan yayınlıyoruz.

    “Ben Bilkent üniversitesi Hukuk Fakültesi Başkanı ve Bilkent üniversitesi üğrenci Konseyi Başkan yardımcısı Altuğ Aydoğan. 04.03.2010 tarihli ‘Bilkent üniversitesi’nde Skandal Fişleme’ başlıklı haberde adı geçen kişi olarak, habere konu olan olay hakkında bir açıklama yapma gereğini hissediyorum, zira odatv.com’un yayınladığı olayın nasıl gercekleştiğine dair mektuptaki uslüp son derece haysiyet zedeleyici olmakla beraber, sözkonusu mektup; olayın doğruluğu hakkında en ufak bir doğruluk payı içermemektedir. Sozkonusu olay 03.04.2010 tarihinde gerceklesmiştir. Hukuk Fakültesi’nde okuyan arkadaşlarımızın çoğunun da bileceği gibi, öğrenci temsilciliği adaylığı sürecinde, arkadaşlarımızdan oy isterken Fakültemizde işler bir hukuk kulübü oluşturmayı vaad emiştim. Beraber olduğum arkadaşlarımla beraber uzun ve meşakkatli çalışmamız sonucunda amacımıza ulaştık ve ‘Bilkent üniversitesi Genç Hukukçular Kulübü’ adı altında bir kulüp kurduk. Kulüp kurulur kurulmaz da faaliyetlerine başlamış ve siyasette aktif rol alan birçok değerli insanı, üniversitemize konuşma yapmak için getirmiştir. Bu da, senelerce hiçbir faaliyette bulunmamış fakültenin tek kulübü olan ‘Hukuk Kulübü’nden sonra gerçekleştirilmiş bir başarıdır.

    Bilkent üniversitesi Siyaset Bilimi Kulubu altında kurulan ‘İlerici Hukukcular Platformu’ da, Genç Hukukçular Kulübüyle yakın zamanda faaliyetine başlamıştır. Bu platformun faaliyet yapmak için benim de uyesi bulundugum üğrenci Konseyi’nin onayına ihtiyaç duyduğumu belirtmek isterim. Bu platformun etkinlik yapmasına hiç sorun çıkarmadan onay vermemizin, iyiniyetimizin ve bu platformun aktif olmasını desteklediğimizin açık bir göstergesi olduğu da muhakkaktır. Ancak kuruluşunda ve işleyişinde büyük emeğimin geçtiği Genç Hukukçular adlı kulüple beraber olmak yerine neden fakültenin tek kulübünde değil de farklı bir kulüp bünyesinde faaliyet gösterdiğini merak ettiğim de şüphesizdir. Olayın gerçeklekleştiği etkinliğe gitme amacımın rahatsızlık vermek olmadığı yahut suçlandığım gibi bir fişleme yapmak maksadında olmadığım, normal prosedüre uyarak, kimliğimi göstererek salona girmemden anlaşılabilir. Yoklama listesine adımı yazmam da hiçbir rahatsız olunabilecek bir durumun olmadığına ve çekinecek bir şey yapmadığıma delildir. Yoklama listesine adımı yazdıktan sonra, listeye adını yazan Hukuk Fakültesi üğrencilerinin adlarını ben de başka bir kağıda yazdım. Bütün bu asılsız suçlamalar ve maruz kaldığım hakaretler bu sebeple gündeme gelmiştir. Bunu yapmamdaki amaç, bu konferansa katılan arkadasların kim olduğunu tespit edip onlara ulaşmak ve bir kulüp bünyesinde faaliyette bulunmak için neler yapmamız gerektiği hususunda bir görüşme talebinde bulunmaktı. Ancak derse yetişmek icin salondan erken çıkmamdan sonra, arkamdan gelen birkaç arkadaşın rahatsız edici üslubundan rahatsız olmam sonucunda onlarla tatsız bir münakaşaya girmemek amacıyla, oradan derse girmek için uzaklaştım. Bu kişilerle konuşmamın sebebinin onların suçlayıcı ve hoş olmayan tutumlarıdır zira olayı merak eden ve yapıcı tutumlarıyla bana bu konu hakkında soru soran arkadaşlarıma tatmin edici bir açıklama yaptım. Ayrıca o gün gerçekleştirilen Genç Hukukçular Kulübü’nün toplantısında da herkese olayın aslını açıkladım. Bu yaptığım açıklama, olayı örtbas etmeyi değil, birinci ağızdan arkadaşlarımı bilgilendirmeyi istediğimin en somut göstergesidir. Zaten , elden ele aleni olarak gezen yoklama listesindeki isimleri, gizli saklı değil açık açık almanın, art niyetli bir iş yapma amacını güden bir kimsenin aleyhine kullanılabilecek bir durum oldugunu idrak edebilecek bir kişi olduğum, bulundugum konum, ve bana duyulan güven itibariyle açıktır.


    şunu belirtmek isterim ki; bir fakülte başkanının, temsil ettiği öğrencilerin hangi aktivitelere katıldığını gözlemlemek en doğal hakkı ve görevidir, çoğu etkinliğe katılmam ve gözlemlemem de bu sebepledir. Ayrıca üğrenci Konseyi üyesi biri olarak , yapılan her faaliyete katılabilme ve denetleme yetkim de mevcuttur. Tüm bunlardan habersiz olan ve amaçları, Bilkent üniversitesi gibi saygın ve önemli bir üniversitenin yüz akı olan üğrenci Konseyi’ni karalamak, bu yolla kendilerinin ve dolayısıyla ait oldukları kulubün reklamını yapmak ve insanların gözünde Bilkent üniversitesi’nin prestijini düşürmek olan bir takım öğrencilerin bu saygısız ve yakışıksız hareketleri, toplumun hiçbir kesimi tarafından ciddiye alınmayacak kadar samimiyetsizdir. Bu kişilerin yapmaya çalıştıkları şey, bu tip provokatif davranışlarla, üniversitemizde her daim mevcut olan dirlik ve düzeni bozmaktır. 2 kızdan koşarak kaçtığım gibi, şahsıma yönelik yapılan suçlamaların mantıksızlığı ve ciddiyetsizliği de bu kişilerin art niyetini açıkça ortaya koymaktadır.

    Son olarak şunu belirtmek isterim ki; üniversitemizin prestijini zedeleyici hiçbir davranışta bulunmamama ve sadece yetkilerimi kullanarak zaten alenen gezen bir yoklama listesindeki isimleri almama rağmen, olayın doğruluğunu ve ciddiyetini incelemeden şahsıma yönelik ağır hakaretler içeren bu haberi yapanlar ve bana yönelik bu asılsız iddiaları gündeme getiren, şahsımın onurunu ve haysiyetini zedeleyici gerçekdışı bir olayı gerçekmiş gibi yansıtan, provokatif amaçları doğrultusunda benim saygınlığımı ve bize sonsuz olanaklar sağlayan üniversitemizi karalamak isteyen şahıslar hakkında her türlü hukuki takibe başvuracağımı bildirmek isterim.


    Saygılarımla

    Altuğ Aydoğan”

    üniversitenin Hukuk Bölümü Temsilcisi Altuğ Aydoğan’ın açıklaması böyle…

    Gelelim; söz konusu “fişleme” olayıyla ilgili, üniversite rektörlüğüne verilen dilekçe örneklerinden birine…

    İşte bu olaya tepki duyan Bilkent üniversitesi öğrencilerinin dilekçesi:

    "Bilkent üniversitesi Rektörlüğü’ne

    üniversitenin … numaralı öğrencisiyim. Dün (03.02.2010) üniversitemizin topluluklarından Siyaset Bilimi Kulübü İlerici Hukukçular Platformu etkinliğine katılan arkadaşlarımdan aldığım bilgi doğrultusunda, etkinlik sırasında panel salonunda gezdirilen, kişisel bilgi listesi (ad-soy ad, e-mail adresi, okunulan bölüm, telefon numarası) öğrenci konsey başkanı yardımcısı Altuğ Aydoğan tarafından kopyalanmış ve kendisine seslenilmiş olmasına rağmen panel salonu alanından kaçmıştır. Etkinliğe katılan arkadaşlarım kendisiyle görüşmüş ancak kendisi öğrenci temsilcisi olduğunu ve istediğini yapabileceğini söylemiştir. Aynı şekilde konsey başkanı Alper Altınel de aynı doğrultuda bir tavır çizmiştir.
    Bu yaşananları kınıyorum. üğrenci temsilciliğini, konsey başkanlığını amacına uygun kullanmayan, keyfi bir mevki olarak gören, “istediğimizi yaparız” diyen bu kadro meşruluğunu yitirmiştir. üniversiteler belirli özgürlükler dahilinde yaşanılacak yerlerdir. Bilkent üniversitesi bugüne kadar bu özgürlükleri öğrencilerine sağlamış, öğrencilerin ilerleyen yaşamlarında topluma ve çevrelerine yararlı kimseler haline gelmesinde katkıda bulunmuştur. Topluluk çalışmaları, etkinlikler, paneller bu noktada bizleri daha da ileriye çekmektedir. Belirli bir siyasi tablonun içine yerleşmeye çalışan ve kampus içinde hoş olmayan, baskıcı bir görüntü çizen kampusu siyaset arenası zanneden, çete izlenimi veren bu kadro görevinden ayrılmalıdır. Gerek 03.02.2010 tarihinde yaşanan bu olay gerekse bu öğrenci temsilcilerinin seçildikten sonraki tavrı bizlere topluluk etkinliklerinin bu kimselerce keyfi amaçlar doğrultusunda manipüle edileceğini göstermektedir.


    Bu veriler ele alınarak üğrenci Konsey Başkanlığında bulunan grubun görevlerinden çekilmesini arz ve talep ederim. 04.02.2010


    Saygılarımla”


    Odatv.com

Benzer Konular

  1. Cemaatin Bilkent tahşidat planını açıklıyoruz
    By bozok in forum Misyonerlik Faliyetleri
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 04-28-2010, 10:29 PM
  2. G.Antep'ten ikinci "Dişleme" Vakası!
    By bozok in forum Soygunlar
    Cevaplar: 3
    Son Mesaj: 09-24-2008, 08:23 PM
  3. Dijital fişleme
    By bozok in forum Türkiye'de Siyasi Partiler
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 07-11-2008, 08:20 AM
  4. Yasadışı "fişleme" operasyonu!
    By bozok in forum Türkiye'de Siyasi Partiler
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 05-21-2008, 09:33 AM
  5. 'Ofer'leme sırası bu
    By türükbil in forum Soygunlar
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 09-21-2005, 02:50 PM

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  
 
Turan Ordusu
   
Bitkisel Tedavi | Dogal Tedavi | Gazete Haberleri | Sikayet Yolla | Tüketici Haklari | Aloe Vera | Nas?l Zayiflarim | Diyet Liste | Bitkisel Tedavi