Türk Yahudiler



Bilal N. þimþir

Bilgi Yayýnevi

Ocak 2010, 468 sayfa


* * *

Devir öyle bir devirdi ki…


BÝLAL N. þimþir’in kitaplarý bir hazinedir, tabii hazinenin kapaðýný açýp içindekileri deðerlendirmesini bilene…

Bilal N. þimþir büyükelçidir, tarihçidir, yazardýr. 87 cilt kitap yazmýþtýr, 235 bilimsel makalesiyle eserleri yurt dýþýnda da yayýmlanmýþtýr.

Bilal N. þimþir’in son kitabý: “Türk Yahudiler” (x)

* * *

1942-1944 yýllarý arasýnda Fransa’da bir Türk Yahudi topluluðu vardýr. Bunlar, yüzyýllardan beri Türklerle birlikte yaþamýþ insanlarýn çocuklarýdýr.

þimþir þöyle der:

“Bu insanlar, her zaman Türkiye’ye sadýk kalmýþ, Türklere hainlik etmemiþ Türkiye Yahudilerinin çocuklarýydý.”

1940’larda Fransa’daki Türk Yahudi topluluðu diðer Yahudilerle birlikte ýrkçýlarýn tehdidi altýndadýr. Hitler Almanya’sýndan kaynaklanan ýrkçý saldýrýlara karþý, Türkiye bu vatandaþlarýna kanat germiþ, onlarý korumuþ. Fransa’daki Türk Büyükelçiliði ile konsolosluklar onlarý kurtarmak için hukuk savaþý verirler.

Bazýlarý onlar için, “Irkçýlar saldýrýnca Türk olduklarýný hatýrladýlar” derse de devletin görevi vatandaþýný korumaktýr.

* * *

BUNLARDAN biri de Ýstanbul’daki avukat Ýbrahim Naum’un oðlu Isak Jac Naum’dur. 1934’te Fransa’ya gitmiþ, bir Yahudi kýzýyla evlenmiþ, ýrkçý saldýrýlar baþlayýnca evinden alýnmýþ ve Marsilya’daki toplama kampýna gönderilmiþtir.

Her baba gibi, Ýstanbul’daki avukat da oðlunu kurtarmaya çalýþmaktadýr, büyükelçi þevki Berker’e mektup gönderir, Marsilya Baþkonsolosluðu’nu oðluna karþý ilgisiz kalmakla suçlamakta, kendisini “Türk kültür, musiki ve edebiyatýný bihakkýn temsil etmekle müftehirim” diye tanýtmaktadýr.

Yalnýz büyükelçiye gönderdiði mektubun sonlarýna doðru Marsilya Baþkonsolosluðu’nu þikayet ederken ipin ucunu kaçýrýr.

Marsilya Baþkonsolosu Fuad Carým’dýr, kendisini þikayet eden avukatýn yazýsýný okuyunca, Ýstanbul’daki adresine öyle bir cevap gönderir ki:

“Bay Avukat,
Ýstida kýlýklý ve 28 Eylül 1943 tarihli yazýnýzý 13 ilkteþrin tarihinde aldým. Yazýnýz ya yanlýþ veya yalan malumata dayanýyor. Oðlunuzun tevkifi haberini alýr almaz teþebbüste bulunmamak deðil, her tebamýz için yaptýðýmýz gibi, lüzumundan çok fazla teþebbüslerde bulunduk. Hatta müracaatlarýmýzýn bir kýsmýný mutad hilafi telegrafla yaptýk. Binnetice oðlunuzun tahliyesini temin ettik ve kendisinden bir teþekkür mektubu aldýk.

Size bu izahatý herhangi bir mecburiyet altýnda bulunarak vermiyorum.
Maksadým bir noktaya iþaret etmektir. Vaktiyle bir yazýnýzda zannedersem Türk kültürü ile meluf olduðunuzu söylemiþtiniz. Görüyorum ki Türk kültürü ile zerre kadar alakanýz yokmuþ. Yazýnýzýn sonunda kullandýðýnýz lisaný bir Baþkonsolosa karþý Vekalet dahi kullanmaz.

Binaenaleyh size Fransýzca bir tabir kullanarak “solennellement” bildiririm ki bundan sonra oðlunuz bilfarz tevkif edilse veya herhangi bir kazaya uðrasa ben kendisi ile katiyen meþgul olmam.

Hürmetlerimi kabul buyurun Bay Avukat.”

* * *

EEEE devir öyle bir devirdir…

Ve baþkonsolos da Fuad Carým’dýr…

Türkiye Cumhuriyeti dimdik ayaktadýr, ölçüyü kendi vatandaþý da kaçýrmýþ olsa, ona haddini bildirir.

Devir öyle bir devirdir.

Dýþiþleri bakanlarý, aþiret reislerini baþköþeye buyur edip “Kak Mesut!” yani “Mesut Abi” diye hitap etmezler.


Hasan Pulur / MÝLLÝYET /26 Temmuz 2010

———
(x) Bilgi Yayýnevi