Gösterilen sonuçlar: 1 ile 3 ve 3

Konu: Jeo - Kritik 1

  1. #1
    atoybil
    Guest

    Exclamation Jeo - Kritik 1

    Düþünenler için
    JEO - KRÝTÝK

    Yazýlmayanlarý yazmaya devam ediyoruz...

    15 Aðustos Pazartesi


    GLADIO ürünü "Ýslamcýlýk ve "Kürtçülüðün Yeniden Ýnþaasýnda Koza Olarak AKP

    Erdoðan'a 4. Yýl Hediyesi :

    "Laiklik" Krizleri Ýslamcýlarý;
    "Kürtçülük " Krizleri Kürtçüleri AKP Ýçinde Tutuyor.


    RAPORUN üZETÝ

    Son günlerde baþrolde Tayyip Erdoðan'ýn; yardýmcý rollerde ise çeþitli bürokratlar ve Gladio uzantýsý terör örgütlerinin (Bkz PKK) rol aldýðý bir "Kürt Sorunu" diyalektiðine þahit olmaktayýz.

    Türkiye'de aylardýr evlere sessiz sedasýz þehit cenazeleri gelirken görmezden gelen;

    PKK'nýn bayraðý aylardýr Kuzey Irak'ta asýlýyken Millet'e bir satýrla bile duyurmayan;

    Mustafa Kemal'in resmi altýnda demeç verip, "Devlet politikasý" ilan ettikleri AB yolunda terörle mücadele yetkileri kýsýtlanýrken gram seslerini çýkarmayanlar;

    birden sahne aldýlar ve kamuoyu bir tarafta "Terörle Mücadele Sorunu"; diðer tarafta "Kürt Sorunu" ile karþý karþýya kaldý.

    "Terörle Mücadele Sorunu"nu dile getirenlerin bir kaç ay önce "Terörle Mücadelede Mükemmeliyet Merkezi" gibi ciddi Tercüme Sorunu kokan merkezler açtýklarý gibi hassas ayrýntýlar medya ýþýðý altýnda körelen gözlerden saklanýrken;

    iki yanýna bir grup "aydýn" süsü verilmiþ entellektüel taþeronu biblo gibi dizen;

    AKP'nin karizma kiralayan lideri Tayyip Erdoðan;

    bu sahnenin en can alýcý metinlerinden birini "Ulusa Sesleniþ" formatýnda kamuoyuna okuyuverdi.

    Tabi ardýndan gelen Diyarbakýr gezisi; tam bir imgesel þölen olarak, anlayana mesajlarla doluydu.

    Bütün bunlar "Kürt Sorunu" adýna yapýlmadý.

    AKP'nin destekleyici rolünde kurgulanan Kuzey Irak sahnesinin artýk palazlanan ve Türkiye'de siyaset satýn almaya baþlayan güçleri açýsýndan;

    geçici olarak AKP içine yerleþtirilen Kürtçü dinamiðin parti dýþýna çýkarýlarak, yeni dönem için partileþmesi zamaný geliyordu.

    Türkiye'yi ve Ýstanbul'u dönüþtürme sürecinde hala AKP gibi bir uluslararasý koalisyon platformuna ihtiyaç duyanlar açýsýndan ise;

    AKP'nin üzerine kurulduðu üç temel direkten biri olan Kürtçülüðün bu aþamada parti dýþýna çýkmasý erken bir doðum olacaktý.

    Yaþanan süreç ile;

    Tayyip Erdoðan ve ekibi; Kürtçü dinamiklere;

    "Sizi Askere ve taleplerine karþý kararlýlýkla ben koruyabilirim. Beni desteklemezsiniz sizi asker amcalara veririm"

    mesajýný çok net bir þekilde verdiler.

    Bu süreç;

    "Ýslamcý" zannettikleri Baþbakanlarýnýn Anadolu'yu son gaz Hristiyan ve Yahudi odaklara peþkeþ çekmesi ile þaþkýna uðrayan Ýslamcý tabanýn huzursuzlanmaya baþlamasý ile ardaarda sahnelenen ve Tayyip Erdoðan'ý tabaný nezdinde yeniden meþrulaþtýran "laiklik sorunu" ve "türban sorunu" krizleri ile benzer niteliklere sahip bir süreçtir.

    NATO'nun küresel güvenlik doktrinine senkron bürokratlar ile;

    NATO'nun küresel Ýslam konseptine uygun siyasilerin son gölge boksu;

    dördüncü kuruluþ senesinde nitelikli destek saðlanan AKP'nin;

    üstlendiði misyon çerçevesinde görevinin sürdüðünün ve bu misyona hala ihtiyaç duyulduðunu göstermektedir.

    AKP'nin içine yerleþtirilen "Ýslamcý" ve "Kürtçü" dinamiklerin rafine hale getirilerek, federasyon projesi nezdinde ayrý ayrý partileþmesi için daha zamana ihtiyacý vardýr.

    "Kürtçü" dinamikleri AKP dýþýna taþýma zamaný geldiðine inananlarla;

    AKP'nin misyonunun hala tamamlanmadýðýna inananlarýn çatýþmasýnýn;

    TSK-AKP-STK(Aydýnlar)-PKK dörtgeninde kurgulanan yeni gölge oyunlarý ile pekiþmesi muhtemeldir.

    Ortada bir "Kürt Sorunu" deðil;

    Tabanlarý ve kadrolarý nezdinde duruþlarýný meþrulaþtýrma sýkýntýsý yaþayan bürokratik ve siyasi kurumlarýn Millet'i Salak Yerine Koyma Sorunu mevcuttur.

    Son yaþadýðýmýz olaylar; farklý cephelerden farklý kaygýlarla yükselen sesler tarafýndan "Kürt Sorunu" ifadesi çerçevesinde yorumlanýyor.

    Halbuki;

    son dönemde "týrmandýrýlan" (Bkz : PKK'nýn NATO-Gladio ekseninde üstlendiði coðrafi rol) PKK teröründen;

    "aydýnlar" sýfatýný üzerlerinde emanet olarak taþýyan bir grup isimle buluþan Baþbakan'a kadar bir çok unsur;

    yaþadýðýmýz sürecin adýný doðru koymamýzý þart koþuyor.

    Vatansever cephe açýsýndan iyi haber;

    Ortada "Kürt Sorunu" üzerinden baþlatýlan uzun vadeli bir dinamik yok bilesiniz. Bu da; bu ülkenin gündemine atýlan bir çok "sansasyonel" baþlýk gibi eriyip gidecek.

    Kötü haber;

    AKP isimli, parti görünümlü; "uluslararasý mutabakat platformu"nu yaþatma yönündeki kararlýlýk sürüyor.

  2. #2
    atoybil
    Guest

    Exclamation Jeo - Kritik 2

    Tek Parti Deðil, Uluslararasý Koalisyon Ýktidarý Olarak AKP

    3 Kasým seçimleri sonrasýnda herkes "sonunda tek parti iktidarý altýnda istikrar saðlanacak" yorumlarý yazarken, kaleme aldýðýmýz raporda AKP'nin içinde barýndýrdýðý dinamiklerle Türkiye'nin gördüðü en hassas koalisyonlardan bir olduðunun altýný çizmiþ ve þu yorumda bulunmuþtuk :

    3 Kasim öncesinde, bir AKP iktidarini, hem patlama noktasina gelen halk kitlelerinin öfkesini olaysiz sekilde atlatma, hem de sistemle uzlasma geregini en fazla hisseden parti olmasi nedeni ile AKP araciligi ile istedikleri politikalari dayatma firsati olarak gören çevreler, AKP'nin alisma devresini atlatip daha bagimsiz hareket etmeye baslamasi ile birlikte oynadiklari oyunu sertlestireceklerdir.

    AKP'nin neden iktidara getirildiði ve bulunduðu noktada ne iþe yaradýðý çok netti :

    1) Uygulanan ekonomik politikalarla patlama noktasýna getirilen kitlelere; Tayyip Erdoðan isimli karizmasýný kiralayan lider aracýlýðý ile "bakýn sizden biri iktidarda" görüntüsü sunuldu ve bu yolla kitlelerin aðzýna bir parmak bal çalýndý.

    Kitlelerin aðzýna çalýnan bu bir parmak bal; Türkiye'nin Arjantinleþmemesi yolunda da kritik öneme haizdi. Neticede; kýzý türbanlý diye üniversiteye alýnmadýðý için devletinden soðumaya baþlayan kitlelerle, midesindeki gurultu dayanýlmaz boyuta ulaþan kitleler büyük oranda örtüþüyordu.

    Tayyip Erdoðan önce mazlumlaþtýrýlarak, sonra da liderleþtirilerek;

    karizmasýný kiralayan lider olarak Türk siyasetinin baþýna oturtuldu.

    Tayyip Erdoðan'ýn mazlumlaþtýrýlmasý sürecinde; stratejik miyopluktan müzdarip kurumlarý çok önemli bir rol üstlendiler. (Bkz : TSK ile AKP'nin gölge savaþlarýna dikkat çeken yazýlarýmýz)

    Ýnþa edilen mazlumluk üzerine liderleþtirme sadece bir kozmetik operasyondu ve Türk medyasý zaten bu günler için þekillendirilmiþti.

    Toplum önünden bir anda;

    "Devlet düþmaný Tayyip" imgesi kaldýrýlýp, yerine "vizyon adamý Tayyip" imgesi servis edildi.

    2) Türkiye'de; 1950'lerden bu yana beslenip, radikalize unsur olarak sisteme balans ayarý yapmak için kullanýlan iki unsurun; karikatürize isimleri ile "Ýslamcýlýk" ve "Kürtçülüðün", yeni dünya planý çerçevesinde bu coðrafyada üstlenmeleri gereken rol artýk çok daha rafine olup, eski vulgarize halleri ile kalmalarýna izin verilemezdi.

    Ýslamcýlýðýn "Erbakan" ; Kürtçülüðün "ücalan" imgesinden temizlenmesi gerekiyordu.

    Ýþte bu noktada AKP;

    "Ýslamcýlýk" ve "Kürtçülüðün" yeniden inþaasý için bir koza olarak örüldü.

    Tayyip Erdoðan'a iktidar yürüyüþü de;

    ABD-Almanya eksenindeki Atlantik kafalý "Kürtçülerle"

    Kayseri-üsküdar ekseninde konuþlanan liberal kafalý "Ýslamcýlarýn"

    eþliðinde açýldý.

    3) Soðuk Savaþ döneminde "Komunizm" öcüsüne inandýrýlýp, onlarca evladýnýn kaný üzerinden denge saðlayan devlet elitleri;

    geçiþ döneminde, PKK kod adlý bir operasyonla, bu ülkenin binlerce evladýnýn harcanmasýna ve sanki bu evlatlar bir amaç uðruna can vermemiþ gibi, bu davanýn marjinalize edilip, gündemden düþürülmesine göz yumdular.

    Bir zamanlar Kürt lafýna bile tahammül edemeyen yapýlarýn, bugün Kürt sorununu telafuz eden ve Kürtçü danýþmanlar üzerine kurulan bir iktidarla þiir gibi olmalarý ilk bakýþta size garip gelebilir ama aþaðýdaki üç maddeli formül çerçevesinde incelediðinizde; Türk Devleti'nin yakýn siyasi tarihinde hep ayný dinamik üzerinden yönlendirildiðini görürsünüz.



    a) ünce "Sorun"(Kürtçülük veya Ýslamcýlýk) ve sorunun taþýyýcýsý(PKK veya radikal islami unsurlar) yaratýlýr

    b) Devletin bazý birimleri bu sorunu yoketmek üzere sahaya salýnýrken; diðer güçleri bu sorunu kullanarak, ülkenin uzun vadeli bekaasýný saðlama görevine inandýrýlýr..

    "Romantiklerle" , "Pragmatiklerin" ayný devlet yapýsý içinde varlýðý; bu yapýyý kurgulayanlarýn þeytani (Dia-bolik) zekasýnýn da ürünüdür.

    Birileri "daðda þehit olarak"; diðerleri "ücalan ile gizli görüþmeler yaparak" bu sorunu çözeceðine inanýr.

    Bu denge sayesindedir ki; Abdullah ücalan isimli operatif ajan; Türkiye sýnýrýnýn bir kaç yüz kilometre ötesindeyken de;

    Marmara'nýn ortasýnda bir adada, üniformalýlar tarafýndan servis edildiði özel hücresinde dinlenirken de,

    üLDüRüLMEZ.

    üünkü o bir GLADIO ürünüdür.

    c) Sorunun ve taþýyýcýnýn; küresel konjonktür adýna iþlevini kaybettiði noktada; taþýyýcýyý düþman belleyen kadrolara sorunun aslý gösterilir ve Yeni Oyun'a katýlmalarý istenir.

    Kozmik dosyalarýn içini gören kadrolarýn buna tepkisi farklý olur.

    Bazýlarý; yýllardýr uðruna mücadele ettikleri davanýn bir makro fabrikasyon olduðunu anladýklarýnda, hayalkýrýklýklarý ile birlikte eskiden baðlý olduklarý uluslararasý doktrinel kimlikten sýyrýlarak, gerçek anlamý ile yerli/milli bir dinamiðe kavuþurlar.

    Diðerleri ise; mevkiler, statüleri, banka hesaplarý adýna, geçmiþin üzerine bir bardak su içip, önlerine konan yeni oyuna, aynen bir önceki gibi "evet" derler.

    Tayyip Erdoðan'ýn; aslýnda "Batý Bey'in Can Polat"'ý olduðu

    (Bkz:
    Batý Bey'in Can Polat'ý Erdoðan Ýçin Seçim Aný - Siyasi Ýslamý Dönüþtürme Operasyonunun Türkiye'yi Dönüþtürme Operasyonu Olduðu Anlaþýlýnca baþlýklý yazýmýz)

    ve

    ücalan Kürtçülük hareketi için neyse;

    Tayyip Bey'in de Ýslamcýlýk hareketi için ayný güçler tarafýndan kurgulandýðý ortaya çýkýnca;

    bu kozmik ifþaat karþýsýnda eski kadrolarýn iki farklý tepkisi olur :

    Bazýlarý;

    Yeni Oyun'u hiç bir þey olmamýþ gibi aynen kontrol edip; Musevi lobilerin koordinasyonunda eski düþmanlarýnýn danýþmanlýðýna soyunurken;

    Bazýlarý;

    Hayalkýrýklýklarý ve zamanýnda vermedikleri mücadeleyi þimdi verebilme kaygýsý ile kitaplar yazmaya soyunurlar.

    Kurumlarýn; NATO merkezli küresel güvenlik doktrinasyonlarý ile Milli tezler arasýnda ayrýþmasýnýn,

    Tayyip Erdoðan'ýn zamanýna denk gelmesi;

    Tayyip Bey'in deðil;

    onu Ýslamcýlýk görüntüsü altýnda bu günler için yaratanlarýn kararlýlýðýnýn eseridir.




    Yukarýda üç madde altýnda sergilemeye çalýþtýðýmýz bu klasik oyunun bugünkü ismi "federasyon projesidir"

    Bu proje için küresel güçlerin;

    nitelikli "Ýslamcýlýða" ve nitelikli "Kürtçülüðe" ihtiyacý vardýr fakat bunun zamanlamasý tartýþma meselesidir.

    Birileri;

    Bu devletin kadrolarýný federalizm projesine ikna etmeye çalýþmaktadýr.

    Ýkna olmakta zorlananlarýn önüne;

    Milli damarlarý hoþ tutulsun diye "Yeni Osmanlý" projesi konulup, bu yolda devletin özel birimleri üzbekistan'dan, Afganistan'a baþkalarýnýn oyunlarýna jandarmalýk etmek adýna göreve gönderilirken;

    çoktan ikna olanlar ise;

    ABD-Almanya eksenindeki NATO konseptine uygun Kürtçüler, Liberaller ve Ýslamcýlar'la ortak ticari ve toplumsal mühendislik projelerine imza atmaktadýr.

    Hangi kanatta olurlarsa olsunlar; bu kadrolar artýk Türkiye'nin bekaasýný;

    YENÝ OYUN'A ADAPTE OLMAKTA görmektedirler.

    Teslimiyetçilerle, "Onurlu Sýzlanýþçýlar" arasýndaki fark sadece önlerine konulan dosyalarýn baþlýðýndaki farktýr.

    Dosyalarýn uzun vadeli içeriði aynýdýr.

    AKP; iþte bu geçiþ dönemi için; Ýslamcýlýkla, Kürtçülüðün kozasý olarak kurgulanmýþ bir platformdur ve son geliþmeler bu kozaya olan ihtiyacýn sürdüðünü göstermektedir.

    Bu ihtiyacýn sürdüðü; son dönemde yaþanan olaylar arasýndaki kurgusal paralellikte gizlidir.

    AKP ile TSK'nýn Gölge Bokslarý Kime Yaradý?

    AKP'nin iktidar oluþu ile birlikte ayný paralelde yapýlan iki yorumu hatýrlayýn :

    "Refah Partisi eridi"


    "DEHAP eridi"

    Halbuki bu iki ekolün erimesi sözkonusu deðil, sadece AKP içine monte edilmesi sözkonusu idi.

    Bir de bunu ANAP ekolünü ekleyip, baþýna karizmasýný kiralayan lideri oturttuðunuzda tablo tamamlanýyordu.

    AKP tablosundaki uyumun Ýslamcý kanadý ile ilgili sorunlarýn yaþandýðý noktalarda Türkiye'de hep laiklik krizleri kurgulandý.

    Stratejik miyop kurumlarýn baþrolu üstlendiði bu sanal krizler (Bkz : Hüsrev Kutlu Krizi : Milli Olma Sancýsý üeken Ýki Yapýnýn - TSK ve AKP - Sanal Kavgalarý baþlýklý yazýmýz
    )
    en çok AKP ve lider kadroya yaradý.

    "Ýslam" etiketi ile iktidara gelen bir lider kadrosunun iktidara gelir gelmez;

    Anadolu topraklarýný Hristiyanlýðýn ve Yahudiliðin çýkarlarýna açma yolundaki istekleri taban nezdinde sorunlar yaþatmaya baþladýkça;

    medyada "laiklik" krizleri peþi sýra geldi.

    Bu krizler sayesindedir ki;

    AKP'nin tabanýndaki cemaatler, camialarýna,

    "bakýn bizim çocuk doðru yolda ilerliyor. Askere kafa tutuyor"

    propagandasýný diri tutabildiler.

    AKP içinden Refah'ýn kopuþu;

    TSK-AKP ekseninde kurgulanan sanal kavgalarla önlendi.

    Dolayýsý ile iktidara geldiði günden beri "Türban Sorunu" 'nu üüZMEYEN AKP ile

    bu sorunu kronikleþtirerek, AKP'nin ekmeðine yað süren kurumlar;

    nihai tahlilde;

    Türkiye'yi dönüþtürmek için AKP tarzý bir platforma ihtiyaç duyanlarýn amaçlarýna hizmet ettiler ve platformun daðýlmadan, bir arada tutulmasýna yardýmcý oldular.

  3. #3
    atoybil
    Guest

    Jeo - Kritik 3

    Erdoðan'ýn Kitlelere Mesajý :

    "Bana Oy Vermezseniz Sizi Asker Amcalara Veririm"

    TRT'de yayýnlanan ve þehit aileleri ile karþýlaþtýðý için rahatsýzlýklarýný açýkça dile getiren Ali Bayramoðlu gibi "aydýn" görüntülülerin katýldýðý "Ne Yapmalý" programýnda;

    AB fonlarýndan yararlandýkça giydiði kravatlarýn ve ceketlerin kalitesi yükselen Oral üalýþlar;

    Diyarbakýr'daki geziye dair bir anektodu anlattý.

    üalýþlar bölgedeki bir AKP'li yetkilinin,

    ilk defa Erdoðan'ýn bu gezisinde AKP rozetini taktýðýný kendisine söylediðini ve kendisini ilk defa AKP'li hissettiðini belirttiðini açýkladý.

    Aslýnda bu tespitte; AKP'yi tehdit eden ikinci unsur gizli.

    Bu da AKP içinden DEHAP'ýn yeniden doðma riskidir.

    Ýþte "Kürt Sorunu krizi" bu noktada Tayyip Erdoðan'a;

    "bakýn bana oy vermezseniz, sizi asker amcalara veririm"

    kozunu sunmaktadýr.





    "Tavþan"la "Tazý" Ayný Anda üretildi; Medyaya Sadece "Tut" Deme Kaldý


    Irak'ýn kuzeyinde; silah-para-uyuþturucu ticareti ile belirli bir olgunluða eriþerek, Türkiye'de siyaset satýn almaya baþlayan emperyal maþasý aþiret sermayesi; Türkiye'de etnik tabanlý siyasetin de bir numaralý oyuncusu olmaya soyunmaktadýr.

    Irak'taki siyasi yapýnýn oyuncularýn uyuþturucu parasý üzerinden Türkiye'deki "Kürtçülüðe" de talip olmalarý an meselesidir. Savaþ öncesinde Meclis'te milletvekilleri olduðunu söyleyen aþiretler, artýk "Meclis'te partimiz var" noktasýna gelmiþlerdir.

    Ýþte bu noktada; AKP açýsýndan, içine aldýðý "Kürtçü" ekolün;

    yeni patronlarýnýn yeni dinamikleri adýna bünye dýþýna çýkarak, partileþmesi ciddi bir tehdit olarak baþgöstermiþtir.

    AKP'nin "Ýslamcý" ekolünün ayrýþmasýný "sanal laiklik krizleri" ile erteleyenler açýsýndan;

    "Kürt Sorunu" iþte bu noktada;

    medya ile eþgüdümlü bir operasyonla en çok AKP'nin bütünlüðünü koruma açýsýndan bir anlam taþýmaktadýr.

    Aslýnda PKK terörünün týrmanýþý ve evlere þehitlerin geliþi aylar öncesinden baþlamasýna raðmen; medya bu olaylara son dönemde ýþýk tutmaya baþlamýþtýr...

    Keza;

    Manþetini bugüne kadar çok farklý odaklara kiralamakta bir beis görmeyen medya;

    Kuzey Irak'taki PKK bayraðýný nedense yeni görmüþ ve "O Bayrak Oradan Ýnecek" tarzý,

    AB standartlarý ile hayli uyumsuz baþlýklar atmaya baþlamýþtýr.

    Bu dramatizasyonlarla eþgüdümlü bir þekilde ise;

    NATO ile senkron kadrolar;

    sanki bir kaç ay önce, "devlet politikasý" ilan ettikleri AB yolunda devletin terörle mücadele yetkileri kýsýtlanýrken seslerini çýkarmayýp, üankaya yolunda demokrasi puanlarý kazanan kendileri deðilmiþ gibi; "yetkilerinin kýsýtlandýðýndan" þikayet etmeye baþlamýþlardýr.

    Kýsacasý;

    Kamuoyu önünde "tavþan" ve "tazý" ayný anda inþa edilmiþtir. Medyaya sadece "tut" demek kalmýþtýr.

    Diyarbakýr'a Baþbakan'ýn sanki yabancý bir ülkeyi ziyaret eder gibi gerçekleþtirdiði ziyaret bu çeliþkiler bütünü ardýndan gerçekleþmiþtir.






    ************************AüIK ÝSTÝHBARAT olarak TEZÝMiZ********************************

    AKP; dördüncü yýlýna girerken, bazýsý medyaya yansýyan ciddi iç sorunlarla boðuþmaktadýr.

    üstlendiði taþeronluk rolü; kadrolar arasýndaki dokularý ve kadro ile taban arasýndaki köprüleri zorlamaya baþlamýþtýr.

    Yaþanan "satýþ" ve "hortumlama" sürecinin, bütün medya perdelemesine raðmen gizlenemeyen boyutu, Abdullatif þener gibi isimlerin karþý çýkýþlarýnda kendini göstermektedir.

    Ýslami referanslar üzerinden iktidara gelen bir liderin;

    Türban sorununu çözemediði gibi, sözkonusu kitlelerin aþ ve iþ sorununa da ciddi çözümler üretememesi üzerine,

    bir de "ABD askerlerinin baþarýsý için dua eden" ve Yahudi bankerlerle hemhal olup, Ýstanbul'u Bizans hayallerine servis eden bir küresel bürokrata dönüþmesi ise;

    taban nezdinde ciddi rahatsýzlýklar yaratmaktadýr.

    ANAP ekolünün emanet edildiði Cemil üiçek gibi isimler kendi sazýný çalarken;

    Partinin "Kürtçü" kanadýnda da, "artýk ayrý bir parti kurmanýn vakti geldi mi?" þüpheleri su yüzüne çýkmaya baþlamýþtýr.

    AKP'nin alet olduðu "Kuzey Irak" sürecinin yarattýðý uyuþturucu-silah ticareti rantýnýn Türkiye'deki yansýmalarýnýn bu þüpheleri beslemedeki rolü ortadadýr.

    APO kod adlý operatif ajanýn PKK içindeki rolü törpülenirken;

    Leyla Zana üzerinden terörün diþileþtirilmesi

    Türkiye'de "Kürtçülüðün" siyasallaþmasý sürecinde;

    sermaye þartýnýn yerine geldiðinin, sýranýn liderleþme aþamasýnda olduðunu göstermektedir.

    Son günlerde yaþanan olaylar;

    bu dinamiði gören ve küresel operasyonlarý çerçevesinde, bölgeyi ve Türkiye'yi dönüþtürmede hala AKP gibi bir platforma ihtiyaç duyanlarýn;

    AKP içinde Kürtçü dinamiði parti içinde tutmak adýna çok yönlü bir dinamik kurguladýklarýný göstermektedir.

    Bu yolda herkes üzerine düþeni baþarý ile yürütmektedir.

    PKK;

    bombalama eylemleri ve týrmandýrdýðý terör ile;

    Kürtçülerin üzerine devletin güvenlik güçlerini salmak için gerekli psikolojik meþruiyet zeminini saðlamakta;

    Terörle mücadele için ellerinden yetki alýnýrken AKP ile þiir gibi olanlar;

    þimdi ayný AKP'yi yetkilerini kýsýtlamakla suçlayarak; dolaylý olarak, Kürtçülere "sizi bizden koruyacak siyasi sýðýnak AKP"'dir mesajý yollamakta;

    Kuzey Irak'taki PKK bayraðýný aylardýr görmezden gelen medya;

    yeni bir þey keþfetmiþcesine "bayraðý indirin oradan" manþetleri attýktan hemen sonra;

    Tayyip Erdoðan'ýn "Kürt Sorunu" söylemine verdikleri destek ile;

    PKK ile Kürtçülüðü ayýran fakat adresi AKP olarak gösteren tabloya nitelikli bir destek atmakta;

    Bir bildirinin altýna imza atmaktan baþka bir þey yapmamýþ olan "aydýn" süsü verilmiþ entellektüel taþeronlar ise,

    Erdoðan'ýn yanýna biblo gibi dizilerek,

    "Kürtçü entellektüellere" , düþünsel kýblelerini iþaret etmekte bir sakýnca görmemektedirler.

    Yukarýda saydýðýmýz unsurlarýn þu ya da bu þekilde ancak

    AB-D ve NATO merkezli dinamiklerin türevleri olarak varolduðunu gözönünde bulundurursanýz;

    son günlerde yaþadýðýmýz "Kürt Sorunu" polemiðinin aslýnda bir "Kürt Sorunu" deðil

    "AKP sorunu" olarak karþýmýzda durduðunu daha net bir þekilde görürüz.

    Ortada;

    Kürtçülüðün siyasi dinamiðini AKP dýþýna taþýmak isteyenlerle;

    bunu engellemek için;

    PKK'dan , TSK'ya;

    Medyadan, "entellektüel taþeronlara" kadar geniþ bir yelpazeyi devreye sokanlarýn çatýþmasý ile karþý karþýyayýz.

    AKP'nin "Dördüncü Senesi" öncesinde bu sahneyi çatarak;

    Tayyip Erdoðan'a nitelikli destek atanlarýn,

    bu desteklerinin ödüllerini nasýl aldýklarýný Ýstanbul ve Türkiye'deki dönüþümü izleyerek seyredebilirsiniz.

    Tabi Tayyip Erdoðan'ýn nasýl ödüllendirildiðini görebilmeniz için ise Kanada'daki iþ adamlarýný ve bankacýlýk sistemini bilmeniz gerekir ama o baþka bir yazýnýn konusu.

    Ara sýra görüntüyü kurtarmak için;


    "Onurlu Sýzlanýþ" gösterenlerin varlýðý da;

    "Tek Bayrak, Tek Vatan" sloganýnýn hemen ertesinde,

    CIA El Kitabý gibi, Türkiye'deki bütün etnik unsurlarý sýralayan bir Baþbakan'ýn varlýðý da sizi yanýltmasýn.

    Ortada bir "Kürt Sorunu" yoktur;

    Sorunumuz;

    "Kürt Sorunu"nu;

    kendi tabanlarý ve kadrolarý nezdinde pozisyonlarýný güçlendirmek için kullananlarýn Millet'i salak yerine koyma sorunudur.

    TSK-AKP-PKK-STK("Aydýnlar")

    dörtgeninde kurgulanan bu sanal kavgalar adýna uyanýk olup, mücadelenin gerçek zemininde saðlam bir duruþa sahip olmak her vatanseverin görevidir.

    Saygýlar

    Açýk Ýstihbarat

Benzer Konular

  1. En kritik 3 ay
    By bozok in forum Ekonomi
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 11-01-2010, 01:28 PM
  2. Almanya'dan çok kritik karar!
    By bozok in forum AB, Avrupa Birligi ve Türkler
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 05-21-2010, 01:33 PM
  3. Sarýgül'e kritik sorular
    By bozok in forum Siyaset
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 01-20-2010, 07:14 AM
  4. Kritik istek!
    By bozok in forum Türkiye'de Siyasi Partiler
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 12-02-2009, 01:29 PM
  5. Hain saldýrýda kritik sorular
    By bozok in forum Gündem
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 11-02-2007, 04:23 PM

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  
 
Turan Ordusu
   
Bitkisel Tedavi | Dogal Tedavi | Gazete Haberleri | Sikayet Yolla | Tüketici Haklari | Aloe Vera | Nas?l Zayiflarim | Diyet Liste | Bitkisel Tedavi