Türkiye, Bu Vakýflarý Taþýyamaz


KKTC''nin tasfiye sürecini baþlatacak Kýbrýs protokolü imzalandý. Protokol Meclis''e gelirdi-gelmezdi, iktidarýn yayýnladýðý, "Bu imza Rum kesimini tanýma anlamýna gelmez" deklarasyonu geçerliydi-deðildi tartýþmalarý yaþandý-bitti ve millet Kýbrýs''ta "malum" sonuca alýþtýrýldý. Hemen ardýndan bölücü terör, "Kürt sorunu" yapýlýp, PKK ve AB''nin istekleri "aydýnlarýn" aðzýndan, Baþbakan''a teblið edilerek, millet bu defa da "demokratik çözüm"e hazýrlandý. Ama 3 Ekim yolundaki engeller daha bitmedi. Sýrada, Kýbrýs ve bölücü terör gibi milli mesele haline gelmemiþ olsa da, gerçekte Türkiye açýsýndan büyük önem taþýyan vakýflar problemi var.

Bu konu AB için de öylesine "acil ve hayati" ki, Dýþiþleri Bakaný Gül''e, adeta muhtýra niteliðinde mektup üstüne mektup gönderiliyor, aðzýný açan her AB yetkilisi, "din özgürlüðünü saðlamak için pratikte yeterli adým atýlmazsa üyelik yolundaki olumlu havanýn tersine döneceði" tehdidiyle bunu hatýrlatýyor.

Daha önce çeþitli vesilelerle bu meseleyi izaha çalýþmýþtým, bir defa daha özetleyeyim. AB, son birkaç yýlda, azýnlýk vakýflarý için baþka "pratik adýmlar" daha istedi. Ýþe kiliselerin tamir-bakým-onarýmýyla baþlandý, sýnýrsýz mal-mülk edinmeleri ve misyonerlik faaliyetlerine serbestiyete vardýrýldý. Bunlar yapýldý, ama bu defa da temsilcisi kalmadýðý için ölü hale gelmiþ azýnlýk vakýflarýnýn diriltilerek, bunlara ait mülklerin ve de mevcut vakýflarýn, geçmiþte mevzuatýmýza aykýrý olarak edindikleri için Yargýtay kararýyla Hazine''ye devredilen mülklerinin geri verilmesi þart koþuldu. Ýktidar da Vakýflar Yasasýný üçüncü kez deðiþtirip, bunlarý karþýlamaya çalýþtý. Meclis''e gönderilen yasa tasarýsýnýn Ekim''de görüþülmesi planlanýyor.

Ama AB, memnun deðil. Zira, Hazine''den üçüncü kiþilere geçen mallarýn da iadesi veya tazminat ödenmesi, her bir kiliseye tüzel kiþilik verilmesi, tüm vakýflarýn özerk yönetime kavuþturulmasý yönündeki taleplerini karþýlamýyormuþ. AB, bir de bu "pratik adýmlarýn" müzakereler baþlamadan atýlmasýný, yani meselenin 3 Ekim sonrasýna kalmasýný istemiyormuþ. 3 Ekim giyotini ile yine yangýndan mal kaçýrma operasyonuna giriþildiði o kadar açýk kið



Devlet Bakaný Mehmet Ali þahin''e göre, Vakýflar Yasasý, "Avrupa''da bile olmayan, çok demokratik bir yasa", AB ise, "Avrupa standartlarýnda olmadýðý" iddiasýnda. Bizimkiler övünüp, bu konuda da "bir adým önde" olmayý sürdürüyorlar. Ýncelendiðinde görülecek ki, AB''de daha vakýflarýn tarifinde bile anlaþma saðlanmýþ deðil. Her ülke, "gelenek ve kültürüne göre" farklý düzenlemeler yapmýþ. Ama hiçbirinde bizden istendiði gibi sýnýrsýz hak ve özgürlük deðil, aksine ciddi sýnýrlama ve kontrol var. Batý Trakya''ya giden TBMM heyetinin mürekkebi bile kurumayan raporunda, AB üyesi Yunanistan''da Türk vakýflarýnýn mallarýna nasýl el konulduðu, yöneticilerinin azledilip yerlerine Yunan hükümetince yenilerinin atandýðý vb. bir kez daha gözler önüne serilmedi mi?

AB''nin yasa tasarýsýný yeterli bulmadýðýný, üçüncü kiþilere geçmiþ mülklerin de iadesini veya tazminat istediðini belirtmiþtik. Ýktidar, "bu mümkün deðil" diyor, ama AB''nin 3 Ekim baskýsýyla, bu olmazsa, AÝHM kararlarýyla, bu talep de karþýlanacaktýr. Zira Hazine''ye geçen mülklerin iadesi yasa ile kabul edilirse, Türkiye üçüncü kiþilere geçmiþ mülkleri de iade etmeye, hukuki engel varsa, tazminatýný ödemeye kendi eliyle mahkum olacaktýr. þayet iktidarýn, böyle gizli bir niyeti yoksa, tasarýdan acilen Hazine''deki mülklerin iadesi hükmünü çýkarmasý gerekiyor. Aksi halde iþ Kýbrýslý Rum kadýn Louzidou davasýna döner ki, Türkiye, ne hukuken, ne de mali yönden bu yükün altýndan kalkamaz.

KENDÝMÝZE SAYGIMIZ VARSAð

AB''nin, "Avrupa standartlarýnda" bulmadýðý tasarýda daha neler var, neler; Vakýf kurmada sermaye sýnýrlamasý olmayacak, istedikleri amaçla, izinsiz mal edinip, bunlarý dini amaçlar dýþýnda da kullanabilecekler. Yöneticileri görevden alýnamayacak ve þirket kurabilecekler. Kültür mirasý niteliðindeki vakýflar, hem de Ýhale Kanunu''na tabi olmaksýzýn Vakýflar Genel Müdürlüðü''nce korunup, tamir ve restore edilecek. En önemlisi, yabancýlar da bu vakýflarda görev yapabilecek, ayrýca sözkonusu vakýflar, uluslararasý kuruluþ ve vakýflardan para yardým alýp, verebilecekler.

Bu ülke egemen deðilmiþ, kuralý, kanunu ve kamu düzeni yokmuþ gibi, bir de azýnlýk vakýf ve cemaatleri eliyle kuþatýlmak istendiði açýkça ortadayken ve bizimkiler de onlarýn isteklerine boyun eðerken, bakýn Rusya Devlet Baþkaný Vilademir Putin ne karar alýyor; Siyasete karýþan Batý kaynaklý sivil toplum kuruluþlarýna ülke dýþýndan finansman yardýmý yapýlmasýna son verilmesi gerekiyor. Rusya Federasyonu''nda siyasi aktivitenin yabancýlar tarafýndan finanse edilmesini kabul etmiyorum, kesinlikle karþýyým. Kendisine saygýsý olan hiçbir ülke buna müsaade etmez, biz de etmeyeceðizð

ülkenin dört bir yanýnda, her bir kiliseyi adeta "site devleti" haline getirecek bu Vakýflar Yasa tasarýsýnýn geri çekilmesi veya engellenmesi, AB''ye de, "Sizde ne varsa o kadarýný yaparýz" denerek, Türkiye''nin kendisine saygýsý bulunan bir ülke olduðunu ispatlamasý þart ve farz olmuþtur.

Sadi SOMUNCUOÐLU