kjk?l.jpgTuran çok zor bir hedeftir. Fakat, "Ah keşkelerle", "Çok zorlarla", "İmkansız be abicimlerle" kestirilip atılamayacak kadar da kutsal bir davadır.

Teslimiyetçilik, Türk'ün karakterine en son yakışacak şeydir.

Peki Turan'a nasıl ulaşabiliriz? Bence bunu tartışmalı ve ortaya koymalıyız.

Bundan 30 sene önce sovyetlerin dağılacağını söyleselerdi buna kim inanırdı?

Peki, bu günkü Rusya'nın er ya da geç bölüneceğini altını çize çize söylesem, buna kim inanır? Bence Kadir İnanır'dan başkaları da inanmalı...

Ya Çin halk cumhuriyeti? Tayvan, Tibet, doğu Moğolistan ve Doğu Türkistan sorunlarıyla boğuşan Çin halk cumhuriyetinin, sonsuza kadar yaşayabileceğini kim söyleyebilir?

Çin halk cumhuriyeti ve Tayvan'ın savaşmaları an meselesi. O küçücük ada ülkesi Tayvan'ın Çine kan kusturacağını, hatta geri püskürteceğini tarihe not düşerim. ("Nasıl olur" diyenlere İsraili örnek gösteririm.)

Tibet'e gelince, zaten toprakları işgal altında bulunan ve uluslararası meydanda da haklılığı kabul gören Tibet, bağımsızlığını ilan etmek için "doğru zamanı" beklemektedir. Bu da muhtemelen, Çin-Tayvan savaşı sırasında olacaktır. (Bu da tarihe düşdüğüm ikinci not olsun.)

Burada bizlere ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne düşen görev, Doğu Türkistan'daki kardeşlerimizi, kandaşlarımızı madden ve manen sonuna kadar "bağımsızlık mücadelelerinde" desteklemektir. Hiç şüphem yoktur ki Doğu Türkistan bir gün (Ki o gün yakındır) bağımsızlığını kazanacaktır.

Diğer Türk Devletlerine gelince...

Özü, kanı, canı, dili, tarihi, kültürü bir olan bu kardeşlerimiz, Komünizm döneminde bastırılmış, sindirilmiş, ve kısmen de benliklerinin bir kısmını yitirmişlerdir.

İşim gereği, bir çok kez tanıştığım Azerbeycan, Kazakistan, Türkmenistan, Özbekistan gibi ülkelerden Türk kardeşlerimizin, kandaşlarımızın, "Türk" kelimesini yalnızca Türkiye'de yaşayanlar için kullandıklarına, "Türksün yani" sözüne bir çok kez "Hayır Özbek'im, Hayır Türkmen'im" şeklinde cevap verdiklerine tanık oldum. Hatta bir çokları benimle Türkçe konuşmalarına rağmen, aile içerisinde Rusça konuşuyorlardı. Elbette ki diğer Türk Devletlerindeki kardeşlerimizin, kandaşlarımız tamamı bu halde değillerdir. Fakat yukarıda bahsettiğim örneklerin onlarcasına tanık olduğumun da altını çizerim.

Bunun yanı sıra, diğer Türk Devletlerindeki kardeşlerimizde, kandaşlarımızda güzel şeyler de olmuyor değil.

Özellikle de Azerbeycan'daki Türk Halkı ve halk olarak olmasa da devlet yönetimi olarak Kazakistan'daki yönetim (Ki bu er ya da geç halka da yansıyacaktır), her geçen gün daha da Türklük bilinciyle titremekte ve kendine gelmektedir.

Ben bu ateşin önümüzdeki 15 yıl içerisinde bütün Türk Devletlerini saracağını düşünüyorum. Ve Türklük ateşi bütün Türkleri sardığında, yani Türk Budunu yüzlerce yıllık uykusundan uyandığında, bu devletlerin birleşmesini hiç bir güç engelleyemeyecektir.

Bence Turan 3 aşamada gerçekleşecektir. 2020-2025, Türkiye-Azerbeycan birleşmesi, 2030-2035, Orta Asya Türk Devletlerinin federe yapıya geçişi ve 2035-2040, Doğu Türkistan'ın bağımsızlığı ve en geç 2050 yılında, Turan Devleti'nin kuruluşu.

Son olarak şunu not düşmek istiyorum, 2050 yılında, şu anda 10'lu yaşlarda olan kardeşlerim, 50'li yaşlarda, 20'li yaşlarda olan kardeşlerim, 60'lı yaşlarda, 30'lu ve 40'lı yaşlarda olan ağabeylerim de 70'li ve 80'li yaşlarda olacaklardır. Kabaca bir varsayımla bu otağdaki kardeşlerimin ve ağabeylerimin %99'unun Turan Devleti'ni göreceğini ön görüyorum.

Yeter ki aklımızın ve kanımızın son damlasına kadar cenk edelim. Ve cenkin yalnızca savaş meydanında olmayacağını, nefes alıp verdiğimiz her saniyenin gerçekte bir cenkin parçası olduğunu unutmayalım.

Tanrı Türk'ü Korusun.

Esenlikler.