Hamdi Mert

Hangi Muhammed?´

Bir süredir ğİslamiyetğin ana kaynak ve kurumlarını algılayışımızdaki sorunları sorguluyorum. Bunu yaparken de değerlendirmelerimde yalnız olmadığımı belirtmek ve bu çok hassas konularda okuyucularıma güven vermek üzere uzman yazarları kaynak alıyorum. Yani kendime onları da tanık ediyorum.

Bugünkü konum Hz. Peygamberğe, Oğnun her Müslüman kişi ve kişilik için ğmodel şahsiyetiğne ve ğsünnet-i senniyesiğne bakışımızı sorgulamak..

Tanığım yine sevgili Mustafa İSLAMOĞLU:

Hz. Peygamber ğkimileri için, arkasından gözyaşı dökülen tatlı bir anı olmuştur.

Onlar, Oğnun hatırasıyla yaşamayı, kendisiyle yaşamaya tercih ederler. Onlar, Oğnun arkasından ağlamayı, Oğnu önlerinde görmeye tercih ederler. Onlar, Oğnun sakalını ve hırkasını, misyonundan daha fazla severler. Oğndan bir efsane gibi söz etmeyi, birlikte yaşanılan bir dost olmaya yeğ tutarlar.

Daha başka kimileri için ise O, tarihin konusudur. O, bir iletişim aleti gibi ilahi mesajı iletmiş ve misyonunu tamamlamıştır. O, bugüne taşınamaz. Biz, Oğnunla, tarihi bir değer olarak ilişki kurabiliriz.

Kur´an içinse O, hayatın aktif, kurucu ve inşa edici bir öznesidir. Misyonu ölümsüz olandır. Kur´an, Oğnu çağa taşımak için çırpınır. Oğnun tarihe hapsolmasını önlemek için Oğnunla ilgili tarihsel olayları müminin yüreğine, imanına, ibadetine taşır. Kur´an müminin hayatında Oğnu güncel kılmak için ne gerekiyorsa yapar.

Kur´an´ın bak dediği yerden bakanlar ise Oğnu üretmek için çaba harcarlar. Kur´an´da Oğnu, Oğnda Kur´an´ı görürler. Oğnu Kur´an´la, Kur´an´ı Oğnunla tanırlar. Kur´an´a Oğnun aynası, Oğna Kur´an´ın aynası gibi bakarlar. üünkü onlar, Oğnun risalet mirasına ihanet etmekten korkarlar.ğ

İSLAMOĞLUğnun değerlendirmeleri burada bitmiyor şüphesiz. ğüç Muhammedğ adlı kitabında (Denge Yayınları, İstanbul, 2000), Hz. Peygamberği hayatımızın öznesi yapmak varken Oğnu nasıl bir nesne haline getirdiğimizi; bununla da Müslüman kimliğin nasıl ortadan kalktığını acı acı dile getiriyor.

İslam dünyasının, küresel güçler tarafından buldozerlerle kürünüp durması karşısında bilmiyorum siz ne dersiniz?

O nasıldı, biz nasılız? O nerede olmamızı isterdi, biz neredeyiz? Dönemin küresel ve bölgesel güçleri olan Bizans imparatoruna, İran Kisrası´na, Habeşistan kralına ve bölgedeki bütün kabile reislerine davet yazarak, dönemini kısa sürede dönüştürmeyi başaran O, bugün dönüştürenin değil, dönüştürülenin biz ümmeti olduğunu gördükçe ne düşünüyor dersiniz?

Oğnu yüceltmemizi mi, Oğnunla yücelmemizi mi?

***
Sayın üZBEKğe:

ğ..aydınlık geleceğin ümidi olarak gördüğünüz biz gençlere tecrübe ve birikimlerinizden hareketle, bu kadim engellerimizi aşabilecek nasıl bir proje sunuyorsunuz?ğ diyorsunuz.

İslami düşüncenin dondurulması ve Müslüman kimliğin inşa edici dinamizmi ile ortadan kalkması, bunun sonucu olarak da İslam dünyasının kişiliksiz bir vahim duruma gelmesi ile ilgili hassas ve ağır değerlendirmelerime ilgi duyan ve ısrarla tepki veren bir kişi olarak sizin bana sorduğunuz sorunun cevabı olduğunuzda ısrar ediyorum. Siz, benim biraz da teknik ve düşünce bazında ağır yazılarımı izlerken; değerlendirmelerime, karşı değerlendirmeler yaparken anlıyorum ki zaten gerçek cevap sizlersiniz.

Bir Müslüman şahsiyet olarak zihninizi Kurğan ve Sünnetğin ğözneğ misyonu doğrultusunda yeniden inşa edebilirseniz, sorunları daha net görebilecek, bunlar karşısında çözüm ve projeler üreterek sarih bir duruş sergileyebileceksiniz. Bu doğrultuda ğKurğanğ ve ğHz. Muhammedğ hakkındaki son iki yazımı tekrar gözden geçirmenizde fayda görüyorum. Size ve sizin gibi dinamik, eleştirel kişiliklere ne kadar çok ihtiyacımız bulunduğunu düşünüyorum. Sayınızın artmasını diliyorum.