(Köprühisar 1920: Yunan subayı Dimitriu anlatıyor) Eve girdim, ölü bir Türk ihtiyarın cesedi üzerinden geçtim. İçerden sesler geliyordu. 10 kadar Yunan askeri bir Türk kızını eteklerini kaldırmışlar zorla dansettiriyorlardı. Bana, ‘gel sen de mezeden tat’ dediler. Türkçe ‘Ayıp’ dedim. Türk kızı yanıma koştu ayaklarıma kapanarak ‘Beni kurtar’ dedi. Askerlere yalvardım, kadındır yapmayın dedim. Biri süngüsünü çıkarıp bana doğru yöneldi. Kaçmak zorunda kaldım. Kadının çığlıklarını unatamadım. Sabaha karşı Köprühisar’daki bin kadar ev alevler içindeydi.