FATIH SULTAN MEHMED

Yedinci Osmanlý padiþahý ve Ýstanbul Fatihi.

Sultan Murad Han, oðlu þehzade Mehmed' i yanlýz din ve fen ilimlerinde yüksek bir tahsil yaptýrmak ve bir takým kültür dillerine (Arapça, Farsça, Latince, Yunanca ve Sýrpça) sahip olarak yetiþtirmekle kalmadý. O, bu kudretli ve kabiliyetli þehzadeye tecrübeli devlet adamlarýndan ve büyük alimlerden müteþekkil yüksek bir muhiti, maddi-manevibakýmlardan devrin en üstün ordusunu ve nihayet bütün düþmanlarýný ve Haçlý ordularýný yere seren rakipsiz ve saðlam bir devleti de miras býrakmýþtý.

Bununla beraber 21 yalýnda tahta oturan genç Hakan, daha ilk günlerde devleti ve ordusunu daha büyük hamleler yapacak bir kudrete ulaþtýrdý. þehzadeliðinden beri bir an önce Ýstanbul' u fethetmek ve hazret-i Peygamberin "Kostantiniyye (Ýstanbul) muhakka feth edilecektir. Bu fethi yapacak hükümdar ne güzel hükümdar ve onun askerleri ne güzel askerdir." müjdesine mazhar olmak istiyordu. Bu gaye ile askeri tarihin kaydettiði en büyük ateþli silahlar ve toplar ile ordusunu dayanýlmaz bir kudret halina getirdi. Ayrýca 1000 yýllýk tarihi boyunca bütün muhasaralarý muvaffakiyetsizliðe uðratan surlarý aþmak için seyyar kuleler kurdu. Nihayet 6 Nisan' da baþlayan kuþatma, 22 Nisan' da Fatih' in donanmayý Beþiktaþ' tan Haliç' e indirmesiyle çok þiddetli bir duruma girdi. 29 Mayýs 1453 ' de yapýlan son taarruzla þehri alarak ortaçaða son verdi.

Beyaz bir at üzerinde ve muhteþem bir alayla Topkapý' dan þehre giren Fatih Sultan Mehmed, doðuca Ayasofya' ya gitti. Kapýya gelince attan inip, secdeye vardý. Mabedi temizletti, tasvirlerden kurtardý ve ilk Cuma namazýný orada bütün gazilerin sevinç ve heyecanlarý içinde kýldý. Daha sonra Ayasofya' nýn kýyamete kadar cami kalmasýný yazýlý vasiyyet ve vakf eyledi.

Fatih Sultan Mehmed bundan sonra, Osmanlý Devleti' ni bir Cihan Ýmparatorluðu haline getirme ve Ýslamiyet' i bütün dünyaya yayma mücadelesine giriþti. O; "Dünyada tek bir din, tek bir devlet, tek bir padiþah ve Ýstanbul da cihanýn payi tahtý olmalýdýr. " diyordu. Nitekim bu gaye ile Fatih kýsa zamanda Anadolu' da Ýsfediyar, Trabzon, Karaman ve Akkoyunlu memleketlerini ilhak etti. Dulkadir beyliði ile Kýrým hanlýðýný tabiiyeti altýna aldý. Yunanistan, Arnavutluk, Bosna-Hersek, Sýrbistan (Belgrad hariç), Eflak Boðdan ve sair ülkeleri fethetti. Bir çok krallýk, imparatorluk, hanlýk ve beylik ortadan kaldýrýldý ve Osmanlý topraklarýTuna' dan Fýrat' a kadar yayýldý. Anadolu' da milli birlik te'si edildi.

Bu büyük Türk Sultaný 1481 senesi ilkbaharýnda üç yüz bin kiþilik bir ordunun baþýnda olarak yeni bir sefere çýktý. Ancak, Hünkar çayýrý denilen mevkide hastalandý ve çok geçmeden 3 Matýs 1481 ' de vefat etti. üzel doktoru olan Yahudi dönmesi Yakup Paþa tarafýndan zehirlendiði de söylenmektedir. Naþý, adýna yaptýrdýðý camini bahçesine defnedildi. Sonra üzerine türbe yapýldý.

Fatih Sultan Mehmed, ince yüzlü, uzunca boylu, dolgun vücudlu olup, seyrek güler, yüzüne bakýldýðýnda hürmet ve korku telkin ederdi. Her þeyi öðrenmek isteyen zeki bir araþtýrýcý idi. Harp san' atýndan çok hoþlanýr. yapacaðý seferlerden en yakýnlarýný bile haberdar etmez ve bunlarýn gizli kalmasýna çok dikkat ederdi. "Sýrrýma sakalýnýn bir telinin vakýf olduðunu bilsem onu yolar atarým" sözü meþhurdur.

Soðuða-sýcaða, açlýða-susuzluða ve yorgunluða karþý çok dayanýklý idi. Tabzon üzerine çýktýðý seferde Zigana daðlarýný yay olarak binbir müþkilatla geçerken yanýnda bulunan Uzun Hasan' ýn annesi, Sara hatun; "Ey oðul! Bir Trabzon bunca zahmete deðer mi?" deyince, yüce Hakan; "Bu zahmet din yolundadýr, ahiretde Allahü tealanýn huzuruna varýnca inayet ola. Zira elimizde Ýslam kýlýcý var. Eðer bu zahmeti ihtiyar etmezsek bize gazi demek yalan olur." cevabýný verir.

Fatih, büyük ilim, din, kültür ve san' at adamlarýný etrafýnda tolayarak Ýslam medeniyetine yeni bir hamle verdi ve Ýstanbul' u devrinde bu medeniyetinve dünyanýn en yüksek bir merkezi haline getirdi. Molla Gürani, Hocazade, Molla Hüsrev, Hýzýr Bey, Molla Yegan, Ali Kuþçu ve Akþeseddin meclisinin en mühim simalarý idi. Devrinde Osmanlý Devleti' nin büyük temel müessese ve teþkilatý en mükemmel bir hale geldi. Zeytinyaðý döktürerek insanlýk tarihinde "yaðla makina soðutmasý", havan topunun balistik hesab ve planýný yaparak dik mermi yollu ilk silahý keþfeden de odur. Yine onun devrinde baþta Ýstanbul olmak üzere, imparatorluðun büyük þehirleri cami, mescid, medrese vesair eserlerle donatýlmýþtýr.