Ligimiz ve Milli Takým, Yusuf AKIN


Takýmlar arasýndaki güç farký; ne kadar olursa olsun; artýk kimse kimseye "peþin teslim" olmuyor... Bu sezon lige damgasýný vuran gerçeklerden birisi bu. 4.Haftanýn içine sýkýþan takýmlara baksanýza; Beþiktaþ, Galatasaray, Trabzonspor... Zevahiri, tartýþmalý uzatma dakikalarýnda kurtarmadýlar mý? Bu üç takým da, þampiyonluðun adaylarý deðil mi? þimdi gelin; bu noktada konuya biraz daha açýklýk getirelim. Elbette, þampiyonluk kovalayan takýmlarýn puan yitirmeleri onlar açýsýndan olumsuz bir tablo! Ama, ligimizde bu denli mücadele içinde geçen maçlarýn sayýsý ne kadar çoðalýrsa; uzun vadede bundan Türk Futbolu kazançlý çýkar. Ve takýmlarýmýzýn Bulgaristan sýnýrýndan öteye geçerken "korku" duymazlar... Daha dirençli, daha güvenli ve daha hazýr olurlar... Milli takýmýmýza seçilecek sporcularýmýz üç büyüklerin dýþýna taþar, farklý kulüplerimizden de ay yýldýzlý formayý giyenler artar... Bu, seçimin dar bir gruptan deðil, geniþ futbolcu topluluðu arasýndan yapýlmasý anlamýna gelir. Oysa þimdi öyle mi? Alpay, Fatih Akyel, Bülent Korkmaz, Rüþtü, Hakan þükür ve benzerlerine hala muhtaç deðil miyiz? Yýllardýr onlara seçenek bulmakta zorlanmadýk mý? Bu nedenle, çözümü sadece milli takýmýn baþýndaki hocayý deðiþtirmekte aramamalýyýz! Ligimizin ve kulüplerimizin yapýsýna bakmalýyýz. O nedenledir ki; çekiþmenin yoðunlaþmasý, takýmlarýn daha "dengede" müsabakalar oynamalarý þerre deðil, hayra alamettir! Bundan kimse ne korksun, ne ürksün, ne telaþlansýn. Ama, görülüyor ki, bu durumdan en çok etkilenen hakemler... Ýyi baþladýlar... Ama, ilk iki haftanýn sonunda hemen kabuk deðiþtirdiler ve eskiden olduðu gibi büyükler lehine çalan düdüklerin sayýsýnda artýþlar olmaya baþladý... Deðerli hakemlerimiz; düdüklerinizi takýmlarýn ismine. forma rengine göre deðil; pozisyonun gereðine göre çalýnýz! LüTFEN!..