Sahipsiz ülkede, Sessiz Devrim- (I) - - - - Sadi Somuncuoðlu


Gelin, derin analizlere girmeden, hayati meselemiz olan bölücülük ve terör konusunda, Erdoðan ve ekibinin 20 günlük icraatlarýna bakýp, "gerçekleþtirdik" dedikleri "sessiz devrimin" adýný birlikte koyalým.

HER TELDEN TERüRLE MüCADELE

Genelkurmay, terörle mücadele için Ýngiltere''deki kadar yetki istedi. AB, hemen tedirgin olup, hükümeti uyardý; Terörle mücadele diye demokrasiden asla ödün vermeyin. 6.uyum paketiyle kaldýrdýðýnýz 8.maddeyi (devletin bölünmez bütünlüðü aleyhine propaganda suçunu cezalandýran) geri getirmeyin.

Ýktidar da, yasayý deðiþtirecekmiþ gibi yaptý ama Adalet Bakaný üiçek, peþinen fazla beklentiye girilmemesini istedi. Baþbakan Erdoðan, güvenlik güçlerinin, "Biz yakalýyoruz, mahkeme býrakýyor" þikayetine hak verdi, yargýnýn da, elindeki yasaya göre davrandýðýný söyledi. Teoride birçok kesime olumlu gelen mevcut yasanýn, uygulamada terör örgütlerinin alanlarýný geniþletip, çok ciddi zaaf oluþturduðunu ve bunlara karþý bir yaptýrým gücü olmadýðýný itiraf etti. Sonra da, "Güneydoðu ile ilgili, Kopenhag siyasi kriterlerinde verilmiþ olan haklardan herhangi bir þeyi geri almayacaklarýný" vurguladý. Aslýnda bu, terörü AB''nin tepeden inme, sipariþ kanunlarýnýn azdýrdýðýnýn ama yine AB bahanesiyle meydanýn bölücülere býrakýlmaya devam edileceðinin ilanýydý.

Onun için TMY''nýn hazýrlýðý adeta cami avlusuna býrakýldý. Baþbakan''a göre, Adalet Bakanlýðý''nýn hazýrlýðý Baþbakanlýða gelecek ve gözden geçirilecekmiþ. Partideki hukukçularýn da hazýrlýðý varmýþ. Bunlarý "ekibiyle" deðerlendirecekmiþ. Sonra Bakanlar Kurulu''na indirilip, gözden geçirilip bitirilecekmiþ. Erdoðan bunlarý anlatýrken, Partideki çalýþmanýn baþkanlýðýný yapan Genel Baþkan Yardýmcýsý Mir Dengir Fýrat, sadece devletin güvenlik birimlerine deðil, Adalet Bakanlýðý''na da meydan okuyup, "üzgürlüklerden, demokratik kazanýmlardan geri adým atýlmayacak. þurasý, burasý taslak hazýrlayabilir ama iktidar biziz, patron biziz, patron Meclis''tirðBugün Türkiye''de artýk sivil otorite vardýr. 20 yýl önceydi o devirler. Hesabýný vatandaþa ben vereceðim." diyordu.

Bu arada Erdoðan, teröristbaþýnýn Ýmralý''dan savaþ emri verebilmesine þaþýran Talabani''ye, "bu demokrasi" dediðini hatýrlayamasa bile gazetecilerin, "ücalan''a özgürlük gibi eylemler cezalandýrýlmalý mý?" sorusuna, mevcut kanunlara göre suç olduðu halde "evet cezalandýrýlmalý" cevabýný veremiyordu. Cumhurbaþkaný Sezer ise, Ýstanbul''da emniyet ve jandarma karakoluna lavlý, bombalý saldýrý düzenleyip, 26 askerin yaralanmasýna sebep olan DHKP-C üyesinin cezasýný, hastalýðý gerekçesiyle affediyordu.

Tam bu günlerde Ýngiliz istihbarat örgütü MI5''in baþkaný Bayan Buller, "daha çok sayýda Ýngiliz vatandaþýnýn teröristler tarafýndan öldürülmesinin önlenmesi için özgürlüklerin kýsýtlanmasýnýn bir zorunluluk olabileceðini" söylüyordu.

PKK NE YAPIYOR?

Erdoðan''ýn, medya patronlarýndan, "terörle ilgili görüntüleri uzun süre vermemelerini" istediðini hatýrlatýp, bir de ayný günlerdeki bazý PKK eylemlerine bakalým;

" Tunceli kýrsalýndaki çatýþmada ölü ele geçirilen teröristin cenazesi Van''da, PKK''yý temsil eden bez parçasýnýn renklerine sarýldý. Törene, kadýnlar ve üzerlerinde okul önlükleriyle çocuklar da katýldý.

" Bir baþka teröristin Aðrý-Doðubeyazýt''taki cenazesinde, PKK sempatizanlarý, esnafýn kepenk kapatmasýný istedi. Ýsteklerini yerine getirmeyen esnafa taþ ve sopalarla saldýrdý. Emniyet güçleri olaylarýn büyümemesi için gruba müdahale etmedi. Aðrý Valisi, esnafýn saðduyulu davranarak, PKK sempatizanlarýna prim vermediðini, daha sonra zarar görmemek için dükkanlarýný kapattýðýný açýkladý(!)

" Canlý kalkan olarak bir ay önce Kandil''e gidenlerin anneleri, Silopi DEHAP ilçe binasýnda çok sayýda DEHAP''lý tarafýndan karþýlandý. Daha sonra Diyarbakýr''a giden canlý kalkanlar, Kandil''e gitmek üzere Habur Sýnýr Kapýsý''ndan Irak''a geçtiler.

" Diyarbakýr Kayapýnar Belediyesi, yeni yaptýrdýðý parklara Kýzýltepe''deki operasyonda ölen Uður Kaymaz ile 2001''de Zeytinburnu HADEP binasýný giren polisten kaçmaya çalýþýrken 5.kattan düþerek ölen Zeynel Durmuþ''un adýný verdi. Valiliðin, bu isimlerin "uygun" bulmamasýna tepki gösteren Belediye Baþkaný, "Türkiye''nin, 3 Ekim''de çok kültürlülüðü güvence altýna almýþ AB''ye adým atacak olmasý açýsýndan kararý doðru bulmuyoruz." dedi.

AB üyesi ülkeler, bunlardan birisini bile hazmedebilir mi? Biz de egemen devletimiz ama AB korkusuyla yasa çýkarýlamýyor, Milli Güvenlik Siyaset Belgesi hazýrlanamýyor, TBMM''nin toplanmasýna karþý çýkýlýyor. Bu "iradesizlik" ortamýnda da, ilkokul öðrencileri terörist cenazelerine sürülüyor, olaylarýn büyümemesi gerekçesiyle, terörist saldýrýlarýna müdahale edilmeyip, sadece güvenlik güçleri deðil, halk da sindiriliyor. Yetmiyor, "canlý kalkanlar" ellerini-kollarýný sallayýp, törenle Habur''dan, Kandil''e çýkýyor. Sýnýrlarýmýzýn kontrolü baþkalarýna mý geçti, yoksa bu da, þu meþhur Kopenhag özgürlüklerinden mi?

Ve tüm bunlar hala egemenliðin ve kamu düzeninin yýkýlmasýnýn ayak sesleri sayýlmayýp da, "demokrasinin gereði" diye savunuluyorsa, ört ki, ölem!..