AVRUPA BÝRLÝÐÝ "FAþÝZMÝ" .............ümit üZDAÐ

Türkiye, AB tartýþmalarýnýn bir diyalogdan daha çok bir monolog ve kamuoyunu bilgilendirmekten çok yönlendirme merkezli olarak gerçekleþtiði dört yýlý geride býraktý. Türkiye''nin AB tam üyeliðini Türkiye''nin demokratikleþmesi adýna savunan kýsaca "AB''ci lobi" diye adlandýrýlabilecek grubun mensuplarý, Türkiye''nin AB tam üyeliði politikasýný reddedenlere veya eleþtirisel bakanlara karþý, anti demokratik tavrýn da sýnýrlarýný aþan saldýrgan ve aþaðýlayýcý bir tavýr ile muamele ediyorlar.

1980li yýllarýn sonuna doðru Gazi üniversitesi ÝÝBF''nde araþtýrma görevlisi iken bir araþtýrma görevlisi arkadaþýmýzýn öðrenciler arasýnda yaptýðý " demokrasi anlayýþý" testini hatýrlatýyor bana son yýllarda olanlar. Bütün öðrenciler demokratik bir duruþu destekleyen cevaplar vermiþlerdi sorulara. Ancak hepsi son soru olan "Anti demokratlara ne yapýlmalý" þeklindeki soruya birisi hariç hepsi "canlarý okunmalý" þeklinde cevap vermiþlerdi. þimdi AB ve daha fazla demokrasi adýna "anti demokrat" olarak görülenlerin canlarýnýn okunduðu bir "AB Faþizmi" döneminden geçiyoruz.

AB Faþizminin üç ayaðý var. Birinci ayaðý basýn ve yayýn organlarýnýn bilgilendirmeden yönlendirme aracýna dönüþtürülmesi oluþturuyor.AB sürecine zarar vereceðini düþünülen haber ve yorumlarýn kamuoyuna ulaþmasý "sansür edilmeye" çalýþýlýyor. Basýnýn geniþ kanallarýnýn AB eleþtirisel duruþa büyük ölçüde kapalý. Televizyon ve yazýlý basýn çok büyük ölçüde AB''ci lobinin tek parti dönemi zihniyeti ile "fikri" denetim sürdürdüðü ve demokrasiyi savunduðu bir süreci yaþýyor. Kiþisel deneyimlerinden biliyorum. "Hocam ne istersen gel konuþ ancak AB olmaz" cümlesini televizyon yapýmcýlarýndan çok duydum.

Bunun sonucu olarak AB tam üyelik karþýtý veya eleþtirisel duruþ topluma ulaþmak için kitap, dergi ve konferanslar alanýna kayýyor. Toplumda, televizyon ve basýn aracýlýðý ile ulaþmakta zorluk çektiði bu tavra kitaplar aracýlýðý ile ulaþýyor. AB eleþtirisel kitaplarýn tamamý ikiden fazla baský yapýyor. AB eleþtirisel konferanslar doluyor. Hatta AB''yi destekleyen konuþmacýlarýn konferans salonlarýný dolduran genç kitleler dahi AB karþýtý bir tavýr ortaya koyuyorlar. ( bkz. Osman Ulagay, Tepki Cephesi) AB Faþizminin ikinci ayaðýný "liberal terör" oluþturuyor. Liberal terörün özünü AB eleþtirisel veya karþýtý tavra karþý kiþiselleþen aþaðýlayýcý bir tavýr oluþturuyor. Bir AB''ci yazar, kendisi gibi düþünmeyenlere demokratik bir tavýr ile "Ahmak" diye hitap edebiliyor. Bir baþka AB''ci yazar ise AB''ye karþý çýkanlarýn veya eleþtirisel yaklaþanlarýn "karanlýk bir geçmiþe" sahip olmasýnýn AB-karþýtlýðý için olumsuz etkileri olduðunu söyleyebiliyordu.

AB tam üyeliðine karþý çýkanlarýn veya eleþtirisel bakanlarýn statükonun savunucularý ve rantiyeleri olduðu suçlamasý ise en genel geçerli suçlama olarak AB lobisi tarafýndan gündeme getirilmiþ ve getirilmektedir. AB tam üyeliðini reddetmeden AB''nin çifte standartlý yaklaþýmlarýný eleþtiren ve þartlarýn yeniden pazarlýðýný savunanlar dahi AB lobisinin aðýr þuçlamalarýndan ve statükonun rantiyecileri diye anýlmaktan kurtulamamýþlardýr.

AB tam üyeliði konusunda karþý çýkýþlarý ve þüpheleri olan "karanlýk geçmiþli"- "statükocu rantiyeciler" denilince akla üzdemir Ýnce, Ýlber Ortaylý, Alev Alatlý, Halil Ýnalcýk, Gündüz Aktan, Onur üymen, Suat Ýlhan, Erol Manisalý, Atilla Ýlhan, Ali Sirmen, Mümtaz Soysal, Hasan ünal, Murat Bardakçý, Ýlhan Selçuk, þaban Karataþ, Cüneyt Arcayürek, Mustafa Balbay, Oktay Sinanoðlu, Mustafa Erkal gibi isimler geliyor herhalde.

Statüko rantiyecisi suçlamasýnýn haksýz, haksýz olduðu kadar da yanlýþ olduðu ortada. Yukarý da bir kýsmýnýn ismini saydýðým ve bu ülkenin fikir üstünlüðünü ve üretkenliðini temsil eden isimleri bir araya getiren temel endiþe, Türkiye''nin yaþamsal menfaatlerinin devletin varlýðý ve/veya toprak bütünlüðünü tehdit edecek þekilde baský altýnda olmasý ve onlarýn eleþtirisel bir zeka ile AB''ye yaklaþmalarýdýr.

AB Faþizminin üçüncü ayaðýný kamuoyu yönlendirme sürecinin bir parçasý olarak iþlev gören sözde kamuoyu araþtýrmalarý oynuyor. Bu araþtýrmalara göre "Türk halkýnýn % 70-75''nin" AB tam üyeliðini desteklediði masalý tekrar tekrar gündeme getiriliyor. Kamuoyu araþtýrmalarýndan biraz anlayanlar bilir ki, denekten istediðiniz cevabý, soruyu þekillendirerek istediðiniz þekilde alabilirsiniz. "Türkiye, AB tam üyesi olsun mu?" sorusuna "evet" cevabý almak çok kolaydýr. Bu "bir siyah 2006 Mercedes otomobil ister misiniz?" gibi bir sorudur bir çok insan için ve cevabý "evet"tir.

Ancak, soruyu, "Ucu açýk (ne zaman gerçekleþeceði ve tam üyelik ile bitip bitmeyeceði belli olmayan) bir süreçte, diðer tam üyelerin giriþ þartlarýndan farklý þartlarýn kabul etmeye razý olarak, Kýbrýs, Ege, Ermenistan, Ermeni sözde soykýrýmý, Türkiye''nin federalleþtirilmesi ve Dicle-Fýrat''ýn AB denetimine girmesi gibi þartlarý kabul ederek, tam üyeliði kabul eder misiniz?" sorusuna verilecek "evet" veya "hayýr" gerçek sonucu verecektir.

Hürriyet Gazetesinde yayýnlanan ve ODTü Uluslar arasý Ýliþkiler Bölümünden bir öðretim üyesinin benzer bir sorusuna verilen cevap çerçevesinden hafýzam beni yanýltmýyor ise AB''ye "evet" cevabý % 10''larda kalýyor. Ancak, kamuoyu araþtýrmalarý yönlendirme amaçlý kullanýldýðý için genellikle bu tür sonuçlar deðil de baþka sonuçlar ön plana çýkarýlýyor. ürneðin, "üýlgýn Türkler" kitabýný okuyanlarýn çoðunun AB yanlýsý olduðu veya MHP''lilerin % 65''inin AB yanlýsý olduðu gibi "istatistikler" kamuoyu yoklamasýndan çok psikolojik operasyon kokuyor.

"üýlgýn Türkler" kitabýný okuyanlar ne kadarýnýn AB tam üyeliðini desteklediðini bilmiyorum. Ancak, her gün Türkiye''nin deðiþik il ve ilçelerinde MHP''li kitle ve sempatizanlarla bir araya gelen bir insan olarak hala "% 65 AB''ci MHP''liyi" hiçbir yerde görebilmiþ deðilim. Hatta onurlu AB''ciliði savunan MHP Genel Merkezinde yapýlacak bir anketten bile AB''ciliðin % 65 oranýnda çýkmasýnýn mümkün olmadýðýný biliyorum.

AB Faþizmi bütün yoðunluðu ile sürerken, AB''ci lobi içinde büyük bir kýrýlma ve sorgulama sürecini Osman Ulagay, "Tepki Cephesi" adlý kitabý ile baþlattý. Ulagay''ýn kitabý, R.Garaudy''nin Fransýz komünizminde "Sosyalizmin Büyük Dönemeci" adlý kitabýnýn yaptýðý zihinsel dönüþüm etkisini, AB Faþizmi üzerinde yaratabilir. Böyle bir sonuç, AB tam üyelik sürecini, her iki taraf için de daha soðukkanlý ve daha demokratik zeminde tartýþmamýzýn zeminini açabilir.

Sonuç olarak daha fazla demokrasi için de faþizme ve liberal teröre son.