Gösterilen sonuçlar: 1 ile 2 ve 2

Konu: Küresel emperyalizmin dini:

  1. #1
    maturidi
    Guest

    Küresel emperyalizmin dini:

    Küresel emperyalizmin dini: EVANJELÝZM -I-´ Mehmet Toprak
    21.05.2005 - 03:46 .
    Evanjelizm kelimesinin kökü Grekçe ðasýl gerçekð manasýna gelen Evangelionðdan gelmektedir. Günümüzde kullanýlan anlamý ise ðKutsal Kitapða (Ýncil deðil, Tevratða) yönelmekðtir. Tarihte dini olarak kullanýmý ilk olarak Martin Lutherðin kurduðu Protestan kilisesinin adýnda görülür.

    EVANJELÝZM´ÝN TARÝHÝ KüKENLERÝ
    Hýristiyanlýk tarihine bakýldýðýnda daha ilk asýrlarda bazý anlaþmazlýklarýn, tartýþmalarýn, aforozlarýn ve bütün bunlarýn sonucunda da bazý bölünmelerin olduðu görülecektir. En büyük bölünme 1054 yýlýndaki Batý (Katolik) Kilisesi ve Doðu (Ortodoks) Kilisesi arasýnda olmuþtur. Katolikler ve Ortodokslar arasýnda gerçekleþen bu bölünme ilerleyen yüzyýllarda herhangi bir mezhep kavgasýna dönüþmemiþ; her iki mezhebin müntesipleri kendi anlayýþlarý doðrultusunda yaþamaya devam etmiþlerdir. Ancak 31 Ekim 1517´de Martin Lutherðin, Katolik Kilisesi´nin birçok uygulamasýný protesto eden, bir nevi Protestanlýðýn manifestosunu oluþturan 95 maddelik tezini Wittenberg þatosu Kilisesi´nin kapýsýna asmasýyla yeni bir mezhep doðmuþ ve farklýlýklar þiddetli çatýþmalara sebep olmuþtur.

    A. MARTÝN LUTHER VE PROTESTANLIK
    Lutherci Protestanlýk, Katolik Kilisesiðnin Hýristiyanlýða dair uyguladýðý (rahiplere evlilik yasaðý, kilise otoritesini eleþtirmek yasaðý, vb.) birçok akýl dýþý uygulama ve inanca karþý çýkýyordu. Bunlarý dönüþtürmek için dinde reform öneriyordu.
    Görünürde akýl ve vicdandan yana bir tutum takýnan Lutherciliðin asýl etkisi dinin tamamýyla dünyevileþtirilmesiydi. Salt uhrevi olan Katolik düþünceye tepki olarak katýksýz dünyevi bir Luthercilik.. Bu her iki akým teorik ve pratik düzlemde birbirine zýt özellikler taþýyorlardý.
    Bu farklýlýklar ise ðEkonomið, ðEski Ahitð ve ðYahudilerð olmak üzere üç temel konuda görünür:
    Ekonomi: Katolik akým faizi haram sayýyor ve men ediyordu. Protestan anlayýþ faizi caiz görüyor ve teþvik ediyordu. Katolikler ticaret iliþkilerini belirli bir ahlak kuralý çerçevesinde yaparken, Protestanlar ahlak ve dini kurallardan soyutlanmýþ, salt daha fazla karý öngören bir anlayýþý benimsiyorlardý. Bu anlayýþ, sanayi devrimi ile doruða çýkan vahþi kapitalizmin de çýkýþ noktasý olmuþtur.
    Baþta Max Weber (Protestan Ahlaký ve Kapitalizm Ruhu adlý kitabýnda) olmak üzere birçok sosyal bilimci Protestanlýðýn, kapitalizmin doðmasý ve geliþmesine zemin hazýrladýðýný dile getirirler.
    Encyclopedia Britannica´da kapitalizmin doðuþunda ve faizin yaygýnlaþmasýnda Protestanlýðýn etkisi þöyle anlatýlýyor:
    "Ortaçað´daki Katolik Kilisesi, kapitalist ideolojiye ve bu ideolojinin geliþmesine engel teþkil ediyordu. Tefecilik sadece Hýristiyan olmayanlara mahsustu. Kilise ve o dönemin otoritelerine göre faiz kanunlara aykýrýydý. XVI. ve XVII. yüzyýllarda Protestan reform hareketi Kuzey Avrupa´ya kapitalizmin yayýlmasýyla sonuçlandý. Bu özellikle Hollanda ve Ýngiltere´de gerçekleþti. Bu yeni din ve ekonomik geliþme arasýndaki kronolojik ve coðrafi baðlantý, Protestanlýðýn modern kapitalizmin yayýlmasýna neden olduðunu gösterir. Doktrinlerdeki deðiþikliklerle kapitalistlerin yaptýklarý yanlýþ olmaktan çýkarýlmýþ ve hatta bunlarýn yaþam biçimlerine bir onay verilmiþ oldu. Ticaret ve endüstri geniþledikçe Protestanlar daha zengin olmak için malýn biriktirilmesini kural olarak getirdiler." (1)
    Faizin Hýristiyanlýk tarafýndan yasaklanmadýðýný söyleyerek Yahudi kapitalistlere büyük bir hizmette bulunan diðer bir reform hareketi öncüsü Fransýz Calvin´di.
    "De Usuris" (Faiz) adlý kitabýnda Calvin, Ýncil´in Luka bölümünde 6/35´teki cümle üzerinde þu yorumda bulundu: ðFaizi kötüleyen hiçbir yazýlý dini kanýt bulunmamaktadýr.ð (2)
    Eski Ahit: Katolikler ibadet ve yaþantýlarýnda Hz. Ýsa ve Ýncilði referans alýyorlardý. Protestanlýk ise Eski Ahitði kabul ediyordu. Bu da Hýristiyanlýðýn Yahudileþmesine zemin hazýrladý.
    Yahudiler: Katolikler Hz. Ýsaðnýn katili olarak gördükleri Yahudileri lanetlenmiþ bir halk olarak görürken Protestanlar onlarý (Eski Ahitðten hareketle) Allah tarafýndan seçilmiþ halk olarak görüyorlardý.
    Luther bu düþünceyi þu çarpýcý sözler ile dile getirir: ðYahudiler, dünyadaki en üstün kaný taþýmaktadýrlar. Kutsal Ruh, onlarýn eliyle Kutsal Kitabý dünyaya yaymýþtýr. Onlar, Tanrýðnýn çocuklarýdýr, bizse yabancýlarýz. Aslýnda, Kenanlý kadýnýn hikayesinde anlatýldýðý gibi, bizler sahiplerinin masasýnda düþen ekmek kýrýntýlarý ile yetinen köpekler gibi olmalýyýz.ð
    Martin Luther, reform hareketleri baþlamadan önce Yahudilikle, Tevrat ve Ýbranice´yle ilgileniyordu. Bu ilgisini ilk olarak "Jesus Christ Was Born A Jew" (Ýsa Mesih bir Yahudi Olarak Doðdu) adlý kitabýnda gösterdi. Luther´in Yahudilerle ilgili olarak söyledikleri onun bu ilgisini açýkça gösteriyor:
    "Yahudiler bizim Tanrýmýzýn akrabalarý, kuzenleri ve kardeþleridir. Katoliklere sesleniyorum; bana kafir demekten yorulduklarýnda Yahudi desinler." (3)
    Protestanlýk Yahudilere tarihi boyunca beklediði fýrsatlarýn oluþmasýna zemin hazýrladýðý için "Luther´in Roma Katolikliðine getirdiði yýkýcý darbe ilk olarak Yahudiler tarafýndan benimsendi." (4)
    Yahudiler de Martin Luther´in Yahudi hedeflerine hizmet eden bir "Gizli-Yahudi" olduðunu belirtmekte hiçbir sakýnca görmüyorlardý.
    "Kabalist (5) Abraham B. Eliezer ha-Levi, Luther´in Hýristiyanlarý yavaþ yavaþ eðitmeye çalýþan bir ´Gizli Yahudi´ olduðunu söyledi." (6)
    Kilisenin etkisini zayýflatarak hareket kabiliyetlerini artýrmak isteyen Yahudiler, Protestanlýðý bu hedeflerinde kullandýlar. üyle ki Protestanlýk uygulama yönünden Hýristiyanlýktan çok, Yahudiliðe yakýn bir din haline geldi.
    Bu aykýrý düþünceler Hýristiyan Birliði olarak bilinen kýta Avrupasýðnda ð30 Yýl Savaþlarýðna (7) sebep olacak ve Hýristiyanlýðýn bölünerek ðHýristiyan Siyonizmið akýmýnýn Hýristiyan teolojisine girmesi ile sonuçlanacaktý. Böylece Yahudilerin varoluþlarýndan bu yana dile getirdikleri ðseçilmiþ halkð idealleri hiçbir çaba sarfetmeden Hýristiyanlar tarafýndan kabul edilecekti. Hatta kimi zaman bu ðHýristiyan Yahudilerð Siyonistlerden daha da kralcý kesilebiliyorlardý.
    Protestan Hýristiyanlar, Siyonistlerin ðarz-ý mevðudð düþüncesini benimsiyor ve Yahudilerin Filistinðe göçleri için destek veriyorlardý. Siyonistler ise Protestanlýðýn bu yeni yorumunu arkalarýna alarak Hýristiyanlýk üzerinde stratejik bir üstünlük saðladýlar.

    DÝPNOTLAR...
    1- Encyclopedia Britannica, cilt 4, sf. 840
    2- Encyclopedia Judaica, cilt 5, sf.66
    3- Leon Poliakov ,The History Of Anti-Semitism: Suicidal Europe, 1870-1933, Vol. 4, s. 221, September 2003, University of Pennsylvania Pres, USA
    4- Encyclopedia Judaica, cilt 11, s.584, Coronet Books Inc, Reprint Edition, December 1, 1994
    5- Kabala, Ýbranice´de "Gelenek" anlamýna gelir. Yahudi ruhbanlarýnýn, asýrlardýr birbirlerine aktardýklarý ve Kutsal Kitap´ýn "gizli anlamlarý" ile ilgilenen bir tür okültizm ve mistisizm yöntemidir. Kabalacýlarýn amacý "Mesih´i dünyaya döndürmek"ti. Bunun için çeþitli "gizli bilim"lerden yararlanýlmalýydý. Kabala, bu gizli bilimlerin yöntemini açýklayan ama yalnýzca "anlayanlara" açýklayan bir Gelenek´ti.
    6- Encyclopedia Judaica, cilt 14, sf. 21
    7- Mack P. Holt ðFransaðda Din Savaþlarý, 1562-1629ð adlý eserinde 30 Yýl Savaþlarý hakkýnda korkunç rakamlar vermektedir. Katolik ve Protestanlar arasýnda çýkan savaþlar sonucunda; ðKatolik ve Protestanlardan 765 bin 200 kiþi öldü. 12 bin 300 kadýn ve kýzýn ýrzýna tecavüz edildi. 9 þehir ve 252 köy yakýldý veya haritadan silindi. 4 bin 256 ev yakýldý, 180 bin ev tahrip edildi.ð The French Wars of Religion, 1562-1629 Camridge Universty Press 1997...

    Küresel emperyalizmin dini: EVANJELÝZM -II-´
    25.05.2005 - 04:38 .
    B. PüRÝTENÝZM
    Prüten "Saflýk" anlamýna gelen Latince puritas kelimesinden gelir. Püritenizm XVII. yüzyýlýn baþlarýnda Ýngiltereðde bir Calvinist olan William Tyndaleðnin öncülüðünde kuruldu.
    "Ahlak ve etik yapýsý Tevrat´la tümüyle eþ olan Püritenlik, ´Ýngiliz Yahudiliði´ olarak adlandýrýlmýþtýr" (1) Püritenizm akýmý ðEski Ahitði düþüncelerin temeline koyarak, þeklen de olsa Ýncilðe baðlýlýðýný dile getiren Lutherci Protestanlardan ayýrýyorlardý.
    Eski Ahitðe yönelen Püritenistler; Ýbraniceðnin resmi dil olmasýný, devletin anayasasýnýn Tevratða dayanmasýný ve Yahudilerin ibadeti olan Sabbath Ayinleriðnin (2) resmen kutlanmasýný isteyecek kadar ileri gittiler.
    Yahudi sempatizanlýðýný çocuklarýna ve bulunduklarý yerleþim yerlerine Yahudi isimleri vererek somut bir þekilde gösterdiler.
    Yahudilere yöneliþte bu kadar aþýrýya giden Püritenler, Protestanlýðýn bir kolu olan Anglikan Kilisesiðnin bile tepkisini çekti. Kilisenin baskýsý ile kral, Püritenlere çeþitli kýsýtlamalar getirdi. Bu baskýlar karþýsýnda Püritenlerin bir bölümü 1620 yýlýnda Amerika ve Hollandaðya göç ettiler.
    Geride kalan Püritenler ise kralý devirmek için çalýþmalara baþladýlar. 1640 yýlýnda Oliver Cromwel komutasýnda Püriten bir ordu kuruldu. Yahudilerin desteðini ve finansörlüðünü de alan bu ordu, 1649 yýlýnda Kral I. Charlesði devirdi. Yerine Püriten ilkelerini esas alan bir cumhuriyet kurdu.
    "Devrim ve Püriten doktrininin Ýngilizler arasýnda yayýlmasýyla, Yahudilere karþý bakýþta olumlu deðiþmeler oldu. Buna baðlý olarak Tevrat´a verilen önem de arttý." (3) Kabalistlerin önderi Menasseh Ben Israel, 1290 yýlýnda Ýngiltereðden çýkarýlan Yahudilerin tekrar ülkeye çaðrýlmasý için Cromwelðe bir mektup yazdý. Mektupta Mesihðin geliþini hýzlandýrmak için Ýngiltereðde Yahudi varlýðýnýn þart olduðu ve zamaný geldiðinde bu ðseçilmiþ halkýð, Kenan illerine götürme þerefini Ýngilizlerin alacaðýný dile getiriyordu. Sonuç olarak 1665 yýlýnda Yahudiler Ýngiltereðye göç etmeye baþladýlar. Püritenleri Yahudilere bu kadar yakýn kýlan düþüncenin temelinde Mesih inancý vardý. Püritenler Eski Ahitðte Mesih için dile getirilen düþünceleri birer kehanet olarak kabul ediyor, Ýsa Mesihðin bir an önce gelebilmesi için bu öngörülen kehanetlerin gerçekleþmesi uðruna bütün samimiyetleri ve güçleri ile çalýþýyorlardý.
    Püritenizm en fazla Amerika toplumu üzerinde etkili oldu. Ýngiltereðden Amerikaðya göç eden ilk Püritenler bu yeni ülkeyi ðvaadedilmiþ topraklarð olarak gördüler.
    Kendilerini Siyonistlerle bir görüyorlardý. Bir ara Amerikaðnýn adýný New Israil (Yeni Ýsrail) olarak deðiþtirmeyi dahi düþündüler.
    Eski Ahitðten hareketle ðvaadedilmiþ topraklarðda yaþayan pagan düþünceye sahip insanlarýn öldürülmesi nasýl öngörülüyorsa, Püritenler de bu ðkutsal topraklarðda, ðTanrýnýn seçilmiþ kullarýna yer açmakð için ðinançsýz paganð Kýzýlderilileri vahþice katlettiler.
    Bir Püriten, bu katliamý dini bir vecibe olarak gördüðünü; ðTanrý, aralarýnda hastalýk yaparak Massachussetsðdeki Kýzýlderililerin sayýlarýný 30 binden 300ðe indirmemizi istedið sözleri ile dile getiriyordu.
    Benjamin Franklin ise; ðYerlilere içirdiðimiz rom içkisi Tanrýðnýn bu pislikleri (Kýzýlderilileri) yeryüzünden kaldýrmak için yaptýðý bir planýn parçasýydýð diyor ve katliama mazeret olarak Allahðý gösteriyordu.

    DÝPNOTLAR:
    (1) Universal Jewish Encyclopedia, Vol. 2, s. 648, USA
    (2) Yahudiliðin inanýþlarýndan biri olan Tanrý dünyayý 6 günde yarattý ve 7. gününde dinlendi, mantýðýna istinaden 10 Emir´de emredilmiþ olmasý dolayýsý ile kutsanmýþ gün...
    Sabbath Ayini, Cuma gün batýmý ile baþlar ve Cumartesi gün batýmý sonrasý sona erer. Ýnanýþa göre üretmek içerikli hiçbir eylemde bulunulmaz, buna göre ýþýk yakmak da yoktan var etmek olacaðýndan yapýlmasý yasak bir hadisedir. Bunun çözümü olarak günü kutsayanlarýn evinde otomatik saatli ýþýk sistemleri mevcuttur gün batýmý sonrasý ýþýk yanar ve gecenin ilerleyen saatlerinde otomatik kapanýr. Gün içinde yemek piþirilmez, ateþ yakýlmaz. Daha önce hazýrlanmýþ yemekler kýsýk ateþte daha önceden açýk býrakýlmýþ ocaðýn üstündeki saç plakada ýsýnýr.
    (3) Encyclopedia Judaica, England, cilt 6, s.752, USA.

    Küresel Emperyalizmin Dini: EVANJELÝZM -III-´
    31.05.2005 - 01:57 .
    Sömürgeciliðin Meþrulaþtýrýlmasý: Mesih Amerika

    "Yahudileþme"nin Amerikan ruhuna yaptýðý bir baþka Tevrat kaynaklý etki, emperyalizmle ilgiliydi. Anglo-Sakson ýrkçýlýðýnýn Yahudi kaynaklarýný referans aldýðýný önceki yazýlarýmýzda inceledik. Bu tarz ýrkçýlýðýn hedefi ise elbette dünyaya egemen olmaktý. Amerikan emperyalizmi, bu yöneliþten doðdu. Dünyayý yönetmenin ðseçkin milletlere ait bir hakð olduðu þeklindeki emperyalist mantýk, yine Püriten gelenekten aktarýlma bir Tevrat öðretisiydi.

    Amerikan yayýlmacýlýðýnýn bir tür "Mesihsel" meþru temele dayandýðý düþüncesi, en açýk olarak, Amerikalýlarca 19. yüzyýlda geliþtirilen "Manifest Destiny (Belirlenmiþ Kader)ð teorisinde görülebilir. Amerikalýlarýn Tanrý tarafýndan seçilmiþ bir halk olduðu ve dolayýsýyla askeri, kültürel ve ekonomik yönden yayýlmaya hak kazandýðýný öne süren teori, gerçekte Tevrat öðretisinde yer alan seçilmiþ halk inanýþýnýn yalnýzca yeni bir yorumuydu. Britannica´nýn Ýngilizce baskýsýnda, "Manifest Destiny" ve Püriten etkisi ile ilgili olarak þunlarý yazýyor:

    Manifest Destiny: Amerikan tarihinde yer alan ve Amerikalýlarýn seçilmiþ ve kutsanmýþ bir halk olduðu ve dolayýsýyla Tanrý tarafýndan vahþi milletlere uygarlýk modeli oluþturmakla görevlendirildiðini öne süren düþünce geleneði. Bu anlamda, Manifest Destiny´nin 1630´da Massachusetts´de kurulan Püriten kolonisiyle birlikte doðduðu söylenebilir. Terim, coðrafik anlamda, 1800´lerde Amerikan yayýlmacýlarýnýn, ABD´nin sýnýrlarýný Pasifik Okyanusu´na kadar geniþletme isteklerini tarif eder!

    Amerikan yayýlmacýlýðýna felsefi temel oluþturma çabasý olarak tanýmlanabilecek olan Manifest Destiny teorisi, Amerikaðnýn 19. yüzyýlda Meksika, Küba ve Filipinler´e karþý giriþtiði müdahale ve iþgallere meþruiyet kazandýrmak için kullanýlmýþtý. Böylece Kuzey Amerika´yý "Vaadedilmiþ toprak", üzerindeki Kýzýlderililer´i de bu topraðý gasp etmiþ olan "Kenan halký" olarak deðerlendiren Püritenlerin geleneði, daha büyük ölçekte, tüm kýta çapýnda uygulanmýþ oluyordu.

    Amerikan emperyalistleri, yayýlmacý hýrslarýný meþrulaþtýran (!) bu Püriten geleneðine þevkle sarýldýlar. Diðer halklarý sömürmeyi ve aþaðýlamayý doðal hak sayan Yahudi öðretisi, böylece Amerikan emperyalizmine kaynak oldu. 27 Nisan 1898´de, Senatör Albert J. Beveridge, üstün ýrk teorisinden dayanak bulan yayýlmacý Amerikan hedeflerini þöyle açýklýyordu:

    ðDaha soylu ve daha erkek insanlardan doðan yüksek uygarlýklar önünde, alçak uygarlýklarýn ve çürümekte olan ýrklarýn ortadan kalkmasý Tanrý´nýn sýnýrsýz tasarýsýnýn bir parçasýdýr. Amerikan fabrikalarý Amerikan halkýnýn kullanabileceðinden daha fazlasýný yapmaktadýrlar. Amerikan topraðý tüketebildiðinden daha fazlasýný çýkarýyor. Tutacaðýmýz yol bizim için çizilmiþ bir yazgýdýr, dünya ticareti bizim olmalýdýr, olacaktýr. Ve bunu anamýzýn (Ýngiltere) örnek olduðu biçimde yapacaðýz. Bütün yeryüzünde Amerikan ürünlerinin daðýtým noktalarý olarak ticaret karakollarý kurulacak, okyanusu ticaret filomuzla kuþatacak ve büyüklüðümüzle orantýlý bir donanma meydana getireceðiz. Ticaret karakollarýmýzýn çevresinde bizim bayraðýmýzý dalgalandýran ve bizimle ticaret yapan, kendi hükümetlerine sahip büyük sömürgeler kurulacak, kurumlarýmýz ticaretin kanatlarý altýnda bayraðýmýzý izleyecektir.ð (1)

    Beveridge, bir baþka konuþmasýnda; "Amerikan Cumhuriyeti, tarihin en üstün ýrkýnýn kurduðu bir cumhuriyettir. Tanrý tarafýndan yönlendirilen bir devlettir" diyor ve þöyle devam ediyordu: "... bu cumhuriyetin liderleri de yalnýzca devlet adamý deðil, ayný zamanda Tanrý´nýn peygamberleridir." (2)

    Amerika´yý "dýþ müdahale"ye iten Manifest Destiny teorisinin kaynaðýný Yahudi kaynaklarýndan almasý ve bu teorinin en önde gelen savunucusunun da mason olmasý, kuþkusuz önemli bazý gerçeklerin iþaretleridir. Amerikan yayýlmacýlýðýndaki Yahudi etkisi, Amerikan dýþ politika geleneði üzerinde bugüne dek büyük etkiye sahip olmuþtur. David L. Larson, Manifest Destiny´nin "Mesihi" bir köken taþýdýðýný belirtiyor ve yine Albert Beveridge´e dikkat çekiyor:

    Manifest Destiny, Amerika´nýn kýtanýn diðer bölgelerine ve Pasifik´e yayýlmasýný rasyonelize etmek için ortaya atýlmýþtýr. Manifest Destiny teorisini savunanlarýn baþýnda, eski Püriten kolonisi Massachusetts´den Kongre adayý olan Robert C. Winthrop´un gelmesi de oldukça ilginçtir. Winthrop, konuyla ilgili þunlarý söylemiþtir: ðManifest Destiny, tarihte yeni bir çýðýr açmaktadýr. Umuyorum ki, yayýlmaya hak kazandýran böylesine bir açýk yazgý diðer uluslara deðil, yalnýzca bizim ulusumuza bahþedilmiþtir.ð

    Manifest Destiny düþüncesi, 1900 yýlýnda Filipinler´in Amerika tarafýndan ilhak edilmesi konusu gündeme geldiðinde zirveye çýkmýþtýr. Ýlhaký savunanlarýn baþýnda gelen Senatör Albert Beveridge, köktenci Protestanlarýn merkezlerinden olan Indiana´dan seçilmiþti. Manifest Destiny´i savunan konuþmasý ise üç konuyu vurgulamasý yönünden ilgi çekicidir:

    a. Emperyalizmin rasyonelize edilmesi
    b. Püriten etiðinin vurgulanmasý
    c. Amerika´nýn Mesihi misyonunun ilan edilmesi. (3)

    Böylece Amerika iki ayrý þekilde ortaya çýkan bir "Yahudileþme" yaþamýþ oluyordu. Luther´den baþlayýp Püritenlikle devam eden ve Yahudilerin Eski Ahit hükümlerine göre "seçilmiþ halk" olduðunu kabul eden geleneðin bir sonucuydu: Yahudilere karþý olaðandýþý bir hayranlýk duyuluyordu. Bu hayranlýk, siyasi siyonizmin ortaya çýkmasýyla birlikte "Hýristiyan Siyonizmi" adý verilen akýmý oluþturacak, böylece Yahudi olmadýklarý halde, Yahudilerin Filistin´de devlet kurma davasýna büyük destek veren Hýristiyanlar ortaya çýkacaktý.

    Ýngiliz ve Amerikalýlarýn "bizler de Yahudiyiz" gibi sloganlarla kendilerini Yahudilerle özdeþleþtirmeleri ve böylece çok saðlam ve köklü bir biçimde Yahudilerin tarafýna geçmeleri ise, herhalde en çok Yahudi önde gelenlerini tatmin etmiþti. Bu "Yahudileþme" süreci sonucunda, Mesih Planý için gereken önemli aþamalardan birisi yerine getirilmiþ oluyordu. Yahudilerin "seçilmiþ halk" olduðunu kabul etmiþ ve kendisini onlarla özdeþleþtirmeye çalýþan ve Mesih Planý´na da gönüllü destek verecek iki önemli güç oluþmuþtu. üzellikle Amerika, tam da Kabalacý Kolomb´un hesapladýðý gibi, Süleyman Mabedi´ni yeniden inþa etmek için gerekli gücün kaynaðý haline gelmiþti. Yeni Dünya, Mesih Planý´nda kendisi için biçilen rolü oynamaya hazýrdý.

    Ancak Yeni Dünya´nýn Yahudi önde gelenlerinin tarafýna geçmesi, kuþkusuz yeterli deðildi: Eski Dünya da ayný tarafa geçmeli, en azýndan zararsýz hale getirilmeliydi. Bunun için de aþýlmasý gereken iki büyük engel vardý:

    1- Katolik Kilisesi´nin Avrupa´yý etki altýnda tutan Yahudi aleyhtarý doktrinleri deðiþtirilmeliydi. Avrupalýlar, Katolik düþüncesi nedeniyle Yahudileri "Ýsa´nýn katilleri" olarak görmekten vazgeçmeli, tam tersine, Yahudileri "seçilmiþ ve üstün halk" olarak kabul etmeye ve Vaadedilmiþ Topraklar´ý seve seve onlara teslim etmeye hazýr hale gelmeliydiler. Bunun için de Avrupa ya farklý bir dini doktrini (Püritenlik gibi) kabul etmeli, ya da tümüyle dinden kopmalýydý.
    2- Vaadedilmiþ Topraklar, orayý elinde tutan Müslümanlarýn elinden alýnmalýydý. Ayrýca, Yahudi önde gelenlerinin "dünyaya egemen olma" hedefine en büyük tehlikeyi oluþturabilecek olan Ýslam dünyasý, zayýflatýlmalý ve Yahudiler açýsýndan zararlý olan unsurlarýndan arýndýrýlmalýydý.

    Kuþkusuz bunlar, gerçekleþmesi son derece zor iki hedefti. Belki Yeni Dünya´nýn istenen çizgiye gelmesinden de daha zordular. Ancak kendilerine meslek olarak "tarihin akýþýný Mesih Planý´na göre deðiþtirme"yi belirleyen Kabalacýlar, bu iki hedefi yerine getirmek için çalýþmaktan geri durmadýlar. Ama bu iþe yalnýz baþlarýna giriþmediler. Ayný Püritenler gibi onlarýn üstünlüðünü tanýyan ve onlarla kader birliði yapan bir baþka güç de bu büyük projeye destek verdi.

    Böylece günümüz dünyasýnda emperyal yöneliþe yön veren ideolojinin doðmasý saðlandý. Varlýk sebebi ðkanð olan bu ideolojinin adý ise Evanjelizm idi..

    DÝPNOTLAR:
    1-Türkkaya ATAüV, Amerikan Belgeleriyle Amerikan Emperyalizminin Doðuþu, s. 79, Doðan Yayýnevi, Ankara,1968
    2- Thomas F. GOSSETT, Race, The History of an Idea in America, s. 318, Southern Methodist University Press, Dallas, 1963.
    3- David L. LARSON, The Puritan Effect in United States Foreign Policy, s. 11, USA

    Küresel Emperyalizmin Dini: EVANJELÝZM ðIV-´
    04.06.2005 - 03:32 .
    Günümüz Evanjelizmi

    Evanjelizmði klasik misyonerlikten ayýran özelliði; Hýristiyan olmayan diðer milletleri dönüþtürmenin yaný sýra Hýristiyan olup da ondan uzaklaþanlarýn yeniden Hýristiyanlaþmasýný da amaçlamaktadýr. (1)

    Evanjelist düþüncenin esaslarýndan biri Armagedon (2) inanýþýdýr.

    Evanjelikler günümüz kuþaðýn kýyamete þahitlik edeceði günlerin sayýlý olduðuna inanýrlar. Evanjeliklere göre, kýyamette Deccalðýn ordusu ile savaþacak ðTanrý tarafýndan seçilmiþ halkð olan Yahudilere yardým etmek gerekir. Kýyameti yakýnlaþtýracak ve Mesihðin geliþini çabuklaþtýracak olaylar, çýlgýnca ve birçok masumun canýna mal olsa da yapýlmalýdýr.

    Amerikalý gazeteci Grace Halsell, Prophecy and Politics adlý kitabýnda Evanjeliklerin Tapýnak´ýn yeniden inþasý konusunda Ýsrailliler´e verdikleri örgütlü destekten ayrýntýlý olarak söz ediyor. Kitabýn "Provoking a Holy War (Kutsal Savaþ Kýþkýrtmak)ð baþlýklý bölümünde, büyük olasýlýkla Müslümanlar ve Yahudiler arasýnda büyük bir savaþ baþlatacak olan Mescid-i Aksa´yý yýkma ve yerine Tapýnak´ý inþa etme çabalarýndan bahsediliyor. Halsell, Amerika´daki ilginç bir kurumdan bahsediyor: Kudüs Tapýnaðý Vakfý. Terry Reisenhoover adlý petrol zengini bir Evanjelik tarafýndan yönetilen vakfýn diðer üyelerini de az sayýda Yahudi dýþýnda Evanjelikler oluþturuyor. Vakfýn amacý ise Müslüman mabetlerini yýkmaya çalýþan radikal Ýsraillilere yardým etmek. Reisenhoover kendisini "Yeni Nehemya" olarak tanýmlýyor. Nehemya, ilk yýkýlýþýnýn ardýndan Kudüs´ü inþa eden tarihsel Yahudi kahramaný...

    Yine Grace Hallðden Evanjeliklerin sebep olduðu çýlgýnca olaylardan bir örneði dinleyelim (3):

    1999 yýlýnýn baþlarýnda ðEndiþeli Hýristiyanlarð (4) adýnda Colarado Denverðdan bir Yeniden Doðuþçu (Born Again) (5) Evanjelik grup üyeleri Ýsrail polisi tarafýndan gözaltýna alýnýrlar. Bu grup yakalandýðý andan dünyayý yerinden oynatacak bir eylem hazýrlýðý içindedir. Ayný zamanda Ortodoks Yahudilerle de iþbirliði içindedirler. Yakalanan grup üyeleri, aldýklarý ðilahi bir emirð ile Hz. Ýsaðnýn yeryüzüne geliþini hýzlandýrmak için bir planý hayata geçirmek üzere olduklarýný itiraf ederler. Planlarý Müslümanlar için son derece kutsal sayýlan ve Süleyman Mabedi´nin kalýntýlarý üzerine inþa edildiðini iddia ettikleri Kübbetüðs Sahra, Mescid-i Aksa ve Harem-i þerifði yerle bir etmektir. Onlara göre Kitab-ý Mukaddesðte bahsedilen Tapýnaðýn yeniden inþasý için önce bu Müslüman mabetlerinin yýkýlmasý gerekiyordu.

    Bu yapýlar havaya uçurulduðunda Ýslam alemi kýþkýrtýlacak; Ýsrailðe savaþ açacaklar ve bu da bir III. Dünya savaþýna sebep olacaktý. Kutsal Tapýnaklarðýn ve Ýsrail kavminin zor durumda olduðunu gören Hz. Ýsa yeryüzüne inecek ve Armagedonðda ordularýnýn baþýna geçecekti. Ýsrailðde de bu düþüncenin birçok destekçisi olan Yahudi vardý. Evanjeliklerle Yahudiler bu ðKutsal Amaçð uðrunda ittifak yapmýþlardý.

    Yýkmayý planladýklarý kutsal yerlerin maketlerini çölde patlayýcýlarla imha edecek tatbikatlar dahi planladýlar. Bu emellerine ulaþamadan yakalanýp mahkemeye çýkarýldýlar. Mahkemede Ýsrail halkýndan büyük bir destek aldýlar. Militanlar mahkemede ðÝsrail bu camileri yýkmadý görev bize düþtüð þeklinde kendilerini savundular. Amerikaðdaki Evanjelik vakýflarýn masraflarýný üstlendiði bu gözü dönmüþ militanlar ciddi bir ceza almadýlar.

    Uzun yýllar Kudüs´te çalýþan Amerikalý arkeolog Gordon Franz, bu konudaki gözlemlerine dayanak þöyle diyor:

    ðEmin olduðum bir þey varsa, Tapýnak´ý yeniden inþa etmeyi hedefleyen Yahudilerin o iki camiyi mutlaka yýkmak istiyor oluþlarýdýr. Bu yýkýmýn nasýl olacaðý konusunda kesin bir fikrim yok, ama olacaktýr. Yýkacaklar ve burada onun yerine bir Tapýnak inþa edecekler. Ne zaman, nasýl yapýlacak bilmiyorum ama yapýlacak.ð (6)

    Evanjelistlerin ðTanrýðyý kýyamete zorlamað teþebbüslerinde 11 Eylül olaylarý bir dönüm noktasý oldu.

    DÝPNOTLAR
    1- þinasi GüNDüZ & Mahmut AYDIN, Misyonerlik, s. 85, Kaknüs Yayýncýlýk, Ýstanbul, 2002.
    2- Armagedon; Kudüsðte Megiddo Ovasý olarak bilinen yerin adýdýr. Eski teolojik metinlere göre son savaþ burada olacaktýr. Tanrýðnýn seçilmiþ kavmi ile diðerleri arasýnda olacak bu son savaþta Deccalðýn ve Mesihðin ordularý çarpýþacaktýr
    3- Grace HALSELL, Tanrýyý Kýyamete Zorlamak/Armagedon, Hýristiyan Kýyametçiliði ve Ýsrail, Kim Yayýnlarý, s. 77, Ankara, 2002
    4- Kim Miller, 1980´li yýllarýn baþýnda þeytan tarikatleri ve New Age akýmýna karþý Endiþeli Hýristiyanlar adlý bir grup kurdu. Merkezi Denver´de bulunan grup, bir süre sonra Kim Miller liderliðinde bir tarikate dönüþtü. 44 yaþýndaki Miller, Tanrý´nýn müridleriyle konuþmak için kendisini aracý seçtiðini öne sürüyordu.
    5- Yeniden Doðuþ: Evanjelistler Hýristiyanlýðýn vaftiz töreniyle çocuða geçmediðine inanýyor. Bir an gelip, bir yol gösteren Evanjelist rahip sayesinde kiþinin yeniden doðacaðýna, bu sayede de insanýn Ýsa ile buluþup tekrar dirileceðine inanýyorlar. Buna da Born Again (Yeniden doðma) diyorlar. Bu isimle üniversitede dernekler kuruyor, televizyon baþta olmak üzere radyo, internet, gazete ve bilgisayar oyunlarýyla kendilerine daha çok yandaþ arýyorlar.
    6- Grace HALSELL, Prophecy and Politics: Militant Evangelits on The Road to Nuclear War, s. 105, Lawrence Hill Books, 1986...

  2. #2
    maturidi
    Guest
    Küresel Emperyalizmin Dini EVANJELÝZM -V-´
    09.06.2005 - 00:28 .
    Neo-Emperyal Düzene Geçiþte Evanjelizm

    Hegomonik bir güçten ðÝmparatorluðað yönelen, bunun için dünyanýn yeniden düzenlenmesini öngören günümüz Amerikan Emperyalizmi´ni benzerlerinden ayýran özellik emperyalist yayýlmacýlýðýn dinamik gücünü Evanjelizmðden almasýdýr.

    Evanjelist düþünce, W. George Bushðtan önce Reaganðý da etkilemiþti. O dönemde de, Ortadoðu politikalarý oluþturulurken bu düþüncenin etkisi altýnda hareket edilmiþti. Hatta yazar Grace Halsellðe göre ðReaganðýn Libyaðyý bombalamasýnýn nedenlerinden biri de, bu ülkenin Armagedon sürecinde Ýsrailðle savaþacaðýný düþünmesi imiþ. 1985 yýlý Aðustos ayýnda bu konudaki düþüncelerini California senatörü James Millsðe açarak Tevratðýn Hezekiel bölümü 38. babýnda, inkarcý uluslarýn Ýsrailðe saldýracaðý ve Libyaðnýn da bunlarýn içinde yer alacaðýnýn yazýlý olduðunu, bundan dolayý Libyaðdan nefret ettiðini anlatmýþð (1)

    Evanjelizmðin 11 Eylül ile birlikte Amerikaðda gücünün zirvesine çýkmýþ olmasý tesadüf olmasa gerek. ð11 Eylül hadisesi Ýslam Dünyasýðna yönelik küresel evanjelizm hareketi açýsýndan misyoner örgütlerine yeni bir ruh vermiþ, onlara inanýlmaz imkanlar saðlamýþtýr. Bu nedenle 11 Eylül saldýrýlarýnýn misyonerlerin iþine yaradýðý, zira onlara Ýslamða ve Müslümanlara karþý polemiklerinde kullandýklarý argümanlar açýsýndan önemli kozlar verdiði düþünülmektedir.ð (2)

    Evanjelist G. W. Bushðun baþkan olmasý ile birlikte evanjelizm popüler bir güç haline gelmiþ, Amerikaðnýn dünya üzerindeki hegomonik yayýlmacýlýðýna yön veren baþat unsur olmuþtur.

    2002´de Gallup (3) tarafýndan yapýlan bir araþtýrmada kendilerini Evanjelist olarak tanýmlayan Hýristiyanlarýn oraný % 50ðnin üzerine çýkmýþtýr. Bu araþtýrmaya göre ABD´de evanjelist inanca sahip insan sayýsý 100 milyonu, evanjelist din adamý ise 200 bini bulmaktadýr.

    Evanjelist düþünce Bushðun karakteri üzerinde en belirleyici güç haline gelmiþtir. Bush kendisinin Tanrý tarafýndan seçilmiþ bir önder (Mesih) olduðuna iman etmiþ ve Tanrý´nýn kendisine yüklemiþ olduðu bu misyonun hedeflerine ulaþmak için her yolu meþru görmüþtür. Tanrý´nýn seçtiði bir kiþi olduðu için de herhangi bir sorumluluk endiþesi taþýmaksýzýn önüne gelen bütün engelleri (!) elindeki devasa askeri güç ile yok etmektedir.

    Evanjelist misyonerlik, hedeflerine ulaþma yolunda önünde en büyük engel olarak Ýslamðý görüyor. 11 Eylülðden sonra Ýslam dünyasýna dönük fiziki ve manevi projeleri tek tek pratiðe geçirmeye baþladý.

    Evanjelistlerin seleflerinden olan D. Mac Donald, Ýslamða karþý nasýl bir tavýr takýnýlacaðýný þu çarpýcý sözleriyle dile getiriyor: "Muhammed efsanesi çöktüðünde, yani Oðnun kiþiliði ve hayatý hakikat ýþýðý altýnda incelendiðinde bütün inanç çökecekti. Bu insanlarýn, Hýristiyan okullarý ve rahipleri tarafýndan kurtarýlmasý, kazanýlmasý gerekiyor. Misyoner faaliyetlerinin en etkili biçimde gerçekleþtirilebileceði þekil, Muhammedizmðe cepheden saldýrma deðil, aksine yeni fikirlerin, bu inancýn temelini aþýndýrmasýný beklemek yeterliydi."

    Müslümanlarýn, Hýristiyanlaþmasýný saðlayacak bu yeni fikirler neler idi?

    DÝPNOTLAR

    1-Ýsmail VURAL, Beyaz Sarayýn Gizli Dini: Evanjelizm, s. 39, Karakutu Yayýnlarý, Ýstanbul, 2003
    2-Türkiyeðde Misyonerlik Faaliyetleri, Sempozyum, Prof. Dr. þinasi GüNDüZ, s. 361, Ensar Neþriyat, Ýstanbul, 2005
    3- http://www.gallup.com/poll/content/login.aspx?ci=16519

    Küresel Emperyalizmin Dini EVANJELÝZM-VI-´
    13.06.2005 - 03:43 .
    ðDine karþý dinð mi?

    ðMedeniyetler üatýþmasýð, ðTarihin Sonuð vb. tezlerle dünyayý yeniden biçimlendirmenin meþru (!) gerekçeleri oluþturulmaya çalýþýlmýþtýr. Medeniyetlerin barýþ içinde uyumunu kendi emellerine ulaþmada bir engel olarak görürler.

    Tarihin Haçlý Seferleri ile birçok kez þahitlik ettiði en acýmasýz kýyýmlar-zulümler, bugün ðinsan haklarýð, ðdemokrasið ve ðözgürlükð deðerlerinin yüksek perdeden dillendirildiði dünyamýzda daha kapsamlý ve sofistike bir þekilde Müslümanlarý hedef aldý.

    Müslümanlara dönük bu saldýrýlar tek boyutlu deðil þüphesiz. Fiziki saldýrýnýn yanýnda think-tank kurumlarýndaki toplum mühendislerince planlanan psikolojik, ekonomik, kültürel savaþlarla da Müslüman zihinler iðfal edilmekte, sadece topraklarý ve canlarý deðil, ruhlarý da teslim alýnmak istenilmektedir.

    ABD, bir yandan bilinen askeri harekatlarýna devam ederken, diðer yandan direniþin kaynaðý olan Ýslamðýn hayat damarlarýný kesmek ve iþgale karþý ðcihadða deðil, teslim olan Ýslamða çaðýran ýlýmlý Ýslamðý Müslümanlara dayatarak nihai zafere ulaþmayý arzulamaktadýr. Nitekim Felluceðye düzenlediði ðHayalet üfkeð katliamýna karþý direnen Müslümanlarýn bu mukavemetine karþý, iþgali Müslüman zihinlerde meþrulaþtýrmak ve direnmenin nafile olduðunu telkin etmek üzere, Suudi Arabistan Genel Müftüsü´nden ðMüslümanlarýn kendilerini tehlikeye atmamalarýð ve ðdirenmenin caiz olmadýðýð yolunda bir naylon fetva bile almayý baþardý.

    Bu yetmedi: Yeni Haçlý Seferleri´nin öncülerinden ve Evangelist misyonerlerin önde gelen din adamlarýndan rahip Anis Shorrosh (1), Müslümanlarý þüpheye düþürmek amacýyla Kurðanða alternatif bir kitap bile hazýrladý. ðGerçek Furkanð adlý bu kitap, Arapça olarak baþta iþgal topraklarýnda olmak üzere bütün Ýslam ülkelerinde daðýtýldý. Bu adamýn, G.W. Bushðun danýþmaný olduðunu hemen hatýrlatalým.

    Prof. Dr. þinasi Gündüz, Gerçek Furkan (The True Furqan) adlý kitapla ulaþýlmak istenen amacýn, bir türlü Hýristiyanlaþmayan Müslümanlarý dönüþtürmek olduðunu belirttikten sonra þu tespitlerde bulunuyor: ð...bu kitap, Evanjelikler tarafýndan misyonerlik amacýyla hazýrlanmýþ bir metindir. Ýçeriðine baþtan sona Hýristiyan öðretileri ve teolojisi hakimdir. Kültüre uyarlama (yani contextualisation ya da inkültürasyon) yöntemi doðrultusunda, Hýristiyan mesajýný Müslümanlarýn kendi gelenekleri, din dilleri ve kültürel öðeleriyle onlara sunmayý amaçlamaktadýr. Bu amaç doðrultusunda metin hazýrlanýrken tamamýyla Kurðan üslubu, dili, terminolojisi ve Kurðanðýn þematik yapýsý temel alýnmýþtýr. Yani metin surelere ve ayetlere paralel tarzda bölümlere ve cümlelere ayrýlmýþtýr (hatta Arapça metinde bunlara sure ve ayet denilmektedir) ve her bölümün baþýna Besmele´ye benzer ama teslis içeriðine sahip bir baþlangýç ifadesi eklenmiþtir. Kullanýlan dil ve vurgular yönünden de Kurðan kopya edilmeye çalýþýlmýþtýr.

    Bu noktada metni derleyen The True Furqanðýn, 1400 yýldýr muhaliflerine yönelik ´bir benzerini getirin´ meydan okumasýný yapan Kurðanða karþý bir meydan okuma olduðunun da (!) altýný çizmektedir. Zira yazar, oluþturduðu metnin Kurðanðdaki tüm özellikleri taþýdýðý iddiasýyla Kurðanðýn bu meydan okumasýna cevap verdiði düþüncesindedirð (2).

    Müslümanlarý kendi emellerine ulaþma noktasýnda zararsýz ve itaat eden bireyler haline getirmek için hazýrladýðý projeleri saklama gereði duymayan ABD, bu örtülü amacý internet sitelerinde ifþa etmekten de çekinmiyor. Ýþte en yakýn örneði: 2004 yýlýnýn Mayýs ayýnda yayýnlanan "Sivil Demokratik Ýslam" isimli RAND (3) raporu:

    Rapor, Müslümanlarý; Fundemantalistler, Gelenekçiler (Traditionalists), Modernistler (Modernists) ve Laikler (Secularists) olarak dört sýnýfta toplamakta ve bu gruplarý birbirlerine karþý konumlandýrmaktadýr.

    Teklifi ise ðIlýmlý Ýslamðdýr.

    Raporda öngörülen "Ilýmlý Ýslam" düþüncesini Müslüman zihinlere giydirmek için yapýlmasý gerekenler, Ýslam dünyasýnýn özgürleþtirilmesi; demokratikleþtirilmesi; eðitim-öðretim seviyesinin yükseltilmesi; insan haklarýný esas alan devlet sisteminin oluþturulmasýdýr.

    Bu cilalý sözlerin arka planýna baktýðýmýzda psikolojik kuþatmanýn ve iþgalin boyutlarý daha iyi görülebilmektedir. ürnek olarak raporda dile getirilen ðeðitim seviyesinin yükseltilmesiðni ele alalým: Burada amaç Ýslam dünyasýnda eðitim-öðretim seviyesinin iyileþtirilmesi deðil, aksine think-tank odaklý proje ile eðitimi sekülerleþtirmek, Ýslamðdan soyutlanmýþ hale getirmektir. Bu doðrultuda Ýslami içerikli eðitim kurumlarýnýn baský altýna alýnmasý; sayýlarý azaltýlarak sonradan tümüyle kapatýlmalarý; Yahudileri konu edinen ayetlerin ve cihad içerikli derslerin eðitim müfredatýndan çýkartýlmasý talep ediliyor.

    Bu, yeni bir din teklifidir.

    Ya da dine karþý din önerisi.. üok çeþitli isimler altýnda ve çok farklý metotlarla yürütülen misyonerlik faaliyetlerinin ve bu cümleden olarak Kurðanða ve Ýslamða karþý baþlatýlan kurnaz saldýrýlarýn arkasýnda iþte bu amaç saklýdýr.


    DÝPNOTLAR
    1- Rahip Anis SHORROSH, Filistin kökenli bir Arap-Amerikan rahip. 1967ðde Kudüsðten göç ediyor, ABDðde teoloji eðitimi alýyor. Filistinðde Müslümanlarla olan iliþkilerinden hareketle, ABDðde Ýslamða ve Müslümanlara karþý mücadeleyi temel uðraþý ediniyor. Halka açýk toplantýlar, TV ve radyo programlarýnda sýkça yaptýðý Ýslam karþýtý söylem ve eleþtirilerini ayrýca kitaplaþtýrýyor ve böylelikle Islam Revealed (1988) ve Islam A Threat or a Challenge (2004) gibi çalýþmalarý kaleme alýyor. Katý Ýslam karþýtý tutumunu öyle aþýrý bir noktaya ilertiyorki Shorrosh, Koenigðs International Newsðte yayýmlanan ðTwenty-Year Plam: Islam Targets Americað baþlýklý bir yazýsýnda, þayet sýký önlem alýnmazsa 2020ðlerde Ýslam´ýn ABDðyi istila edeceði uyarýsýnda bulunuyor ve bunun için Müslümanlarýn çok yönlü bir çalýþma içerisine girdiklerini Hollywoodðdan TV, radyo ve internete kadar tüm iletiþim araçlarýný ele geçirmeyi planladýklarýný ileri sürüyor, tüm Hýristiyanlarý buna karþý önlem almaya çaðýrýyor.

    2- http://www.dinlertarihi.com

    3- http://www.rand.org/publications/MR/MR1716/ (Bu sitenin finansmaný CIA baðlantýlý Evanjelist Smith Richardson Vakfý tarafýndan saðlanmakta olup, rapor, Cherly Benard baþkanlýðýndaki bir komisyona hazýrlatýlmýþtýr.)

    Küresel Emperyalizmin Dini: EVANJELÝZM -VII- 22.06.2005 - 06:00 .
    Evanjelizm ve Ýsrail

    ðAmerika, tarlalarýnýn ekinle beyaz; bilimsel araþtýrmalarýnýn ilgi çeken ve özgürlüðünün saðlama alýnmýþ olarak devam etmesini istiyorsa, Ýsrailði desteklemeye devam etmelidir.ð Jerry Falwell (1)

    Evanjelizmin çaðdaþ önderleri Evanjelizmin savunduðu inancý anlatýrken, Kutsal kitapta anlatýlan ðsiyon topraðýð ve çaðdaþ Ýsrail devletinin ayný þey olduðunu söylemekteler: Tanrý insanlarý iki kategoriye ayýrýr. Yahudiler ve Yahudi olmayanlar. Tanrý´nýn bir dünyevi bir de uhrevi planý vardýr. Dünyevi olan Yahudiler içindir, uhrevi olan ise yeniden doðmuþ Evanjelik Protestanlar içindir. üteki insanlar, örneðin Budistler, Müslümanlar ya da Evanjelik olmayanlar Tanrý için önem taþýmazlar. Yahudilerin Mesih inancý ile Evanjeliklerin ilahi sandýklarý bu plan ayný þeydir. Bu yüzden Amerika´da milyonlarca Evanjelik, Mesih geldiðinde Yahudiler ve onlara yardýmcý olacak Evanjelikler bir yanda, diðer tarafta da Yahudilerin düþmanlarý Müslümanlar ve Katolikler arasýnda ðArmageddon" denilen bir savaþ olacak. Hz. Ýsa geri dönecek ve onun önderliðinde Yahudiler savaþý kazanacaklar ve bin yýl süren bir dünya egemenliði elde edecekler!
    Bu inanýþ çoðu Evanjelistleri ðKeþke Yahudi olsaydým" anlayýþýna götürüyor. Evanjelistler, kýyametten önce yedi alametin vuku bulacaðýna inanýrlar. Bu alametlerin ikincisi Büyük Ýsrailðin kurulmasýdýr. Bu nedenle Evanjelist liderler Büyük Ýsrailðin kurulmasý için çalýþýrlar. Mesela Jerry Falwell, 6 þubat 1983ðte yaptýðý bir konuþmada, ðÝsrailðin Nil ve Fýrat nehirleri arasýnda kalan tüm topraklarý iþgal etmesini rica etmiþtir.ð (2)

    ABD Baþkaný Bush ve ekibi Evangelizmin hem þaþmaz birer müridi, hem de Ýsrail için dünyayý ateþe verecek kadar Yahudi sempatizaný. Bu sevgi Oðnun dini tercihinin teolojik altyapýsýndan kaynaklanýyor.

    ABD´nin Ýsrail ile olan iliþkisi ve Ýslam coðrafyasýndaki tasarruflarý büyük bir planýn uygulamasýdýr. Cumhuriyetçilerden Oklahoma senatörü James Inhofe, Ýsrail-Filistin sorunu hakkýnda þunlarý der:

    "Bu bir politik savaþ deðildir. Tanrý´nýn sözünün doðru olup olmadýðý üzerine bir mücadeledir" (3).

    Evanjelistler ðBüyük Ýsrailð devletinin gerçekleþmesi konusunda bazen Ýsraillileri dahi geride býrakýrlar. Bunun en ilginç örneklerinden biri 1985 yýlýnda Basel kentinde yapýlan I. Hýristiyan-Siyonist Kongresi´nde yaþanýr. üç gün süren kongrenin sonunda bir dizi tavsiye kararlarý alýnýr. Bunlar arasýnda tüm dünya Yahudilerinin Ýsrailðe göç etmeye çaðrýlmasý ve Ýsrailðin 1967ðde iþgal etmiþ olduðu Batý þeriaðyý resmen iþgal etmesi de vardý. Kongreye katýlan Yahudilerden biri ayaða kalkarak ðson cümledeki ifadenin biraz yumuþatýlmasýnda yarar olabileceðini, çünkü Ýsrail halkýnýn yaklaþýk üçte ikisinin Batý þeriaðnýn ilhakýna karþý olduðunuð söyleyince Uluslararasý Hýristiyan elçiliði temsilcisi Van Der Hoeven þöyle baðýrýr:

    ðÝsraillilerin ne düþündükleri umurumuzda deðil; biz Tanrýðnýn ne söylediðine bakarýz ve Tanrý, o topraklarýn Yahudilerin malý olduðunu söylüyor.ð

    Bugün ABD, Evanjelistlerin isteði üzerine Ýsrail´e her yýl 5-6 milyar dolar yardým yapmaktadýr. Bu yardýmlar ve destekler sayesinde Ýsrail sadece Orta Doðu´nun deðil, Dünya´nýn en büyük nükleer silaha sahip devletlerindendir. Bu yüzden Evanjelikler için ðHýristiyan Siyonistlerð tabiri de kullanýlmaktadýr. (4)

    DÝPNOTLAR
    1- Journal of Ecumenical Studies, pg. 182-183. Spring, 1988.
    Ayný zamanda Liberty üniversitesi´nin sahibi olan Falwell, CBS kanalýnýn ð60 Dakikað programýnda, Ýslam peygamberi Hz. Muhammedðin ðterörist olduðunuð söyleyecek kadar fanatik bir Ýslam düþmaný.
    2- Grace HALLSELL Prophecy and Politics: Militant Evangelits on the road to Nuclear War, pg. 77, Lawrence Hill Books, 1986.
    3- David COM, Washington Editor of The Nation, AlterNet, April 19, Washington, USA, 2002
    4- http://www.jcrelations.net/en/?id=2276

    Küresel Emperyalizmin Dini: EVANJELÝZM -VIII-
    28.06.2005 - 01:04 .
    Sonuç

    ðBatý medeniyeti, mesleðini gün ortasýnda açýktan icra edebilen, profesyonel bir hýrsýz gibidir. Ýnsanýn ruhunu çalýp hiçbir deðeri olmayan, et ve kemik yýðýnýndan ibaret bir ceset haline getirirð Muhammed Ýkbal.

    Avrupaðda Luther ile baþlayan Protestanlýk, Ýngiltereðde Püritenizm ile güçlenmiþ, oradan da Amerikaðnýn kuruluþunda asýl harcý oluþturmuþtur. Bu harç ile yoðrulan Amerika, kuruluþundan itibaren kendini ðTanrý tarafýndan seçilmiþ üstün devletð olarak görmüþ, dünyanýn geri kalan ðhizmetkarlarýðna hükmetme hakkýna sahip olduðuna inanmýþtýr.

    ABDðnin bugün sahip olduðu topraklar üzerinde yayýlma politikalarý Tanrýðnýn verdiði bir misyon, bir ðalýnyazýsýð olarak görüldü. Sonraki yýllarda bu görev anlayýþý geniþletilerek Amerikaðnýn, fikirlerini bütün dünyaya yayma misyonuna dönüþtürüldü. Bugün özellikle Bush yönetimiyle birlikte Amerikan dýþ politikasýnda dinsel vazife, gizli bir esas yön görüyoruz. Terörizm karþýtý savaþ adý altýnda Ýncilðden alýnmýþ ðþer üçgenið (axis of devil) sloganýyla yürütülen bir ðhaçlý savaþýð dünyayý uluslararasý kurumlarýn meþruiyetini tehdit ederek, dünyayý içinden çýkýlmasý mümkün olmayacak bir kuralsýzlýða, bir dünya düzensizliðine sürüklüyor.

    Küresel emperyalizmin arkasýndaki bu karanlýk ve teolojik yüzü görmeksizin Amerikan yayýlmacýlýðýný hakký ile analiz etmek ve anlamak mümkün deðildir.

    Amerikaðnýn emperyal yüzü birdenbire ortaya çýkmýþ deðildir. Kuruluþunda dahi birçok mazlumun kaný ve gözyaþý bulunan Amerikaðnýn varoluþ sebebi emperyalizmde yatmaktadýr.

    II. Dünya Savaþýðndan sonra Ýngiltereðnin elinden sömürgecilik bayraðýný alarak dünya jandarmalýðýna soyunan Amerika, yarýþýn kendine düþen etabýnda seleflerine kýyasla daha þevkle ilerlemiþtir. Hegomanyadan, Ýmparatorluk emeline devþirdiði düþüncesi ile dünyaya yeniden düzen verme gayretindedir.

    5 Aðustos 1996´da, Baþkan Bill Clinton Ýran ve Libya´yý ´milletlerarasý kanun dýþý´ ilan eden D´Amato-Kennedy yasasýný imzalayarak, terörizme karþý ilk Haçlý Seferi´ni teorik olarak baþlatan kiþi oldu.

    Pratiðini ise 11 Eylül olaylarýnýn hemen ardýndan Amerika Baþkaný George Walker Bush -Evangelizmin öncülüðüne soyunarak- teröristlere (kastý Müslümanlar) karþý Haçlý Seferleri (Crusade) ilan ederek önce Afganistan, sonra da Irakðta taþ üstünde taþ býrakmayarak göstermiþ oldu.

    Amerikan emperyalizminin globalize edilmesi, küresel güvenlik ve istikrarý bozmaktadýr. Küreselleþme süreci, Ýslam için, kendini özgürce yeniden gerçekleþtirme ve hayatla bütünleþtirme olanaðýný yaratmamýþtýr. Bilakis, Ýslam coðrafyasý ve medeniyetiyle sadece çýkar ve nüfuz kavramlarý açýsýndan ilgilenilmesi Ýslamðý ve Müslüman halklarý küresel köyün kenar mahallelerine zayýflatarak hapsetmiþtir. Bu, Ýslamðýn kendisini gerçekleþtirmesinin önünde engel oluþturduðu gibi, insanlýðýn diðer medeniyet bölgeleriyle saðlýklý alýþveriþte bulunmasýna da engel oluþturmaktadýr.

    Küresel emperyalizmin iþgalleri ve sömürünün hedefinde olan Müslümanlara büyük sorumluluklar düþmektedir. Müslüman dünya olarak yaþadýðýmýz bu 9. Haçlý Seferleri, Evangelizm rengine bürünerek daha komplike bir hal almýþtýr. Cepheden gelen önceki 8 Haçlý Seferi karþýsýnda Ýslam dünyasý yekvücut durarak tehlikeyi püskürtebilmiþtir. Ama yedeðine toplum mühendislerini alarak ðinkültürasyonð ve ðþartlara uymað metotlarý ile Evangelizm olarak tekrar dirilen Neo Haçlý Seferleri karþýsýnda Ýslam Dünyasý, maalesef selefleri kadar yekvücut bir duruþ sergileyememektedir. Hak ve Batýlðýn bu denli iç-içe girdiði bir ortamda zihinler karýþmýþ, kalpler þüphe vesvesesi içinde artýk eski inancýný koruyamaz hale gelmiþtir.

    Küresel emperyalizmin her türlü sömürü ve yayýlmacý iþgalleri yine küresel ölçekte bir direniþ ile durdurulabilir.

Benzer Konular

  1. Dini Eðitim Bakanlýðý
    By atoybil in forum Misyonerlik Faliyetleri
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 10-11-2006, 06:11 PM
  2. Küresel Emperyalizmin Dini 3
    By atoybil in forum Misyonerlik Faliyetleri
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 08-27-2005, 08:44 PM
  3. Küresel Emperyalizmin Dini 2
    By atoybil in forum Misyonerlik Faliyetleri
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 08-27-2005, 08:38 PM
  4. Küresel emperyalizmin dini:
    By atoybil in forum Misyonerlik Faliyetleri
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 08-27-2005, 08:30 PM
  5. Paraný dini imaný yok!..
    By atoybil in forum Misyonerlik Faliyetleri
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 08-26-2005, 11:53 PM

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  
 
Turan Ordusu
   
Bitkisel Tedavi | Dogal Tedavi | Gazete Haberleri | Sikayet Yolla | Tüketici Haklari | Aloe Vera | Nas?l Zayiflarim | Diyet Liste | Bitkisel Tedavi