Türköne'nin Ýddialarýnýn Nemalandýðý Ýklim! -1 ...........üzcan YENÝüERÝ
Dr. Mümtazer Türköne'nin Zaman adlý gazetede yazdýðýndan bu yana zamana uymada gösterdiði performans gerçekte kendini tanýyanlara dudak uçuklattýrmýþtýr. Kuþkusuz Türköne'nin nerde yazdýðý, ne yaptýðý ya da ne yazdýðý bizim ilgi alanýmýz dýþýndadýr. Ancak deðerli yazarýmýzýn milliyetçilik ve Türklük konusunda yazdýklarýnýn entelektüel duyarlýlýk sýnýrlarýný aþmasý bizi yazdýklarýyla ilgilenmeye mecbur etmiþtir. Açýkçasý milliyetçilik ve Türklüðü zorlama yorumlarla olumsuzluklarýn kaynaðý gösterme gayretlerinin yoðunluðuna da bir anlam vermekte zorlandýðýmýzý belirtmek isterim.
Muhterem, ülkede meydana gelen hemen her olumsuz geliþmeyi milliyetçiliði örselemek için bir fýrsat olarak deðerlendirmektedir. Trabzon'dan þemdinli'ye oradan da Eryaman'a uzanan hemen her olayý milliyetçilikle iliþkilendirerek adeta "ezin milliyetçilik günahkarý"ný diye milliyetçiliði hedef göstermektedir. Ona göre bütün olaylarýn evvelinde ve ahirinde milliyetçilik ve Türkçülük vardýr. Osmanlýyý yýkan "milliyetçilik mikrobu"dur. (Daha önce de milliyetçiliði mikrop, hastalýk ve tehlikeli virüs olarak ilan eden Zaman Gazetesinin yazarlarýndan Herkül Milas'tý.)
Türköne'nin yöntemi þöyledir: Giriþte kendisine göre "ilkel", "kabile", "etnik", "ýrk", "kafatasý" "çete", "darbe" ve "kan" gibi kavramlarý kullanarak bir çeþit nazi ýrkçýlýðýna benzeyen bir milliyetçilik tanýmý yapýp, sonuçta dönüp bunun Türk milliyetçiliði ile özdeþleþtirip ona saldýrmak.
Mukavvadan þato/Kartondan Asker
Kafasýnda inþa ettiði mukavvadan þatoyu (ilkel ve dýþlayýcý milliyetçilik kavramý), yine kafasýndaki karton askerleri (demokrasi/insan haklarý/özgürlük vb.) kullanarak yýkmanýn verdiði tatmini iliklerinde duyduðu anlaþýlmaktadýr. Yazdýklarýndan; iflah edilmez derecede bir darbe paranoyasýna tutulduðu, bundan kurtuluþun yolunun da kendi ürettiði sakatat milliyetçiliðine saldýrmaktan geçtiðine iman ettiði anlaþýlmaktadýr. Ýþini gücünü býrakmýþ -köyün köpeksiz olduðunun da farkýnda olarak- "ilkel", "kabileci", "dýþlayýcý" (her ne demekse), "etnik" vb. milliyetçiliðe saldýrmaktadýr. Halbuki böyle bir milliyetçilik türü Türkiye'de geçmiþte olmamýþtýr, bugün de yoktur. Bunu sayýn Dr. Türköne'de bilmesine raðmen birkaç marjinalin eylem ve söylemlerini gerekçe yaparak Türk milliyetçiliðini mahkûm etmeye çalýþmaktadýr. Ona göre, her çeþit çeteleþme, yasa dýþý örgütlenme ve demokrasi yýkýcýlýðý milliyetçilikten beslenmektedir. Zatý muhterem için, milliyetçilik tam anlamýyla bir günah keçisidir. Son zamanlarda yükselen milliyetçiliðin (!) Türköne'yi anormal derecede rahatsýz ettiði anlaþýlmaktadýr.
Türkiye'nin üýkarlarýný Savun(a)mamak Milliyetçiliði Aktifleþtirmektedir!
Halbuki milliyetçiliði milliyetsiz tutum ve tavýrlar üretir. Türkiye'nin çýkarlarýný savunmakta aciz kalmak milliyetçiliði tetikler. Ýmparatorluklar bakiyesi olan Türkiye Devletinin en üst düzey yetkililerinden birisi ABD'ye "bizi süpürmeyin kullanýn" dediðinde hangi duygunun geliþeceðini bir düþünmek gerekir. Kaldý ki, Bayraðýn yakýlmasýný seyreder, askerin baþýn cuval geçirilirken, "nota verecek misiniz?" sorusuna "Ne notasý bu müzik notasý deðil!" gibi ciddiyetsiz tavýr takýnýrsanýz milli duygularý tetiklersiniz. Hele hele, inisiyatifi Kýbrýs'ta Papadopulos'a, Irak'ta Barzani'ye, Ege'de "12 mil ile ilgili savaþ nedeni sayma kararýný iptal edelim" söylemleriyle Yunan'a verirseniz; milli refleksleri harekete geçirmiþ olursunuzð Bütün bunlara bir de 2002'de sýfýr terörle aldýðýnýz ülkenin her kentine her Allah'ýn günü al bayraklý tabutlar gönderirseniz elbette milliyetçi damarý þiþirmiþ olursunuz.
Türköne, milliyetçiliðin iç ve dýþ iliþkilerde yaþanan olumsuzluklar tarafýndan tetiklendiðinin farkýnda bile deðildir. Yasa dýþý olgularý Türköne'nin yaptýðý gibi efsane, destan ya da sahte tarih bilincine baðlamak fena halde yanýlmaktýr. O, yazýlarýnda demokrasiye darbecilerin komplo kurduðunu ve bunlarý besleyen damarýn da Türk milliyetçiliði olduðunu ima etmektedir. Bu ülkede mazisine küfrederek, kendisine ati yaratmaya çalýþanlarýn varlýðý sanýlandan çok fazladýr. Bu tür tavýrlar bireysel düzeyde kalmýþ olsaydý yaptýklarý kendisiyle vicdaný arasýnda bir sorun olarak kalýrdý. Ancak Türköne böyle yapmamýþ ýsrarla meydana gelen yasa dýþý ve çete türü olaylarý gerçek dýþý ve zorlama yorumlarla Türk milliyetçilerine ihale etmeye kalkýþmýþtýr. Yazarýn hiçbir gerçek temeli olmayan bu antimilli tavrý giderek Türk milletine yönelen sürekli bir saldýrý ve hakarete dönüþmüþtür.