Bölücü Siyaset Örğütü!..

[atoybil]

BüLüCü SİYASET üRGüTü!.. Hulki CEVİZOĞLU

"Birlik" denen siyasi örgüt(organizasyon), bilinen adıyla Avrupa Birliği; ya ülkeleri "bölerek" (Dikkat! "Birleştirerek" değil!..) kendisine üye yapıyor, ya da üye yaptıktan sonra "bölünmesi" için çalışıyor ve bölüyor.
şimdi bu sözler kayıtsız-koşulsuz AB"ciler için çok yadırgatıcı gelebilir, "ezberleri bozulabilir." Aman dikkat etsinler.
AB`nin birinci durumuna, yani ülkeleri bölerek üye yapmasına örnek Yugoslavya.
AB`nin ikinci durumuna, yani üye yaptıktan sonra böldüğü ülkelere örnek de İspanya.
Ama AB`nin kurucu iki ülkesinden biri olan Almanya, Almanları "birleştiriyor." Hatırlanacağı gibi eski adlarıyla "Doğu" ve "Batı"(Federal) Almanya uzun yıllar önce birleşti ve tek Almanya oldu. İkinci kurucu ülke Fransa da, "bölünürüz" korkusuyla "ana dilde eğitime" bile "tartışılamaz" diyerek karşı çıkıyor.
AB`yi kuranlar "birlik" oluyor, üye olanlar "ikilik" oluyor!..


ULUS İüİNDE ULUS
Türkiye`deki "terör ve bölücülük sorunu", Başbakan Erdoğan dahil birçok kişiye göre artık "Kürt sorunu" olarak tanımlanıyor. Kimileri de buna "Güneydoğu sorunu" diyor.
şimdi, kafamızı kaldırıp, şu meşhur Avrupa`ya ve onun Birliği`ne üye olan bir ülkeye, İspanya`ya bakalım.. Hani, üye olduktan sonra "zenginleştiği"(!) ileri sürülen İspanya`ya.

İspanya birçok bakımdan Türkiye`ye benziyor. Sanki bazı olayları bizden önce yaşayan bir örnek gibi... İspanya`da uzun süredir bir "Kuzeydoğu Sorunu" vardı.
Kuzeydoğu bölgesindeki Katalonya "özerklik" istiyor, kendisini "başka bir ulus" gibi görüyordu. Hatta, resmen olmasa da İspanya`nın başkenti Madrid`e karşı, kendi başkentini Barselona olarak görüyordu. (Diyarbakır`a "Kürdistan`ın başkenti" diyen AB uzmanlarını hatırlayın!..)

İspanya Başbakanı Jose Manuel Zapatero, muhalefetin ve ordunun tepkisine rağmen, Katalanlar`ın bir "ulus" olarak tanınmasını ve bölge hükümetine daha fazla yetki verilmesini referandumla gerçekleştirmek istiyordu. (Ne tuhaf çağrışımlar yaptırıyor değil mi!..)
Bir başka tuhaflığa bakınız ki, adı bizim muhalefet partisine benzeyen İspanya`nın muhalefet partisi "Halkçı Parti", "Ulus içinde başka bir ulus kabul edilemez" diyerek bu referanduma karşı çıkıyor, "Yarın Bask bölgesi de aynı istekte bulunabilir" diyordu.


KOMUTANLAR VE "KUZEYDOĞU SORUNU !.."
İspanya Ordusu ise bölünmeye karşı çıkıyordu.
Kara Kuvvetleri Komutanlığı`nın ikinci ismi Korgeneral Jose Mena Aguado, "Kuzeydoğudaki Katalonya bölgesine daha fazla özerklik verilirse, bunun ciddi sonuçları olacaktır. Hükümetin yetkileri açısından `anayasal sınırları aşması durumunda` askeri müdahale olabilir" demek zorunda kalmış, bunun üzerine "darbe imasında" bulunduğu gerekçesiyle, Ocak 2006`da önce 8 gün "ev hapsinde" tutulmuş, sonra da görevinden alınmıştı.

Ardından da "güvenilirliğini kaybettiği"(!) iddiasıyla Kara Kuvvetleri Komutanını (Jose Antonio Garcia Gonzales) ve Jandarma Genel Komutanı görevlerinden alınmıştı.
Jose`ler (okunuşu: Hoze`ler) Savaşı diyebileceğim bu savaşı, ön adı Jose olan Başbakan Zapatero kazanmıştı.


AB`YE GİRDİ, RESMEN BüLüNDü!..
18 Haziran 2006, Pazar günü İspanya`da beklenen tartışmalı referandum yapıldı ve oy verenlerin yüzde 74`ü Katalonya`nın "ulus içinde ulus" olmasını onayladı. Oysa, katılım, yine ne tuhaf benzerliktir ki, Türkiye`deki 3 Kasım genel seçimlerinde olduğu gibi çok düşüktü. Seçmenlerin yalnızca yüzde 49`u, yani "azınlık" sandık başına gitti. Ve, azınlığın aldığı karar sonrası, Türkiye`de de olduğu gibi tartışmalı bir durum ortaya çıktı. O yüzden her yerde, "Mutlaka sandık başına gidiniz" diyoruz.

Sonuçta İspanya resmen bölünmüş oldu. şimdi, Katalonya`da vergi toplanacak, adli, sosyal ve eğitim alanlarında bağımsız yetkiler kullanılacak.
Böylece, "AB`ye girdiği için bölünen ülke var mı?" diye afra, tafra ve tantana yapanların önüne somut bir örnek daha çıkmış oldu.
Ders (ve önlem) alınır mı acaba?..