Türk'ü İnsan Kabul Etmeyenlere, Türk'ün Kim Olduğunu üğreteceğiz !

Yazar Adı: Hüseyin ADIGüZEL

Yazar İletişim: huseyin

ülüm tüm canlılar içindir. ülümden kaçış yoktur. ülümün şöyle ya da böyle gelmesi kişinin alınyazısı ile kaderi ile ilgilidir. Ermeni asıllı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı gazeteci Hrant Dink, bir çetenin figüranı olan bir kişi tarafından öldürüldü. Cinayeti işleyenleri nefretle kınıyorum. Olaydan bir insan olarak üzüldüm; fakat olayın üzerinden birkaç saat geçtikten sonra da yapılanlar ve söylenenler karşısında irkildim, şaşırdım ve insan olarak utandım. Neler uydurdular, neler söylediler ve nasıl yargısız infaz yaptılar; herhalde hepiniz bunlara tanık oldunuz.

Bu suikast geçen hafta sonunda Türkiyeğyi sarstı. Kimdi Hrant Dink? Türkiyeğnin içinde bulunduğu koşullarda onun ölümünden kim ya da kimler çıkar temin edebilirler ve onun ölümü kimleri memnun edebilirdi? üncelikle bu konunun iyi aydınlatılması ve üzerinde kafa yorulması gerekmez miydi?

Ama ne yaptılar? Boyalı basın ve bilinen televizyon kanalları, olayı anında ulusalcı güçlere ve devletin üzerine yıkmaya çalıştılar. O kadar kendilerinden emindiler ki, sanki katili tanıyorlardı ya da katilin yanında idiler. Yayınların hemen hepsinde Hrant Dinkğin ğTürklüğe hakaretğ davası baş gündeme oturtuldu. Davayı açan arkadaşlarımız haksız, insafsız bir şekilde yargılanmaya çalışıldı. Adeta yargısız infaz yapıldı.

Hele Habertürk televizyonunda ulusalcılara birikmiş kinlerini kusarlarken, davayı açan arkadaşımızı neredeyse katil ilan ettiler. Aynı saatlerde sokaklarda ğKatil devlet!ğ, ğKatil 301!ğ diye sloganlar attılar. Aslında bu sloganlar bile, Hrant Dinkğin ölümünden kimlerin sorumlu olduğunu gösteriyordu.

Esas sorumlu hükümet

Kısa bir zaman dilimi içinde katil yakalandı. Olay kısmen de olsa aydınlandı. şimdi üzerinde daha sağlıklı düşünebilme olanağı var. Görünen o ki, ortada bir örgüt yok. Varsa bile yerel çapta bir örgüt olduğu görülüyor ve bana çok çarpıcı geliyor. Yerel çapta küçük bir çete, kendisine göre, devletin bu tip insanlara gereken tepkiyi göstermediğine inanıyor ve cezayı kendisinin kesmesine karar veriyor. üete elemanlarının gazetelere akseden sözlerine göre, eğer devlet bu tip kişilere gereken cezaları vermiş olsaydı, bu tip bir olay olmayacaktı. Belki de Hrant Dink hapiste olsa bile yaşayacaktı. Doğal olarak bunları olayın faillerinin basına akseden sözlerine göre yazıyorum. Yani ğhükümet görevini yapmadığı için Hrant Dink öldürülmüştürğ sonucuna da doğal olarak ulaşıyorum.
Gerçekte olayın esas sorumlusunun hükümet olduğunu da düşünüyorum; çünkü o bilinen sözleri ettiği için devamlı tehditler alan bir insanın korunması gerekirdi. Korunmadığı, öldürüldüğü anda çevrede bir polisin olmamasından belli. İki konumda da hükümetin eleştirilmesi gerekirken, malûm medya olayın yönünü saptırmak ve yükselen milliyetçiliği güya engellemek için sadece ulusalcıları hedef aldı.

Meşhur 301. maddeye de Türklüğe daha rahat hakaretler yağdırmak ve Türklüğü yok etmek için saldırdıklarını da herhalde onlar kadar herkes biliyor.

Hrant Dinkğin kimlerle arası açıktı?

şimdi olayın bir başka cephesine bakalım. Yine başa dönelim ve yukarıda sorduğumuz soruları yanıtlayalım. Hrant Dink Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı bir Ermeniğdir. Fikir ve düşünce özgürlüğünden yanadır. Ermeni Kilisesi Ermeni devleti ve diaspora Ermenileri ile arası açıktır. Aynı zamanda Türk ulusalcıları ile de arası açıktır. Yani görünürde Hrant Dinkğin arasının açık olduğu iki kitle vardır: Birincisi Ermeni Kilisesi, Ermeni devleti ve Ermeni diasporası; ikincisi Türk ulusalcıları. Yani olay doğal olarak ikisinden birinin üzerine yıkılacak! Fakat burada gözden kaçan çok ince bir ayrıntı var. Basına aksedenlere göre Hrant Dink, bugünlerde kendisine biçilen rolün dışına çıkmaya başlamıştır. PKK hakkında bazı hoşa gitmeyen sözler kullanmış, Malatyağda verdiği bir konferansta PKKğnın bir terör örgütü olduğunu dahi söylemiştir. Halbuki ona verilen rol, Ermeni ve Kürt cemaatinin Türkiyeğde eza çektiklerini, onlara ayrımcılık yapıldığını söylemesiydi. O son zamanlarda bir şeylerin farkına varmış olmalı ki, bu görevin dışında Kürtleri uyarıcı ve PKKğyı eleştiren konuşmalar yapmaya başlamıştı. Yani PKK ve Kürtler ile de arası açıktı.

Türkiye tam bugünlerde Kuzey Irak ve Kerkük sorununda bugüne kadar yapmadığı bir çıkış yapmış (bunun samimi olup olmadığını da bilmiyoruz), Büyük Millet Meclisi gizli oturumda Kerkük sorununu tartışmaya başlamıştır. İkincisi, ABD Temsilciler Meclisiğnde Ermeni soykırım tasarısı görüşülmek üzere. Böyle bir durumda ülkemizin geleceği açısından Hrant Dinkğin öldürülmesi kime ya da kimlere yarar sağlar? Ulusalcıların Hrant Dinkği öldürmeleri ile ellerine ne geçer? Soruları yanıtlayalım.

Bu ölümden kimler yarar sağlıyor?

Birincisi, Hrant Dinkğin öldürülmesi ile Türkiyeğnin gündemi değiştirilmiştir. Kerkük sorunu ikinci plana atılmış ve baş köşeye Hrant Dink cinayeti oturmuştur. Zihinler karıştırılmış, kafalar allak bullak edilmiştir. Kuzey Irak ve Kerkük sorununu kim ya da kimler gündemden çıkarmak ister? Elbetteki Kürtler! üyle ise bu sorundan yarar sağlayacaklardan biri Kürtlerdir.

İkincisi, ABD Temsilciler Meclisiğnin bazı üyeleri olayı duyar duymaz Ermeni tasarısının hemen gündeme alınması için harekete geçmişlerdir. Böyle bir durum kimin işine yarar? Elbette Ermenilerin. üyle ise Hrant Dinkğin öldürülmesinden ikinci olarak yararlanacak olanlar Ermenilerdir.

Ama bakın ne oluyor? Olayın bu yönleri hiç araştırılmadan malûm zevat, olayı hemen Türk ulusalcılarının üzerine yıkmak için harekete geçiyor. Akıllarına gelenleri söylüyorlar ve Türk ulusalcılarını karalamak için ellerinden ne geliyorsa yapıyorlar. Halbuki Hrant Dinkğin öldürülmesi ile Türk ulusalcıları hiçbir şey elde edemeyecekler, aksine yaşamsal bazı konular gündemden kaldırılarak ülkeye zarar vereceklerdir. Bunu yapmak için herhalde Türk ulusalcısı olmak yetmez mutlaka deli olmak gerekir.
Hrant Dinkğin öldürüldüğü gece Taksim-şişli güzergahında toplananların ğKatil devlet!ğ, ğKatillere ölüm!ğ, ğKatil 301!ğ diye bağırmalarını hiç gündeme getirmeyenler, kimlerin neyin peşinde olduklarını vatandaşlarımızdan saklayan tarafsız(!) medya mensuplarıdır. Benim devletime ğülüm!ğ diye bağıranlar kimlerdir? Elbette benim devletimin düşmanı olan PKK, Ermeni Kilisesi, Ermeni devleti ve diasporasıdır. üyle ise olaydan çıkar sağlamaya çalışanlar mı bu işin sorumlusudur, yoksa Hrant Dinkği mahkemeye verenler mi? Bunun üzerinde iyice düşünmek gerekmez mi?

Hrant Dinkğin Ermeni Kilisesi, Ermeni devleti ve diaspora Ermenileri ile arası açıktır. Her şeyden önce şunu iyi bilmekte yarar vardır. Ermeni Kilisesi, Ermeni devleti ve Ermeni diasporası el ele bir katiller sürüsüdür. Talat Paşağyı, Cemal Paşağyı, İbrahim Temoğyu, elliden fazla Türk diplomatını, yüz binlerce Azerbaycan Türkünü bunlar öldürmüşlerdir.

Ermenistan Devlet Başkanı Robert Koçaryan, Hocalı katliamından sorumludur. Robert Koçaryan kendi millet meclisini basarak meclis başkanını ve başbakanı öldürtmekten de sorumludur. Ter Petrosyanğı iktidardan düşürmek için kendi millet meclisini silahlı militanları ile basan ve kendi vatandaşlarını gözünü kırpmadan öldürten bir canidir. Hrant Dinkği neden öldürtmesin? Ve soykırım karşıtı olduğunu söyleyen bir Türkiye Ermenisiğnin Koçaryan için sinek kadar değeri yoktur. Hrantğın öldürülmesi en çok Koçaryanğın işine gelir.

Soykırım sözüne bu olayı kanıt olarak gösterir ve Türklerin ne kadar barbar olduğunu, ne kadar tahammülsüz olduğunu her yerde söyler. Türkiyeğyi dünya milletlerine katil bir ülke olarak tanıtır, yaptırımlar yapılmasını sağlamaya çalışır. Mesele Türkiyeğyi köşeye sıkıştırmak ve 1993 yılından beri kapalı olan Türkiye-Ermenistan sınırının açılmasını sağlamaktır. Bunun da sinyalini cinayetten iki saat sonra hemen vermişlerdir. Ermenistan Savunma Bakanı, ğTürkiye, Ermenistan sınırını açmalıdır. Bu iyi komşuluk ve dostluk için gereklidir.ğ demiş, bazı çok bilen köşe yazarları da hemen bu fikre sarılmış, halkların birbirini tanıması için sınırın açılması gerektiğini yazmaya başlamışlardır. Biz, Türk halkı olarak Ermenileri yeteri kadar tanıyoruz. Onlar da bizi iyi tanıyorlar. Halklarımızın birbirini tanıması bugün için gereken nesnel bir olgu değildir. Başka şeyler bulmaları gerekir. Tanımayanlar Ermenistanğa giderek tanıyabilirler. Yol o kadar uzak da değil!

Hrant Dinkğin öldürülmesinin Türkiyeğye zarar vereceğini Türk ulusalcıları gayet iyi bilirler
Hrant Dinkğin arası Türk ulusalcıları ile de açıktı. Hrant Dinkği bir Türk ulusalcısının öldürdüğünü ya da öldürttüğünü düşünmek, havanda su dövmek değilse, ulusalcılara atılmış bir iftiradan başka bir şey olamaz; çünkü Türk ulusalcıları Hrant Dinkği öldürmekle ne kazanacaklar? Türkiye ne kazanacak? Yani Hrant Dinkğin öldürülmesi, Türkiyeğye Türk milletine hiçbir şey kazandırmaz; aksine büyük zarar verir.

Hrant Dinkğin dirisinin beş para etmediğini iyi bilen Türk ulusalcıları, ölüsünün Türkiyeğnin başına ne belalar getireceğini gayet iyi bilirler. Hem Hrant Dink kimdir ki, Türk ulusalcıları onu öldürsünler? O Türkiyeğye sığınmış bir zavallıdan başka bir şey değildir. Ona varıncaya kadar yüz binler var. Demek ki Türk ulusalcılarının bu işten herhangi bir çıkarı yoktur; aksine zararı vardır.
Böyle bir durumda dahi, olayı Türk ulusalcılarının üzerine yıkmaya çalışanların iyi niyetli ve tarafsız olduklarına inanmak aptallıktan da öte bir şeydir.

Elinizden gelse tüm ulusalcıları Hrantğın yanına gönderirsiniz

üyle ise bu medyanın yaptığı nedir? Bizde bir deyim vardır, ğYavuz hırsız ev sahibini bastırır.ğ diye. Bunlar da onu yaptılar. Ev sahibini bastırmaya çalıştılar. Elbette yine şemdinli ve Danıştay olaylarında olduğu gibi ellerine yüzlerine bulaştırdılar. şimdi bunların, Türk milleti önünde suçlu ilan etmeye çalıştıkları ulusalcılardan özür dilemeleri gerekir; ama bırakın özrü, ertesi akşam O.ü. denen şahıs, ğBunları niye televizyona çıkarıp konuşturuyorsunuz. Bunu asla yapmamalısınız!ğ dedi. Hem suçlayacaksınız, hem kararı kendiniz vereceksiniz, hem de savunma hakkımızı elimizden alacaksınız. Bu nasıl anlayıştır? Hani siz demokrattınız! Hani siz söz ve düşünce özgürlüğünden yanaydınız! Hani siz herkesin fikirlerini açıkça söylemesinden yanaydınız! Birisinin hakkında siz atıp tutacaksınız, iftira atacaksınız, cevap hakkını kullandırtmayacaksınız; nerede kaldı sizin demokratlığınız ve liberalliğiniz? Sizler ne olduğunuzu kendi ifadelerinizle ortaya koyuyorsunuz. Biz sizin için bir şey söylemiyoruz; çünkü sizler kendi ifadenizle söylediğinizsiniz! Gerisi, hepsi yalan; demokratlığınız da, söz ve düşünce özgürlüğünüz de, liberalliğiniz de!.. Siz sadece Türk milletini karalamaya, Türk devletini yıkmaya yönelik söz, düşünce ve eylemlere özgürlük isteyenlersiniz. İnsan haklarıymış, insanca yaşamakmış... Bunların hepsi hikaye! Kendinizden başka kimseyle özgürlük tanımayan sizlersiniz. Elinize bir fırsat geçse, eminim ki karşıtlarınızın tümünü Hrantğın yanına gönderirsiniz.

ğşecaat arz ederken sirkatin söyleyen merd-i kıptidenğ hiçbir farkınız yok. Kaş yapayım derken göz çıkardığınızın farkında bile değilsiniz. Kendinizi dev aynasında görmeye alışmışsınız. Kimsiniz? Sıradan bir insandan ne farkınız var? Kendinizi zemzemle yıkanmış gibi görüyorsunuz: Tertemiz, pürü pak! Acaba öyle misiniz? Televizyon programında kim olduğunuzu, ne istediğinizi bütün millet gördü. Bundan sonra ne deseniz boş! Beyler! Bu ülke babanızın malı değil, sizin ise hiç değil. Pazarlamaya çalıştığınız görüşleriniz size aittir; onları kimse bizim malımız gibi pazarlayamaz. Ellerinizde tuttuğunuz ğHepimiz Ermeniğyiz!ğ pankartı sadece size aittir, bize değil. Kim Ermeni ise eline levhasını alır, meydana çıkar, ğBen Ermeniğyim!ğ diye bağırır. Size ğHepimiz Ermeniğyiz!ğ deme hakkını kim verdi? Ermeni olan olur; ama meydana çıkar ve bunu hiç kimseye dayanmadan mertçe söyler.
şuşağda, Hocalığda katliam yapılırken neredeydiniz?

Ben Ermeni değilim! Bunu bilmiyorsanız öğrenin. Beni ğherkesğ diyerek o güruhun içine alma hakkını size kim verdi? Siz Türk milletini bu sözlerle aşağıladığınız. Bilerek bunu yapıyorsunuz ve suç işliyorsunuz. Türk diplomatları, devlet adamları öldürülürken; şuşağda Karabağğda Hocalığda katliamlar yapılırken ğHepimiz Türküz!ğ diyen bir Ermeni gördünüz mü siz? Ama sizler hümanistsiniz, insancılsınız ya! Onlar yapmasalar bile sizler ortaya çıkarak ğHepimiz Ermeniyiz!ğ diye bağırabilirsiniz. Doğal olarak, Türkler öldürülürken de ğHepimiz Ermeniyiz!ğ diyorsunuzdur; çünkü Türkler insan değildir, birer vahşi canavardır, onlar ölümü hak etmektedirler. Değil mi?

İşte bu çifte standartlarınız için karşınızdayız beyler! Türkğü insan olarak kabul etmeyen sizlere bir gün Türkğün en büyük insan olduğunu da herhalde biz öğreteceğiz; çünkü bunu kendiliğinizden öğrenmeye asla niyetiniz yok!

Elinizde tuttuğunuz medyanın gücü tükeniyor

Bütün bunları yapmanın tek maksadı var: Türk milliyetçilerini karalamak ve Türk devletini güçsüz kılmak. Hayallerindeki Büyük Kürdistanğı, Büyük Ermenistanğı kurmak için başka hiçbir yolları yok! Ama ne demiş bir şairimiz: ğ... Bunlar da bu hayallerle yaşayacaklar!ğ

Sizler Türk devletini yıkmaya çalışacaksınız, bizler yaşatmaya çalışacağız. Hodri meydan! Elinizde tuttuğunuz medyanın gücü tükeniyor; millet bir şeylerin kurulduğunu artık anlıyor. Zaman geliyor. Destek aldıklarınızın da zamanı doluyor ve hayallerinizin de sonu geliyor. Bu böyle biline! İşbirlikçi medyanın gazetelerinin birkaç gündür manşeti olan ve işbirlikçi televizyonlara çıkan hemen herkesin kullandığı bir söz kanıma dokuyor: ğMilletçe utanıyoruz!ğ... Milletçe kimden ve niçin utanıyoruz? Hrant Dinkği öldüren bir gencin yüzünden bütün milleti utanılacak bir şey yapmış gibi suçlamaya kalkmak hangi akılla, insafla ve izanla birleşir? Kim utanıyorsa utansın. Ben bir Türk olarak asla utanmıyorum.

Ermeniler daha dün, başlarında şimdiki devlet başkanları Robert Koçaryan olduğu halde Hocalığda silahsız kadın ve çocukları katliama tabi tuttukları zaman, ASALA Türk diplomatlarını kahpece arkadan vurarak şehit ettiği zaman acaba bir Ermeni ğMilletçe utanıyoruz!ğ demiş midir? Beyler siz kim oluyorsunuz da, millet adına konuşuyorsunuz? Sizin ancak kendi adınıza konuşma hakkınız var ve sizin utanmanız da bizleri hiç ama hiç ilgilendirmez. Kendiniz çalar, kendiniz oynarsınız Bakmayın ağlamalara, sızlanmalara! Aslında Hrantğın ölümüne en fazla sevinenler onlar. Bizler kadar üzülmediklerine yemin edebilirim. Döktükleri sadece timsah gözyaşları, evet sadece timsah gözyaşları!

Bu arada Hrant Dink ile değiştirilen gündeme dair de birkaç söz söylemek istiyorum. Kerkükğte yaşayan yüz binlerce Türk, büyük bir ölüm tehdidi altında. Aldığımız bilgiler Kürtlerin Kerkük Türkmenlerine bir katliam hazırladığı yönündedir. TBMM bu yüzden olağanüstü bir toplantı gerçekleştirdi. Gizli yapılan bu toplantının tutanakları on yıl sonra açıklanabilecek. Anlamadığım bir şey var; Barzani Mart Tezkeresi sırasında ğTBMMğde seksen milletvekilim var.ğ demedi mi? ABDğnin bu mecliste adamı olmadığını kim iddia edebilir? Yani taraf olanlar orada konuşulanları zaten öğrenecekler. Neden gizli oturuma gerek görüldü? Acaba bazı şeyleri milletten mi saklıyorlar? üünkü orada konuşulanları görünüşe göre bizden başka herkes biliyor. Sadece millet bilmiyor. Bunu anlamak mümkün değil! Milletten gizlenecek neyimiz var acaba? Bunu merak ediyorum