Gösterilen sonuçlar: 1 ile 7 ve 7

Konu: ABD ikinci 11 Eylülü yaratarak Pakistanı işgal etmek istiyor!

  1. #1
    bozok
    Guest

    ABD ikinci 11 Eylülü yaratarak Pakistanı işgal etmek istiyor!

    "Bombay"la ve alenen ABD'ye "Pakistan'ı işgal et" çağrısı yapıldı!


    Arslan BULUT
    yenicaggazetesi.com.tr
    Yazı Tarihi: 29/11/2008



    ABD’nin üç yıl içinde çekilmesini öngören güvenlik anlaşması Irak Parlamentosu tarafından onaylanır onaylanmaz, Hindistan’da bombalar patlamaya başladı!

    Olaydan birkaç gün önce Hindistan’a ait bir savaş gemisi, Somali açıklarındaki korsanların ana gemilerinden birini havaya uçurmuştu!

    Dün de Liberya bandıralı bir tanker kaçıran Somali’deki korsanları, Irak’ın kuzeyinde PKK’nın eline plastik patlayıcılar veren Blackwater adlı şirketin yönlendirdiği düşünülürse, Hindistan, korsan gemisini batırırken ABD’ye uyarıda bulunmuş oldu. Bombay saldırısı hem bu olaya karşı bir misilleme niteliği taşıyor hem de ABD’nin Pakistan’a müdahalesi için gerekçe oluşturmaya yarıyor.

    Teröristlerin Müslüman olduğu, Türk rehinelere iyi davranmalarından anlaşılıyor. Fakat bu tür olaylarda eylemciler, ideallerine hizmet ettiğini zannederken kendi ülkelerine müdahaleyi davet eden konuma düşer, sürüye kurt çağırdıklarının farkında bile olmazlar!

    ABD’nin Pakistan’ı işgal etmesi için alenen çağrı yapan bile var!

    CIA, MOSSAD, MI6 ortak yapımı El Kaide örgütünün iki numaralı ismi Eymen El Zevahiri, ABD Başkanı George Bush’un komşu Afganistan’a takviye asker göndermesi halinde bile başarısızlığa uğrayacağını ifade ederek, “Sana meydan okuyorum, erkeksen, tüm Amerikan ordusunu Pakistan’a gönder” dedi!

    Hindistan Başbakanı Manmohan Singh, saldırıları düzenleyen terörist grupların “Hindistan’ın komşularında” yerleşik durumda olduğunu belirterek, Pakistan’ı işaret etti. Pakistan Savunma Bakanı Ahmed Muhtar ise iddiaları yalanladı. Pakistan Cumhurbaşkanı Asıf Ali Zerdari, Hindistan’da iktidardaki Kongre Partisi’nin lideri Sonya Gandi’yi telefonla arayarak, terör saldırılarını kınadı.


    * * *


    İki hafta önce, Güntay Güldemir müstear imzasıyla internet üzerinden bize gönderilen mesajda aynen şöyle deniliyordu:

    “Yaşar Büyükanıt emekli olmadan önce hangi ülkeyi işaret etmişti?

    Pakistan’ı!

    Barack Obama hangi ülkeyi işaret ediyor?

    Pakistan’ı!

    SKY Türk Genel Yayın Yönetmeni Serdar Akinan Pakistan eski istihbarat şefiyle yaptığı mülakatta hangi bilgilere ulaşmıştı?

    8-10 kilogramlık nükleer bombalar olduğu ve çanta içinde taşınabilip çok rahatlıkla terör eylemlerinde patlatılabileceği gerçeğine.

    şimdi!

    ABD ikinci 11 Eylül’ü yaratarak Pakistan’ı işgal etmek istiyor!

    2009 yılına dikkat!

    ABD de küçük çaplı bir nükleer bomba patlatarak Pakistan’ı işgal edebilirler!”


    * * *


    Bombay’daki saldırılar Hindistan’ın 11 Eylül’ü olarak nitelendiriliyor!

    Saldırılar, Pakistan yönetiminin Hindistan hakkında olumlu mesajlar verdiği bir döneme rastladı! Yani Pakistan, İslamcı militanlar kullanılarak, bölgede yalnızlaştırılmak isteniyor.

    ABD, Polonya’ya füze kalkanı kuruyor. Rusya cevap vereceğini söylüyor. ABD, savaş gemilerini Karadeniz’e çıkarınca Rusya da Venezuella’ya dev bir gemi gönderiyor.

    Rusya Devlet Başkanı Medvedev, Küba’da Güney Amerika liderlerine “Rekabetten korkmayın, utanmayın. Kavgaya cesaretle girmeliyiz” dedi.


    * * *

    Yani dünya coğrafyası bir satranç tahtası, ABD ve Rusya şimdilik piyonlarını kullanıyor!

    Türkiye ise kendi istihbarat servislerinin birbirine tuzak kurduğu bir dönemden geçiyor! Eski Başbakan Mesut Yılmaz, üiller döneminde MİT içinde kurulan yasadışı yapılanmanın bugün Emniyet’e kaydığını söylüyor!
    Türkiye böyle bir ortamda tam bir istihbarat zafiyeti yaşıyor.

    Bu zafiyetle birlikte Ergenekon davası üzerinden ülkenin milli direnç gücü zayıflatılıyor!

    Pakistan’ın en yakın dostu Türkiye istikrarsızlaştırılmış oluyor. Ki, müdahale anında Pakistan’a hiçbir destek veremesin!


    ...

  2. #2
    bozok
    Guest
    ABD'nin sıkıntısı Pakistan'daki bilimsel gelişme!


    Arslan BULUT
    yenicaggazetesi.com.tr
    Yazı Tarihi: 04/12/2008



    ABD Senatosu’nda “Kitle İmha Silahlarının Yayılması ve Terörizmin ünlenmesi Komisyonu”nun hazırladığı ve yeni başkan yardımcısı Joseph Biden’e sunduğu raporda, 2013 yılından önce Amerikan topraklarında nükleer veya biyolojik silahlarla bir terörist saldırının gerçekleşebileceği ileri sürüldü!

    Yani 11 Eylül’den daha büyük bir saldırı öngörüyorlar!

    * * *

    Florida Senatörü Bob Graham ve Missouri Senatörü Jim Talent’ın başkanlığındaki komisyon, terörist grupların halen, nükleer bomba yapmaya yetecek bilimsel ve teknik kapasiteden yoksun olduğunu belirtmekle birlikte, bu açığın, bilgilerini paylaşmaya veya satmaya istekli bilim adamlarının desteğiyle kapatılabileceği uyarısında bulunuyor.

    Raporda, “ABD teröristlerin biyolog haline dönüşmesinden daha az endişelenmeli ve biyologların teröriste dönüşmesinden korkmalı” denildi. Komisyon, biyolojik silahların, ele geçirilmesi daha kolay olduğu için kullanılma ihtimalinin daha yüksek olduğunu, ancak nükleer ve radyoaktif silahların, nükleer bölgeler çok iyi korunduğu için daha zor elde edilebileceğini kaydetti.

    Raporda, nükleer ve biyolojik silah yapanların “Pakistan kaynaklı” olduğu da savunuldu. Hatta komisyon üyelerinin, sonbaharda Pakistan’a yapmayı planladığı ziyaretin, kalacakları İslamabad Marriott Otel’in, teröristler tarafından bombalanması üzerine iptal edildiği de belirtiliyor. Senatör Graham, “Zamanın bizim dostumuz olmadığını düşünüyoruz. ABD, bir aciliyet hissi içinde hareket etmeli” dedi.

    Bu rapor, Hindistan’daki patlamaların ardından basına verildi!


    * * *

    ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, Hindistan’da yaptığı açıklamada saldırılarla ilgili soruşturmada uluslararası işbirliği yapılması çağrısında bulundu. Rice, Hindistan’ın saldırılardan dolayı suçladığı Pakistan’a da “azimli ve hızlı hareket etmesi” ve “tam olarak şeffaf bir şekilde işbirliği yapması” için mesaj gönderdi. Rice saldırının El Kaide yöntemleriyle yapıldığını söyledi!

    ABD Genelkurmay Başkanı Oramiral Mike Mullen de Pakistan’da!

    Amerikan Ulusal İstihbarat Dairesi Direktörü Mike McConnell ise Hindistan’daki saldırılardan, Pakistan’da üslenen Leşker-i Tayyibe örgütünü sorumlu tuttu.


    * * *

    Pakistan Devlet Başkanı Zerdari, saldırılardan hükümetinin sorumlu olmadığını söyledi.

    Zerdari, Hintli komandolar tarafından sağ ele geçirilen tek terörist olan Azam Amir Kasav’ın Pakistanlı olduğuna dair Hindistan’ın hiçbir delil sunmadığını vurguladı.

    “Silahlı kişilerin ve saldırıları planlayanların her kim olurlarsa olsunlar, tüm dünyayı rehin alan devletsiz aktörler olduğunu” ifade eden Zerdari, Hindistan’ın bir Pakistanlı grubun saldırıların arkasında olduğuna ilişkin kanıt sağlaması durumunda İslamabad yönetiminin onlara karşı harekete geçeceğini söyledi.


    * * *


    Bütün bu trafik ve açıklamalar, son zamanlarda iyice yakınlaşmakta olan Pakistan ve Hindistan’ın büyük bir tuzak içine düşürüldüğünü gösteriyor. 11 Eylül saldırıları da Suudi Arabistan vatandaşları üzerine yıkılmıştı. üünkü Suudi Arabistan İslamiyetin doğduğu topraklardır. Medeniyetler üatışması tezine uygun bir seçimdi bu! Buna karşılık Afganistan ve Irak işgal edildi.

    Pakistan’ın sorumlu tutulduğu Bombay saldırısında ise bu ülkenin bilimsel gelişmesi hedef alınıyor. Bunu da raporlarıyla açıklıyorlar.

    Pakistan, bilim adamlarını, özellikle fizikçilerini, kimyagerlerini ve biyologlarını koruma altına almalı!

    Irak’ta işgalden sonra binlerce bilim adamı katledildi!


    ...

  3. #3
    bozok
    Guest
    O korku senaryosu: Taş üstünde taş kalmayacak


    İbrahim Karagül
    YENİşAFAK GZT.
    04 Aralık 2008



    George Bush ekibi, Pakistan lideri Pervez Müşerref`i Beyaz Saray`a çağırıp; `Ya yüzde yüz bizimlesiniz ya da yüzde yüz bize karşı. Karşı olmayı seçerseniz sizi taş devrine döndürürüz` demişti. Pakistan her alanda onlarla işbirliği yapmak zorunda kaldı. Afganistan işgaline, Taliban`la savaşa, esir ticaretine, işkence merkezlerine, örtülü CIA operasyonlarına kadar ABD ne isterse yaptı. Aynı anda Washington ve Londra Pakistan`ı parçalamaya yönelik ayrılıkçı örgütlere silah sağlamakla meşguldü. `Pakistan`ın nükleer silahları tehdit altında` diyerek, bu silahların kontrol altına alınması için taktikler geliştiriyor, bu ülkeye özel birlikler yerleştiriyordu. Son olarak da bu ortağını tamamen gözden çıkarıp kendisi, sivil kayıplara rağmen, Pakistan içlerine saldırılara başladı. Bir yandan da Hindistan`ı yanına çekip bu ülkenin nükleer gücünü tasfiye etme planları yapıyordu.


    ABD`nin yeni Başkanı, Bush yönetimi kadar şahin bir ekip kuran, Beyaz Saray`ın yeni neoconu Barack Obama, Güney Asya`yı hedef göstererek ABD`ye en büyük tehlikenin burada olduğunu iddia etti. `Bütün gücümüzü kullanarak bu tehditle uğraşacağız` diyen Obama, `Afganistan`daki durum kötüleşiyor. Güney Asya`daki durum ve oraya sığınan teröristler Amerikan halkına karşı başlı başına en önemli tehdidi temsil ediyor. Kaynaklarımızı harekete geçireceğiz ve bütün dikkatimizi el Kaide, Bin Ladin ve Amerikan vatandaşlarını hedef almaya niyetli diğer radikal grupları yenmeye vereceğiz` şeklinde konuştu.


    Daha önce de benzer sözler sarfetmiş, `Pakistan`ı füzelerle vurmak`tan dem vurmuştu. Yardımcısı Jeo Biden ise, ABD`nin altı ay içinde çok ciddi bir uluslar arası krizle karşılaşacağını vurgulamıştı.


    Son olarak; Kitle İmha Silahlarının Yayılması ve Terörizmin ünlenmesi Komisyonu`nun hazırladığı raporda, 2013 yılından önce Amerikan topraklarında nükleer veya biyolojik silahlarla bir terörist saldırının gerçekleşebileceği ileri sürüldü.


    Joe Biden`a bilgi veren partiler üstü komisyon, Obama yönetiminden, bu tür terörist saldırılarla mücadele için hazırlıklı olmasını istedi. Raporda, nükleer ve biyolojik silah yapanların Pakistan kaynaklı olduğu da savunuldu. Komisyon üyelerinin, sonbaharda Pakistan`a yapmayı planladığı ziyaretin, kalacakları İslamabad Marriott Otel`in, teröristler tarafından bombalanması üzerine iptal edildiği de belirtiliyor. (O saldırı sırasında, ABD askerlerinin otele çelik kasalarla malzeme taşıdıklarına, saldırı sonrası bu kasaları araçlara yükleyip götürdüklerine, nakil sırasında Pakistanlı askerlerin bile bölgeye yaklaştırılmadığına işaret etmiştim.) Komisyon üyeleri, Bombay`daki son saldırının benzer silahlarla da yapılabileceğine işaret ediyor.


    Bunlar olurken, Ortadoğu`daki yoğunluk Güney Asya`ya yönelirken, kim oldukları belli olmayan kişilerin Hindistan ekonomisinin kalbini vururken, iki nükleer güç karşı karşıya getirilirken, geleceğin ekonomik devi Hindistan`dan sermaye kaçışı başlarken, akla ürkütücü senaryolar geliyor. `Afganistan için en kötü senaryo` olarak tanımlanan NATO çalışmalarında, Pakistan`ın kontrolden çıkması halinde neler yapılacağına ilişkin senaryolar geliyor.


    ABD ordusu `Afganistan`da durum kötüleşir, çekilmek zorunda kalırsak ve aynı anda Pakistan da kontrolden çıkarsa ABD ve NATO güçleri, Sovyet güçleri gibi, Afganistan`da kapana kısılır mı` sorusunu sorarken; Pakistan`ı kurtarmaya mı yoksa nükleer silahları denetim altına almaya mı çalışacağını sorguluyordu? Elbette ikincisini tercih edeceklerdi. Neden mi? 2003 yılında bu köşede aktardığım, Kıyamet Savaşı dedikleri, `Dünyanın Sonu` konulu filmlere konu olacak türdeki senaryo yüzünden.. şöyleydi:


    `Birinci gün: üarşamba.


    şafak vakti Negev çölündeki askeri üslerden kalkan İsrail savaş uçakları İran`ın Buşehr`deki nükleer tesislerini yok eder. Saldırı İslam dünyasını sarsar. Milyonlarca insan sokaklara dökülür.


    İkinci gün: Perşembe.


    İsrail`in ABD desteği olmadan saldıramayacağına inanan İran misillemeye geçer. Binlerce devrim muhafızı Irak içlerine girer. İslam dünyasında dev kalabalıklar sokakları kaplar. Kahire, Amman ve Ankara`da İsrail büyükelçilikleri tahrip edilir, ABD büyükelçilikleri ateşe verilir.


    üçüncü gün: Cuma:


    İslam dünyasında Cuma namazı sonrası kalabalıklar harekete geçirilir. Devlet binaları yağmalanır. Sıkı yönetim ilan edilir. Kargaşa durdurulamaz. Endonezya`da, Malezya`da, Mısır`da İsrail`e savaş açılmasını isteyen halk çılgına döner.


    Dördüncü gün: Cumartesi.


    Pakistan istihbarat servisi ISI, ülkenin nükleer kodların denetimini ele alır. Birkaç saat içinde, nükleer silah yüklenen iki uçak, gizli bir hava üssünden kalkar. Hedefleri Tel Aviv ve Aşhod`dur. Dolambaçlı bir yol izleyerek Doğu Afrika`da yakıt ikmali yapar. Kuyruk işaretleri Güney Afrikalı olduklarına işaret etmektedir. İki uçak intihar pilotları tarafından uçurulmaktadır. İsrail hava trafik kontrolünün kendilerine verdiği hattı izlerken aniden yön değiştirip iki kente dalarlar ve nükleer yüklerini boşaltırlar.


    İsrail Pakistan`a misilleme yapar. Milyonlarca insan ölür. Arap yönetimleri çöker. Savaş Ortadoğu`yu kaplar. Yüz binlerce insan ölür. Zayıflayan İsrail ayakta kalma mücadelesi vermektedir ve nükleer silahlarla Arap başkentlerini vurur. Ortadoğu tam bir kaosa sürüklenir.....`


    Sadece Ortadoğu mu?!...


    Hiçbir şeyi hafife almamak lazım...



    ...

  4. #4
    bozok
    Guest
    Olağan şüpheli: Pakistan


    Serdar Akinan
    Akşam Gzt.
    01.12.2008



    Hindistan’da meydana gelen eşzamanlı saldırılarda 172 kişi öldü, yüzlerce yaralı var...

    Bu saldırı için “Hindistan’ın 11 Eylül’ü’’ benzetmesi yapılıyor.

    Hindistan, saldırıyı gerçekleştiren militanların Pakistan’la bağlantılı olduğuna dair ellerinde kanıt olduğunu açıkladı.

    Zamanlama ayrıca çok önemli zira Hindistan’la Pakistan arasındaki sorunlu Keşmir bölgesinde de yerel seçimler yapılıyor.

    şimdi burada durup bir adım geri çekilip büyük resme bakalım.

    Amerika Irak’tan çekilme takvimi açıkladı. Ancak İran’dan ötürü mutlak bir çekilme imkansız.

    Birçok istihbarat kaynağına göre Afganistan-Pakistan sınır bölgesi Taliban ve El Kaide açısından tam bir cennet...

    Binlerce militan bu dağlık bölgede barınıyor. Kabileler bölgesindeki binlerce medresede ise on binlerce Taliban yetişiyor.

    Pakistan Ordu İstihbaratı (ISI) Rusya’nın Afganistan’ı işgal ettiği dönemde CIA fonlarıyla mücahitlerin direnişini desteklemiş ve konrol etmişti.

    şu anda da Pakistan derin devleti Taliban üzerinde sanılanın çok ötesinde bir etkiye sahip.

    Bir yandan da Pervez Müşerref sonrası dönemde Amerika’nın Pakistan yönetimi üzerinde eskisi kadar etkili olduğunu söylemek mümkün değil.

    Bugün Pakistan ordusunun başında bulunan General Eşfak Kayani de ISI Başkanlığı yaptı ve Amerikanın Pakistan topraklarından insansız hava araçlarıyla gerçekleştirdiği saldırılardan rahatsız olduğu biliniyor.

    Obama’nın masasında iki önemli dosya var...

    Biri içeride: Ekonomik krizle başa çıkmak...

    Diğeri dışarıda: Pakistan...

    Dolayısıyla Dekkan Mücahitleri denen bu örgütün gerçekleştirdiği saldırıyı Pakistan’a yapılacak çok kapsamlı bir sıkıştırma planının ilk ayağı olarak okumak gerek.

    Hindistan’ın Pakistan karşıtı açıklamaları giderek sertleşebilir.

    Pakistan-Hindistan arasında hiç umulmadık boyutlara tırmandırılan bir gerginlik çıkabilir.

    Peki bu kime yarar?

    Amerika’ya...

    Afganistan’ı Pakistan’dan bağımsız okuyamayacağımıza göre kirli bir plan masaya kondu.

    Rusya’nın açıklaması ise dolaylı olarak Amerika’yı hedef gösteriyor...

    Rus istihbaratı Bombay’daki saldırıların arkasında El Kaide’nin olduğunu iddia etti.

    El Kaide eşittir ABD.

    Neo-Con’ların altında imzası bulunan, “Project for New America’’ belgesinde, “Bizim yeni bir Pearl Harbour’a ihtiyacımız var...’’ denmişti.

    Bir süre sonra 11 Eylül meydana geldi. Afganistan ve Irak işgal edildi... Bir milyon Müslüman katledildi... Nedeni? El Kaide... El Kaide ne? Bilen yok...

    şimdi ise Neo-liberalizm tarihinin en ciddi krizini yaşıyor.

    Bu çöküş sadece ekonomik olmayacak. Kraliçe Viktorya döneminde Rudyard Kipling’in isim babalığını yaptığı “Büyük oyun’’ yeni yüzyılda başka aktörlerle oynanıyor...

    Amerika’nın başına Obama gelince her şey değişecekmiş..!!!

    Bakın bakalım nasıl değişecek... Amerika gibi bir ülke için yapılan bu yoruma kargalar bile güler...

    2009 yılında Pakistan’ın olağan şüpheli haline getirildiği bir sürece tanıklık edeceğiz.

    Asıf Ali Serdari ve Yusuf Gilani ikilisinin ne denli zayıf olduğu düşünülürse... Pakistan’ın en büyük tutkalı Müslümanlık dışında ayrıştırıcı ne varsa onu kullanmak gerekecek...

    Paştunları, Belucileri kaşımak... Yoksulluğu artırmak ve Hindistan’la nükleer kriz düzeyinde bir gerginliğe acilen ihtiyaç var...

    Anlayacağınız dünya için yeni bir tezgahtar var... Sevimli biri... Obama... Tezgahta ise Pakistan...

    Büyük oyun sürüyor...


    ...

  5. #5
    bozok
    Guest
    PAKİSTAN’DA ERGENEKON OPERASYONU HIZ KAZANIYOR


    Hindistan’ın önde gelen gazetelerinden The Hindu’nun bildirdiğine göre; Hindistan Mumbai saldırılarıyla Pakistan istihbarat örgütü ISI arasında bağlantılar ortaya çıktı. Gazetede açıklamayı yapan yetkilinin adı verilmiyor. Ancak yetkili şöyle diyor: “Elimizde saldırganların eğitildikleri ve Internet üzerinden iletişime geçtikleri kimi yerlerin bilinen ISI üyelerince kullanıldığı bilgisi var. Ama bunlardan yola çıkarak kamu nezdinde bir hedef gösterme tutumu almayacağız çünkü bu iki ülke arasındaki gerginliğin artması yalnızca saldırganların amacına hizmet ediyor.”

    Aynı yetkilinin saldırıdan Pakistan hükümetini sorumlu tutmadıklarını, ancak ISI’nin askeri liderliğe danışmadan böylesi bir harekette bulunabileceğine inanmadıklarını belirtiyor.

    Pakistan Başkanı Zerdari köşeye sıkışmış durumda. Hindistan, Amerika, İngiltere, İsrail, Afganistan ardı ardına, saldırganların yakalanmasında Pakistan’ın üzerine özel bir görev düştüğü açıklamaları yapıyor.

    Hindistan ISI’yi ve Pakistan ordusunu kamuoyu nezdinde hedef göstermek istemediğini söylüyor olabilir. Ancak Zerdari için hedef gösterildiği kesindir.

    Odatv’de daha önce yazdık. Pakistan ordusu, istihbaratı ve polis gücü içinde Taliban yanlısı görülen ya da en azından Amerika’ya karşı savaşan radikal İslamcılar’la etkin bir mücadeleye girmekte ayak direyen unsurlar var. Aynı kesim, Amerika’nın Pakistan sınırları içinde yaptığı izinsiz operasyonlara karşı da son derece öfkeli. Ordu bu konuda sessiz kalmıyor ve Pakistan’da Amerikan karşıtlığı güçleniyor.

    Amerika’nın Zerdari’yi Pakistan’ın “teröre karşı savaş”ta daha etkili olabilmesi için başa getirdiği pek çok yerde yazıldı. Amerika’nın Zerdari’den beklentilerinin başında, Pakistan ordusunun, istihbaratının ve polis gücünün yeniden yapılandırılması, başka deyişle Amerikan karşıtı unsurların tasfiye edilmesi vardı.

    Zerdari, kamuoyunun tepkisinden de çekinerek bu konuda istenen radikal adımları atamadı.

    Mumbai saldırıları ile ISI arasında bağ kurulması Zerdari’ye fazla bir seçenek bırakmıyor.

    ISI’nin doğrudan, Pakistan ordusunun ya da içindeki bazı unsurların hedef gösterilmesinin yanında Pakistan polisi aleyhine de bir kampanya var. Pakistan polisinin terörizme karşı savaşmada etkisiz olduğu, polis memurlarının öldürülme korkusuyla görevlerinden istifa ettikleri, Pakistan polisinin “yeniden yapılandırılması” gerektiği haberi dün pek çok önemli gazetede yerini aldı.

    Pakistan’ın Ergenekon Operasyonu hız kazanacakmış gibi görünüyor.





    Deniz Hakyemez
    Odatv.com


    6 Aralık 2008

  6. #6
    bozok
    Guest
    Hindistan’daki terörün düşündürdükleri


    03.12.2008
    üETİN YETKİN
    mudafaaihukuk@superonline.com



    --------------------------------------------------------------------------------

    GüNüMüZDE emperyalizme karşı silahlı direnişi yalnızca radikal İslami gruplar yapmaktadır. Kuşkusuz, Güney Amerika’da da emperyalizme karşı çok ciddi bir direniş vardır ama silahlı değildir.

    Bu olgunun tarihsel olduğu kadar güncel nedenleri de bulunuyor.
    Bir kere, XVIII. yüzyıldan başlayarak tüm İslam ülkeleri emperyalizmin saldırısına hedef olmuşlar, sömürgeleştirilmişler, insanları zulme uğramış, inançlarına saygısızlık edilmiştir. Gerçi, Müslüman olmayan ülkeler de emperyalizmin aynı dönemde kurbanı olmuşlardır ama, emperyalistlerin Hıristiyan olmaları Müslüman halklara karşı davranışlarında fazladan bir düşmanlık nedeni olmaya dönüşmüştür. Günümüzde bile 11 Eylül saldırısından sonra Bush’un yeni bir Haçlı Seferi başlatacağına ilişkin sözleri bu gerçeği yeterince kanıtlar. Emperyalist sömürünün bu dinsel-ideolojik yönü, elbette Müslümanlar’ın da bu açıdan da tepkisine ve giderek düşmanlığına yol açacaktı, öyle de olmuştur.

    Bugün emperyalist güçler, Müslüman halkların bu direnişlerini kırmak ya da daha işin başında önlemek için uygulamada yer yer değişiklik gösteren ama özünde aynı olan bir yöntem izlemektedirler. O da, genel olarak İslam’ı dejenere etmektir. Ilımlı İslam anlayışını kotararak piyasaya sürmelerinin nedeni budur. Böylece, denetlenebilecek ve özgünlüğünden soyutlanmış, emperyalizmin güdümünde olan bir İslam anlayışını sömürdükleri ülkelerde yaygınlaştırmak istemektedirler.


    Emperyalizm ve İslam

    BU arada şunu belirtmek gerekir ki, hiçbir Müslüman halkın İslam dininden olmayan bir gücün egemenliği ve boyunduruğu altına girmemesi, dinimizin buyruğudur. Bu nedenle de, Suudi Arabistan gibi, görünüşte radikal İslam anlayışına sahip ülkelerin başta ABD olmak üzere Batılılarca desteklenmesi ve korunması bizi yanıltmamalıdır. üünkü, gerçekte bu gibi ülkelerde de belirtilen nedenle İslam dejenere edilmiştir. Hem de yalnız Hıristiyan efendilerin kul kölesi olmakla değil, dinin sosyal adalet ilkelerine, savurganlığı yasaklayan buyruklarına açıktan açığa aykırı davrandıkları için, bu ülkelerdeki sözümona radikal İslam, radikalliği bir yana bırakın, İslam’la uzak yakın bir ilgisi bulunmayan bir renge bürünmüştür.

    İslam dininin bir başka buyruğu tüm Müslümanların birliğidir. O nedenle de, emperyalizm, bu birliği engellemek, bozmak durumundadır. Emperyalizm tarihi, aynı zamanda İslam ülkelerinde mezhep çatışmalarını kışkırtmanın, örgütlemenin de tarihidir. üylesine ki, bugün Irak’ın şii ve sünni halkı birlikte davranacak olsalar, bu ülkenin ABD için tam anlamıyla bir cehennem olacağı açık bir gerçektir. Oysa, Irak’ın şii ve Sünni halkı, düşmandan çok birbirlerini öldürmekle uğraşmaktadırlar.

    İran’ın başta ABD olmak üzere Batı emperyalizmine karşı dinsel temelde savaşım vermesinin de özünde bu ülkenin Hıristiyan devletlerce acımasıca sömürülmüş olması bulunduğu gibi, Hıristiyan emperyalizminin de ona karşı ülkenin dinsel temelli rejimini hedef almasının en başta gelen nedeni de yine aynı gerçekten kaynaklanmaktadır.

    Silahlı radikal İslami çevrelerin direnişlerinin terörist yöntemlerle yapılmasına gelince; bu konuya da gerçekçi bir biçimde bakmak gerekir. Elbette, masum sivil kişilere ve hele çocuklara ve kadınlara yönelen terör insanlık dışıdır. Kimse bunun aksini söyleyemez. Ama, emperyalistlerin uyguladıkları terör neden gözardı edilmektedir? Irak halkının ne günahı vardı da, Batılılar çocuk, kadın demeden bu ülkenin üzerine bomba yağdırdılar? Amerikan ve İngiliz askerlerinin masum halkın evlerini basarak onları öldürmeleri, kızların ve kadınların ırzlarına geçmeleri, insanlara işkence etmeleri terör değilse nedir? Bugün Afrika’da insanlar milyonlarla açlıktan kıvranıyor ve ölüyorlarsa, bu koca kıtayı bu duruma düşüren emperyalist beyaz insanın sömürüsü ve silah tacirleri değil midir? Bu acımasızlık, teröristlerin eylemlerinden çok daha fazla, hatta ölçülemeyecek kadar insanlık dışıdır. Kaldı ki, antiemperyalist, ulusalcı lider ve aydınlara karşı düzenledikleri suikastler sayılamayacak kadar çoktur.

    şunu da unutmamak gerekir: Zaman zaman kanıtlarıyla açığa çıkıyor ki, kimi İslami denen terörist saldırıların arkasında, İslam’ı karalamak için emperyalist güçler bulunmaktadır.

    Ayrıca, şunun da altı önemle çizilmelidir ki, radikal İslamcı teröristler ile emperyalizmin terörü arasında bir başka büyük fark vardır. Radikal İslamcı teröristlerin devletleri, orduları yoktur. Dolayısıyla teröre başvurmak onlara göre tek olanaklı yöntemdir. Ama emperyalistlerin devletleri, orduları vardır. Onlar devletlerinin gücünü, ordularını kullanarak teröre girişmektedirler.


    Beş yıldızlı oteller ve açlık

    şİMDİ size bir soru: Siz hiç beş yıldızlı bir otelde ya da tatil köyünde kaldınız mı? Ben, çalıştığım gazeteler ve çağrılı olduğum bazı toplantılar nedeniyle kaldım. Siz de kaldıysanız düşünün, kalmadıysanız bilin ki, açık büfelerde sergilenen yiyecekler arasında neredeyse bir kuş sütü yok. Hatta, bir tatil köyünde yemek salonunda, fazla yemek yemeniz nedeniyle hastalanacak olursanız doktor emrinizdedir gibi bir de duyuru asılıydı duvarlarda.

    Müşterilerine gelince, büyük çoğunluğu Amerikalılar ve Avrupalılar, şimdi bunlara bir de Japonlar eklenmiş bulunuyor. Oysa, dünya açlıktan kırılıyor. İşte bu otellerde sömürü nedir ona gözlerinizle ve doğrudan tanık oluyorsunuz. Benim her zaman içimi bir isyan duygusu kaplamıştır bu otellerde.

    İslam ülkelerinde Müslüman geçinen iktidar sahipleri artık yedi yıldızlı oteller de yapıyorlar. Bence, bu oteller emperyalizmin işbirlikçilerinin kendi elleriyle sergiledikleri işbirlikçilik belgeleridir.

    Hindistan’daki otelleri hedef alan ve İslamcı diye nitelenen terör eylemlerinin içyüzü nedir bilmiyorum ama bu eylemler bana bunları düşündürdü...



    ...

  7. #7
    bozok
    Guest
    Kurt, Pakistan`ı yiyecek


    Nevzat Laleli
    Milli Gazete
    14.12.2008




    Bizde bir hikaye vardır. `Bir gün bir kurtla bir kuzu aynı dereden su içiyorlarmış. Sonra gelmiş kurt, kuzunun karşısına dikilmiş;


    - Sen benim suyumu niçin bulandırıyorsun? Kuzu hemen durumu kavramış ama hakkını aramak da istemiş;


    - Ne münasebet. Ben suyun alt başındayım, sense suyun üst başında...


    Kurt bu kafasına takmış bu kuzuyu yiyecek. Ama kuzunun bu haklı itirazına da uygun bir cevap vermesi lazım;


    - Senin baban suyumu bulandırmıştı, demiş ve kuzuyu oracıkta yemiş.


    Amerika`da 11.Eylül`de ikiz binalara uçaklarla yapılan saldırıların altında Irak ve Afganistan gibi iki Müslüman ülke kaldı. O günden bu yana her iki ülkede de milyonlara varan Müslüman katliamları yaşandı.



    BU SEFER DE PAKİSTAN


    Bu kere durup dururken Hindistan`ın Bombay şehrinde ki bir turistik otele sayıları 15 kadar olan ve Pakistanlı oldukları iddia edilen tecrübesiz gençlerin baskın yaptıklarını öğrendik. Bu baskın esnasında olayı dünya kamuoyunda daha çok gerebilmek için birçoğu polis kurşunuyla olmak üzere 159 kişinin öldüğünün haberi en geniş şekilde medya organlarına düştü. Bizdeki ve dünyada ki medya organlarının canlı yayınlarla sunduğu bu haberler zaten olayın bir tezgah olduğuna dair en büyük ipucunu veriyordu.


    Hemen ifade edeyim ki biz de olsun, dünya medyasında olsun o büyük medya gurubu bir olayı günlerce ve en küçük ayrıntılarına kadar veriyorsa bilmelidir ki bu iş sonunda masum ve mazlum halkın aleyhine ama bu medya grubu ve onların patronları olan Holdinglerinin çıkarınadır. Bunlar garibin, yetimin, öksüzün meseleleriyle uğraşmazlar, uğraşsalar da yine kendi menfaatleri (çıkarları) için uğraşırlar.



    DüNYA KAMUOYU HAZIRLIğI


    Seçim kampanyasında Pakistan`a yeni cephe açmaktan söz eden ABD`nin yeni lideri Barack Obama daha koltuğa bile oturmadan düğmeye basıldı. Aralarında`şabat Evi` olarak adlandırılan Yahudilere ait bir sinagogun da hedef alındığı bir dizi terör saldırısı Pakistan`ın üzerine yıkılmak istenmektedir. Küresel medyanın eliyle hem Hindistan yönetimi ve hem de ABD, Pakistan`a psikolojik harekat açmışlardır.


    Hindistan, saldırılardan Pakistan`ı sorumlu tutarken dün ajanslara düşen Amerika menşeli rapor, ABD`nin aşağılık oyununu tüm çıplaklığıyla ortaya koydu. ABD`de sözde tarafsız bir komisyon tarafından yapılan yine sözde araştırmada; Amerika`ya 2013`e kadar nükleer bir terör saldırısı ya da daha kuvvetli ihtimalle bir biyolojik silah saldırısı beklendiği iddia edildi.


    Raporla ilgili olarak, ABD`de başkan yardımcısı seçilen Yahudi Joe Biden`e bilgi verildiği belirtildi. Raporda, `Güvenlik marjımız küçülüyor` deniliyor ve ekleniyor: `Bugün terörizm ve kitle imha silahlarının bir haritası çıkarılacaksa tüm yollar Pakistan`da kesişir...`


    Araştırmaya başkanlık eden eski senatör Bob Graham, şarbonun, halen en muhtemel biyolojik silah olduğunu, nükleer ya da biyolojik saldırı ihtimalinin bu konularda yeterli önlem alınmamış olmasından değil, husumetin giderek yayılmasından dolayı arttığını öne sürüyor.


    Raporda ABD`ye nükleer bir saldırı gerçekleştirmek isteyen örgütün de El Kaide olduğu iddia edildi. El Kaide`nin henüz nükleer bir silah elde edecek kapasitede olmadığı vurgulanan raporda, örgüt saflarına nükleer silah uzmanı bir kişinin dahil olması ile durumun değişeceği öne sürülüyor.

    Komisyon, terörizm, nükleer ya da biyolojik silahların kaynağı konusunda en muhtemel ülkenin Pakistan olduğunu iddia ediyor.



    PAKİSTAN`IN SUüU


    Peki, ABD, terörle mücadele adı altındaki savaşta en büyük müttefiki olan Pakistan`ı niçin hedef seçmiştir?


    Bunun iki önemli sebebi vardır. Birincisi siyasi sebeptir ki `Globalleşen dünya` tek kutuplu bir idareye kavuşturulmalı, milli ve ulusal idareler ya fiilen veya işbirlikçiler kanalıyla ABD`nin dümen suyuna girmelidir. İkincisi de biraz ekonomik ve buna bağlı siyasi sebeptir.


    Hatırlayacak olursak; ABD`nin baskılarına rağmen Pakistan eski Devlet Başkanı Pervez Müşerref, İran doğalgazının Pakistan ve Hindistan üzerinden taşınma projesini sürdüreceğini açıklamıştı. Müşerref`in bu tutumuyla Hindistan ve Pakistan yakınlaşması gerçekleşmiş, iki ülke tarihi adımlar atmıştı. Pakistan ve Hindistan`ın düşmanlığından çıkar sağlayan ABD, sadece İran gazının üin`e taşınacak olmasından değil, iki ülkenin birbirine yakınlaşmasından da müthiş rahatsız olmuş ve projeye şiddetle karşı çıkmıştı.


    Kısacası gelinen noktada anlaşılmaktadır ki; artık Pakistan`ı bölme ve nükleer gücünü elinden almak üzere ABD, onun beyni durumundaki İsrail ve diğer peyk devletler harekete geçmişlerdir.



    MüSLüMAN üLKELER UYANIN


    Ey halkı Müslüman olan ülkelerin insanları artık uyanmanın zamanı gelmiş de geçmek üzeredir. şer güçler olarak belirtilen başta İsrail ve ABD olmak üzere İslam ülkeleri birere ikişer yok edilmektedir. İşte Irak artık kendi milli değerlerinden hiçbir şey ortada kalmamıştır. İşgal edilmiş, bölünmüş, parçalanmış yok edilmiştir.


    Afganistan yine uydurma el Kadide oyunlarıyla işgal edilmiş günbegün yok edilmeye çalışılmaktadır. şimdi sıra Pakistan`a gelmiştir. Onu da uydurma Otel baskınıyla yok edeceklerdir.


    Sonra sırada hangi İslam ülkesi vardır bilemiyoruz. Ama bildiğimiz bir şey varsa o da eski ABD dış işleri bakanı Condelezza Rice`nin dediği gibi `Ortadoğu`da 22 ülkenin sınırlarının değişeceğidir` Bunlar yaptıkları planlarını adım adım bunu gerçekleştirmeye çalışmaktadırlar.


    Dolayısıyla İslam dünyası, bu kötü dönemde önce Pakistan için vakit kaybetmeden harekete geçmelidirler.


    Ve şu anda İslam ülkelerinin başında bulunan `işbirlikçiler` bilmelidirler ki, ABD işgalinde sizler de koltuklarınızı kaybedecek ve Saddam Hüseyin`in akıbetine duçar olacaksınız. ABD`de yeni dönemde nasıl olsa henüz yıpranmamış işbirlikçiler bulacaktır kendisine.


    Müslüman ülkelerin insanları `kabak sizin başınızda patlamadan...` siz de işbirlikçileri başınıza seçmemelisiniz. Milli değerleri muhafaza eden insanları başınıza getirmelisiniz ki onlar sizi de ülkenizi de bu işgallerden kurtarmaya çalışsınlar.


    ...

Benzer Konular

  1. Pakistan Paraları Deniz Feneri mi oldu?
    By bozok in forum Soygunlar
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 10-26-2010, 09:56 AM
  2. 'Türkçe ikinci dil olacak!'
    By bozok in forum Kürtler Türktür: Elenges Aniti ve Alp Urungu bunun Belgesi
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 10-11-2010, 11:05 PM
  3. 'Amerika AKP ile devam etmek istiyor, çünkü...'
    By bozok in forum ABD Zulmü ve Müslümanlar
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 10-11-2010, 10:13 AM
  4. Pakistan'ın yüzde 70'i sular altında
    By bozok in forum Çevre ve İnsan
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 08-21-2010, 09:03 PM
  5. Pakistan gerçekleri
    By bozok in forum iRAN Oğuz Türkleri: Güney Azerbaycan, Batı Azerbaycan, Doğu Azerbaycan (Başkent Rey: Tehran)
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 02-20-2008, 09:04 AM

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajinizi Degistirme Yetkiniz Yok
  •  
 
Turan Ordusu
   
Bitkisel Tedavi | Dogal Tedavi | Gazete Haberleri | Sikayet Yolla | Tüketici Haklari | Aloe Vera | Nas?l Zayiflarim | Diyet Liste | Bitkisel Tedavi